'hayaL
Bayan Üye
Yedi göğün altında dünya göğüne bitişik olan denizin içinde güneş ay ve yıldızların doğuş ve batışını ve bazı durumlarını bildirir.
Ey aziz malûm olsun ki bazı müfessirler ve muhaddisler demişlerdir ki: Hak Taâlâ dünya göğü altında ve ona bitişik bir su denizi yaratmıştır ki bu deniz dünya göğünün içini kaplar. Bunun dalgaları hava üzerinde Hak’kın emriyle karar ve sükûnet bulmuştur; bir damlası havaya düşmez. Allah güneşi ayı ve yıldızları kendi arşının nurundan yaratıp bu su denizinin içinde balıklar gibi yüzücü eylemiştir. Bütün yıldızlardan güneşi daha büyük ve nurlu edip bundan sonra da ayı büyük ve nurlu etmiştir. Sonra Cibril aleyhisselâm kanadıyla ayın yüzünü mesh edip ışığını yoketmiştir ki nuru sönük olup gece gündüzden fark ola. Onunla senelerin sayısı ve ayların hesabı malûm ola. Nitekim Hak Taâlâ Kelam-ı Kadim’inde buyurmuştur: “Bir delil olan geceyi kaldırıp yine bir delil olan gündüzü aydınlık kıldık.” (17/12) Bunun içindir ki ayın yüzünde çizgiler gibi görünen siyah belirtiler nurunun mahvolmasındandır. Hak Taâlâ bu deniz içinde güneş için üçyüz altmış kulplu elmas cevherinden bir araba yaratıp güneşi üzerine koymuştur. Her kulpu tutan bir Melek yaratmıştır. Ta ki onlar güneşi arabasıyle o denizde doğudan batıya çekip götüreler.
Hak Taâlâ ay için de üçyüz kulplu sarı yakuttan bir araba yaratmıştır. Ayı onun üzerine koymuştur. Her bir kulpu kavramak için bir melek tayin etmiştir. Ta ki onlar ayı arabasıyla doğudan batıya götüreler. Yine ay için lacivert cevherden altmış kulplu bir mahfaza yaratmıştır ki ona altmış melek tayin etmiştir. Ay arabasını yöneten melekler tarafından güneşten gün gün uzaklaştırıldıkça mahfazasını tutan melekler de aydan mahfazasını azar azar yaklaştırdıkça mahfazasını dahi öte taraftan gün gün yaklaştırıp ay güneşe yakın oldukta mahfazasını tamamıyla ona giydirirler. Bu minval üzere kıyamete kadar gider. Bunun içindir ki ay bazan kaybolur bazan hilâl bazan yarım bazan da dolunay olur.
Yıldızların büyüklerine onar melek küçüklerine birer melek tayin olunmuştur. Ta ki hakim ve güçlü olan Allah’ın takdiri üzere onları o denizde hareket ettirip belirli vakitlerinde doğdurup batırırlar. Kaf dağının gerisindeki o deniz içinde yıldızların her birini yine kendi doğuş yerlerine götürürler. Gökte kayan ateş parçalarıyla oralarda kulak misafiri olan şeytanları taşlarlar ve yakarlar.
Hak Taâlâ kudretiyle güneş ay ve yıldızlardan ancak beşi için yerin iki tarafında müteaddit doğuş ve batış yerleri yaratmıştır. Bunun içindir ki bunlara yedi gezegen derler. Bunlar her gün başka bir yerden doğup başka bir yere batarlar. Güneş için doğu tarafında kaynayan siyah balçıktan yüz seksen ateş çıkartıp batı tarafında da siyah balçıktan çıkan yüz eksen kaynak var etmiştir ki şiddetli ateş üzerinde kaynayan kazanlar misali kaynarlar.
Güneş aziz ve alim olan Allah’ın takdiriyle altı ay boyunca her gün yeni bir doğuş yerinden doğup yeni bir batış yeri içinde batar Altı ay sonunda yine önceki doğuş ve batış yerlerine döner. Senenin bitiminde tekrarına gelir. Seni boyunca güneyden kuzeye kuzeyden güneye kayarak hareket eder. Bunun için kışın güneşin doğuş ve batış yerleri güneyde olup yaz günlerinde kuzey yönünde doğar ve batar. Ta kıyamete dek bu minval üzere gider. Eğer bu yakıcı güneş ışınları o deniz içinden süzülmeyip doğrudan havaya gelseydi; o bize yakın olup yeryüzünde bulunan yaratıklar tümden yanarlardı. Eğer güzel ayın nurlu yüzü o denizle örtülü olmayıp açıktan müşahede olunsaydı; cihan halkı ayın güzelliğine meftun ve hayran olup onu Tanrı edinirlerdi diye haber ve vârit olmuştur.
Kaynak : Marifetname – Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
Ey aziz malûm olsun ki bazı müfessirler ve muhaddisler demişlerdir ki: Hak Taâlâ dünya göğü altında ve ona bitişik bir su denizi yaratmıştır ki bu deniz dünya göğünün içini kaplar. Bunun dalgaları hava üzerinde Hak’kın emriyle karar ve sükûnet bulmuştur; bir damlası havaya düşmez. Allah güneşi ayı ve yıldızları kendi arşının nurundan yaratıp bu su denizinin içinde balıklar gibi yüzücü eylemiştir. Bütün yıldızlardan güneşi daha büyük ve nurlu edip bundan sonra da ayı büyük ve nurlu etmiştir. Sonra Cibril aleyhisselâm kanadıyla ayın yüzünü mesh edip ışığını yoketmiştir ki nuru sönük olup gece gündüzden fark ola. Onunla senelerin sayısı ve ayların hesabı malûm ola. Nitekim Hak Taâlâ Kelam-ı Kadim’inde buyurmuştur: “Bir delil olan geceyi kaldırıp yine bir delil olan gündüzü aydınlık kıldık.” (17/12) Bunun içindir ki ayın yüzünde çizgiler gibi görünen siyah belirtiler nurunun mahvolmasındandır. Hak Taâlâ bu deniz içinde güneş için üçyüz altmış kulplu elmas cevherinden bir araba yaratıp güneşi üzerine koymuştur. Her kulpu tutan bir Melek yaratmıştır. Ta ki onlar güneşi arabasıyle o denizde doğudan batıya çekip götüreler.
Hak Taâlâ ay için de üçyüz kulplu sarı yakuttan bir araba yaratmıştır. Ayı onun üzerine koymuştur. Her bir kulpu kavramak için bir melek tayin etmiştir. Ta ki onlar ayı arabasıyla doğudan batıya götüreler. Yine ay için lacivert cevherden altmış kulplu bir mahfaza yaratmıştır ki ona altmış melek tayin etmiştir. Ay arabasını yöneten melekler tarafından güneşten gün gün uzaklaştırıldıkça mahfazasını tutan melekler de aydan mahfazasını azar azar yaklaştırdıkça mahfazasını dahi öte taraftan gün gün yaklaştırıp ay güneşe yakın oldukta mahfazasını tamamıyla ona giydirirler. Bu minval üzere kıyamete kadar gider. Bunun içindir ki ay bazan kaybolur bazan hilâl bazan yarım bazan da dolunay olur.
Yıldızların büyüklerine onar melek küçüklerine birer melek tayin olunmuştur. Ta ki hakim ve güçlü olan Allah’ın takdiri üzere onları o denizde hareket ettirip belirli vakitlerinde doğdurup batırırlar. Kaf dağının gerisindeki o deniz içinde yıldızların her birini yine kendi doğuş yerlerine götürürler. Gökte kayan ateş parçalarıyla oralarda kulak misafiri olan şeytanları taşlarlar ve yakarlar.
Hak Taâlâ kudretiyle güneş ay ve yıldızlardan ancak beşi için yerin iki tarafında müteaddit doğuş ve batış yerleri yaratmıştır. Bunun içindir ki bunlara yedi gezegen derler. Bunlar her gün başka bir yerden doğup başka bir yere batarlar. Güneş için doğu tarafında kaynayan siyah balçıktan yüz seksen ateş çıkartıp batı tarafında da siyah balçıktan çıkan yüz eksen kaynak var etmiştir ki şiddetli ateş üzerinde kaynayan kazanlar misali kaynarlar.
Güneş aziz ve alim olan Allah’ın takdiriyle altı ay boyunca her gün yeni bir doğuş yerinden doğup yeni bir batış yeri içinde batar Altı ay sonunda yine önceki doğuş ve batış yerlerine döner. Senenin bitiminde tekrarına gelir. Seni boyunca güneyden kuzeye kuzeyden güneye kayarak hareket eder. Bunun için kışın güneşin doğuş ve batış yerleri güneyde olup yaz günlerinde kuzey yönünde doğar ve batar. Ta kıyamete dek bu minval üzere gider. Eğer bu yakıcı güneş ışınları o deniz içinden süzülmeyip doğrudan havaya gelseydi; o bize yakın olup yeryüzünde bulunan yaratıklar tümden yanarlardı. Eğer güzel ayın nurlu yüzü o denizle örtülü olmayıp açıktan müşahede olunsaydı; cihan halkı ayın güzelliğine meftun ve hayran olup onu Tanrı edinirlerdi diye haber ve vârit olmuştur.
Kaynak : Marifetname – Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri
Son düzenleme: