İran sineması, dünya sineması kategorileri içerisinde en fazla derdi olan sinemalardan biri dersek sanırım yanlış olmaz. Gerek tarihi değişimleri, gerekse bu değişimlerin itici gücüyle dönüşen toplumsal yapısı İran sinemasının beslendiği noktalar olarak öne çıkar. İran sinemasının adının duyulmasında büyük katkıları olan ödüllü yönetmenler Abbas Kiyarüstemi, İbrahim Gülistan, Cafer Penahi gibi isimlerin yanı sıra yakın zamanda adını sıkça duyduğumuz, özellikle Oscar ödülü sayesinde geniş kitlelerce tanınan Asghar Farhadi de bu katkıya ciddi bir getiriyle dahil olmuştur.
Kendi topraklarında yaşanan yerel durumların insanlarda yarattığı evrensel duygular ve yaşanmışlıklardan beslenen Farhadi, Oscar ödüllü filmi Bir Ayrılıktan sonra bu defa bir ilki denemek üzere yola çıkmış. Kariyerindeki altıncı filmi olan Geçmiş (Le Passe) yönetmenin kendi ülkesi dışında çektiği ilk filmi. İranlı bir adamla Fransız bir kadının bitmek üzere olan evliliği ve bu süreçte yaşanan can sıkıcı olayları konu alan Geçmiş, bu defa göreceli olarak İran gerçeklerinden bir adım uzaklaşarak kültürlerarası bir misyonla bir ailenin parçalanmakta ve aynı zamanda yeniden yapılanmaya çalışan sürecine bürünüyor.
Muhafazakar bir kültürden tamamen uzaklaşarak o toplumun ögesi iki erkeği bambaşka bir dünyada, bambaşka bir anlayışın ortasında aynı kadının etrafında bir araya getiriyor. Bérénice Bejonun canlandırdığı Marie, İranlı Ahmaddan boşanarak bir başka İranlı erkekle, Samirle evlenmek istemektedir. Marienin ayrıca Ahmaddan önceki ilk eşinden olan iki de kızı vardır. İranın ataerkil mantığını tamamen alt üst eden bu kadın, bu kez başka topraklarda yaşıyor olmanın avantajını yaşıyor. Henüz Ahmaddan boşanmamış olmasına karşın Samirle birlikte yaşayan, hatta ondan evlilik dışı bir bebek dahi beklemekte olan Marie tüm bunları İranda yaşıyor olsaydı başına gelecekleri düşünmek bile istemezdik. Aynı zamanda Samirin de evli olduğunu özellikle belirtmek isterim. Bu anlamda Farhadi, Marieye yüklediği misyonla bu ince nüansı alttan altta film boyunca hissetirmeyi başarıyor.
Geçmiş tüm karakterlerin ortak belasıdır. Birbiriyle bağıntılı yaşanmışlıklar arkadan arkaya bir hayalet gibi hepsini takip etmektedir. Tüm bu sıkışmışlığın arasında Marie ve Samir bir an önce birlikte olabilmek için fırsat ararken, Marienin büyük kızı Lucie önce Ahmadı korkunç sırrına ortak eder, sonra da izleyiciyi
Yaşanan gerilim ve bir türlü çözümlenemeyen durum Samirin karısı Célinele açığa kavuşabilecekken, onun da uzun süredir komada olması işleri daha da çıkmaza sürükler. Seyirci film boyunca karşılaşmayı umduğu Célinein bir süre sonra karakterlerin hayatlarını zindan eden bir hayalet olduğunu ya da onları vicdanlarıyla yüzleşmeye mecbur bir etken olduğunu düşünür.
Filmlerindeki klasik atmosferden uzaklaşarak, bu defa İranı bir lezzet olarak hikayeye dahil etmeyi tercih eden Farhadi, yine bol ödüllü bir filmle ülkemiz sinema seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor. Geçmiş, Altın Kürede Yabancı Dilde En İyi Film dalında aday olmuş; aynı zamanda Cannes Film Festivalinde Bérénice Bejoya En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandırırken, Palme dOr adaylığının yanı sıra Farhadiye de bağımsız filmlerin ödüllendirildiği Ecumenical Jury ödülünü kazandırmıştır.
Keyifli Seyirler
-
Ayca Yönyül Ögetürk -