Gestalt Hareketi

İnci

1907
Prenses
1920'lerin ortalarında Gestalt hareketi Almanya'da güç bir şekilde birleşmiş, uyumlu ve etkili bir ekol haline gelmişti. Hareket pek çok ülkeden çok sayıda öğrenci çeken Berlin Üniversitesi Psikoloji Enstitüsünde merkezlenmişti. Gestalt dergisi Psychologische Forschung çok aktifti ve araştırmacılar pek çok psikoloji problemini araştırıyorlardı.

1933 yılından ve Nazi'lerin güç kazanmalarından sonra, artan baskılar sebebiyle Gestalt psikolojisi liderleri ülkeyi terk etti. Hareket dönemin Alman akademik sistemi içerisinde önemsiz bir pozisyona indirgendi.

Gestalt geleneğindeki bazı çalışmalar devam etti, fakat oldukça seyreldi. Bütünlük teorisini kullanan uygulamalı psikolojinin bazı alanları (örneğin yazı bilim, yani el yazısının araştırılması) klinik tanı koymada önemli rol oynadı ve Gestalt teorisinin türevlerine dayanan kişilik testleri Almanya psikolojik savaşında çok yaygın olarak kullanıldı. Bununla birlikte genel olarak Nazi egemenliğinin sürdüğü yıllar Alman psikolojisi için kısır yıllardı. Hareket dönemin Alman akademik sistemi içerisinde çok küçük bir yere sahipti ve bu şartlarda Gestalt psikolojisinin merkezi ABD'ye kaydı.

Gestalt psikolojisinin ABD'de yayılması kişisel ilişkiler ve basılı yayınlar aracılığıyla olmuştu. Gestalt psikolojisi ABD'de ilgi çekmiş olmasına rağmen bir düşünce ekolü olarak kabul görmesi oldukça yavaş olmuştu. Bunun birkaç sebebi vardır, ilki o dönemde davranışçılık Amerikan psikolojindeki popülaritesinin zirvesindeydi ve bunu aşmak imkansız olmasa bile çok zordu. Bir diğer problem Gestalt ilkelerinin yayılmasını geciktiren dil engeliydi.

Temel Gestalt yayınları Almanca idi ve tercüme ihtiyacı Gestalt bakış açısının tam ve doğru bir şekilde anlaşılmasını geciktiriyordu. Ve üçüncüsü, pek çok Amerikalı psikolog (yanlış bir şekilde) Gestalt psikologlarının sadece algı ile ilgilendiklerini düşünüyordu. Ayrıca Wertheimer, Koffka ve Köhler yüksek lisans programları olmayan Amerikan üniversitelerinde öğretmenlik yapmaları sebebiyle yetiştirilecek öğrenci çekmekte oldukça zorlanıyorlardı.

Bununla birlikte Gestalt psikolojisinin ABD'de önceleri nispeten yavaş kabul edilmesinin en önemli sebebi o dönemde Amerikan psikolojisinin Wundt ve Titchener'ın düşüncelerinin çok daha ötesine ilerlemiş olmasıydı. Davranışçılık yapısalcılığa yönelik Amerikan direnmesinin ikinci aşamasıydı. Bu nedenle Amerikan psikolojisi Avrupa psikolojisine göre Wundtcu elementçilik-ten daha hızla ayrılmıştı. Amerikalı psikologları kaygılandıran nokta Gestalt psikologlarının Amerika'ya artık geçerliliği kalmamış bir meseleye itiraz etmek için gelmiş oldukları düşüncesiydi. Bu tehlikeli bir durumdu. (Ekollerin varlıklarını sürdürebilmek için, ortaya karşı çıkılacak bir şeyler atmaları gerektiğini hatırlayın.)

Gestaltcılar ABD'deki gidişatı anladıklarında zaten yeni hedeflerini görmüşlerdi: davranışçılık ve davranışçılığın indirgemeci ve atomistik eğilimleri. Gestaltcılar, tıpkı yapısalcılar gibi, davranışçıların yapay soyutlamalarla uğraştığını iddia ettiler. Yapılan analizin, elementlere içgözlemsel indirgeme (Wundt) veya şartlı reflekslere nesnel indirgeme (Watson) açısından yapılmış olması arasında çok az farklılık olduğunu iddia ettiler. Sonuç aynıydı, molar bir yaklaşım yerine moleküler bir yaklaşım.

Gestalt psikologları ayrıca davranışçıların içgözlemin geçerliliğini inkar etmelerini ve bilincin elemelerini de eleştirmişlerdi. Gestaltcı psikologlar Wundtcu içgözlemi kullanmamış olmakla birlikte, bilinç deneyimlerinin doğrudan araştırılması taraftarıydılar. Koffka davranışçıların yaptığı gibi bilinçten mahrum bırakılmış bir psikoloji oluşturmanın anlamsız olduğunu iddia etmişti. Çünkü bunun anlamı psikolojinin birkaç çeşit hayvan araştırmasından başka bir şey ortaya koyamayacak olmasıydı.

Pek çok engele rağmen, Gestalt psikolojisi ilke ve öğretileri yavaş yavaş çocuk psikolojisi, uygulamalı psikoloji, psikiyatri, eğitim, antropoloji ve sosyoloji alanlarında kullanılmaya başlamıştı. Buna ek olarak, bazı klinik psikologlar psikanalizi Gestalt yaklaşımıyla birleştirmeye başlamışlardı.

Gestalt psikologları ve davranışçılar arasındaki savaş hem duygusal hem de kişisel bağlamda büyüdü. 1941 yılında Philadelphia'da Clark C. Hull, E. C. Tolman, Wolfrang Köhler ve diğer birkaç psikoloğun bilimsel bir toplantı sonrasında birkaç bira içmek için biraraya geldikleri sosyal bir ortamda, Köhle Hull’a duyduğu bir şeyden bahsetti. Duyduğuna göre Hull sınıfındaki derslerinde “kahrolası Gestaltcılar” şeklinde aşağılayıcı bir ifade kullanmıştı. Hull bundan çok rahatsız oldu ve Köhler'e bilimsel konuların bu şekilde bir savaşa dönüştürülmemesi gerektiğini söyledi. Köhler ona "pek çok şeyi mantık ve bilim dairesi içerisinde tartışmaya gönüllü olduğunu ancak insanlar bir adamı bir çeşit otomatik makina haline getiriyorlarsa bununla savaşacağını" söyledi.

Murphy ve Kovach'a göre (1972), ABD'deki genel eğilim Gestalt psikolojisinin ilkelerine baştan başa çevreleyici bir sistemin temeli olarak değil, ilgine ve diğer sistemlere potansiyel olarak yararlı eklemeler gözüyle baktı. Amerikan psikolojisi hem temel hem de örgütlenmiş tepkilerin ortaya çıkabileceğini ve her ikisinin de faydalı olduğunu göstermeye çalıştı.

Pek çok psikolog için Gestalt psikolojisi halen devam etmekte olan bir ekoldür ve büyük ve önemli araştırmaların yapılmasına yardım etmek üzere de devam edecektir. Gestalt psikolojisi bir devrimin mücadeleci ruhuna artık sahip değildir, fakat pek çok taraftarı temel noktalarının detaylandırılması ve tasfiye edilmesi için çalışmaktadır. Bu faaliyet Gestalt psikolojisinin Amerikan psikolojisinin temel akımlarında tümden kabul edilmediğini göstermektedir. "Gestalt psikolojisi Amerika'da daima bir azınlık hareketi olmuştur".

Gestalt psikolojisi farklılıklarının çoğunu yitirmemiş olmasına rağmen, algı, düşünme, öğrenme, kişilik, sosyal psikoloji ve güdülenme gibi psikolojinin pek çok alanı üzerinde gözle görünür bir etki bırakmıştır.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst