SuskunDervis
Kayıtlı Üye
Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben
Düşeceksin sanırım kirpiklerimden
Hatırladınız mı şarkıyı?
Gözyaşında nelerin saklı olduğunu, hangi hüznün ve elemin, hangi gamın ve kederin, hangi sevincin ve neşenin, hangi sevginin ve sevgililerin ve kimlerin saklı olduğunu anlatan, söyleyen ve hüngür hüngür haykıran bu güzel şarkıyı hatırladınız mı?
Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben
Sizin gözyaşlarınızda neler saklı?
Kime ve kimlere mesken yaptınız gözyaşlarınızı?
O güzelim buğulu gözleriniz kime ve kimlere yataklık ediyorlar?
Sahi, nedir gözyaşı? Sığınak mı, barınak mı?
Acı mıdır gözyaşı, sevinç mi?
Ve, Nedir ağlamak?
Neden ağlar insanlar, neden akıtırlar gözyaşlarını?
Ve neden ağlamazlar?
Neden ve niçin saklarlar gözyaşlarını?
Neden ve niçin içlerine akıtırlar terkîbinde nelerin saklı olduğu meçhul olan, kaynağı belirsiz o iki damla ıslaklığı?
Gözyaşı Medeniyetinin mensupları neden ağlamazlar?
Ağlamak bir küçüklük tezahürü müdür?
Medeniyetinin hamurunun gözyaşı ile yoğrulduğu söylenen bir toplumda ağlamamakta neyin nesi oluyor?
Nereden çıktı bu kadın gibi ağlama lafları?
O zaman siz erkek gibi ağlayınız
Yok hayır, adam ve insan gibi ağlayınız
Ağlamak
Nereden ve niçin geldiği belli olmayan iki damla sıvının göz pınarlarından süzülerek, gözün koruyucu melekleri olan kirpiklerde bir yarım tur attıktan sonra, yavaş yavaş, kimseyi incitmeden, sadece kendi sahibinin gönül telini samimi bir şekilde titreterek, kendine has edası ile birlikte, yılların izini taşıyan yüz ün o kıvrımlarından süzülerek, bazen elin tersiyle silinerek, bazen de çene kenarlarından kayarak toprakla buluşma eyleminin adı
Göz Pınarları. Bu harika tamlamayı mensuplarına hediye eden medeniyetin çocukları, niçin ağlamıyorsunuz?
Yoksa, gözlerde bir pınar olduğunu, o pınarın gözyaşı ile dolu olduğunu, zaman zaman boşaltılmazsa sahibini rahatsız edeceğini, musluklarını ne kadar sıkı sıkıya kapatsanız da onun mutlaka kendine bir yol bulacağını, sizin ona yol vermemeniz halinde onun kendi güzergâhını kendisinin çizeceğini ve o parlaksı, efsunlu, sahibine ayrı bir güzellik katan güzelim sıvının içinize doğru akacağını ve nihayet sizin ağlamamanız halinde, dışınızın ağlamaması halinde içinizin ağlayacağını bilmiyor musunuz?
İçin için ağlamak tabirini hiç duymadınız mı?
Öyleyse neden ve niçin dışın dışın ağlamıyorsunuz?
Ağlayın
Allah aşkına ağlayın
Bazen sessizce, bazen hıçkırarak, bazen de bağırarak ağlayın
İçinizin ağlamaması için dışınızı ağlatın
Akıtın gözyaşlarınızı göz pınarlarınızdan
Açın ellerinizi semaya, bükün boynunuzu, isteyin affınızı Yaratıcıdan ve ağlayın ki göreceksiniz meleklerinde sizin o ağlama seansına iştirak ettiğini
Günahlarınızın affı için ağlayın, mazlumların âhını almamak için, kaprisleriniz için, gelmeyecek olan gençliğiniz ve gelmesi mukadder olan ihtiyarlığınız için, kendiniz için, ana-babanız için,çoluk-çocuğunuz için, benim için ve samimi dualarınızın kabul olunması için ağlayın
Elinizden ağlamaktan başka bir iş gelse de ağlayın gelmese de zira ki ağlamak başlı başına bir iş tir
Peki siz gözyaşının terkîbinde nelerin olduğunu biliyor musunuz?
Ağlama işi nin hangi hastalıklara şifa hangi dertlere deva olduğunun farkında mısınız?
Gözyaşının renk körlüğüne iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani herşeyi siyah ve beyaz gören, arada kalan bütün renkleri yok sayan, görmeyen, grînin, yeşilin, mavinin, eflatunun ve diğerlerinin farkında olmayan renk körü gözleriniz var ya, işte onlara iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının gözdeki perdelere iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o herşeyi flû gören, bir türlü net göremeyen, görmek istemeyen, al ve yeşil lens li gözleriniz var ya, işte onlardaki bir türlü görmek istememe hastalığına iyi geldiğini bilir misiniz?
Göremediğiniz zaman bilemeyeceğinizin, bilemediğiniz zaman ilgilenemeye-ceğinizin,ilgilenemediğiniz zaman da ne ocakların söndüğünün, ne yuvaların yıkıldığının farkındasınız değil mi?
Gözyaşının kulaklara faydalı olduğunu, duymama/duymak istememe hastalığına iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o bir türlü kimseyi duymayan, uzakları geçtik yakınındaki âhları ve feryâd-u figânları işitmeyen kulaklarınız var ya, işte onlara en kaliteli işitme cihazı etkisi yaptığının farkında mısınız?
Gözyaşının burnunuza faydası olduğunu bilir misiniz?
Hani o iyi olan şeylerin kokusunu bile unutan, akşamleyin komşusundaki pişen yada pişmeyen çorbanın kokusu ile ilgilenmeyen, hep sunî kokulara alıştığı için gerçek kokuları bir türlü alamayan, yahu gül ün kokusunu bile unutan burnunuz var ya, işte ona da iyi geldiğinin farkında mıısınız?
Gözyaşının dilinize iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o tatmış olduğu bütün nîmetlerin asıl sahibini unutan, unuttuğu için şükretmeyen, hep yanlışın sesini çıkaran, bir türlü doğru sesi çıkartmayı beceremeyen, şükrü unuttuğu gibi zikri de unutan, malayâni şeylerle iştigâl eder hale gelen ve sahibine yani size ölmüş kardeşinizin etini yediren dilinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının ellere iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o semaya açılmayı unutan, yetimin başını okşama hasletini kaybeden, hep alan el olmaya alışmış, bir türlü veren el olmayı beceremeyen / istemeyen, günahlarınızdan dolayı nasırlaşan ve kullandığınız yan sanayi kremlerin bile görünmeyen nasırlarızı örtemediği ellerinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının ayaklara iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o mescidin yolunu unutan, bar ve pavyon gezmelerini ezbere bilen, dost gezmelerine ve hasta ziyaretlerine çağıranlara bırakın bu ayakları diyen ayaklarınıza iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının beyninize iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o varoluş sebebi olan ve sizi hayvandan ayıran düşünme melekesini kaybeden, dumûra uğrayan, düşünemediği için işleyemeyen, işleyemediği için pas tutan ve sorgulama yeteneğini kaybeden, o yüzdendir ki gelene ağam- gidene paşam diyen beyninize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının damar sertliğine, migrene, hazımsızlığa ve özellikle çağın illeti olan strese; her nevî sosyolojik ve psikolojik ve fizyolojik hastalıklara şifa olduğunun farkında mısınız?
Ve,
Gözyaşının kalbinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Bütün kirli çamaşırlarınızı temizleyen ve hatta onları beyaz ötesi hale getiren temizlik maddelerinin temizleyemeyeceği kalbinizi temizleyen, sertleşmiş kalbinizi en kaliteli yumuşatıcının dahî yapamayacağı şekilde yumuşatabilen bir GÖZYAŞINA sahip olduğunuzun farkında mısınız?
O gözyaşının size bir insaf, bir vicdan, bir yürek, bir feraset ve bir GÖNÜL olarak geri döneceğini biliyor musunuz?
Ağlayın, hemen ağlayın ve akıtın gözyaşlarınızı toprağa
Yoğurun gözyaşlarınızla toprağı ve sulayın
Gözyaşlarınızla yoğrulan ve sulanan toprak filizlensin, o filizleri de sulayın
Ve o filizlerden gül fidanları derilsin, rengârenk gül fidanları Her taraf güllük-gülistanlık olsun gözyaşlarınızla
Ve gül insanlar yetişsinler o gülistanda, işi-gücü gül olsun onların, gül alsınlar gül satsınlar, gülden terazi kursunlar, gülü gül ile tartsınlar
Ve,
Hemen ağlayın! Aynı zamanda bir gözyaşı Peygamberi olan son Nebînin gül kokan, gül pınarlarından gülyaşı olarak sizin için dökülen o mübarek gözyaşlarının hürmetine, hemen ağlayın
Ve,
Asla, asla timsah gözyaşları olmasın göz pınarlarınızdan gelen gözyaşlarınız
Ve,
Ağlayınız, bazen için için, bazen dışın dışın, bazen sessiz sessiz, bazen hıçkıra hıçkıra, bazen hüngür hüngür, bazen de bağıra çağıra, ama yeter ki ağlayınız
Ağlamaktan başka elinizden bir iş gelse de ağlayınız gelmese de
Zira ki ağlamak BAŞLI BAŞINA BİR İŞ dir, hemi de çok ama çok önemli bir iş
Kendisine husûsî zaman ayrılması gereken önemli bir iş
Hadi bakalım, şimdi ağlama molası veriyoruz
VE
Allah (c.c.) göz pınarlarınızı kurutmasın
Düşeceksin sanırım kirpiklerimden
Hatırladınız mı şarkıyı?
Gözyaşında nelerin saklı olduğunu, hangi hüznün ve elemin, hangi gamın ve kederin, hangi sevincin ve neşenin, hangi sevginin ve sevgililerin ve kimlerin saklı olduğunu anlatan, söyleyen ve hüngür hüngür haykıran bu güzel şarkıyı hatırladınız mı?
Gözyaşımda saklısın ağlayamam ben
Sizin gözyaşlarınızda neler saklı?
Kime ve kimlere mesken yaptınız gözyaşlarınızı?
O güzelim buğulu gözleriniz kime ve kimlere yataklık ediyorlar?
Sahi, nedir gözyaşı? Sığınak mı, barınak mı?
Acı mıdır gözyaşı, sevinç mi?
Ve, Nedir ağlamak?
Neden ağlar insanlar, neden akıtırlar gözyaşlarını?
Ve neden ağlamazlar?
Neden ve niçin saklarlar gözyaşlarını?
Neden ve niçin içlerine akıtırlar terkîbinde nelerin saklı olduğu meçhul olan, kaynağı belirsiz o iki damla ıslaklığı?
Gözyaşı Medeniyetinin mensupları neden ağlamazlar?
Ağlamak bir küçüklük tezahürü müdür?
Medeniyetinin hamurunun gözyaşı ile yoğrulduğu söylenen bir toplumda ağlamamakta neyin nesi oluyor?
Nereden çıktı bu kadın gibi ağlama lafları?
O zaman siz erkek gibi ağlayınız
Yok hayır, adam ve insan gibi ağlayınız
Ağlamak
Nereden ve niçin geldiği belli olmayan iki damla sıvının göz pınarlarından süzülerek, gözün koruyucu melekleri olan kirpiklerde bir yarım tur attıktan sonra, yavaş yavaş, kimseyi incitmeden, sadece kendi sahibinin gönül telini samimi bir şekilde titreterek, kendine has edası ile birlikte, yılların izini taşıyan yüz ün o kıvrımlarından süzülerek, bazen elin tersiyle silinerek, bazen de çene kenarlarından kayarak toprakla buluşma eyleminin adı
Göz Pınarları. Bu harika tamlamayı mensuplarına hediye eden medeniyetin çocukları, niçin ağlamıyorsunuz?
Yoksa, gözlerde bir pınar olduğunu, o pınarın gözyaşı ile dolu olduğunu, zaman zaman boşaltılmazsa sahibini rahatsız edeceğini, musluklarını ne kadar sıkı sıkıya kapatsanız da onun mutlaka kendine bir yol bulacağını, sizin ona yol vermemeniz halinde onun kendi güzergâhını kendisinin çizeceğini ve o parlaksı, efsunlu, sahibine ayrı bir güzellik katan güzelim sıvının içinize doğru akacağını ve nihayet sizin ağlamamanız halinde, dışınızın ağlamaması halinde içinizin ağlayacağını bilmiyor musunuz?
İçin için ağlamak tabirini hiç duymadınız mı?
Öyleyse neden ve niçin dışın dışın ağlamıyorsunuz?
Ağlayın
Allah aşkına ağlayın
Bazen sessizce, bazen hıçkırarak, bazen de bağırarak ağlayın
İçinizin ağlamaması için dışınızı ağlatın
Akıtın gözyaşlarınızı göz pınarlarınızdan
Açın ellerinizi semaya, bükün boynunuzu, isteyin affınızı Yaratıcıdan ve ağlayın ki göreceksiniz meleklerinde sizin o ağlama seansına iştirak ettiğini
Günahlarınızın affı için ağlayın, mazlumların âhını almamak için, kaprisleriniz için, gelmeyecek olan gençliğiniz ve gelmesi mukadder olan ihtiyarlığınız için, kendiniz için, ana-babanız için,çoluk-çocuğunuz için, benim için ve samimi dualarınızın kabul olunması için ağlayın
Elinizden ağlamaktan başka bir iş gelse de ağlayın gelmese de zira ki ağlamak başlı başına bir iş tir
Peki siz gözyaşının terkîbinde nelerin olduğunu biliyor musunuz?
Ağlama işi nin hangi hastalıklara şifa hangi dertlere deva olduğunun farkında mısınız?
Gözyaşının renk körlüğüne iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani herşeyi siyah ve beyaz gören, arada kalan bütün renkleri yok sayan, görmeyen, grînin, yeşilin, mavinin, eflatunun ve diğerlerinin farkında olmayan renk körü gözleriniz var ya, işte onlara iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının gözdeki perdelere iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o herşeyi flû gören, bir türlü net göremeyen, görmek istemeyen, al ve yeşil lens li gözleriniz var ya, işte onlardaki bir türlü görmek istememe hastalığına iyi geldiğini bilir misiniz?
Göremediğiniz zaman bilemeyeceğinizin, bilemediğiniz zaman ilgilenemeye-ceğinizin,ilgilenemediğiniz zaman da ne ocakların söndüğünün, ne yuvaların yıkıldığının farkındasınız değil mi?
Gözyaşının kulaklara faydalı olduğunu, duymama/duymak istememe hastalığına iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o bir türlü kimseyi duymayan, uzakları geçtik yakınındaki âhları ve feryâd-u figânları işitmeyen kulaklarınız var ya, işte onlara en kaliteli işitme cihazı etkisi yaptığının farkında mısınız?
Gözyaşının burnunuza faydası olduğunu bilir misiniz?
Hani o iyi olan şeylerin kokusunu bile unutan, akşamleyin komşusundaki pişen yada pişmeyen çorbanın kokusu ile ilgilenmeyen, hep sunî kokulara alıştığı için gerçek kokuları bir türlü alamayan, yahu gül ün kokusunu bile unutan burnunuz var ya, işte ona da iyi geldiğinin farkında mıısınız?
Gözyaşının dilinize iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o tatmış olduğu bütün nîmetlerin asıl sahibini unutan, unuttuğu için şükretmeyen, hep yanlışın sesini çıkaran, bir türlü doğru sesi çıkartmayı beceremeyen, şükrü unuttuğu gibi zikri de unutan, malayâni şeylerle iştigâl eder hale gelen ve sahibine yani size ölmüş kardeşinizin etini yediren dilinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının ellere iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o semaya açılmayı unutan, yetimin başını okşama hasletini kaybeden, hep alan el olmaya alışmış, bir türlü veren el olmayı beceremeyen / istemeyen, günahlarınızdan dolayı nasırlaşan ve kullandığınız yan sanayi kremlerin bile görünmeyen nasırlarızı örtemediği ellerinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının ayaklara iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o mescidin yolunu unutan, bar ve pavyon gezmelerini ezbere bilen, dost gezmelerine ve hasta ziyaretlerine çağıranlara bırakın bu ayakları diyen ayaklarınıza iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının beyninize iyi geldiğini bilir misiniz?
Hani o varoluş sebebi olan ve sizi hayvandan ayıran düşünme melekesini kaybeden, dumûra uğrayan, düşünemediği için işleyemeyen, işleyemediği için pas tutan ve sorgulama yeteneğini kaybeden, o yüzdendir ki gelene ağam- gidene paşam diyen beyninize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Gözyaşının damar sertliğine, migrene, hazımsızlığa ve özellikle çağın illeti olan strese; her nevî sosyolojik ve psikolojik ve fizyolojik hastalıklara şifa olduğunun farkında mısınız?
Ve,
Gözyaşının kalbinize iyi geldiğinin farkında mısınız?
Bütün kirli çamaşırlarınızı temizleyen ve hatta onları beyaz ötesi hale getiren temizlik maddelerinin temizleyemeyeceği kalbinizi temizleyen, sertleşmiş kalbinizi en kaliteli yumuşatıcının dahî yapamayacağı şekilde yumuşatabilen bir GÖZYAŞINA sahip olduğunuzun farkında mısınız?
O gözyaşının size bir insaf, bir vicdan, bir yürek, bir feraset ve bir GÖNÜL olarak geri döneceğini biliyor musunuz?
Ağlayın, hemen ağlayın ve akıtın gözyaşlarınızı toprağa
Yoğurun gözyaşlarınızla toprağı ve sulayın
Gözyaşlarınızla yoğrulan ve sulanan toprak filizlensin, o filizleri de sulayın
Ve o filizlerden gül fidanları derilsin, rengârenk gül fidanları Her taraf güllük-gülistanlık olsun gözyaşlarınızla
Ve gül insanlar yetişsinler o gülistanda, işi-gücü gül olsun onların, gül alsınlar gül satsınlar, gülden terazi kursunlar, gülü gül ile tartsınlar
Ve,
Hemen ağlayın! Aynı zamanda bir gözyaşı Peygamberi olan son Nebînin gül kokan, gül pınarlarından gülyaşı olarak sizin için dökülen o mübarek gözyaşlarının hürmetine, hemen ağlayın
Ve,
Asla, asla timsah gözyaşları olmasın göz pınarlarınızdan gelen gözyaşlarınız
Ve,
Ağlayınız, bazen için için, bazen dışın dışın, bazen sessiz sessiz, bazen hıçkıra hıçkıra, bazen hüngür hüngür, bazen de bağıra çağıra, ama yeter ki ağlayınız
Ağlamaktan başka elinizden bir iş gelse de ağlayınız gelmese de
Zira ki ağlamak BAŞLI BAŞINA BİR İŞ dir, hemi de çok ama çok önemli bir iş
Kendisine husûsî zaman ayrılması gereken önemli bir iş
Hadi bakalım, şimdi ağlama molası veriyoruz
VE
Allah (c.c.) göz pınarlarınızı kurutmasın