ashli
Bayan Üye
...Gül Cenneti...
Bir zamanlar kimsenin bilmediği bir ülkede gül cenneti varmış. Burada rengarenk birbirinden güzel güller yetişirmiş. Gül cennetinin olduğu yerde hava mis gibi gül kokarmış.
Gül cennetinin kralı kendine gül yüzlü bir kraliçe ararmış. Kral kendisini çok yalnız hissedince güllerinin arasına gider onlarla konuşurmuş.
Sarı güllerin yanına yaklaşıp “Benim güzel sarı gülüm. Kraliçemin saçları senin gibi sarı olsun ” demiş.
Sonra beyaz güllerin yanına yaklaşıp “Benim güzel beyaz gülüm. Kraliçemin yüzü senin gibi beyaz olsun” demiş.
Pembe güllerin yanına yaklaşınca da “Benim güzel pembe gülüm. Kraliçemin yanakları senin gibi pembe olsun” demiş.
Sonunda kırmızı güllerin yanına gelmiş. “Benim kırmızı gonca gülüm. Kraliçemin dudakları senin gibi kırmızı olsun” demiş.
Demiş demesine ama istediği kraliçeyi bir türlü bulamamış.
Bir gün yine güllerin arasında dolaşıp onlarla dertleşiyormuş. Birden güllerin arasından ak sakallı bir ihtiyar çıkıvermiş. Ağır ağır konuşmuş:
– Üzüntünün sebebini bilirim kralım. Gül yüzlü bir kraliçe istersin.
Kral “Nerden bildin ihtiyar?” diye sormuş.
Bunun üzerine ak sakallı adam “Dediklerimi yaparsan kraliçene kavuşursun ” diyerek devam etmiş.
– “Şu elimdeki gül fidanını dikecek her gün gözyaşınla sulayacaksın. Gelecek ilkbaharda bu gül senin kraliçen olacak ” demiş. Sonra da yok olup gitmiş.
Kral rüya gördüğünü sanmış. Ama ihtiyarın elindeki gül fidanı ayaklarının dibinde dururmuş.
Kral bu fidanı dikmiş. “Bir gül fidanı kraliçe olur mu?” diyerek başlamış ağlamaya.
Gelecek ilkbahara kadar her gün ağlamış durmuş.
Kış bitmiş ilkbahar gelmiş. Kral her zamanki gibi fidanın başına ağlamaya gitmiş. Bir de bakmış ki gül fidanının yerinde gül yüzlü gül kokulu güzel bir kız duruyor. Bu kız kralın istediği kraliçeymiş.
Evlenip çok mutlu yaşamışlar. Bir de Gülperi isminde kızları olmuş.