nones
Bayan Üye
Gereksiz şeylerin esiri olmak !
Son zamanlarda gereksiz şeyleri hızlıca atmaya çalışıyorum hayatımdan. Atıyorum, atıyorum bitmiyor. Ve yenilerini de almamak için o kadar çok çaba safediyorum ki inanamazsınız. İşte attıklarımdan bazıları;
- Öncelikle düşüncelerimde beni hapsetmeye çalışan korkularımdan arınmaya çalışıyorum. En kötü ihtimalle sonu ne olabilir ki !
- İş yaşamımda süreçleri analiz ederek gereksiz, oyalayıcı, yıpratıcı, motivasyon düşürücü, gereksiz iş yükü çıkaran aşamaları ve kişileri aradan çıkarıyorum. Tabi ki şirket genelinde uyulması gereken kurallar tanımlayarak ve yayınlayarak.
- Yine iş yaşamında her şeye “evet” demeyerek ve analiz etmeden her hangi bir söz vermemeye çalışıyorum. Altından kalkamayacağınız işlere girişmemeniz için önemli.
- Kocaman bir depoyu yönettiğim için her şeyi yerli yerinde istiyorum ve gereksiz hiçbir şeyin bana alan, verim kaybettirmesine tahammül edemiyorum. Çalışanlar ve masaları da buna dahil.
- Evimdeki eski kitaplardan, okul notlarından kullanılmayan eşyalara ve elbiselere varana kadar ne varsa atıyorum. Dolaplar, odalar ve tabi ki algılar o kadar rahatlıyor ki.
- Girişimcilik aşkı ile düşünmeye devam ettiğim projeleri yaşamımdaki gerçek hedefler ile ölçüyorum ve gereksiz ya da önceliği olmayanları yine atıyorum.
- Sosyal medya ve internetin diğer alanlarında ne kadar gereksiz şey, haber, olay v.s. varsa görmezden geliyorum. Ya da filtreliyorum.
- Sosyal network diyerek kimlerin peşinden aslında koşmamak gerktiğine karar veriyor ve daha verimli ilişkiler kurmaya çalışıyorum.
- Zaman yönetimi konusunda blok şeklindeki kayıpların değil, detay dakikalar toplamının büyük kayıplar olduğun fark ederek planlarımı ona göre yapıyorum.
- Ve yine zihnime, kalbime damlayan düşünceler tehlikeli ve gereksiz ise onları da bir an önce atmaya çalışıyorum.
Geçenlerde kokuların bizlere neler hatırlattığından yola çıkarak Selim Tuncer’in duyu ve algılarla ilgili yazısını okuma fırsatı buldum. Çok etkileyici ve düşündürücü. Sabah yataktan kalktığımızdan gece tekrar uyuyana kadar nelere maruz kaldığımızı bilmemiz açısından önemli. Tabi ki geceden, rüyalardan, farklı boyut seyahatlerinden kalan etkilerin de gün için de bize yansıyacağını unutmamak gerek. “Maruz kalmak” ifadesini kullanıyorum çünkü hayatımızı neredeyse hiç kontrol edemiyoruz aslında. Bakmayın ister kişisel markalaşma ister tüm kişisel gelişim kontrol ve yönetimleri ile ilgili sunulanlar olsun, bu karmaşadan nasıl en az yara alarak çıkabileceğimiz ile ilgili aslında. Sizi en yoğun zamanınızda ısrarla rahatsız eden çağrıları daha uyduda ike engelleyebiliyor musunuz? Bir yakınınızın, ilgilenmeniz gereken sorununu olmadan engelleme şansınız var mı? İnsanların algılarını ve dolayısyla size karşı tavırlarını anında düzeltme şansınız var mı? Tabi ki, yok.
Demek ki sorgulamak gerekiyor o zaman. Beni atalete iten ne? Neden kısa sürede sonuç alamıyorum? Korkularımla yeterince yüzleşbiliyor muyum? Başkalarının hayatını mı yaşıyorum? Karar vermek, harekete geçmek ve sonuç almak için uyguıladığım süreçler ne? Bu soruların cevapları size yaşamınızdaki fazlalıkları, gereksiz şeyleri, bir hiç uğruna yaktığınız yorganları gösterecektir. İnsan, bu kadar yükü kaldırabilecek, bu kadar girdiyi hazmedebilecek kadar güçlü değil ki! Hem fizyolojik, hem de psikolojik sınırları var.
Hemen inceleyin ve karar verin;
- Şu anda çalışma masanızda, çekmecenizde ve dolabınızda ne kadar gereksiz şey var ve ne kadar düzenli?
- Bilgisayarınızdaki dosyalar, masaüstünüz, kullandığınız tüm aplikasyonlar ne kadar verimli ve hızlıca kullanmaya uygun.
- Televizyonda, radyodan, gazete-dergilerden ve internetten ne kadar gereksiz bilgi bombardımanına maruz kalıyorsunuz.
- Evinizde yaşamınızı zorlaştıran, dağınıklığa iten eşyalar ve düzenleri nasıl?
- Hafta sonu tatillerinizde, akşamlarınızda ailenizle ve kendinizle olan iletişiminizi engelleyici neler var, hiç düşündünüz mü?
- Daha kısa söylemek gerekirse iş ve özel yaşamınızdaki uzun vadeli hedefleriniz için size ayak bağı olan her ne varsa tespit edebiliyor musunuz? Var mı böyle bir biligisayar programı, bir robot v.s.
Lütfen kendimizi kandırmayalım. Tüm bunları düşünmeniz, sorgulamanız, yazmanız ve tekrar tekrar gözden geçirmeniz dahi fazlasıyla zamanınızı alacaktır. Zaten bir defaya özel bir şey değil ki, her güne her saate özel sorgulamalar, elemeler, sadeleştirmeler bunlar. Siz, siz olun gereksiz şeylerin esiri olmayın. Önce zihninizdeki gereksiz düşünce yolcuklarından başlayın, tavırlarınıza kadar. Kendime de size de başarılar diliyorum.
Saygılarımla.
Son zamanlarda gereksiz şeyleri hızlıca atmaya çalışıyorum hayatımdan. Atıyorum, atıyorum bitmiyor. Ve yenilerini de almamak için o kadar çok çaba safediyorum ki inanamazsınız. İşte attıklarımdan bazıları;
- Öncelikle düşüncelerimde beni hapsetmeye çalışan korkularımdan arınmaya çalışıyorum. En kötü ihtimalle sonu ne olabilir ki !
- İş yaşamımda süreçleri analiz ederek gereksiz, oyalayıcı, yıpratıcı, motivasyon düşürücü, gereksiz iş yükü çıkaran aşamaları ve kişileri aradan çıkarıyorum. Tabi ki şirket genelinde uyulması gereken kurallar tanımlayarak ve yayınlayarak.
- Yine iş yaşamında her şeye “evet” demeyerek ve analiz etmeden her hangi bir söz vermemeye çalışıyorum. Altından kalkamayacağınız işlere girişmemeniz için önemli.
- Kocaman bir depoyu yönettiğim için her şeyi yerli yerinde istiyorum ve gereksiz hiçbir şeyin bana alan, verim kaybettirmesine tahammül edemiyorum. Çalışanlar ve masaları da buna dahil.
- Evimdeki eski kitaplardan, okul notlarından kullanılmayan eşyalara ve elbiselere varana kadar ne varsa atıyorum. Dolaplar, odalar ve tabi ki algılar o kadar rahatlıyor ki.
- Girişimcilik aşkı ile düşünmeye devam ettiğim projeleri yaşamımdaki gerçek hedefler ile ölçüyorum ve gereksiz ya da önceliği olmayanları yine atıyorum.
- Sosyal medya ve internetin diğer alanlarında ne kadar gereksiz şey, haber, olay v.s. varsa görmezden geliyorum. Ya da filtreliyorum.
- Sosyal network diyerek kimlerin peşinden aslında koşmamak gerktiğine karar veriyor ve daha verimli ilişkiler kurmaya çalışıyorum.
- Zaman yönetimi konusunda blok şeklindeki kayıpların değil, detay dakikalar toplamının büyük kayıplar olduğun fark ederek planlarımı ona göre yapıyorum.
- Ve yine zihnime, kalbime damlayan düşünceler tehlikeli ve gereksiz ise onları da bir an önce atmaya çalışıyorum.
Geçenlerde kokuların bizlere neler hatırlattığından yola çıkarak Selim Tuncer’in duyu ve algılarla ilgili yazısını okuma fırsatı buldum. Çok etkileyici ve düşündürücü. Sabah yataktan kalktığımızdan gece tekrar uyuyana kadar nelere maruz kaldığımızı bilmemiz açısından önemli. Tabi ki geceden, rüyalardan, farklı boyut seyahatlerinden kalan etkilerin de gün için de bize yansıyacağını unutmamak gerek. “Maruz kalmak” ifadesini kullanıyorum çünkü hayatımızı neredeyse hiç kontrol edemiyoruz aslında. Bakmayın ister kişisel markalaşma ister tüm kişisel gelişim kontrol ve yönetimleri ile ilgili sunulanlar olsun, bu karmaşadan nasıl en az yara alarak çıkabileceğimiz ile ilgili aslında. Sizi en yoğun zamanınızda ısrarla rahatsız eden çağrıları daha uyduda ike engelleyebiliyor musunuz? Bir yakınınızın, ilgilenmeniz gereken sorununu olmadan engelleme şansınız var mı? İnsanların algılarını ve dolayısyla size karşı tavırlarını anında düzeltme şansınız var mı? Tabi ki, yok.
Demek ki sorgulamak gerekiyor o zaman. Beni atalete iten ne? Neden kısa sürede sonuç alamıyorum? Korkularımla yeterince yüzleşbiliyor muyum? Başkalarının hayatını mı yaşıyorum? Karar vermek, harekete geçmek ve sonuç almak için uyguıladığım süreçler ne? Bu soruların cevapları size yaşamınızdaki fazlalıkları, gereksiz şeyleri, bir hiç uğruna yaktığınız yorganları gösterecektir. İnsan, bu kadar yükü kaldırabilecek, bu kadar girdiyi hazmedebilecek kadar güçlü değil ki! Hem fizyolojik, hem de psikolojik sınırları var.
Hemen inceleyin ve karar verin;
- Şu anda çalışma masanızda, çekmecenizde ve dolabınızda ne kadar gereksiz şey var ve ne kadar düzenli?
- Bilgisayarınızdaki dosyalar, masaüstünüz, kullandığınız tüm aplikasyonlar ne kadar verimli ve hızlıca kullanmaya uygun.
- Televizyonda, radyodan, gazete-dergilerden ve internetten ne kadar gereksiz bilgi bombardımanına maruz kalıyorsunuz.
- Evinizde yaşamınızı zorlaştıran, dağınıklığa iten eşyalar ve düzenleri nasıl?
- Hafta sonu tatillerinizde, akşamlarınızda ailenizle ve kendinizle olan iletişiminizi engelleyici neler var, hiç düşündünüz mü?
- Daha kısa söylemek gerekirse iş ve özel yaşamınızdaki uzun vadeli hedefleriniz için size ayak bağı olan her ne varsa tespit edebiliyor musunuz? Var mı böyle bir biligisayar programı, bir robot v.s.
Lütfen kendimizi kandırmayalım. Tüm bunları düşünmeniz, sorgulamanız, yazmanız ve tekrar tekrar gözden geçirmeniz dahi fazlasıyla zamanınızı alacaktır. Zaten bir defaya özel bir şey değil ki, her güne her saate özel sorgulamalar, elemeler, sadeleştirmeler bunlar. Siz, siz olun gereksiz şeylerin esiri olmayın. Önce zihninizdeki gereksiz düşünce yolcuklarından başlayın, tavırlarınıza kadar. Kendime de size de başarılar diliyorum.
Saygılarımla.