Görünmezadam
Kayıtlı Üye
Bosna Hersek'te büyük acılar yaşandığını, binlerce kardeşlerinin katledildiğini anımsatan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, o dönemde Türkiyenin ekonomisinin krizde olması nedeniyle yardım edecek gücü bulunmadığını dile getirdi.
O dönemde hükümetlerin "aciz koalisyon" hükümeti olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kendi ekonomisi krizdeydi, o zaman hükümetler aciz koalisyon hükümetleriydi. Bu onurlu millet adına Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Bosna Hersekteki kardeşlerimizin sürüldükleri topraklara dönmeleri için kredi açtı, 100 milyon avro. Binlercesi o sürüldükleri topraklara geri döndü."
"Bosna Hersekteki kardeşlerimizin evlerine, yurtlarına dönmesi için bu yardımların sürdürülmesine razı mısınız? Bosna Hersekin her bir kasabasında, her bir evinde, her bir odasında, 75 milyon Türk kardeşine dua edilmesi için bu yardımların devamına razı mısınız?" diye soran Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kırgızistanda 2010da iç çatışmalar yaşandığında orada kardeş kavgasını engellemek için Kırgızistana inen ilk dışişleri bakanı da bendim. Yörük, Türkmen beylerinin torunlarıyız, bize önce gitmek yakışır. Kırımda 90lı yıllarda yeterli ev yapılmadığını fark ettiğimizde binlerce evi Tatar kardeşlerimizin hizmetine sunduk. Büyük Türk şairi Cengiz Dağcı, Londrada vefat ettiğinde cenazesini alıp Kırıma, o Türk toprağına defnetmek bize nasip oldu."
"BU ZULME KARŞI SESSİZ KALMAK BİZE YAKIŞIR MI?"
700 bin Suriyelinin evlerinden, barklarından koparılarak Türkiye sınırlarına geldiğini anımsatan Davutoğlu, yaran nasihatinin "Alnını, kapını ve kalbini açık tut, kendin muhtaç olsan bile ihtiyaç sahibine karşı cömert ol" dediğini anımsattı.
"Suriyeli, Türkmen, her milletten, her mezhepten kardeşimize, bu acılar yaşarken kapımızı, kalbimizi kapatabilir miyiz?" diye soran Davutoğlu, şunları belirtti:
"Ana muhalefet partisi liderine Başbakan genel müdür diyor çünkü liderlik bir vasıftır, o yok onda. Üç yıldır bize saldırıyorlar. Suriyeli kardeşlerimize kapımızı, kalbimizi açtığımız için bize saldırıyorlar. Yüz binlerce insana kucak açtığımız, hamile kadınlar kaçıp sınırımıza, kapımıza geldiği, onlara kapımızı açtığımız için. 8 bin bebek burada doğdu. Onların özgürce, emniyet içinde doğmalarını sağladığımız için bize karşı çıkıyorlar.
O dönemde hükümetlerin "aciz koalisyon" hükümeti olduğunu anlatan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Kendi ekonomisi krizdeydi, o zaman hükümetler aciz koalisyon hükümetleriydi. Bu onurlu millet adına Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Bosna Hersekteki kardeşlerimizin sürüldükleri topraklara dönmeleri için kredi açtı, 100 milyon avro. Binlercesi o sürüldükleri topraklara geri döndü."
"Bosna Hersekteki kardeşlerimizin evlerine, yurtlarına dönmesi için bu yardımların sürdürülmesine razı mısınız? Bosna Hersekin her bir kasabasında, her bir evinde, her bir odasında, 75 milyon Türk kardeşine dua edilmesi için bu yardımların devamına razı mısınız?" diye soran Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Kırgızistanda 2010da iç çatışmalar yaşandığında orada kardeş kavgasını engellemek için Kırgızistana inen ilk dışişleri bakanı da bendim. Yörük, Türkmen beylerinin torunlarıyız, bize önce gitmek yakışır. Kırımda 90lı yıllarda yeterli ev yapılmadığını fark ettiğimizde binlerce evi Tatar kardeşlerimizin hizmetine sunduk. Büyük Türk şairi Cengiz Dağcı, Londrada vefat ettiğinde cenazesini alıp Kırıma, o Türk toprağına defnetmek bize nasip oldu."
"BU ZULME KARŞI SESSİZ KALMAK BİZE YAKIŞIR MI?"
700 bin Suriyelinin evlerinden, barklarından koparılarak Türkiye sınırlarına geldiğini anımsatan Davutoğlu, yaran nasihatinin "Alnını, kapını ve kalbini açık tut, kendin muhtaç olsan bile ihtiyaç sahibine karşı cömert ol" dediğini anımsattı.
"Suriyeli, Türkmen, her milletten, her mezhepten kardeşimize, bu acılar yaşarken kapımızı, kalbimizi kapatabilir miyiz?" diye soran Davutoğlu, şunları belirtti:
"Ana muhalefet partisi liderine Başbakan genel müdür diyor çünkü liderlik bir vasıftır, o yok onda. Üç yıldır bize saldırıyorlar. Suriyeli kardeşlerimize kapımızı, kalbimizi açtığımız için bize saldırıyorlar. Yüz binlerce insana kucak açtığımız, hamile kadınlar kaçıp sınırımıza, kapımıza geldiği, onlara kapımızı açtığımız için. 8 bin bebek burada doğdu. Onların özgürce, emniyet içinde doğmalarını sağladığımız için bize karşı çıkıyorlar.