Futbol endüstriyelleşmiş olabilir. Ama biz müşteri ya da meta değiliz. Taraftarız.
Seyirciyiz.
Renklerine sevdalandığımız tutkunlarız.
Başarısızlıkta, yenilgide hatta hayal kırıklıklarında da takımımıza, futbola küsmemişiz.
Yıllardır söyledik. Şimdi bağırmak zamanı…
Biz Gaziantepspor taraftarları…
Gündelik yaşamımızda peşinde koştuğumuz ahlakı, erdemi, dürüstlük ve olgunluğu sahada da görmek istiyoruz. Bizler Hatice’nin ahvalini önemserken, neticenin ille de başarının biricik kriteri olmadığına inanmalıyız.
Elle atılan golle hüzünlenmeli, kendini yere atıp penaltı kazanan oyuncuya öfkelenmeli, rakibine dirsek vuranı, çelme takanı ıslıklamalı, haksız yere ceza gören rakip oyuncuyu savunmalıyız.
Bugün memleket futbolu büyük bir sınavdan geçiyor. Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl “ille de başarı” diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz.
Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz.
Bugün sevdalandığımız renklerin, kırmız-siyahın bir gün süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün futbol tayfası elbette bizim için masumdur. Onlara önyargı ile bakmıyoruz. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddediyoruz. Artık “o” futbol tayfası bize bizden olduğunu kanıtlamak zorunda...
Şimdi iki takım var: Biri namuslu ve dürüst olanların, endüstriyel futbola inat, futbolun etik tarafını da önemseyenlerin takımı… Diğeri ise şike, düzenbazlık ve hile ile çıkar peşinde koşup “kirli” başarıları kutsayanların takımı… Biz Gaziantepspor taraftarları ilkini temsil etmeliyiz, ilkine sahip çıkmalıyız.
Onun içindir ki masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız “zanlı” futbol tayfası ile aramıza mesafe koymalıyız. Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne “büyük” diye bağırmalıyız ne de “yanındayız” diye destek vermeliyiz.
Artık aidiyet değil, hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünmeliyiz. Zira biliriz ki eğer ortada kırmızı siyahlı Gaziantepspor’umuzu zan altında bırakacak bir iddia varsa, biz utanacağız...
Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o puana da kupaya da saygı duymayacağız. Eğer ki bir kişi bile vaatle takımımıza, Gaziantepspor’a karşı yeterince koşmamışsa biz sevinmeyeceğiz.
Kimse “Bilseler sevgimizi, asarlar bizi” dediğimiz için her şeyi mübah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.
Diyoruz ki:
Bu çağrıya kulak verin: Arının… Temizlenin… Masumiyetinizi sadece yargıya değil, bütün futbolseverlere de kanıtlayın. Arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar futbolla aranıza mesafe koyun. Futbola yapılacak en büyük iyilik budur.
Diyoruz ki:
Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdela bağlayalım. Bilelim ki o kurdela sahibi olan bizler futbolda “Temizlik Hareketi”nin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım.
Ey diğer renklere gönül verenler… Bu çağrıya destek verin…
Var mısınız?..
Başarısızlıkta, yenilgide hatta hayal kırıklıklarında da takımımıza, futbola küsmemişiz.
Yıllardır söyledik. Şimdi bağırmak zamanı…
Biz Gaziantepspor taraftarları…
Gündelik yaşamımızda peşinde koştuğumuz ahlakı, erdemi, dürüstlük ve olgunluğu sahada da görmek istiyoruz. Bizler Hatice’nin ahvalini önemserken, neticenin ille de başarının biricik kriteri olmadığına inanmalıyız.
Elle atılan golle hüzünlenmeli, kendini yere atıp penaltı kazanan oyuncuya öfkelenmeli, rakibine dirsek vuranı, çelme takanı ıslıklamalı, haksız yere ceza gören rakip oyuncuyu savunmalıyız.
Bugün memleket futbolu büyük bir sınavdan geçiyor. Kaybettiğimiz, üzüntüden kahrolduğumuz maçların nasıl parayla satın alındığını, nasıl “ille de başarı” diyenlerin hayatımızın biricik sevdasını istismar ettiğini öğreniyoruz.
Bugün maaşımızdan arttırdığımız bir biletin, harçlığımızdan biriktirdiğimiz bir deplasman biletinin ardında aslında ne oyunlar oynandığını, ne hile ve düzenbazlıklar olduğunu öğreniyoruz.
Bugün sevdalandığımız renklerin, kırmız-siyahın bir gün süregelen soruşturmanın sadece mağduru değil, zanlısı da olabileceğini öğreniveriyoruz.
Mahkemenin kararını vereceği son güne kadar bu olayda ismi geçen bütün futbol tayfası elbette bizim için masumdur. Onlara önyargı ile bakmıyoruz. Ancak diğerlerinin yaptığı gibi arkalarından peşi sıra gitmeyi de reddediyoruz. Artık “o” futbol tayfası bize bizden olduğunu kanıtlamak zorunda...
Şimdi iki takım var: Biri namuslu ve dürüst olanların, endüstriyel futbola inat, futbolun etik tarafını da önemseyenlerin takımı… Diğeri ise şike, düzenbazlık ve hile ile çıkar peşinde koşup “kirli” başarıları kutsayanların takımı… Biz Gaziantepspor taraftarları ilkini temsil etmeliyiz, ilkine sahip çıkmalıyız.
Onun içindir ki masum olduğuna inandığımız, sonuna kadar inanacağımız “zanlı” futbol tayfası ile aramıza mesafe koymalıyız. Masumiyetlerini kanıtlayıncaya kadar ne “büyük” diye bağırmalıyız ne de “yanındayız” diye destek vermeliyiz.
Artık aidiyet değil, hukuk devreye girmiştir. Adaleti simgeleyen o gözü bağlı kadın kadar tarafsız ve objektif düşünmeliyiz. Zira biliriz ki eğer ortada kırmızı siyahlı Gaziantepspor’umuzu zan altında bırakacak bir iddia varsa, biz utanacağız...
Eğer ki puan ya da kupa için anlaşılmışsa o puana da kupaya da saygı duymayacağız. Eğer ki bir kişi bile vaatle takımımıza, Gaziantepspor’a karşı yeterince koşmamışsa biz sevinmeyeceğiz.
Kimse “Bilseler sevgimizi, asarlar bizi” dediğimiz için her şeyi mübah göreceğimizi beklemesin. Biz sevdiğimiz renklerin sevdalısıyız, belalısı olmayacağız.
Diyoruz ki:
Bu çağrıya kulak verin: Arının… Temizlenin… Masumiyetinizi sadece yargıya değil, bütün futbolseverlere de kanıtlayın. Arınıncaya, temizleninceye ve masumiyetinizi kanıtlayıncaya kadar futbolla aranıza mesafe koyun. Futbola yapılacak en büyük iyilik budur.
Diyoruz ki:
Formalarımıza, atkılarımıza bir siyah kurdela bağlayalım. Bilelim ki o kurdela sahibi olan bizler futbolda “Temizlik Hareketi”nin erleriyiz. Manifestomuzu birlikte yazalım.
Ey diğer renklere gönül verenler… Bu çağrıya destek verin…
Var mısınız?..