Sabahın karanlığına karşı açmıştı gözlerini. Bugün her şeyden farklı olacaktı onun için.Geçmişindeki acılarını geriye bırakacaktı.Çıktı evinden dışarı.Ormana doğru yöneldi.Güneş yavaş yavaş doğmaya başlamıştı.Ağaçların aralarında ışıkları vuruyordu.Yürüdü saatlerce yorulmuştu artık.Ne yaptığını kendide bilmiyordu.Nehir e doğru yöneldi.Suyundan tattı müthişti sanki tadı vücudunun zehirlerinden kurtaracak gibiydi.Akşam oluyordu havada sis vardı karanlık çökmeye başladı.Ormanda gezerken bir kulübe buldu.Yıkık ve döküktü.İçeri girdi gezdi her tarafını her tarafında anı ve yaşanmışlık doluydu.İçeride kimse yoktu.En üst kata çıktı merdivenlerden.Çıkarken tahtaları kırılmıştı merdivenin aşağı inmesi biraz zorlaşacaktı.Yukarı kattan sesler gelmeye başlamıştı.Pencere kenarında biri oturuyordu.Giderek yanına yaklaştı.Üzerinde siyah bir kıyafeti vardı yüzü de belli olmuyordu.Bir süre konuştular.Konuştukça tanımaya başladı.Eskilerden birisiydi.Hafıza kaybı geçirdikten sonra belirli şeyleri hatırlıyordu sadece.Bunu da şimdi hatırlamıştı.İlk sevdiği kişiydi karşısındaki.Eskisinden çok farklıydı.Yüzünde yaralar vardı ve solgun bakışlar.Bu eski harabe yerde nasıl yaşayabilirdi neden buradaydı? Cevaplarını aldı tüm sorularının. Eskiden bu harabe dediği yer aslında ikisinin eviydi.Mutlu günlerini hatırladı.Daha sonra ise sebepsiz yere terk ettiğini.Daha sonra neler olduğunu da.Hatırlamak istemedi bu anılarını kalbine acıyı yüklemişti.Nehirde akıttığı zehirleri şimdi ona daha fazla yüklenmişti.Yöneldi ona doğru gecenin karanlığını aydınlatan dolunayda sarıldılar birbirlerine.Kulübeden çıktılar dışarı karanlığın sonsuzluğunda gezmeye başladılar.Mezarlık çıktı karşılarına ölüler gibi diğer tarafta sonsuza kadar beraber olmak istediler.Kazdılar mezarlarını elleriyle.Derinleştirdiler iyice.Girdiler içine sarıldılar birbirlerine ve sonsuz bir uykuya daldılar…