Gözleri Güzel Kullanmak; Güzel ve Anlamlı Bakmak Mümin İçin Bir Zevktir

meridyen2

Kayıtlı Üye
Gözleri Güzel Kullanmak; Güzel ve Anlamlı Bakmak Mümin İçin Bir Zevktir


gozleri_guzel_kullanmak;_guzel_ve_anlamli_bakmak_mumin_icin_bir_zevktir_tr.jpg


Müminler için bakışlar neden çok önemlidir?

Gözlerde oluşan anlam, insan ruhundaki samimiyeti nasıl yansıtır?

İman etmeyen insanlar “güzel bakış”ı neden fark edemezler?

Allah’ın insanlara verdiği en önemli nimetlerden biri gözleridir. Akıl sağlığı yerinde olan her insan, bakışlarını güzel kullanma ve bakışları ile duygularını ifade etme yeteneğine sahiptir.

Ancak iman etmeyen insanlar arasında ‘güzel bakış’ o kadar da önemli bir konu değildir. Bu insanların değer yargıları daha çok dünyevi bazı menfaat dengelerine dayalıdır. Dolayısıyla da karşılarındaki kişide aradıkları özellikler arasında “güzel bakış” çok sonlarda yer alan, hatta birçok kişi için de hiç dikkati çekmeyen bir özelliktir.

Müminler için Bakışların Önemi

Zenginlik, lüks yaşam şartları, toplumda etkili olabilecek bir kariyer, iyi ve kaliteli bir çevre, iyi iş imkanları, fiziksel güzellik gibi değerler, iman etmeyen insanlarda adeta bir hipnoz etkisi oluşturarak hayranlık uyandıran ana unsurlardır.

Müminler için ise bakışların önemi çok büyüktür. Çünkü bir insandaki en sevilecek özellikler onun ruhunu oluşturan değerlerdir. Ve gözler, bir insanın ruhunu dışa yansıtan en hayati yeridir. Ruhunda yaşadığı tüm güzellikler ve kötülükler, ister istemez insanın bakışlarına çok açık bir şekilde yansır. Samimiyetsiz bir insan, sözleriyle samimiyetsizliğini her ne kadar saklasa da, gözlerinde gerçek samimiyeti hiçbir şekilde elde edemez. Samimi bir insan da, hiçbir şey yapmasa dahi, gözleriyle dürüst, vicdanlı ve samimi bir insan olduğunu ortaya koymuş olur. Dolayısıyla gözlerde oluşan anlam insanları tanımada çok önemli bir araçtır.

İmandaki Derinlik Bakışları Nasıl Etkiler?

Bakışların gücü bu kadarla sınırlı değildir. İnsan isterse gözlerini çok daha da güzel bir şekilde kullanabilir. Bir mümin sahip olduğu güzel özellikleri ne kadar derinlemesine yaşarsa, bakışlarında da bu duygularını çok daha derin ve anlamlı bir şekilde ifade edebilir. Ruhunu ne kadar iyi ifade edebilir, kişiliğini ve ahlakını ne kadar iyi dışa yansıtabilirse, bu, çevresindeki insanlara o kadar güven veren bir nimete dönüşür. Bir insanın Allah’a olan imanı ve teslimiyeti ne kadar iyi anlaşılırsa, bu da o kişinin çevresindeki müminler için o kadar büyük bir güven alameti ve konfor olur. O kişinin gerçekten Allah’a sadık, samimi, güvenilir ve imanlı bir insan olduğuna dair görülen her alamet, onun çok daha fazla sevilmesini de sağlar.

Bu yüzden mümin gözlerini, yalnızca vücudunun herhangi bir organı olarak değerlendirmez. Güzel bakışların, müminler arasında sevgiyi, saygıyı, dostluğu, güveni pekiştirecek önemli bir vesile olduğunu bilir. Dolayısıyla da gözlerini güzel kullanmayı, güzel bakmayı -Allah rızası için- önemli bir imani zevk haline getirir.

Ayrıca mümin için sevgi, dostluk, sadakat, güven gibi özellikler çok büyük nimetlerdir. Eğer bunları, birçok tavrıyla olduğu kadar gözleriyle de ifade etme imkanı varsa, böyle bir fırsatı olabilecek en iyi şekilde değerlendirir. Sevgi, saygı, sadakat, güven cennetin en önemli ve en büyük nimetlerindendir. Dolayısıyla bunlar, müminlerin dünyada iken de yaşamayı en çok istedikleri ve elde edebilmek için en fazla çaba harcadıkları güzelliklerdendir. Çünkü sevgiyi olabilecek en üst sınırda yaşamaya çalışırken, güzel ve anlamlı bakışların oluşturacağı güzel etkiyi göz ardı etmeleri çok büyük bir hata olur.

İnsanın ‘Güzel Bakışlar’ için Çaba Harcaması Gerekir

İnsan içte ne kadar temiz ahlaklı olursa olsun, kendisini dalgınlığa, durgunluğa bırakırsa, çevresinde olup biten olaylara, dünyada ve çevresindeki insanlarda oluşan güzelliklere karşı ilgisiz ve umursuz bir yaklaşım içerisinde olursa, bu sıradanlık ve matlık bakışlarına da yansır. Allah’ın kendisi için yarattığı küçük büyük her nimetin sevincini gereği gibi yaşamazsa, birlikte olduğu insanların güzel ahlak özelliklerinden sevince ve heyecana kapılmazsa, Allah sevgisini, Allah aşkını içinde coşkuyla yaşamazsa, bu eksiklik bakışlarında da hemen kendini belli eder.

Ama eğer mümin Allah rızası için dikkatini açarsa, Allah’ın yarattığı her detayı görür, her nimete şükredici olur, her fırsatı güzel ahlakı yaşamak için değerlendirirse, Allah onun kalbini her türlü güzel duyguya açar. Böyle bir insan sevgiyi, sadakati, teslimiyeti, şevki, heyecanı, coşkuyu çok derinlemesine yaşar. Bu iman derinliği o kadar yoğundur ki, bu kişinin gözleri, bakanlar için çok fazla anlamlar içerir. Böyle bir insan tek bir anlık bakışıyla bile, kendisi hakkında, sanki bir ömür süresince tanınıyormuşçasına kesin bir kanaat oluşturur.

Bu yüzden mümin hiçbir zaman için “bakışlarım o kadar da önemli değil; önemli olan tavırlarımda sözlerimde hata yapmamam. Beni tanımak isteyen davranışlarımla, konuşmalarımla tanısın” dememelidir. Güzel, akıllı ve güven verici bakmayı da önemli bir ibadet olarak görmelidir. Çünkü Yüce Rabbimiz Kuran’da bakışların insanları tanımada, onlara sevgi saygı yöneltmede, güvenmede ve onlarla dostluk kurmada çok önemli bir ölçü olduğunu bildirmiştir. Birçok ayette insanların karakterlerinin bakışlarından anlaşıldığı anlatılmaktadır:

“Eğer Biz dilersek, sana onları elbette gösteririz, böylelikle onları simalarından tanırsın...” (Muhammed Suresi, 30)

“O inkar edenler, zikri (Kuran’ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devire
ceklerdi...” (Kalem Suresi, 51)

“(Allah,) Gözlerin hainliklerini ve göğüslerin sakladıklarını bilir.” (Mümin Suresi, 19)

İşte bu gerçeğin şuuruna varan her insanın, her geçen gün, daha güzel, daha anlamlı, daha sevgi dolu, daha güven veren, daha akıllı, daha şahsiyetli bakışlar elde etmek için çaba harcaması gerekir. Kazanacağı bu özellik, -Allah’ın izniyle- dünyada da ahirette de pek çok hayırlara vesile olacak; ona pek çok gizli nimetin kapısını açacaktır. Bir ayette Rabbimiz’in tüm gözlerden haberdar olduğu şöyle bildirilmiştir:

Sayın Adnan Oktar Güzel Bakmanın Önemini Anlatıyor: “Güzel bakıştan nur ve muhabbet akar”

“Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.” (Enam Suresi, 103)

“Güzel bir nazarda, sevgi ile bakan bir gözle müminden mümine muhabbet geçer yani kalbini açar, kalbine ferahlık getirir. Ama bir hasutun, bir haset edenin bakışları rahatsız edicidir, ondan insan gözünü kaçırır, yani zarar verir. Çünkü içinde nefret ve sevgisizlik vardır. İnsanın ruhu sevgiye açıktır, yani merhameti, şefkati, dostça bakışı özler. Onun için, mesela bir annenin çocuğuna şefkat ile bakışı nerededir, değil mi? Bir başka, mesela gözü dönmüş, azgın, saldırganın nefret ile bakışı nerededir? Ki bunu filmlerde de usulen yapıyorlar böyle değil mi? Nefret dolu bakışlar gösterirler. Bazen de mesela sevgi bakışı yaparlar; 3 numaralı bakış, 4 numaralı bakış diye. Tabii yapmacıktır ama anlamanız için söylüyorum. Tabii kötü bir şey yapmacık bir bakış, çok anlamsızdır ve etkisi de olmaz zaten, bir faydası da yok onun. Fakat güzel bir bakış ruhu okşar. Mesela Peygamberimiz (s.a.v.)’in bakışları çok güzeldi. Bütün Peygamberlerin bakışları güzeldir. Baktığında feyz akar gözlerinden, muhabbet akar. Ama ehl-i küfrün gözünden de pislik ve naletlik akar. Yani meymenet yok dersin mesela suratında, değil mi? Bakarsın, “nalet adam” dersin. Gözünün içerisinden nefret akar, dolayısı ile o, vücuda hakikaten zarar verir. Çünkü bir insan, pisliği gördüğünde nasıl kenardan gidiyor değil mi? Çamurun içine girip insan ayağını basmıyor, uzak geçiyorsun. Çamur zarar vermez deyip içine girmediğimize göre, pis bakış da bir pislik olduğuna göre, onun içine girilmez, dolayısı ile o gözden insan kendini kaçırır ve muhatap olmaz öyle bir gözle. Çünkü oradan pislik bulaşacaktır üzerine ve kir gelecektir üzerine. Kirlenmemek için gözünü çeker. Ama tertemiz bir gözden nur akar, güzellik akar, ışık akar, onu alırsın. Müslüman onu kalbine doğru çeker ve onun gözünden de Müslümanın kalbine güzellik, sevgi ve muhabbet akar. Bu insana dirilik ve canlılık verir. Peygamberimiz (s.a.v.)’in meclisinde, Peygamberimiz (s.a.v.) tek bir nazarı ile insanları manen ihya ediyordu. Bir saniye gözünün çarpması yetiyordu, göz göze gelmesi yetiyordu. Allah’ın hidayetine vesile oluyordu o bakışları, inşaAllah. Mesela sahabelerin tarifleri var; bir anda vücudu hafifliyor, bambaşka bir his meydana geliyor. Manevi mürşitlerde de olur bu. Abdülkadir Geylani, İmam Rabbani, Şah-ı Nakşibend ve yine Türk aleminin yetiştirdiği, İslam aleminin yetiştirdiği, dünyadaki bütün Müslüman kardeşlerimizin yetiştirdiği güzel mürşitlerde, doğru mürşitlerde de biz bunu görüyoruz inşaAllah.” (Sayın Adnan Oktar’ın 16 Nisan 2010 tarihli Kocaeli TV röportajından)

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadisinde “Ölümü en çok hatırlayanı ve ölümden sonraki (hayatı) için en güzel şekilde hazırlananı. İşte onlar en akıllı-şuurlu olanlardır” (İbni Mace, Cilt 10, s.540) şeklinde buyurmuştur. İşte bu şuura sahip bir Müslümanın bakışlarına doğal olmayan anlamlar verme çabasında olmaması, aksine bakışlarını rahat bırakmış, güven telkin eden bir anlam taşıması ruhunun, imanın kuvvetiyle derinleşmiş olduğunu gösterir. Müminin bakışları; güzel ahlaklı, derin bir Allah korkusu içinde yaşayan bir insanın bakışlarıdır. Bu bakışlara heybet ve keskinlik hakimdir.

Kuran ahlakını yaşamayan insanlar, güzel bakışı fark edebilecek ve bu bakıştan zevk alabilecek bir olgunluğa ve derinliğe iman etmedikleri sürece asla erişemezler. Çünkü güzel bakmak, güzel bakışı fark etmek ve bu bakışlardan zevk almak Rabbimiz’in dünyada iman eden kullarına verdiği nimetlerdir. Allah’tan birer rahmet olarak sunulan bu nimetler, aynı zamanda müminlerin birbirlerine olan sevgisini ve tesanüdünü artıran birer vesiledir.

Müslümanların heyecanlarını, mutluluklarını ve şevklerini ifade eden canlı bakışlarının aksine iman etmeyen kişilerin gözlerinde çoğu zaman matlık ve donukluk hakim olur. Fakat burada söz konusu olan, bu insanın kişilik olarak son derece canlı, dışa dönük, insanlarla kolay diyalog kurabilen bir yapısı olsa bile Allah’tan gafil, ahiretin varlığını tam olarak kavrayamamış olmasının bakışlarında oluşturduğu özel bir boşluk ve cansızlıktır.
(makale harun yahya)
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst