ashli
Bayan Üye

GEÇTİĞİMİZ YIL ARAMIZDAN AYRILAN ÜNLÜ TİYATROCU VE OYUNCU GAZANFER ÖZCAN, ÖLÜMÜNÜN BİRİNCİ YILINDA AİLESİ, DOSTLARI VE SEVENLERİ TARAFINDAN ANILDI!..
İstanbul Şehir Tiyatroları'nda oyuncuyken 1962 yılında evlendiklerini ve bir süre sonra buradan ayrılarak “Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu”nu kurduklarını belirten Gönül Ülkü, yıllarca ara vermeden tiyatro sahnesinde çalıştıklarını ifade etti.
Türk televizyon tarihinin unutulmaz dizilerinden Kuruntu Ailesi'nin “Hüsnü Kuruntusu”, Avrupa Yakası'nın “Tahsin Amcası” Gazanfer Özcan, ölümünün birinci yılında ailesi, dostları ve sevenleri tarafından özlemle anılıyor.
Geçen yıl bugün, kronik akciğer rahatsızlığı ve damar tıkanıklığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Türk tiyatrosunun duayeni “Devlet Sanatçısı” Gazanfer Özcan'ın, insani kişiliğini, kendine özgü oyunculuğunu, tiyatro aşkını sevenleri anlattı.
Özcan'ın, 47 yıl aynı yastığa baş koyduğu, kendisi gibi tiyatroya uzun yıllar gönül veren eşi Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan'sız bir yılın çok zor geçtiğini belirterek, “Biz iki kişi, bir kişiydik. Yarım gitti benim, hala alışamadım. Her an gelecekmiş gibi her şey yerli yerinde” dedi.
“Gazanfer Özcan, çok samimi ve doğal sahne sempatisine sahip bir tiyatro sanatçısıydı, mimiklerini kullanırken büyük bir ustalık sergilerdi” diye konuşan Ülkü, eşinin lisedeyken oynadığı “Hisse-i Şayia” adlı oyundaki “Bican Efendi” rolüyle tiyatroya başladığını ve İstanbul Şehir Tiyatrolarının Çocuk Bölümünde de tanıştıklarını anlattı.
Türk televizyon tarihinin unutulmaz dizilerinden Kuruntu Ailesi'nin “Hüsnü Kuruntusu”, Avrupa Yakası'nın “Tahsin Amcası” Gazanfer Özcan, ölümünün birinci yılında ailesi, dostları ve sevenleri tarafından özlemle anılıyor.
Geçen yıl bugün, kronik akciğer rahatsızlığı ve damar tıkanıklığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitiren Türk tiyatrosunun duayeni “Devlet Sanatçısı” Gazanfer Özcan'ın, insani kişiliğini, kendine özgü oyunculuğunu, tiyatro aşkını sevenleri anlattı.
Özcan'ın, 47 yıl aynı yastığa baş koyduğu, kendisi gibi tiyatroya uzun yıllar gönül veren eşi Gönül Ülkü, Gazanfer Özcan'sız bir yılın çok zor geçtiğini belirterek, “Biz iki kişi, bir kişiydik. Yarım gitti benim, hala alışamadım. Her an gelecekmiş gibi her şey yerli yerinde” dedi.
Tiyatro sanatçısı Zihni Göktay da büyük bir ustayı kaybetmelerinin üzerinden bir yıl geçtiğini, Gazanfer Özcan'ın yeri dolmayacak büyük bir komedyen olduğunu ifade etti.
“Sağken kıymetini bilmediğimiz sanatçıları, öldükten sonra ne kadar ansak da o kendisi yaşarken bu mutluluğu tatmadığı için üzülüyoruz” diyen Göktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yaşayan ağabeylerimiz var Nejat Uygur, Erol Günaydın, Halit Akçatepe gibi. Kültür ve Turizm Bakanlığı veya İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, bu sanatçıları bir araya getirerek özel bir etkinlik yapmalı. Gazanfer Özcan'ın cenazesinde, Kadıköy Meydanı miting alanı gibiydi. Haldun Taner Sahnesi'ne ve Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin avlusuna cemaat sığmadı. O cemaat, Gazanfer Özcan'ın tiyatrosuna bilet alıp gitselerdi, maliyeye olan borcu sıfıra inmişti. Devletin, gerek yurt içinde gerekse yurt dışında en önemli enstrümanı sanatçılardır. Bizim mesleğimiz enternasyonal bir meslek değil. Biz Türkçe oyun oynuyoruz, Türk filminde oynuyoruz. Bu nedenle, sanatçılar unutulmamalı, hatırlanmalı.”
Gazanfer Özcan'ın, Geleneksel Türk tiyatrosunun gelmiş geçmiş en iyi oyuncularından biri olduğunu ifade eden Göktay, “Çok hızlı oynanan oyunları, ileri yaşlarında bile performansından bir gram eksiltmeden oynayan örnek bir komedyendi. İnsanı aynı zamanda hüngür hüngür ağlatırdı da. Son yıllarında özel tiyatrosunda komedi ağırlıklı oynadı” diye konuştu.
Tiyatro sanatçısı Erol Günaydın da çok üzgün olduğunu dile getirerek, “Yokluğunu her zaman hissediyorum” ifadesini kullandı.
Gazanfer Özcan'ın, tam anlamıyla bir halk oyuncusu ve çok sıcak bir insan olduğunu ifade eden Günaydın, “Samimiydi. Onun meziyeti, Allah vergisi bir meziyetti” dedi.
Duayen sanatçıların zamanla unutulduğunu ve onların hatırlanması için çeşitli etkinliklerin düzenlenmesi gerektiğini belirten Günaydın, “Bir vefasızlık var. Unutuluyor insanlar, hatırlanmıyorlar, acıyorlar. Acınacak değil, onlar iftihar edilecek insanlar” şeklinde konuştu.