sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
Unesco ergenlik dönemini, cesaretin çekingenliğe, macera isteğinin rahata üstün geldiğini çağ olarak tanımlar.
Coşkulu, heyecanlı, çalkantılı, tutkulu, fırtınalı bir dönemdir. kanı kaynayan geçte cinsel arzular davranışlarına egemen olmaya başlamıştır.
Uçarılık, haylazlık, gözü karalık bunalımlar, çatışmalar, öfkeler, kaygılar, bu dönemin özellikleridir. Tatlı hayaller, idealler, ilk sevgiler, sıkı arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır.
Ergenlik dönemindeki genç kendini arayıp bulma ve kanıtlama sabah işyerindeyken az çok bunalım geçirir. Bazı gençlerde bu bunalım karmaşa ve akıl sağlığı bozulmasına kadar varabilir.
Kendine yol çizme amacını belirleme, cinsel kimliğini oturtma, insan ilişkilerini düzene koyma içerisindedir.
Benlik kavramı ve benlik sınırları belirsizdir. "Ben kimim " sorusunu çok sorar. Bu dönemde din, uyruk, iş, yer değiştirmeler çok yaşanır.
Kimlik bunalımı çeken genci düzenli hayat sıkar. Başkasına benzemekten nefret eder. Başka kimsede olamaz kendiside olamaz.
Bir kimse olmayı beceremeyen genç dürtüseldir. Ani tepkileri ve çıkışları vardır. Sinirli, saldırgan, nankör tutumları nedeniyle ailesi ile çatışır.
Çoğu zaman uyumsuz kuşkucu ve alıngandır.
Alkol, sigara, maddeye kolayca yönelir. Böylece yalancı bir güven duygusu oluşur. Üstün ve başarılı görünme arzusunu, kıskançlığı, kuşkuculuğu bir süre uyuşturucu ile avutmaya çalışır. Grup baskısını üzerinde çok hisseder. Aidiyet duygusu ile toplumsal diğerleri hiçe sayabilir.
ANNE-BABALAR NE YAPMALI
Gencin hayatının fırtınalı dönemini geçirdiğini bilmeli. 20-22 yaşında bu dönem genelde geçer. En az zararla geçmesi için diyalog gerekir.
Eleştiri nasihat gibi yöntemler geri teper. Baskı, tehdit, korkutma ve sindirme gibi yöntemler isyana, yalana, evden kaçmaya götürür.
Gencin sevinç ve üzüntülerinden haberdar olmak gerekir.
Gence emir vermek yerine fikir vermeye, nasihat yerine aktif dinleyici olmaya ihtiyaç vardır.
Esnek, sabırlı ve sevgi dolu büyükler bu dönemde gençler için en büyük rehberlerdir.
Anne-baba pusulasız gence pusula olmayı başarabilmelidir.
Sevgi dolu bakış, güler yüz, tatlı birkaç söz gencin en büyük gereksinimidir.
GENÇLİK DEPRESYONU
Ergenlik dönemi hızlı büyüme ve gelişme çağıdır. Hormonal fırtına yaşanır.
Gençlik çağındaki ölümlerin iki nedeni vardır. Araba kazaları ve intiharlar.
Heyecanlı, riski seven, cesaretli, macera heveslisi, tatlı hayallerin ilk sevgilerin olduğu bu dönemde hayal kırıklıkları da çok olurlar. Hayat deneyimleri çok azdır ve çabuk kırılırlar.
Paraya ihtiyaçları fazla olmadığı için onur ve başarıya daha çok önem veririler.
Kötülükleri tanımadıklar için elleri açık ve iyilikseverdirler.
Aldatılmadıkları için çabuk güvenir ve çabuk bağlanırlar.
Hayatın tokadını yemedikleri için yüksek hayaller ve amaçlar edinirler.
İstekleri aşırıdır, tutkularının kölesi olurlar. Çünkü hayatı tanımamışlardır.
Duygular iniş çıkışlıdır. Birden üzülür, birden sevinirler. Olur olmaz şeyi sorun yaparlar.
Fizik görünümüne, süse-giyime merakları fazladır. Spora ilgileri artar. Aynayla fazla zaman geçirirler.
Gencin böyle bocalama ve kaos döneminde kırılganlığı çok artmıştır. Kolay depresif olurlar. Sakarlaşırlar.
DEPRESYONU NASIL YAŞARLAR ?
Hırsızlık, yalan söyleme, tik, tırnak yeme, evden-okuldan kaçma, ders çalışmama, sinirlilik, dik kafalılık, yalnızlık hissi, sürekli iç sıkıntısı çekme, uyumsuzluk aşırı hayaller kurma, öfkelilik aşırı hayaller kurma, öfkelilik, otoriteye düşmanlık gibi belirtiler gencin örtülü bir depresyon geçirdiğini gösterir.
ANNE-BABALAR NE YAPMALI?
Gencin davranış diliyle yaptığı bir yardım çağrısıdır. Büyükler bu mesajı almalıdır. Çocukları ile aralarında psikolojik bir duvar varsa üçüncü kişilerden ve profesyonellerden yardım almalıdırlar.
Bu fırtınalı dönemi sağlıklı geçiren genç değerler sistemi kazanır. Doğru ile yanlışı ayıran iç disiplin bu dönemde kazanılır.
Vicdan ne yapması, ne yapmaması gerektiğini söyleyen zihinsel bir süreçtir. Yanlış yapmaktan onu koruyan bir bekçidir. Bu bekçinin olgunlaşması bu dönemde olur. Anne-babanın yuva sıcaklığını hissettirmesi, yol göstericiliği ve onu bunaltmadan yapılan denetleyiciliği gence yapılan en önemli ruhsal yardımdır.
Azarlayan, hor gören, nasihatlerle onu düzeltmeye çalışan ebeveyn yerine onunla paylaşan, üzüntü ve sevinçlerini beraber yaşayan ebeveyn olunmalıdır.
Coşkulu, heyecanlı, çalkantılı, tutkulu, fırtınalı bir dönemdir. kanı kaynayan geçte cinsel arzular davranışlarına egemen olmaya başlamıştır.
Uçarılık, haylazlık, gözü karalık bunalımlar, çatışmalar, öfkeler, kaygılar, bu dönemin özellikleridir. Tatlı hayaller, idealler, ilk sevgiler, sıkı arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır.
Ergenlik dönemindeki genç kendini arayıp bulma ve kanıtlama sabah işyerindeyken az çok bunalım geçirir. Bazı gençlerde bu bunalım karmaşa ve akıl sağlığı bozulmasına kadar varabilir.
Kendine yol çizme amacını belirleme, cinsel kimliğini oturtma, insan ilişkilerini düzene koyma içerisindedir.
Benlik kavramı ve benlik sınırları belirsizdir. "Ben kimim " sorusunu çok sorar. Bu dönemde din, uyruk, iş, yer değiştirmeler çok yaşanır.
Kimlik bunalımı çeken genci düzenli hayat sıkar. Başkasına benzemekten nefret eder. Başka kimsede olamaz kendiside olamaz.
Bir kimse olmayı beceremeyen genç dürtüseldir. Ani tepkileri ve çıkışları vardır. Sinirli, saldırgan, nankör tutumları nedeniyle ailesi ile çatışır.
Çoğu zaman uyumsuz kuşkucu ve alıngandır.
Alkol, sigara, maddeye kolayca yönelir. Böylece yalancı bir güven duygusu oluşur. Üstün ve başarılı görünme arzusunu, kıskançlığı, kuşkuculuğu bir süre uyuşturucu ile avutmaya çalışır. Grup baskısını üzerinde çok hisseder. Aidiyet duygusu ile toplumsal diğerleri hiçe sayabilir.
ANNE-BABALAR NE YAPMALI
Gencin hayatının fırtınalı dönemini geçirdiğini bilmeli. 20-22 yaşında bu dönem genelde geçer. En az zararla geçmesi için diyalog gerekir.
Eleştiri nasihat gibi yöntemler geri teper. Baskı, tehdit, korkutma ve sindirme gibi yöntemler isyana, yalana, evden kaçmaya götürür.
Gencin sevinç ve üzüntülerinden haberdar olmak gerekir.
Gence emir vermek yerine fikir vermeye, nasihat yerine aktif dinleyici olmaya ihtiyaç vardır.
Esnek, sabırlı ve sevgi dolu büyükler bu dönemde gençler için en büyük rehberlerdir.
Anne-baba pusulasız gence pusula olmayı başarabilmelidir.
Sevgi dolu bakış, güler yüz, tatlı birkaç söz gencin en büyük gereksinimidir.
GENÇLİK DEPRESYONU
Ergenlik dönemi hızlı büyüme ve gelişme çağıdır. Hormonal fırtına yaşanır.
Gençlik çağındaki ölümlerin iki nedeni vardır. Araba kazaları ve intiharlar.
Heyecanlı, riski seven, cesaretli, macera heveslisi, tatlı hayallerin ilk sevgilerin olduğu bu dönemde hayal kırıklıkları da çok olurlar. Hayat deneyimleri çok azdır ve çabuk kırılırlar.
Paraya ihtiyaçları fazla olmadığı için onur ve başarıya daha çok önem veririler.
Kötülükleri tanımadıklar için elleri açık ve iyilikseverdirler.
Aldatılmadıkları için çabuk güvenir ve çabuk bağlanırlar.
Hayatın tokadını yemedikleri için yüksek hayaller ve amaçlar edinirler.
İstekleri aşırıdır, tutkularının kölesi olurlar. Çünkü hayatı tanımamışlardır.
Duygular iniş çıkışlıdır. Birden üzülür, birden sevinirler. Olur olmaz şeyi sorun yaparlar.
Fizik görünümüne, süse-giyime merakları fazladır. Spora ilgileri artar. Aynayla fazla zaman geçirirler.
Gencin böyle bocalama ve kaos döneminde kırılganlığı çok artmıştır. Kolay depresif olurlar. Sakarlaşırlar.
DEPRESYONU NASIL YAŞARLAR ?
Hırsızlık, yalan söyleme, tik, tırnak yeme, evden-okuldan kaçma, ders çalışmama, sinirlilik, dik kafalılık, yalnızlık hissi, sürekli iç sıkıntısı çekme, uyumsuzluk aşırı hayaller kurma, öfkelilik aşırı hayaller kurma, öfkelilik, otoriteye düşmanlık gibi belirtiler gencin örtülü bir depresyon geçirdiğini gösterir.
ANNE-BABALAR NE YAPMALI?
Gencin davranış diliyle yaptığı bir yardım çağrısıdır. Büyükler bu mesajı almalıdır. Çocukları ile aralarında psikolojik bir duvar varsa üçüncü kişilerden ve profesyonellerden yardım almalıdırlar.
Bu fırtınalı dönemi sağlıklı geçiren genç değerler sistemi kazanır. Doğru ile yanlışı ayıran iç disiplin bu dönemde kazanılır.
Vicdan ne yapması, ne yapmaması gerektiğini söyleyen zihinsel bir süreçtir. Yanlış yapmaktan onu koruyan bir bekçidir. Bu bekçinin olgunlaşması bu dönemde olur. Anne-babanın yuva sıcaklığını hissettirmesi, yol göstericiliği ve onu bunaltmadan yapılan denetleyiciliği gence yapılan en önemli ruhsal yardımdır.
Azarlayan, hor gören, nasihatlerle onu düzeltmeye çalışan ebeveyn yerine onunla paylaşan, üzüntü ve sevinçlerini beraber yaşayan ebeveyn olunmalıdır.