Heulwen
Kayıtlı Üye
Gılgamış Destanı
Babillilerin ünlü ilk çağ kahramanı ve onun başından geçenlerin konu edildiği ünlü destan. Bu destan Mezopotamyada M.Ö. III. bin yılın başlarında Uruk kentinin ünlü kralı Gılgamış için düzenlenmiştir. Destan, Gılgamış adlı, yarı tanrı yarı insan kahramanı konu alan şiirlerden oluşur. Şiirler M.Ö. II. bin yılın ilk yüzyıllarında yazıya geçirilmiştir. Destan, Gılgamışın, insanların alın yazısı olan ölümden kurtulmak için, ölümsüzlüğün peşinden koşmasını anlatır. Gılgamış, insanların bütün duygularını kendinde topladığı için herkes bu çırpınışa ortak olur. Gılgamış destanının en önemli metni ünlü Asur kralı Asurbanipalin Ninovadaki kütüphanesinde bulunmuştur. Bu metin, destanın orijinale en yakın olanıdır. Gılgamış, destanda güzellik ve güç bakımından öteki erkeklerden üstün olarak anlatılır. Oldukça sert olan Gılgamış, halka kötü davranmaktadır. Tanrıların yardımıyla Gılgamışa, vahşî hayvanlarla yaşayan Enkidu adında bir arkadaş bulunur. Kral Gılgamış ve Enkidunun araları çok iyidir. Bir defasında Enkidu, Gılgamışı öldürmek için yaratılan bir boğayı öldürür. Daha sonra bir hastalığa yakalanan Enkidu hastalıktan kurtulamayarak ölür. Gılgamış bu duruma çok üzülür.
Destanda bundan sonra Gılgamışın ölümden korktuğu için ölümsüzlüğü arayışı anlatılır. Bunun için ölümsüzlüğe ulaşmış Tanrı Utnapiştimi bulmaya karar verir. Gılgamış, Tanrı Utnapiştimi bulmak için uzun bir yolculuğa çıkar. Yolculuk sırasında çok güzel bir bahçeye rastlayan Gılgamış, burada yaşayan Siduriye kendisini ve ne amaçla dolaştığını anlatır. Siduri ona Gılgamış, böyle nereye gidiyorsun? Aradığın yaşamı hiçbir zaman bulamayacaksın. Tanrılar, insanı yaratırken onun payına ölümü ayırdılar; ölümsüzlüğüyse kendilerine sakladılar. diyerek ona normal yaşamını sürdürmesini tavsiye eder.
Gılgamış, Siduriden gerekli bilgileri aldıktan sonra yolculuğuna devam eder. Kayıkçı Urşanabi ile birlikte kimsenin sağ çıkamadığı Ölüm denizini bir buçuk ayda geçerek Mutlular adasına yanaşır. Burada Utnapiştim ile karısına rastlar. Utnapiştim büyük tufanı, kendisine ve karısına Tanrı Enlil tarafından ölümsüzlüğün bağışlanmasını anlatır. Gılgamış, ölümsüzlüğün sırrını taşıyan otun, denizin dibinde olduğunu Utnapiştimden öğrenir. Denize dalar ve ölümsüzlük otunu koparır. Ama Gılgamış, yıkanmak için bir kaynağa girdiğinde deliğinden çıkan bir yılan ölümsüzlük otunu kaptığı gibi kaçar. Böylece otla birlikte ölümsüzlük de kaybolup gider. Sonunda Gılgamış da her insan gibi ölür.
Babillilerin ünlü ilk çağ kahramanı ve onun başından geçenlerin konu edildiği ünlü destan. Bu destan Mezopotamyada M.Ö. III. bin yılın başlarında Uruk kentinin ünlü kralı Gılgamış için düzenlenmiştir. Destan, Gılgamış adlı, yarı tanrı yarı insan kahramanı konu alan şiirlerden oluşur. Şiirler M.Ö. II. bin yılın ilk yüzyıllarında yazıya geçirilmiştir. Destan, Gılgamışın, insanların alın yazısı olan ölümden kurtulmak için, ölümsüzlüğün peşinden koşmasını anlatır. Gılgamış, insanların bütün duygularını kendinde topladığı için herkes bu çırpınışa ortak olur. Gılgamış destanının en önemli metni ünlü Asur kralı Asurbanipalin Ninovadaki kütüphanesinde bulunmuştur. Bu metin, destanın orijinale en yakın olanıdır. Gılgamış, destanda güzellik ve güç bakımından öteki erkeklerden üstün olarak anlatılır. Oldukça sert olan Gılgamış, halka kötü davranmaktadır. Tanrıların yardımıyla Gılgamışa, vahşî hayvanlarla yaşayan Enkidu adında bir arkadaş bulunur. Kral Gılgamış ve Enkidunun araları çok iyidir. Bir defasında Enkidu, Gılgamışı öldürmek için yaratılan bir boğayı öldürür. Daha sonra bir hastalığa yakalanan Enkidu hastalıktan kurtulamayarak ölür. Gılgamış bu duruma çok üzülür.
Destanda bundan sonra Gılgamışın ölümden korktuğu için ölümsüzlüğü arayışı anlatılır. Bunun için ölümsüzlüğe ulaşmış Tanrı Utnapiştimi bulmaya karar verir. Gılgamış, Tanrı Utnapiştimi bulmak için uzun bir yolculuğa çıkar. Yolculuk sırasında çok güzel bir bahçeye rastlayan Gılgamış, burada yaşayan Siduriye kendisini ve ne amaçla dolaştığını anlatır. Siduri ona Gılgamış, böyle nereye gidiyorsun? Aradığın yaşamı hiçbir zaman bulamayacaksın. Tanrılar, insanı yaratırken onun payına ölümü ayırdılar; ölümsüzlüğüyse kendilerine sakladılar. diyerek ona normal yaşamını sürdürmesini tavsiye eder.
Gılgamış, Siduriden gerekli bilgileri aldıktan sonra yolculuğuna devam eder. Kayıkçı Urşanabi ile birlikte kimsenin sağ çıkamadığı Ölüm denizini bir buçuk ayda geçerek Mutlular adasına yanaşır. Burada Utnapiştim ile karısına rastlar. Utnapiştim büyük tufanı, kendisine ve karısına Tanrı Enlil tarafından ölümsüzlüğün bağışlanmasını anlatır. Gılgamış, ölümsüzlüğün sırrını taşıyan otun, denizin dibinde olduğunu Utnapiştimden öğrenir. Denize dalar ve ölümsüzlük otunu koparır. Ama Gılgamış, yıkanmak için bir kaynağa girdiğinde deliğinden çıkan bir yılan ölümsüzlük otunu kaptığı gibi kaçar. Böylece otla birlikte ölümsüzlük de kaybolup gider. Sonunda Gılgamış da her insan gibi ölür.