Güneş Sistemiyle Diyalog Kurmak/Terazinin Hüznü ve Diğer Burçlar

ashli

Bayan Üye
Melis Alphan geçenlerde yazdığı bir tweette, ülkedeki gazetecilerin yüzde 90'ının mesleğe burç yazarak başladığını belirtmişti. Neslihan Acu, bundan yola çıkarak, dünyada yazılmış en eğlenceli, en edebiyat tadındaki burç kitabı Terazinin Hüznü'nünden aşağıdaki alıntıları derledi sizler için. Çevrenizdekilere uyarlayın, bakın nasıl eğleneceksiniz..

Alphan yazdığı tweette, “Şu an hepsi iyi pozisyonlarda geniş bir gazeteci grubu arasında, mesleğe burç yazarak başlayanların oranı yüzde 90” diyordu.

Bu bana ilham verdi ve Jacques A. Bertrand’ın güler yüzlü astroloji denemesi Terazinin Hüznü’nden bahsetmeye karar verdim bu yazıda.

Bertrand, astrolojiyi, “güneş sistemiyle diyalog kurma çabası” olarak tanımlıyor.

Kaostan kafayı yemek üzere olduğumuz bu günlerde, güneş sistemiyle diyalog kurmaya çalışmak, yapılacak en anlamlı işlerden biri olabilir: ) Sizce de öyle değil mi?

İşte, son derece zekice yazılmış, fırlama saptamalarla dolu bu kitaptan seçtiklerim...

Koç: Koç kafasını çok sık öne eğer. Hala düşünmekte mi yoksa çoktan saldırıya mı geçti, bir türlü anlaşılmaz. Çıkışları iyidir ama bitişlerde vasattır. Koç, açık kapıları zorlayan şuursuzlardan değildir. Koç sadece kapalı kapıları zorlar.

Boğa: Boğa kendini metafizik bunalımlara kaptıracak adam değildir. Düşünmekten çok el yordamıyla hareket etmeyi tercih eder. Zekası lezzete yöneliktir. Boğa sahiplenir. Her durumda. Boğa kapitalisttir. İstisnai olarak anti-kapitalistse, kafası hep kapitalizmle meşguldür. Bu durumda –Karl Marx takma adıyla- Kapital’i yazar.

İkizler: İki tür ikizler vardır: Castor tipi ve Pollux tipi. Castor beyin ticaretiyle uğraşır, Pollux ise ticaretle. Castor arzularının kölesidir, Pollux ise efendisi. İkizlerin ağzı iyi laf yapar. Konuşmuyorsa yazıyor demektir, hesap yapmıyorsa tabii. Oyunlardan en sevdiği, tereyağından kıl çekmektir. İkizler, ilkel tepkilerine rağmen kucak açmayı bilir. Geniş yürekli ve yüzeyseldir. Dar görüşlü derin kimseler, ikizlere pek tahammül edemez.

Yengeç: Hayalci, değişken, kaprisli, sevimli, büyüleyici ve feci sinir bozucudur. İçe dönük bir salon adamıdır. Sezgi ve hatıralarıyla ilerler. Yengeç geçmişine eğilmez, balıklama dalar. Geleceğe ilişkin projeler yapmaz, geçmişe ilişkin projeler yapar. Yengeç durmadan üretir. Yumurta, laf, mektup, yergi, şiir, roman, yani her cins eser üretir. Biteviye üretimi Ay tarafından desteklenir. Ay, analığın, suyun, kaynaşmanın, kalabalıkların ve serapların gezegenidir.

Aslan: Aslanda büyük bir demokrasi tutkusu vardır, yalnız o sözünü bitirdikten sonra birinin çıkıp da hala söyleyecek bir şey bulmasını anlayamaz. Aslan başkandır. Aslan müdürdür. Asla müdür muavini olmaz. Müdür muavini olmaktansa hiçbir şey olmamak; işte aslanın düsturu... Lüks, aslanın tabiatında vardır. Lüksü sergiler. Sergilenecek bir şeyi olmadığında aslan kendini sergiler. Aslan yenilmez kahraman havasındadır. Ama en bayağı dalkavukluk karşısında bile yelkenleri suya iner.

Başak: Çılgınlık derecesinde usludur. Başak hayat bilgisi dersleri verir ama hayattan ders almayı reddeder. Başak dosdoğrudur. Hem sokakta, hem de hayatta sağa sola sapmadan yolunu takip eder. Başak yanılmaz, başak her zaman haklıdır, başak çok çabuk çekilmez olur. Başağın başaklıktan nefret ettiği olur. Bu durumda akrebe dönüşür. Başak kendini sakınır çünkü acı çekmekten korkar. Başak mütevazı işlerle yetinir. İşi, küçüklüğün içinde büyüklük bulmaya vardırmıştır.

Terazi: Terazi hiçbir şeyden nefret etmez. Edecek olsaydı, acıdan nefret ederdi. Huzur ve barış ister. Aşırı vakalar (Gandhi) işi pasifizme kadar vardırır. Terazi kendinden çekinir. Karşı kefede kendisini dengeleyen bir ağırlığa ihtiyaç duyar. İşte bu yüzden her tür beraberliğe, özellikle evliliğe büyük önem verir. Sallantı terazinin kanında vardır. Tanımadığı insanlara çok sevimli davranır, çoktan baştan çıkardıklarına ise sevimsiz olabilir. Çoğu terazi sebepsiz can sıkıntısından gizli gizli hoşlanır. Melankoli tekelini oğlakla paylaşır.

Akrep: Zevkten ölmeye dünden hazırdır ama en ufak acı akrebi hayata döndürür. Gün boyunca kendini bir yok eder bir var eder. Akrep pek huzurlu görünmez. Onu tedirgin eden nedir? Hiçbir şey. Her şey. Akrep şüpheye düşer, her şeyden. Hatta bazen şüphenin kendisinden de. Akrebi yüzlerce kez öldü ya da emekliye ayrıldı sanmışızdır. Kendisinden ancak geçmiş zamanda söz edilirken bir de bakarız karşımıza çıkmış. Dirençlidir. Akrep seksçidir. Cinsel bir sorun akrebi dizginlenemez bir tinselliğe iter. Akrep alaycıdır, yılan dillidir. Ama akrebin kötülüğü fesatlığından değildir. Endişesindendir.

Yay: Sonbaharın son ateşidir. Uzağı iyi görür. Sentezci bir zekası vardır. Rehbercilik, peygambercilik, fener bekçiliği oynar. Mükemmel bir öğretmen, başarılı bir örgütçüdür. Macera, yayı cezp eder. Ama yay akıllı usludur, maceraperestlikten ziyade kaşifliğe eğilimlidir. Saygınlık yayın saplantısıdır.

Oğlak: Mesele oğlağın başkalarıyla birlikte olmaktan hoşlanmaması değil, kendini tek başına daha rahat hissetmesidir. Tek başına olup sevilmemeyi, başkalarıyla birlikte olup sevilmemeye tercih eder. İnsanlık hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, çok fazla insan olduğu cevabını verir. Oğlak gözlemlerin turşusunu kurar, kaydeder durur. Verdiği cevaplar kırbaç gibidir. Ama vereceği karşılığı ancak bir gün sonra bulur. Oğlak hırslıdır. Bazen hırslarından kurtulma hırsına kapıldığı da olur, ki bu da hırsın daniskasıdır. Oğlak gençlikten nefret eder, doğuştan yaşlıdır. Ama zaman tanrısı onun yanındadır. Oğlak yıllar geçtikçe gençliğine kavuşur.

Kova: Basitlik peşinde olan karmaşık bir burçtur. Fazla yoğun şeylerden hoşlanmaz, yerleşik düzen onu müthiş sıkar. Güçlü kişilikler kovayı üzer. Kova dış görünüşüyle göz doldurmaz. Geleceği önemser, eksiksiz insanı düşler. Zihin açıklığı ve ileri görüşlülüğü, sıradan gerçekliklere tahammülsüzlüğüyle birleşince, mükemmel bir sürrealist haline gelir. Saray soyluları için kibir neyse, göz doldurmayan kişiler için gurur odur ve kovanın bulunduğu yüksekliklerden inmesini engeller. Ama şunu da belirtelim ki, inilemeyen yükseklikler gerçek yükseklikler değildir.

Balık: Balık çok fazla önsezilidir, bir önsezi denizinde yüzer. Balık sebatsızdır. Kolayca etki altında kalır. Balık kararsızdır, kavranmazdır, sinir bozucudur. Aynı anda iki gözüne birden bakmak imkansızdır. Balık çok sık değişir. Otuz, doksan, hatta yüz seksenlik dönüşler yapar. Nereye gitmek istediğini bilir mi bari? Evet. Aynı anda birçok yöne gitmek ister. Bazı yetenekli balıklar, kendini akıntıya bırakarak akıntıya karşı yüzme gibi bir mucizeyi başarırlar. Bu, mistik bir şeydir.

Not: Bertrand bir astrolog değil. Romanları var. Terazinin Hüznü de, edebiyat tadında ve mizahi tonda yazılmış bir kitap. Metis Yayınları’ndan çıkmıştı (2000).

NESLİHAN ACU
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst