Heulwen
Kayıtlı Üye
Göktürk Döneminde Boyların Gelişimi
VI. asırda Gök-Türkler tarih sahnesine çıkarken Orta Asyada yaşayan boyların genel adı Töles olarak beliriyordu. Yani Kao-cheların yerini Tölesler almıştı. Çok kalabalık oldukları kaynaklar tarafından açıkça bildirilen Tölesler, Gök-Türklerin bağımsızlık yolunda güçlerinin artmasında önemli bir basamak meydana getirmişlerdi. Gök-Türk Devleti bütün Orta Asyayı kapladığında hepsi onun birer parçası olmuşlardı. 627 yılından sonra gelişen duruma bakıldığında Töleslerin Gök-Türk hanedanının dayandığı ana unsur olduğunu açıkça anlarız. Bu arada Töles grubuna girmeyen kuzeyde Kırgız, Kurıkan gibi başka boylar da vardı.
Gök-Türk devletlerinin doğuda ve batıda zayıflaması bahsettiğimiz Töles boylarının işine yaradı. Ancak, artık Töles adıyla anılmıyorlardı. Her biri kendi özel adıyla siyasi olaylarda yer alıyorlardı. Dolayısıyla 627 tarihi boylar açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Söz konusu yılda Doğu Gök-Türk Devletinin zayıflaması üzerine Tola-Kerulen havalisinde yaşayan boylar isyan etti. Liderlik o an için Sir Tarduş boyunda idi. Bununla birlikte diğer küçük boylar da artık kendi adlarıyla zikrediliyordu. Neticede Töles adı çok küçük bir gruba şamil olarak yaşamaya devam etmiş ve II. Gök-Türk Devleti döneminde olaylara karışmıştır. Ancak, bazen Tola Irmağı civarında yaşayanların hepsini kapsadığı da görülmüştür.
Gök-Türk yazıtlarına göre Ötükenin doğusunda bulunanlar Dokuz Oğuz, batısında yaşayanlar ise Tarduşlar idi. Zaten Sir Tarduşlar 603lü yıllardan itibaren mensup oldukları Töles boyları içinden temayüz etmiş, 627-647 yılları arasında kendi kaganlıklarını kurmuşlardı. Çin entrikaları, hanedan üyeleri arasındaki çekememezlik yüzünden 647den itibaren Çinliler Orta Asyada yaşayan boyların hepsi ile siyasi ilişki kurup, onlara Çin askeri unvanları verdiler ve yeni askeri valilikler tesis ettiler. Böylece bölgenin kontrolü tamamen Çinin eline geçiyordu. Bazı isyanlara rağmen 679a kadar bu durum yani Çin hakimiyeti devam etti.
Söz konusu tarihte başlayan Gök-Türk bağımsızlık savaşları 682de hedefine ulaşınca diğer Türk boylarının hepsi ona bağlanmak zorunda kaldı. Bağlanmak istemeyenler ile amansız bir mücadele başladı. Bu mücadeleler, isyanlar Orhun Yazıtlarına yansımıştır. Dokuz Oğuzlar, Karluklar, Türgişler, Kırgızlar, Bayırkular ve diğerleri isyanlarda hep ön plandadır. Nihayet, II. Gök-Türk Devletinin yirmi dört yıl gibi uzun bir süre idare eden Kapgan, 716 yılında Bayırkuların kuruduğu bir pusuya düşerek hayatını kaybetmiştir.
723 senesi civarında bütün boylar Bilge Kagan tarafından itaate alındı ve ülke huzura kavuştu. Ne var ki, 734te onun ölümü üzerine yerine geçenlerin başarısız idaresi devleti zayıflatınca, 742den sonra Uygur, Karluk, Basmıl gibi boylar ön plana çıktılar ve hep beraber Gök-Türk devletini yıktılar. Dokuz Oğuzlar, Uygur Kaganlığının ana kütlesini meydana getirirken Karluklar batıya doğru kaydılar. Isık Göl Tanrı Dağları havalisine hatta Talasa kadar ilerlediler. Kırgızlar ise 840 yılında Uygurları yıkınca önem kazandılarsa da 50-60 yıl sonra kendi esas bölgeleri olan Yeniseye dönmek zorunda kaldılar. Ötüken bölgesi artık Kıtayların (Kıtan/Liao) eline geçmiştir.
Batı Gök-Türk ülkesi de 630lara doğur Tung Yabgunun idaresi sırasında yine boyların başkaldırmalarına sahne oldu adı geçen kaganın amcası tarafından öldürülmesinin ardından ülke tam karışıklığa sürüklendi. Başa geçen hiçbir kagan kontrolü sağlayamıyordu. Huzursuzlukların sona ermemesi üzerine Batı Gök-Türk ülkesindeki boylar kendi aralarında teşkilatlandılar. Teşkilatlanma on boy halinde oldu ve kaynaklarda bu şekilde On Ok olarak belirtildiler. Bir grup İli Irmağı civarında yerini alırken diğer bir grup Çu Irmağının kenarını seçmişti.
Hanedan üyelerinin bir birini ardına başarısız olup gidip Çine teslim olması üzerine On Ok boylarından biri olan Türgişler temayüz ettiler. Geniş bir alana hakim oldular. İslam kuvvetleriyle Sır Derya boyunda şiddetli mücadelelere girerken doğudaki II. Gök-Türk devletine karşı bağımsızlıkları için direndilerse de başarılı olamadılar. 766lı yıllarda İli havalisindeki yerlerini terk edip kuzey-batıya doğru yayıldılar. Sır Derya havzası onların yeni yurdu idi. Derken Türgiş adı birden kayboldu ve yerlerine aynı sahada birden Oğuzlar çıktı. Kışın Sır Derya civarında kışlayan Oğuzlar, yazın Kuzey Kazakistan bozkırlarına göç ediyorlardı. X. asra doğru Oğuz yurdu Hazar Denizine (Mangışlak) Cim-Emba nehirlerine ulaşıyordu. En doğu uçları ise Sayram (İsficab)tan başlamaktadı.
Aslında Türgişlerden ve Karluklardan çok sayıda boy çıkmıştır. Bunları İslam kaynaklarından takip edebiliyoruz. Türkçenin en eski sözlüğü Divan-u Lugat-it Türkten de boy isimleri ve yaşadıkları yerleri öğrenmekteyiz.
IX. asrın sonlarına ortalarından itibaren Peçenekler, arkasından Oğuzlardan bir grup (Uzlar) İtil Irmağını geçtiler ve bunların tarihleri farklı mecrada gelişti.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl
VI. asırda Gök-Türkler tarih sahnesine çıkarken Orta Asyada yaşayan boyların genel adı Töles olarak beliriyordu. Yani Kao-cheların yerini Tölesler almıştı. Çok kalabalık oldukları kaynaklar tarafından açıkça bildirilen Tölesler, Gök-Türklerin bağımsızlık yolunda güçlerinin artmasında önemli bir basamak meydana getirmişlerdi. Gök-Türk Devleti bütün Orta Asyayı kapladığında hepsi onun birer parçası olmuşlardı. 627 yılından sonra gelişen duruma bakıldığında Töleslerin Gök-Türk hanedanının dayandığı ana unsur olduğunu açıkça anlarız. Bu arada Töles grubuna girmeyen kuzeyde Kırgız, Kurıkan gibi başka boylar da vardı.
Gök-Türk devletlerinin doğuda ve batıda zayıflaması bahsettiğimiz Töles boylarının işine yaradı. Ancak, artık Töles adıyla anılmıyorlardı. Her biri kendi özel adıyla siyasi olaylarda yer alıyorlardı. Dolayısıyla 627 tarihi boylar açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Söz konusu yılda Doğu Gök-Türk Devletinin zayıflaması üzerine Tola-Kerulen havalisinde yaşayan boylar isyan etti. Liderlik o an için Sir Tarduş boyunda idi. Bununla birlikte diğer küçük boylar da artık kendi adlarıyla zikrediliyordu. Neticede Töles adı çok küçük bir gruba şamil olarak yaşamaya devam etmiş ve II. Gök-Türk Devleti döneminde olaylara karışmıştır. Ancak, bazen Tola Irmağı civarında yaşayanların hepsini kapsadığı da görülmüştür.
Gök-Türk yazıtlarına göre Ötükenin doğusunda bulunanlar Dokuz Oğuz, batısında yaşayanlar ise Tarduşlar idi. Zaten Sir Tarduşlar 603lü yıllardan itibaren mensup oldukları Töles boyları içinden temayüz etmiş, 627-647 yılları arasında kendi kaganlıklarını kurmuşlardı. Çin entrikaları, hanedan üyeleri arasındaki çekememezlik yüzünden 647den itibaren Çinliler Orta Asyada yaşayan boyların hepsi ile siyasi ilişki kurup, onlara Çin askeri unvanları verdiler ve yeni askeri valilikler tesis ettiler. Böylece bölgenin kontrolü tamamen Çinin eline geçiyordu. Bazı isyanlara rağmen 679a kadar bu durum yani Çin hakimiyeti devam etti.
Söz konusu tarihte başlayan Gök-Türk bağımsızlık savaşları 682de hedefine ulaşınca diğer Türk boylarının hepsi ona bağlanmak zorunda kaldı. Bağlanmak istemeyenler ile amansız bir mücadele başladı. Bu mücadeleler, isyanlar Orhun Yazıtlarına yansımıştır. Dokuz Oğuzlar, Karluklar, Türgişler, Kırgızlar, Bayırkular ve diğerleri isyanlarda hep ön plandadır. Nihayet, II. Gök-Türk Devletinin yirmi dört yıl gibi uzun bir süre idare eden Kapgan, 716 yılında Bayırkuların kuruduğu bir pusuya düşerek hayatını kaybetmiştir.
723 senesi civarında bütün boylar Bilge Kagan tarafından itaate alındı ve ülke huzura kavuştu. Ne var ki, 734te onun ölümü üzerine yerine geçenlerin başarısız idaresi devleti zayıflatınca, 742den sonra Uygur, Karluk, Basmıl gibi boylar ön plana çıktılar ve hep beraber Gök-Türk devletini yıktılar. Dokuz Oğuzlar, Uygur Kaganlığının ana kütlesini meydana getirirken Karluklar batıya doğru kaydılar. Isık Göl Tanrı Dağları havalisine hatta Talasa kadar ilerlediler. Kırgızlar ise 840 yılında Uygurları yıkınca önem kazandılarsa da 50-60 yıl sonra kendi esas bölgeleri olan Yeniseye dönmek zorunda kaldılar. Ötüken bölgesi artık Kıtayların (Kıtan/Liao) eline geçmiştir.
Batı Gök-Türk ülkesi de 630lara doğur Tung Yabgunun idaresi sırasında yine boyların başkaldırmalarına sahne oldu adı geçen kaganın amcası tarafından öldürülmesinin ardından ülke tam karışıklığa sürüklendi. Başa geçen hiçbir kagan kontrolü sağlayamıyordu. Huzursuzlukların sona ermemesi üzerine Batı Gök-Türk ülkesindeki boylar kendi aralarında teşkilatlandılar. Teşkilatlanma on boy halinde oldu ve kaynaklarda bu şekilde On Ok olarak belirtildiler. Bir grup İli Irmağı civarında yerini alırken diğer bir grup Çu Irmağının kenarını seçmişti.
Hanedan üyelerinin bir birini ardına başarısız olup gidip Çine teslim olması üzerine On Ok boylarından biri olan Türgişler temayüz ettiler. Geniş bir alana hakim oldular. İslam kuvvetleriyle Sır Derya boyunda şiddetli mücadelelere girerken doğudaki II. Gök-Türk devletine karşı bağımsızlıkları için direndilerse de başarılı olamadılar. 766lı yıllarda İli havalisindeki yerlerini terk edip kuzey-batıya doğru yayıldılar. Sır Derya havzası onların yeni yurdu idi. Derken Türgiş adı birden kayboldu ve yerlerine aynı sahada birden Oğuzlar çıktı. Kışın Sır Derya civarında kışlayan Oğuzlar, yazın Kuzey Kazakistan bozkırlarına göç ediyorlardı. X. asra doğru Oğuz yurdu Hazar Denizine (Mangışlak) Cim-Emba nehirlerine ulaşıyordu. En doğu uçları ise Sayram (İsficab)tan başlamaktadı.
Aslında Türgişlerden ve Karluklardan çok sayıda boy çıkmıştır. Bunları İslam kaynaklarından takip edebiliyoruz. Türkçenin en eski sözlüğü Divan-u Lugat-it Türkten de boy isimleri ve yaşadıkları yerleri öğrenmekteyiz.
IX. asrın sonlarına ortalarından itibaren Peçenekler, arkasından Oğuzlardan bir grup (Uzlar) İtil Irmağını geçtiler ve bunların tarihleri farklı mecrada gelişti.
Prof. Dr. Ahmet Taşağıl