Marea
Bayan Üye
Fark edilmesi zor ve hızlı göz hareketlerinin insan psikolojisi hakkında önemli bilgiler sakladığını keşfeden bilim insanları, otizm ve Alzheimer gibi hastalıkların tedavisinde yeni yöntemler geliştiriyor. Göz takibiyle beyne ışık tutan yeni teknoloji, zihinsel ve sinirsel hastalıkların tehşisinde kullanılacak.
Göz takibi, günümüzün teknoloji trendi haline gelmiş durumda. Reklamcılar, verileri kişilerin nereye baktığını ve nasıl daha iyi diakkat çekebileceklerini bulmak için, tasarımcılar ürünlerini geliştirmek için, oyun ve telefon geliştiricileri ise elleri kullanmadan cihaz kullanımını yaratabilmek için göz takibi yöntemlerine başvuruyor.
Oysa göz takibi sadece daha çok ürün satmak veya mobil oyun oynarken parmakları dinlendirmekten çok daha fazlasını yapabilir. Yıllar süren araştırmalar, küçük ve hızlı göz hareketlerinin psikologlara kişinin beyni ve beynin zihinsel işleyişi hakkında bilgiler verebileceğini ortaya koydu.
Beynin bilinmeyenlerini anlamak için göz takibi teknolojisinden faydalanabileceklerini anlayan araştırmacılar, bu sayede otizm, Parkinson hastalığı, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (ADHD) gibi zihinsel ve sinirsel hastalıkları teşhis edebilmelerinin mümkün olduğuna inanıyor.
DÜNYA ALGILARI FARKLI
Kanada Toronto Üniversitesi göz takibi baş araştırmacılarından Moshe Eizenman, Görsel tarama, her bireyin beyninde dünyanın nasıl algılandığını gösteriyor. Zihinsel hastalıkları olan bireylerin algıladığı dünya, normal insanlarınkinden biraz daha farklı. Gözleri takip ederek de bu farklı dünyalar görülebiliyor dedi.
Huffington Postun haberine göre, örneğin otistik çocuklar soyut görüntüleri tercih ederken sosyal görüntülerden kaçıyor. Ayrıca otistik olmayan çocuklara göre resim veya videolardaki yüzlere baktıklarında, daha az sıklıkla göz teması kuruyorlar. Bilim insanları, bu örneğe benzer olarak anormal göz hareketlerinin diğer zihinsel hastalıklarla ilişkili olduğunu tespit etti.
Yakın zamana kadar bu uygulama sadece labaratuvar ortamında yapılabiliyorken, teknolojik maliyetin düşmesiyle kullanımı daha yaygın ve pratik hale geldi. Böylece, klinik ortamlarda göz takibi teknolojisinin uygulanması arttı.
GELİŞTİRİLEN İLK YÖNTEM BAŞARILI
Yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, göz takibi teknolojisi zihinsel hastalıkları teşhis etmek konusunda verimli bir şekilde kullanılacak düzeye gelmekten uzak.
Bu konuda çalışmalar yapan Güney California Üniversitesinin iLab laboratuvarlarında çalışan Laurent Itti ve meslektaşları, Kanadanın Queens Üniversitesi araştırmacılarıyla bir araya gelere düşük maliyetli ve veri yoğunluğu fazla olan bir yöntem geliştirdi. Geliştirilen yöntemde, denekler 15 dakika boyunca televizyon izliyor ve bu sürede göz hareketleri kaydediliyor (Normalde bir insan dakikada 3-5 defa düzensiz göz hareketi yapıyor). Geliştirilen akıllı algoritmalar, komut verilmeden normal ve bozuk göz hareketlerini tespit ediyor.
Itti ve ekibi, geliştirilen yöntemle teste tabi tuttukları yaşlı insanlarda Parkinson hastası olanları yüzde 90; ADHD rahatsızlığı bulunan çocukları ise yüzde 77 doğruluk payıyla tespit etmeyi başardı. Itti, Bilim insanları verileri analiz ederek sonuca varmak yerine pratik bir şekilde tespitte bulunabilecek dedi.
Göz takibi, günümüzün teknoloji trendi haline gelmiş durumda. Reklamcılar, verileri kişilerin nereye baktığını ve nasıl daha iyi diakkat çekebileceklerini bulmak için, tasarımcılar ürünlerini geliştirmek için, oyun ve telefon geliştiricileri ise elleri kullanmadan cihaz kullanımını yaratabilmek için göz takibi yöntemlerine başvuruyor.
Oysa göz takibi sadece daha çok ürün satmak veya mobil oyun oynarken parmakları dinlendirmekten çok daha fazlasını yapabilir. Yıllar süren araştırmalar, küçük ve hızlı göz hareketlerinin psikologlara kişinin beyni ve beynin zihinsel işleyişi hakkında bilgiler verebileceğini ortaya koydu.
Beynin bilinmeyenlerini anlamak için göz takibi teknolojisinden faydalanabileceklerini anlayan araştırmacılar, bu sayede otizm, Parkinson hastalığı, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (ADHD) gibi zihinsel ve sinirsel hastalıkları teşhis edebilmelerinin mümkün olduğuna inanıyor.
DÜNYA ALGILARI FARKLI
Kanada Toronto Üniversitesi göz takibi baş araştırmacılarından Moshe Eizenman, Görsel tarama, her bireyin beyninde dünyanın nasıl algılandığını gösteriyor. Zihinsel hastalıkları olan bireylerin algıladığı dünya, normal insanlarınkinden biraz daha farklı. Gözleri takip ederek de bu farklı dünyalar görülebiliyor dedi.
Huffington Postun haberine göre, örneğin otistik çocuklar soyut görüntüleri tercih ederken sosyal görüntülerden kaçıyor. Ayrıca otistik olmayan çocuklara göre resim veya videolardaki yüzlere baktıklarında, daha az sıklıkla göz teması kuruyorlar. Bilim insanları, bu örneğe benzer olarak anormal göz hareketlerinin diğer zihinsel hastalıklarla ilişkili olduğunu tespit etti.
Yakın zamana kadar bu uygulama sadece labaratuvar ortamında yapılabiliyorken, teknolojik maliyetin düşmesiyle kullanımı daha yaygın ve pratik hale geldi. Böylece, klinik ortamlarda göz takibi teknolojisinin uygulanması arttı.
GELİŞTİRİLEN İLK YÖNTEM BAŞARILI
Yaşanan olumlu gelişmelere rağmen, göz takibi teknolojisi zihinsel hastalıkları teşhis etmek konusunda verimli bir şekilde kullanılacak düzeye gelmekten uzak.
Bu konuda çalışmalar yapan Güney California Üniversitesinin iLab laboratuvarlarında çalışan Laurent Itti ve meslektaşları, Kanadanın Queens Üniversitesi araştırmacılarıyla bir araya gelere düşük maliyetli ve veri yoğunluğu fazla olan bir yöntem geliştirdi. Geliştirilen yöntemde, denekler 15 dakika boyunca televizyon izliyor ve bu sürede göz hareketleri kaydediliyor (Normalde bir insan dakikada 3-5 defa düzensiz göz hareketi yapıyor). Geliştirilen akıllı algoritmalar, komut verilmeden normal ve bozuk göz hareketlerini tespit ediyor.
Itti ve ekibi, geliştirilen yöntemle teste tabi tuttukları yaşlı insanlarda Parkinson hastası olanları yüzde 90; ADHD rahatsızlığı bulunan çocukları ise yüzde 77 doğruluk payıyla tespit etmeyi başardı. Itti, Bilim insanları verileri analiz ederek sonuca varmak yerine pratik bir şekilde tespitte bulunabilecek dedi.