Giden Daima Kazanır | Hilal Tüzün

LaZZkopateLLa

Bayan Üye
Giden Daima Kazanır | Hilal Tüzün

Bir süredir ayrı yaşıyorlardı. Pek çok sebebi vardı. Örneğin, aralarına günlük yaşamın öldürücü tekdüzeliğinin getirdiği anlamlı suskunluklar girmişti ki bu hiç hayra alamet değildi. Adamın dudaklarından koşulların gerektirdiği teselli sözcükleri döküldü:

“En doğrusu bu.”

Kadın ağlamaya başladı. Bu gibi durumlarda insanı en çok duygulandıran şeylerin içi boş sözcükler olması ne tuhaftı. Onu dizginlemenin yolunun kesinkes onaylamaktan geçtiğini zannetmişti. Canı istediği anda sevgilisinde iyi yönler görebilmek gibi olağanüstü bir yeteneğe sahipti. Yıllardır kullandığı ilaçların da bunda etkisi vardı. Aldatıldığını hissettiği halde üstünde durmamaya çalışmıştı. İşten atılmasının aynı döneme denk gelmesi ise kötü bir tesadüftü. Gözyaşlarını koluna sildi. Kendini cevaplayan sorulardan birini sordu:

“Emin olmak için bir test daha yaptırsak mı?”

“Doktoru duydun, kromozom sayısı fazla. Maddi manevi bunun altından kalkamayız. Hem ona da yazık.”

“Bebeği istememenin sebebi o kadın mı?”

“Bunları şimdi konuşmasak.”

“Ne konuşmak istersin?”

“Hiçbir şey.”

“Demek öyle.”

“Pekâlâ, bu hamileliği planladığını biliyorum. Oysa bu, tek başına alabileceğin bir karar değildi. Belki de…” Sustu.

“Belki de Tanrı beni cezalandırıyor mu?”

“Öyle demek istemedim. Yanındayım, tamam mı? Beraber atlatacağız. Yarın seni hastaneye götüreceğim. Evi boşaltmak zorunda falan da değilsin.”

Bu insaflı tavırları kadını kahrediyordu:

“Evlenecek misiniz?”

“…”

“Benden güzel mi?”

“Bunun hiçbir önemi yok.”

“Öyle ya onu seviyorsun.”

“…”

Mutlu etmek için çırpınıp durduğu insanlar teker teker gitmişti hayatından. Direnmenin anlamı yoktu. Aşırı abartılı bir dinginlikle;

“Haklısın.” dedi.

Adamın yüzü aydınlandı;

“Sabah sekizde gelirim, hazır ol.”

“Tamam.”

“Bu arada annenle konuştum, bir süre yanında kalacak.”

“Yanımda olmasını istediğim son kişi o, biliyorsun.”

“Yapma! Geçmişi ardında bırak. Birbirinizden başka kiminiz var ki? Bak, o bir adım atıyor.”

“Tabi.”

“İlaçlarını alıyor musun?”

İçmiyordu. “Elbette!” dedi.

“İstersen bu gece yanında kalabilirim.”

“Gerek yok.”

“O halde yarın görüşürüz.”

Kapıyı kapattı, sırtını dayadı. Bir eşya kadar kıpırtısız, öylece durdu. Aklına, evliliklerinin ilk yıllarında izledikleri bir film geldi. Kendisi ağlarken adamın sesi her zamanki gibi kendine duyduğu güvenle çınlamıştı: “Üzülecek bir şey yok, aşkta daima giden kazanır.”

O anda yıllardır dualarla defedemediği o düşünce gelip boğazına yapıştı. Gözlerine bugüne kadar kendini hiç ele vermeyen bir kararlılık yerleşti. Banyoya gidip uzun uzun yıkandı. Saçlarına özenle şekil verdi. Elbisesinin üzerine pardösüsünü geçirdi. Onun ilk sevgililer günü hediyesi olan fuları boynuna bağladı. Çantasını omzuna astı. Hazırdı. Mutfağa gidip sandalyeye oturdu. Bir sigara yaktı. İki aydır içmiyordu. İzmarit elini yakana kadar içip söndürdü. Ayağa kalktı, gaz ocağının düğmelerini sonuna kadar açtı. Derin bir nefes aldı. Acıklı bir zaferin gölgesi vardı yüzünde. Oturdu. Bekledi.

***

Not: Hikayenin tamamı bu mu bilemiyorum.
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst