Göz tansiyonu deyip geçmeyin!

$owaLyé

Kayıtlı Üye
Glokom, görme sinirinde ilerleyici tahribat yapan, yıllar boyu sessiz sedasız ilerleyen, körlüğe kadar ***ürebilen, genellikle göz içi basıncı yüksekliğiyle seyreden kronik bir hastalık. Ancak bazı glokomlu hastalarda göz içi basıncı normal sınırlar içinde de olabilir.
Glokom, nadiren bazı hastalarda şiddetli ağrı, kusma, kızarıklık ve görme azalması tablosuyla acil bir hastalık olarak da karşımıza çıkabilir. Maalesef, glokom nedeni ile oluşmuş hasar düzeltilemez, ancak zamanında tedavi ile gelecekteki hasarları önlemek mümkün.

Gözün içinde hümör aköz denilen bir sıvı var. Bu sıvı sürekli olarak salgılanır, göz içindeki damarsız yapılar olan lens ve korneanın beslenmesini ve metabolizmasını sağlar ve trabekülüm denilen bölgeden göz dışına çıkarak tekrar kan akımına karışır. Hümör aközün salgılanması ve boşaltılması hep bir denge içindedir ve gözde gün boyu hafif değişkenlikler gösteren bir basınç sağlar. Hümör aközün salgılanamaması gözün sönmesine, gözü terk edememesi ise göz içinde birikime ve basınç artışına yol açar.

Memorial Hastanesi Göz Merkezi uzmanlarından Op. Dr. Mustafa Temelin verdiği bilgilere göre; normal göz içi basıncı genellikle 6 ile 21 mmHg arasındadır ve gün boyu değişkenlik gösterir. Gün içinde 5 mmHg’lık basınç farkı glokom şüphesi uyandırır. Gözün göz içi basıncına dayanıklığı kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bazı gözlerde normal sayılan değerler bile glokom hasarı yapabilirken -ki bunlara normal tansiyonlu glokom denir-, bazı kişilerde ise yüksek sayılan 22-26mmHg göz içi basıncı bile göze hiç zarar vermeyebilir -ki bunlara da oküler hipertansiyon diyoruz. Glokom teşhisi koyabilmek için detaylı göz muayeneleri, göz tansiyonu ölçümleri, OCT, HRT gibi çeşitli görüntüleme yöntemleri, görme alanı incelemeleri gibi testlerden yararlanılır.

Glokomlar, yaşa, nedene ya da oluşum mekanizmasına göre sınıflandırılırlar. Konjenital ve infantil glokomlar: Ortalama 10.000 doğumda bir görülür. Glokomlu bebeklerde göz içi basıncı yükselince kornea saydamlığını yitirip buğulanır, göz yaşarmaya başlar. Bu belirtiler anne babanın ilgisini çekmelidir. 3 yaşından önce göz içi basıncı artmış ve bu durum fark edilmemişse göz büyümeye başlar. Bu durum tek taraflıysa rahatça tanınır, çift taraflıysa tanı gecikebilir.

Açık açılı glokomlar: Yüksek ya da normal basınçlı olabilir. En sık görülen tipi yüksek göz içi basınçlı olanıdır. Yaklaşık % 2-2,5 oranında görülür ve hastaların yarısından çoğu durumunun farkında değildir. Tedavisiz kalırsa yıllar içinde sinsi bir şekilde retinanın sinir liflerini tahrip etmeye başlar ve zamanla gözü kör edebilir. Sinir lifi tahribatı çeşitli görüntüleme yöntemleri ve görme alanı incelemeleriyle takip edilir. Ailede glokom olması, miyopluk, diyabet ve hipertansiyon bu tip glokom için risk faktörüdür.

Normal basınçlı açık açılı glokomda ise göz içi basıncı genel olarak normal kabul edilen sınırlar içindedir, yani 22 mmHgyı aşmaz. Bu gözlerin görme siniri lifleri normal sayılan göz içi basınçlarına dahi dayanamamaktadır. Migren ve Reynaud fenomeni (soğukta parmakları çok üşüyüp moraranlar) gibi vazospastik durumlar, antihipertansif tedavi kullanıp tansiyonu gece çok düşen kişiler normal tansiyonlu glokom için risk faktörü taşırlar. Asya ırkında bu tip glokom daha sık gözlenir. Özellikle yaşlılıkta sıktır. Kortizon kullanımı, travma ve enfeksiyonlar da ikincil etkiyle açık açılı glokoma neden olabilir. Açık açılı glokomda amaç, göz içi basıncını azaltarak sinir lifleri tahribatını engellemektir. Tıbbi tedaviye görme sinirindeki tahribat durdurulabildiği sürece devam edilir. Tedaviye rağmen hasar artıyorsa cerrahi müdahale yapılır. Ayrıca takip güçlüğü olan, ilaç kullanımında veya kontrole gelişte ihmalkâr davranan kişilerde göz uzmanı erkenden glokom ameliyatı yapmak gereğini duyabilir. Açık açılı glokomların ameliyatında hümör aközkün gözü rahatça terk etmesini sağlayacak bir kanal açılır. Lazer uygulanması da glokom tedavi seçenekleri içindedir. Seçilecek yöntem hastadan hastaya değişebilir.

Açı kapanması glokomu (Glokom krizi): Daha çok hümör aközün gözü terk ettiği bölümdeki açı dar veya kapanmaya meyilli gözlerde gözlenir. Açı kapanmadığı sürece bir sorun olmaz. Açının tıkanması hümör aközün göz içinde sıkışmasına sebep olur, göz içi basıncı 50 mmHgnın üstüne çıkar. Böylece korneada ödem oluşur, görme bozulur ve ışık etrafında renkli haleler görülür. Bu seviyelerdeki göz içi basıncı gözbebeğini felç eder. Göz aşırı duyarlı ve ağrılı olur. Göz ağrısı kusmaya neden olabilecek kadar şiddetlidir. Bu durum glokom krizidir. Kriz çoğunlukla öncelikle tıbbi müdahale ve ardından cerrahi tedavi gerektirir. Genellikle drenaj açısı dar kişiler, doktorları tarafından böyle bir kriz için uyarılırlar. Glokom krizi, ortalama 60 yaşlarında, kadınlarda 4 kez daha sıklıkla ve ailesel yatkınlığı olanlarda daha fazla gözlenir. Bunun yanında diyabet, göz damar tıkanıklıkları, üveit, komplikasyonlu katarakt ameliyatları ve çok çeşitli durumlar ikincil olarak açı kapanması glokomuna sebep olurlar.

Oküler hipertansiyon: Göz içi basıncı 22mmHg ve üstü olup görme sinirinde ve görme alanında herhangi bir glokom hasarı saptanmamış duruma denir. Bu durum tedavi gerektirmez; ama ileride olabilecek hasar ihtimaline karşı sıkı bir şekilde takip edilir.
 
tabiki önemli sora düşlerforum bizsiz biz onsuz kalırız dimi ama :)

paylaşım için tşk
 
GözLerinizi Kapatın ve Göz oLmadan Bi Yaşam Düşünün

Ben Yapdim Gözsüz Bi Hayat Düşünemiyorum...

PayLasim İcin Saol..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst