Güneş Doğmak Üzere

A$Koliq ^^

Bayan Üye
Memleket kokulu topraklarda
Oynanan bir oyundu sadece misket,
Ve ona başka anlamlar yükleyecek kadar
Geniş pencereden bakamıyordu hayata...
Çünkü tek göz pencere evlerinde
Nefes almak kafiydi göz görebildiğince...
Saklı bir öğüdün, yaşanmamış bir gerçeğin
Hayalini kuruyordu bütün çocuklar gibi...
Güneşi tutsa yüreğine sığdıracaktı belki,
Oysa misketler yağıyorken şehre;
İnsanlar hangi güneşe benim diye
Dokunabilirdi ki şimdi bakışlarıyla...
Yastığının başucuna ölüm gerçeğini
Yatırmış insnalar için;
Yarında saklıydı her şey,
Ve uyumak ancak ölümü uyutmakla
Mümkündü...

2simdi.png


Bir gün patlamalar yükseldi şehirden,
Bütün insanlar çığlık çığlığa haykırıyordu
Hep bir ağızdan;
Misket!...misket!...misket!...
Küçük çocuk anlam veremedi
Duyduklarına...
Sonra birden kan bulaştı elindeki misketlere,
Anladı; ölüm gerçekti...
Bıraktı elindeki misketleri;
Bütün çocukluk oyunlarına küserek...

Çocuk dilinde
Duası yarım kalmış aminlerle şehre yürüdü,
Kan rengi bir ölüm gerçeğiydi şehir;
Kaldırımlarından kaldıramadığı hayatlar
Taşıyordu...
Yardım bekleyen yaralılar,
Üstü örtülmemiş cesetler...
Katliamın kan kırmızısından geçiyordu
Gözleri artık küçük çocuğun...
Çocukluğu çalınmış bir çocuktu artık
Ve üşümeye başladı savaşın elleriyle...

Sonra tekbir sesleriyle ölümün kutsallığına
Yürüyen kalabalıklarda ısıttı içini,
Artık direnmekti vakit;
Toprağı kucaklayıp "benim" diyebilmekti...
Kelebek ömürlü bir insandı şimdi
Yıkılan her beden,
Ve her beden yeniden doğuyordu aslında;
Kelebek ömrü saflığıyla edebiyete...

Her ölümde bir güneşi daha solsa da direnişin,
Herkes biliyordu artık;
Her batan güneşin ardından
Güneşin yeniden doğduğunu...



Orhan Karın

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst