ALIŞ-SATIŞ-İPOTEK
TAŞINMAZ SATIŞI NASIL YAPILIR?
Bir gayrımenkul sadece Tapu Sicil Müdürlüğü’nde satılır. Satış tapuda sicil muhafızı önünde yapılmalıdır. Noterler satış yetkilerine sahip değildir. Noterde sadece “SATIŞ VAADİ” yapılıbilir. Satış için noterler başka bir işlem yapamazlar. Taşınmazın bulunduğu bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’ne 2 vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanıyla başvurulur. Tüzel kişilerin satış yapabilmesi için Ticaret Sicil Memurluğu’ndan yetki belgesi alınması gerekir.
İPOTEK NEDİR, NASIL YAPILIR?
Var olan veya doğacak herhangi bir nedenden doğan alacağı temin etmek için taşınmaz üzerine ipotek uygulanır. Söz konusu alacak sağlandığında ipotek tapuda fekkedilir (kaldırılır). Alacağın ödenmesine rağmen ipotek kaldırılmamışsa , taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulup ipotek fekkedilir. Bir taşınmaz eğer alıcı kabul ederse , üzerindeki ipotekle birlikte satılabilir.
İNTİFA HAKKI NE DEMEKTİR?
Bir taşınmazdan faydalanmak hakkına intifa hakkı denir. İntifa hakkı sahibi malik olmak zorunda değildir. Ancak malik tarafından bir kişiye intifa hakkı verilirse bu hak o kişinin ölümüne dek sürer. Ve bu hak hiçbir şekilde başkasına devir edilemez.
İNŞAATTAN DAİRE ALINMASI MÜMKÜN MÜDÜR?
Taşınmaz inşaat halindeyken içinden bir daire seçilip alınabilir. Ancak inşaat tamamlanmadan kat mülkiyetine geçilmediğinden, kat irtifak tapusu alınabilir. Kat irtifak tapusu almadan bir kağıt üzerinde yazılarak alım yapılmamalıdır. Çünkü satış koşulları gerçekleşmediğinden satıcı daireyi irtifak tapusu ile başkalarına da satabilir. O halde halk arasında “ el kağıdı “ denilen imzalı gayrimenkul satış belgesi, tazminat davası açmakta delil olarak kullanılmaktan başka bir işe yaramaz.
TAPUDA ALIM SATIM VERGİ ORANLARI NEDİR?
Tapuda taşınmaz satışı, belirtilen değer üzerinden toplam % 3’ dür. Bunun % 1,5’i mal sahibine % 1,5’i ise alıcıya aittir.
APARTMAN YÖNETİMİ
Apartmanlarda oturmak belli sorumlulukları da beraberinde getirir. Ortak yaşanan binanın sorunlarına çözüm götürmek ve gerekli hizmetleri yapmak için yönetim kurulları oluşturulmuştur. Çoğu zaman amatör bir ruhla çalışan bu kurullar, aslında kanunlarla belirlenen maddeler ışığında çalışmak zorundadır.
OTURMADIĞIM DAİRENİN APARTMAN GİDERLERİNE İŞTİRAK ETMEK ZORUNDA MIYIM?
Dairenin maliki olduğunuz müddetçe; otursanız da oturmasanız da giderlere iştirak etmek zorundasınız. Ödemelerinizi yapmadığınız takdirde, yönetici aleyhinizde icra takibi yapabilir, mal varlığınıza haciz koyabilir. Yönetici bunun yanında, sizden aylık yüzde 10 gibi yüksek bir faiz talep edebilir. Yöneticinin yapacağı muamelelere karşı sizin savunulacak pek bir hakkınız olmayacaktır ve sonuçta borcunuzu faizi, icra masrafı ve avukat ücreti ile birlikte ödemek zorunda kalırsınız. İşte bu nedenlerle, ortak giderlerden hissenize düşen payı ödemenizde yarar var.
YAKIT BEDELİNDE PAY ORANI NEDİR?
Apartman sakinlerinin yakıt bedelini öncelikle aparѴman yönetim planından tetkik etmeleri gerekir. Yönetim planında hangi dairelerin ne oranda yakıt bedeli ödeyeceği yazılı olmalıdır.
Apartman sakinleri yönetim planında gösterilen şekle uymak zorundadır, planda bu konuda açıklık yoksa, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre, yakıt giderini arsa payı oranında ödemeniz gerekecektir. Bu taktirde de dairenizin arsa payını öğrenmeniz gerekir. Bunu da ya yönetim planından, ya da daireyi size kiralayan ev sahibinizin tapu senedinden öğrenirsiniz.
SU SAATLERİ ORTAK OLUNCA NE YAPMALI?
Bu durumda olanlar için, ortak su parasının bölüştürülmesi konusunda uygulanacak muhtelif bölüştürme usulleri vardır ve bunlardan hiçbiri için tam adildir denilemez. Ancak binanızda yazlığa gidenler, seyahate çıkanlar para ödemezse, gündüzleri çalışanlar da gündüz evde olmadıkları için yarı para ödemeyi teklif edecek, küçük çocuğu olanlar küçüklerin hesaba katılmamasını isteyecek, balkonu bulunmayanlar balkon yıkadıkları için balkonu olanların diğer kat sahiplerinden daha fazla ödemesi gerektiğini ileri sürecek ve akla gelmeyen bin türlü ihtimal devreye sokularak iş içinden çıkılmaz hale gelecektir. Bunun için kanunun da öngördüğü şekilde, bölüştürme sırasında yönetim planında temel alınan usul, herkese tam olarak uygulanmalıdır. Buna göre hiç evde oturmayan kimseler dahi ortak giderlere katılacak ve ortak ödemeler yapılacaktır.
MALİKLERİN İZNİ ALINMADAN, TERASA KAÇAK KAT YAPILMIŞSA…
İmar mevzuatını altüst eden ve adına kısaca İmar Affı denen yasalar serisi hemen her yıl çıkarılmaktadır. Uygulaması son derece zor olan ve bazen yerleşmiş hukuk kavramlarına ters de düşebilen bir mevzuattır. Buna bağlı yatırım kanunları hakkında Yargıtay’ın muhtelif içtihatları, özetle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri yürürlükten kaldırılmadıkça, şu anda bu kanuna tabi binaların ortak yerlerinin işgali, İmar Affı mevzuatına girmemektedir. Bu uygulumalar hakkında idari yargı yoluna gidilmesi mümkündür. Ancak sonuç alınması 3 yıldan aşağı değildir.
GİRİŞ KATINDA OTURANLAR ASANSÖR GİDERLERİNE KATILMAK ZORUNDA MIDIR?
Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi binalarda ortak yerleri kullanmamaktan dolayı bunların masrafına iştirakten kaçınılamaz. Ancak bunun aksine hükümler yönetim planına konabilir ve böyle bir hüküm de geçerlidir. Çoğunlukla uygulamada gördüğümüz, bu tür bağımsız kat maliklerinin asansör giderlerinden muaf tutulduğudur. Eğer yönetim planında böyle bir madde yoksa, konuyu bağımsız bölüm malikleri toplantısında gündeme getirerek, yönetim planı değişikliği talep edebilirsiniz. Bu toplantıda adil bir karar alınmazsa, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 33. maddesine göre, açıkça adalet kurallarına aykırı durumun değiştirilmesi ve adil bir hale getirilmesi için, bulunduğunuz yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvurabilir, yönetim planındaki hükmün değiştirilmesini talep edebilirsiniz.
APARTMAN YÖNETİM PLANINDA TOPLANTI TARİHİ TESPİT EDİLMEMİŞSE…
Yönetim planında toplantı zamanı tespit edilmemiş olduğu hallerde kanun gereği takvim yılının ilk ayı içinde yapılması gereken toplantı, bu ayın birinci gününden sonuncu gününe kadar (son gün dahil) yapılabilir. Son gün bir tatil gününe rastlasa da, bu süre uzamayacaktır. Çünkü, Kat Malikleri Kurulu’nun mutlaka iş günü içinde yapılmasını gerektiren bir ihtiyaç söz konusu değildir. Aksine gerek tatil günleri, gerekse mesai saati dışındaki zamanlar, kurul toplantısı için daha elverişlidir.
APARTMAN OLAĞAN TOPLANTISI, YÖNETİM PLANINDA BELİRTİLEN ZAMANLARDA YA DA TAKVİM YILININ İLK AYI İÇİNDE YAPILMAMIŞSA NE OLUR?
Bu gibi durumlarda, olağanüstü toplantıların yapılması mümkündür. Fakat olağanüstü toplantıyı gerektirecek önemli sebeplerin önceden görülebilmesi mümkün değildir ve hiçbir kat maliki, yönetim planında belirlenmiş tarihlerin ya da Ocak ayının dışındaki bir zamanda yapılacak olan olağan toplantıyı beklemek durumunda bırakılmamalıdır. Olağanüstü toplantılarda, toplantının 15 gün önce kat maliklerine bildirileceğine ilişkin hüküm de bu husustaki sakıncayı nispeten giderebilecektir.
APARTMAN YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE SEÇİLECEK ÜYELERDE ARANACAK ŞARTLAR NELERDİR?
Kanunda, yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kimselerdѥ hangi niteliklerin bulunması gerektiği hususunda bir açıklık yoktur. Sadece bu üyelerin kat maliklerinin dışındaki kimselerden de seçilebileceği belirtilmiştir. Ancak, görevin özelliği dikkate alınırsa, bu üyelerde gene de birtakım niteliklerin bulunması gerektiği sonucuna varılır. Yönetim kurulu üyelerinde aranacak şartlarla yöneticide aranacak şartlar arasında bir fark söz konusu değildir.
YÖNETİCİNİN KAT MALİKLERİ KURULU’NDAN KARAR ALMAKSIZIN YAPABİLECEĞİ İŞLER NELERDİR?
Yönetici (veya yönetim kurulu), anataşınmazın yönetimiyle ilgili bütün işlerde yetkilidir. Ancak, yönetim planı ya da Kat Malikleri Kurulu, yöneticinin yetkili olduğu konuların sınırını çizmiş olabilir. Bundan başka, yönetici, kat maliklerini çok önemli mali yükler altına sokabilecek işleri de, ancak Kat Malikleri Kurulu’ndan karar aldıktan sonra yapmalıdır. Hangi işlerin kat maliklerine ağır yükler getireceğinin tayininde, ilgili binanın konumu, nitelikleri ve oturanların ortalama gelir seyirleri ile sosyal durumları gibi faktörler göz önüne alınmalıdır.
YÖNETİMİN DENETÇİ TARAFINDAN DENETLENMESİ NASIL YAPILIR?
Yönetici ( veya yönetim kurulu), denetçi tarafından yönetim dönemi boyunca denetlenir. Denetçi, yönetim planında ayrı bir zaman öngörülmemişse, Ocak ayı içinde Kat Malikleri Kurulu’na denetimin sonucunu bildiren bir rapor verir. Bu rapor, daha önceden çoğaltılarak kat maliklerine taahhütlü mektupla gönderilir.
DENETÇİNİN TUTMAK ZORUNDA OLDUĞU DEFTERLER VAR MIDIR?
Denetçi ( ya da denetim kurulu), tıpkı yönetici gibi, birden başlayan sıra numaraları taşıyan ve her sayfası noter mührüyle tasdik edilmiş bulunan ayrı bir defter tutmak zorundadır. Bu deftere, denetçilerin kararları ve gerekli görülen diğer hususlar yazılır. Bu defterin de, her yıl Ocak ayı içinde notere kapattırılması uygun olur.
YÖNETİCİNİN GÖREVİNİN SONA ERMESİ
Yöneticinin görevi, normal halde, görev süresinin bitiminde kendiliğinden sona erer. Öte yandan, yönetici ile kat malikleri arasındaki ilişkinin vekalet olduğu da bilinmektedir. Bu durumda, vekalet sözleşmesinin sona ermesine ilişkin hükümler de uygulama alanı bulacaktır. Genel olarak sözleşmelerin sona ermesiyle ilgili sayılabilecek diğer hükümler de burada uygulanabilir.
YÖNETİM KURULU NASIL OLUŞTURULUR?
Kat malikleri anataşınmazın yönetimini, kendi aralarında veya dışarıdan seçecekleri bir yöneticiye, yahut üç kişilik bir yönetim kuruluna verebilir. Kanun, yönetim kurulunun oluşması için üç kişinin bulunmasını aramışsa da , bu sayının kesin olup olmadığı hususunda herhangi bir işaret yoktur. Buna göre yönetim kurulu, Kat Malikleri Kurulu’nca bütün kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından çoğunluğunun oyu ile atanır. Kanun bu atamanın bir yıl için yapılacağını, Kat Malikleri Kurulu’nun yıllık toplantısında bu işlemin yenileneceğini belirtmiştir (KMK 34/I ).
KİMLER YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLABİLİR?
Yönetim kurulu üyelerinin kat malikleri arasından seçilmesi mümkün olduğu gibi, dışarıdan seçilmesi de mümkündür. (KMK. 34/I). Kanunda, yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kimselerde hangi niteliklerin bulunması gerektiği hususunda bir açıklık yoktur. Ancak görevin özelliği dikkate alınırsa, bu üyelerde yine de birtakım niteliklerin bulunması gerektiği sonucuna varılır. Yönetim kurulu üyelerinde aranacak şartlar (temyiz gücüne sahip, reşid olan, bedensel engeli olmayan, ahlaka, kişilik haklarına ve kamu düzenine saygılı vb.), yönetci seçiminde aranacak şartlardan farklı değildir.
BİNALARDA YÖNETİCİ BULUNMASI KANUNEN ZORUNLU MUDUR?
Bağımsız bölüm sayısı 8 ya da daha fazla olan kat mülkiyetine tabi binalar için bir yönetici tayin etmek kanunen zorunludur (34 / II ). Ancak anataşınmazın bütün bağımsız bölümleri tek bir kişinin mülkiyetindeyse, malik kanunen yönetici durumundadır.
YÖNETİCİNİN GÖREV VE YETKİLERİ NELERDİR?
Kanun, yöneticinin görevlerinin yönetim planında gösterileceğini hükme bağlamıştır ( KMK 35 ). Ancak kanun, yönetim planında aksine hüküm yoksa, yöneticinin görevlerini kendisinin sayması yoluna gitmiştir. Buna göre; Kat Malikleri Kurulu’ nun aldığı kararların yerine getirilmesi; anayapının kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı, sigorta ettirilmesi; avansların toplanması;yönetimle ilgili bütün ödemelerin kabulü;yönetimi ilgilendiren tebligatın kabulu; süre aşımına veya bir hakkın kaybına sebebiyet verilmemesi; anataşınmazın korunması ve bakımı için gerekli tedbirlerin alınması; dava ve icra takibi yapılması; bankada hesap açtırılması; Kat Malikleri Kurulu’ nu toplantıya çağırma; işletme projesinin yapılması; bildirimde bulunma; kanuni temsil yetkisini kullanması görevleridir.
YÖNETİCİNİN TUTMAK ZORUNDA OLDUĞU DEFTERLER NELERDİR?
Yönetici kanunen sadece karar defteri tutmak zorundadır. Bu defterin her sayfası noter mührüyle tasdik edilmelidir. Karar defterinin sayfaları mutlaka 1’ den başlayan sıra numarası taşımalıdır. Ancak, uygulamada pek çok yöneticinin işletme defteri, kasa defter gibi kanunen tutulması zorunlu olmayan yardımcı nitelikteki defterleri tuttuğu da görülmektedir. Yönetici bütün belgeleri bir dosya halinde düzenli biçimde saklamalıdır. Görev süresi bitiminde ise , bütün defterleri yeni seçilen yöneticiye devretmelidir.
YÖNETİCİ KİM TARAFINDAN NASIL ATANIR, GÖREV SÜRESİ NE KADARDIR?
Kanunumuz yöneticinin her yıl yeniden atanacağını, yani görevinin bir yıl süreceğini hükme bağlamış bulunuyor. Yöneticilik görevinin uzun süre yahut süresiz olarak belirli bir kişiye veya kurula verilmesi durumu, birtakım sakıncalar doğurabilir. Gerçi görevde kalması sakıncalı görülen yöneticinin , Kat Malikleri Kurulu kararı ile görevine herzaman son verilmesi imkanı da vardır. Yöneticinin görevden alınmasını isteyen kat malikleri, bu konudaki isteğini ilk önce Kat Malikleri Kurulu ‘ na götürmek zorundadır. Ancak, bundan sonra bu isteği reddeden kurul, kararın iptalini ve dolayısıyla söz konusu yöneticinin görevden alınmasını hakimden istemelidir
KİRA NEDİR?
Kiralayanın, bir şeyin kullanımını kiracının verdiği bir bedel karşılığında ve belli bir süre için kiracıya bırakmasıdır. Buna göre bir kimse, bir hakkını veya bir malını bir bedel karşısında onu kiralayan kimseye kullanması veya yararlanması için bırakmışsa, bu iki kişi arasında kira ilişkisi vardır. Bunlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen duruma kira sözleşmesi, aralarındaki ilişkiye de kira denir.
KAÇ ÇEŞİT KİRA SÖZLEŞMESİ VARDIR?
İki çeşit kira sözleşmesi vardır; yazılı kira sözleşmesi ve sözlü kira sözleşmesi. Kira sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasında ispat açısından sayısız fayda vardır. Hatta aktin noterde yapılması, gelecekte olabilecek anlaşmazlıkların kolay yönden çözümü açısından sağlıklı bir yoldur. Zira noterde yapılan bir sözleşmenin varlığına, imzasına ve içeriğine yapılan itirazlar kabul görmez. Kira akdi sözlü olarak da gerçekleştirilirse, sözleşmenin sıhhati ve ispatı açısından zorluklar meydana gelebilir.
KİRA BEDELİ ÖDENMEDİĞİNDE KİRALAYAN NE YAPABİLİR?
Kiracı, kira bedelini süresinde ödemediği takdirde konut sahibi noterden 30 günlük ihtarname veya icradan 30 günlük ödeme emri gönderir. 30 gün sonunda halen ödeme yoksa İcra Tetkik Mercii’ ne başvurarak tahliye talep edebilir. Eğer (ihtardan sonra) kira yatar, fakat bir yıl içinde bu durum 2 kez gerçekleşirse, kontratın bitiminde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde “2 haklı ihtar” sebebiyle tahliye davası açılabilir.
KİRACININ İFLASINDA KİRA SÖZLEŞMESİ FESHEDİLİR Mİ?
Bu konu Borçlar Kanunu’nda 261. maddeye göre düzenlenmiştir. Eğer kiracı iflas ederse, birikmiş ve işleyecek kira bedelleri için, bunları ödeyebileceğine dair, münasip bir süre içinde teminat da veremezse, o zaman kiralayan sözleşmeyi bu sebeple feshedebilir.
HAKLI İHTAR NEDİR?
Kiracı kontratın başladığı günden itibaren en geç 5 gün içinde kira parasını yatırmazsa konut sahibi kirayı 30 gün içinde ödemesi için noterden bir ihtarname veya icra dairesinden ödeme emri gönderir. Eğer kira bedeli 30 gün içerisinde yatmazsa bu gönderilen ihtar haklı bir sebebe dayandığı için “Haklı İhtar” sayılır konut sahibi haklı ihtar gerekçesiyle tahliye davası açabilir
BİRDEN FAZLA KİRACIDAN BAZILARI SÖZLEŞMEYE UYMAZSA…
Kira sözleşmesi bir bütündür. Bu nedenle sadece sorun çıkaran kiracıya değil, olumlu hareket etse bile bütün kiracılara ayrı ayrı ihtarname çekmek gerekir.
APARTMAN GİDERLERİ KİRACIYA MI, EV SAHİBİNE Mİ AİTTİR?
Kira akdine ortak giderlerin kiracıya ait olduğu yazılı ise, kiracının şahsi hizmetine ayrılanlar kiracıya aittir. Bunlara örnek olarak kapıcı ücreti, ortak elektrik, ortak su parası veya yakıt giderini verebiliriz. Anayapıya ait masraflar ise ev sahibine ait olacaktır; Boya, badana, kalorifer kazanı değiştirilmesi gibi.
KİRANIN DEVRİ NEDİR?
Kiracının, kira sözleşmesinin konusu olan kullanma hakkını devretmesidir.
KİRA SÖZLEŞMESİNİN SÜRELİ OLMASI NEDİR?
Kira sözleşmelerinin geçerli olması için süreli olması şart olmamakla beraber, taraflar anlaşarak kira sözleşmesini süreli yapabilirler. Tarafların özgür iradeleri ile kararlaştırdıkları altı ay, bir yıl, üç yıl gibi belirli bir zamanı içeren kira sözleşmelerine süreli kira sözleşmesi denir.
ÖLÜNCEYE KADAR SÜRELİ KİRA SÖZLEŞMESİ
Her ne kadar kira sözleşmesinin süresi ölünceye kadar denmişse de insanın ne zaman öleceği belli olmadığı için sözleşme süresiz sayılır. Bu nedenle de ve hasılat kirası olması sebebiyle kira başlangıcından itibaren altı aylık dönemlere ayrılarak son altı aydan, yani bozulması istenen tarihten altı ay önce kira sözleşmesini sona erdirme ihbarında bulunularak bu sözleşme sona erdirilebilir. Sona erdirmeye karşın kiracı kiralananı boşaltmazsa aleyhine boşaltma davası açılır.
TEMERRÜT NEDİR?
Dar anlamıyla temerrüt, kiracının kira sözleşmesine göre vermesi gerektiği tarihte kira parasını vermemesi, ya da kira sözleşmesinde belirli bir zaman yoksa kiralayanın verdiği belli süre içinde kira parasını ödememesidir.
KİRA SÖZLEŞMESİ TAPUYA YAZILABİLİR Mİ? BU YAZIM KİRACIYA NASIL BİR HAK SAĞLAR?
Kural olarak kira sözleşmesi şahsi hak sağlar, bu nedenle kiracı ve kiralayan sözleşmeden kaynaklanan haklarını sadece birbirlerine karşı öne sürebilirler, üçüncü şahıslara karşı ileri süremezler. Ancak kiracı ve kiralayan anlaşarak yapmış oldukları kira sözleşmesini tapuya yazdırabilirler. Bunun için birlikte tapuya giderek istemde bulunmaları gerekir. Tapuya yazılan kira sözleşmesi bilhassa kiracı için ayni hak kuvvetinde bir hak sağlar. Bu nedenle kiracı kira müddeti boyunca sözleşmeden kaynaklanan hakkını hem üçüncü kişilere hem de bu yeri satın alan yeni malike karşı ileri sürebilir.
KİMLER KİRA SÖZLEŞMESİ YAPAMAZLAR?
İyi ve kötüyü ayırt edemeyenler, 18 yaşını doldurmayanlar, iyi ve kötüyü ayırt etme yetenekleri olmasına rağmen 18 yaşını doldurmayanlar (evlenme ile reşit olma dışında) ve kısıtlıların tek başına yapmış oldukları kira sözleşmeleri hükümsüzdür.
KİRA SÖZLEŞMESİ YAZILI OLMALI MI?
Kira sözleşmeleri sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak sözlü sözleşmenin başlangıç tarihini ispatlamak oldukça güç olduğundan, kira sözleşmelerini yazılı yapmak daha faydalıdır. Taraflar kendi aralarında yapabilecekleri gibi, sözleşme imzalarını noterde tasdik ettirebilirler. Dava açarken veya icra takibi yaparken kira sözleşmesinin başlangıç tarihi yani gün, ay, yıl çok önemlidir. Taraflardan birinin sözleşmeyi kaybetmesi halinde karşı taraf kendi söylediklerini daha kolay olarak, elindeki sözleşme ile kanıtlayabilir.
KİRA SÖZLEŞMESİNDE HANGİ UNSURLAR BULUNMALI?
Sözleşmede iki tarafın ad ve adrseleri, aylık ve yıllık kira miktarı ile sözleşme süresi ve taşınmazın durumu yazılır. Artış miktarı tespit edilir ve belirtilirse geçerli olur. Demirbaş ve ortak giderlerin ödemelerinin kime ait olacağı, varsa stopaj ödemesi hakkında bilgi ve kiranın nereye ödeneceği belirtilir. Kira sözleşmesi üzerine yazılıp geçerli sayılmayan tek husus; tahliye taahhüdüdür. Bunun dışında yazan her şey geçerlidir.
KİRACININ KİRA SÖZLEŞMESİNE AYKIRI DAVRANMASI HALİNDE NE OLUR?
Kiracının sözleşmeye aykırı bir eyleminden dolayı aleyhine dava açabilmek için öncelikle kiracıya ihtarname çekerek bu ihtarname ile bir süre vererek olumsuz durumuna son vermesi istenmelidir. Bu ihtar çekilmeden dava açılmaması gerekir. Aksi takdirde davanın reddi söz konusudur.
DEPOZİTO YASAL MI?
Taşınmaz kiralarında depozito yasaldır. Kiracının taşınma durumunda bırakacağı borçlar ile taşınmaza vermiş olduğu zararların karşılanması için depozito alınır. Tahliye halinde taşınmazda bir hasar yoksa depozito iade edilir. Varsa mahkemece yapılacak tespit ve masraflar düşülerek bakiye kiracıya ödenir. İspat bakımından depozito miktarını yazmak ve imza altına almak gerekir. Depozito Türk Lirası veya döviz olarak alınabilir.
KİRA BEDELİ KASTEN ALINMIYORSA NE YAPILABİLİR?
Kiracı kira bedelini gönderdiği halde kiralayan bu parayı almamakta direnirse alacaklı temerrüdünden bahsedilebilir. Borçlar kanunu’nun 90. maddesine dayanarak kiracı Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak “ödeme yeri tayin edilmesini” ister. Sulh Hukuk Mahkemesi bir bankayı seçer ve her ay kiranın oraya yatırılmasına karar verir. Mahkemenin kararından sonra kira bedellerini bu bankaya yatıran kiracı temerrütten yani bir tahliye nedeninden kurtulmuş olur. Ancak bu işlemi yaptırmazsa ve kiralayan haklı ihtarlar gönderirse tahliye kaçınılmaz olur.
YENİDEN İNŞAAT VE TADİLAT NEDENİYLE KİRACI TAHLİYE EDİLEBİLİR Mİ?
Kiralayan, esaslı bir biçimde tadilat ve inşa gerektiren gayrimenkulünü tahliye edebilir. Ancak tadilat sonunda gayrimenkulünü eski kiracıya teklif etmek zorundadır. Bir ay içinde olumlu cevap gelmezse başkasına kiralayabilir. Aksi halde 3 yıl boş tutmak zorundadır.
BORÇLAR YASASI BÜTÜN KİRA İLİŞKİLERİNE UYGULANABİLİR Mİ?
Borçlar Yasası genel bir yasadır. Kiracı ile kiralayan arasındaki kira alacağından kaynaklanan davalara uygulanır. Bununla beraber bir kısım maddeleri örneğin; kiracının ihtarname çekilmesine karşın verilen süre içinde kirayı ödememesi nedeniyle, kiracının temerrüdünde bütün kira ilişkilerine ve yine kiracının veya kiralayanın hak ve yükümlülüklerinden kaynaklanan davalarda uygulanır. Ancak kiracının kiralananı boşaltması ve kira parasının artırılması hususunda bütün kira ilişkilerinde uygulanamaz. Bu yönüyle Borçlar Yasası, kira ilişkileri için özel bir yasa olan 6570 sayılı gayrimenkul kiraları hakkındaki yasa hükümlerinin uygulama alanı dışında kalan yerlerde uygulanır.
KİRALANANDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ EKSİKLİKLER KİRACI TARAFINDAN
YAPILABİLİR Mİ?
Kiralananda kira sözleşmesi içinde meydana gelen önemli değişikliklerin kiracı tarafından yapılabilmesi için; bu eksikliklerin kiracı tarafından yapılmasına kiralayan olur vermiş olmalıdır. Kiracı kiralayana ihtarname çekmiş, kiralayan eksikliği gidermemiş ve yapımı hususunda kiracıya olur vermemişse, kiracı mahkemeye başvurarak bu eksikliğin yapılması için izin almış olmalıdır. Ancak bu iki durumda kiracı kiralayan hesabına eksikliği giderebilir ve kira parasından indirebilir. Eğer kiracı ne kiralayanın olurunu, ne de mahkemeden izin almışsa ve yine de kiralanandaki eksikliği yapmışsa, yaptığı giderimi BY. 413 ve 414. maddelerine dayanarak kiralayandan isteyebilir.
MİRAS HUKUKU
Kimler mirasçıdır, mirastan ne kadar pay alır, kimler alamaz, mirastan mahrum edilmek ne demektir, bu sayımızda açıklıyoruz.
MİRAS HUKUKU
Bir kişinin ölümünden sonra ona ait hak ve mülklerin akıbetinin ne olacağı Medeni Kanun␙da açıklanmıştır. Mirasbırakan mirasçılara mal, mülk bırakabileceği gibi borç da bırakabilir. Mirasçılar gerçek kişiler olabileceği gibi tüzel kişiler de olabilir. Ancak, tüzel kişi olarak yalnızca devlet mirasçı olabilir. Miras Hukuku Anayasa’nın teminatı altındadır. Anayasa, “herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir” derken ölen kişilere ait haklara devletin el kolmasını yasaklayıp ölenin ailesine veya onun seçtiği kişilere mirasının kalmasını güvence altına almıştır.
MİRAS PAYLARI
Medeni kanunun 439. maddesine göre birinci derecede mirasçılar mirasbırakanın çocuklarıdır. Tüm çocuklar eşit pay alırlar. Mirasbırakandan önce ölen çocukların çocukları mirasa girerler. Çocukları olmayan mirasbırakanın mirasçıları ana babası, yoksa büyükanne ve büyükbabasıdır.Nesebi sahih olmayan (yani evlilik dışı çocuk), diğer evlilik içi çocuklarla aynı oranda mirasa iştirak eder (1990 yılından önce bu çocuklar 1/ 2 pay alırlardı, 3678 sayılı kanun ile bu durum düzeltilmiştir).
EŞİN MİRAS PAYI
Medeni Kanun’un 444. maddesi sağ kalan eşin diğer mirasçılarla durumunu açıklamıştır. Şöyle ki;
Eş, miras bırakanın çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri.
Miras bırakanın anne baba veya kardeşleriyle mirasçı olursa, mirasın yarısı.
Miras bırakanın büyükanne veya büyükbabaları ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçüne sahip olur.
Bu kişilerin hiçbiri yoksa, tüm miras eşine kalır.
EVLATLIĞIN DURUMU
Mirasbırakanın sağlığında edindiği evlatlığı ve onun çocukları evlat edinenin çocuklarıyla eşit miras hakkına sahip olur. Ancak, evlat edinen kişiden önce ölen evlatlığa, evlat edinen mirasçı olamaz.
MAHFUZ HİSSE
Mirasbırakanın; sağ iken ölüme bağlı tasarrufla, çocukları, ana ve babası, kızı ve erkek kardeşleri veya karısı, kocasını, mirastan yoksun bırakması mümkün değildir. Bu kişilerin kanundan doğan mirasçılık payına “mahfuz hisse” denir. Mahfuz hisse miktarları şöyledir:
Çocuklar için kanuni miras hakkının dörtte üçü.
Ana babanın herbiri için kanuni miras haklarının yarısı.
Kardeşlerden herbiri için kanuni miras hakkının dörtte biri.
Sağ kalan eş için, çocuklarla birlikte mirasçı olunması halinde kanuni miras hakkının tümü kalır.
MİRASTAN YOKSUNLUK
Halk arasında “evlatlıktan reddetmek, nüfustan sildirmek” şeklinde bilinen “mirastan iskat “ (çıkarma) ve “ mirastan mahrumiyet” ancak aşağıdaki şartlarda olur;
Mirasçı, mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlerse ya da mirasbırakana veya ailesine karşı yasalardan doğan yükümlülükleri yerine getirmezse, mirasbırakan ölümüne bağlı bir tasarrufla bu kişiyi “mirastan iskat” edebilir.
Mirastan mahrumiyet ise; kasten mirasbırakanı öldüren veya buna teşebbüs edenler, zorla mirasbırakanı ölüme bağlı tasarrufta bulunmaya (vasiyet gibi) veya bulunmamaya mecbur edenler, mirasbırakanın yeniden yapamayacağı ölüme bağlı tasarrufu gizleyen veya bozanlar, sonradan affedilseler bile mirastan mahrum olurlar.
Ancak, yukarıdaki her iki hal de, yani mirastan ıskat ve mirastan mahrumiyet halleri kişiseldir. Bunu yapan mirasçıların çocuklarının miras hakları devam eder, sadece bu kişiler mirastan pay alamazlar.
TAŞINMAZ SATIŞI NASIL YAPILIR?
Bir gayrımenkul sadece Tapu Sicil Müdürlüğü’nde satılır. Satış tapuda sicil muhafızı önünde yapılmalıdır. Noterler satış yetkilerine sahip değildir. Noterde sadece “SATIŞ VAADİ” yapılıbilir. Satış için noterler başka bir işlem yapamazlar. Taşınmazın bulunduğu bölge Tapu Sicil Müdürlüğü’ne 2 vesikalık fotoğraf, nüfus cüzdanıyla başvurulur. Tüzel kişilerin satış yapabilmesi için Ticaret Sicil Memurluğu’ndan yetki belgesi alınması gerekir.
İPOTEK NEDİR, NASIL YAPILIR?
Var olan veya doğacak herhangi bir nedenden doğan alacağı temin etmek için taşınmaz üzerine ipotek uygulanır. Söz konusu alacak sağlandığında ipotek tapuda fekkedilir (kaldırılır). Alacağın ödenmesine rağmen ipotek kaldırılmamışsa , taşınmazın bulunduğu yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesine başvurulup ipotek fekkedilir. Bir taşınmaz eğer alıcı kabul ederse , üzerindeki ipotekle birlikte satılabilir.
İNTİFA HAKKI NE DEMEKTİR?
Bir taşınmazdan faydalanmak hakkına intifa hakkı denir. İntifa hakkı sahibi malik olmak zorunda değildir. Ancak malik tarafından bir kişiye intifa hakkı verilirse bu hak o kişinin ölümüne dek sürer. Ve bu hak hiçbir şekilde başkasına devir edilemez.
İNŞAATTAN DAİRE ALINMASI MÜMKÜN MÜDÜR?
Taşınmaz inşaat halindeyken içinden bir daire seçilip alınabilir. Ancak inşaat tamamlanmadan kat mülkiyetine geçilmediğinden, kat irtifak tapusu alınabilir. Kat irtifak tapusu almadan bir kağıt üzerinde yazılarak alım yapılmamalıdır. Çünkü satış koşulları gerçekleşmediğinden satıcı daireyi irtifak tapusu ile başkalarına da satabilir. O halde halk arasında “ el kağıdı “ denilen imzalı gayrimenkul satış belgesi, tazminat davası açmakta delil olarak kullanılmaktan başka bir işe yaramaz.
TAPUDA ALIM SATIM VERGİ ORANLARI NEDİR?
Tapuda taşınmaz satışı, belirtilen değer üzerinden toplam % 3’ dür. Bunun % 1,5’i mal sahibine % 1,5’i ise alıcıya aittir.
APARTMAN YÖNETİMİ
Apartmanlarda oturmak belli sorumlulukları da beraberinde getirir. Ortak yaşanan binanın sorunlarına çözüm götürmek ve gerekli hizmetleri yapmak için yönetim kurulları oluşturulmuştur. Çoğu zaman amatör bir ruhla çalışan bu kurullar, aslında kanunlarla belirlenen maddeler ışığında çalışmak zorundadır.
OTURMADIĞIM DAİRENİN APARTMAN GİDERLERİNE İŞTİRAK ETMEK ZORUNDA MIYIM?
Dairenin maliki olduğunuz müddetçe; otursanız da oturmasanız da giderlere iştirak etmek zorundasınız. Ödemelerinizi yapmadığınız takdirde, yönetici aleyhinizde icra takibi yapabilir, mal varlığınıza haciz koyabilir. Yönetici bunun yanında, sizden aylık yüzde 10 gibi yüksek bir faiz talep edebilir. Yöneticinin yapacağı muamelelere karşı sizin savunulacak pek bir hakkınız olmayacaktır ve sonuçta borcunuzu faizi, icra masrafı ve avukat ücreti ile birlikte ödemek zorunda kalırsınız. İşte bu nedenlerle, ortak giderlerden hissenize düşen payı ödemenizde yarar var.
YAKIT BEDELİNDE PAY ORANI NEDİR?
Apartman sakinlerinin yakıt bedelini öncelikle aparѴman yönetim planından tetkik etmeleri gerekir. Yönetim planında hangi dairelerin ne oranda yakıt bedeli ödeyeceği yazılı olmalıdır.
Apartman sakinleri yönetim planında gösterilen şekle uymak zorundadır, planda bu konuda açıklık yoksa, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre, yakıt giderini arsa payı oranında ödemeniz gerekecektir. Bu taktirde de dairenizin arsa payını öğrenmeniz gerekir. Bunu da ya yönetim planından, ya da daireyi size kiralayan ev sahibinizin tapu senedinden öğrenirsiniz.
SU SAATLERİ ORTAK OLUNCA NE YAPMALI?
Bu durumda olanlar için, ortak su parasının bölüştürülmesi konusunda uygulanacak muhtelif bölüştürme usulleri vardır ve bunlardan hiçbiri için tam adildir denilemez. Ancak binanızda yazlığa gidenler, seyahate çıkanlar para ödemezse, gündüzleri çalışanlar da gündüz evde olmadıkları için yarı para ödemeyi teklif edecek, küçük çocuğu olanlar küçüklerin hesaba katılmamasını isteyecek, balkonu bulunmayanlar balkon yıkadıkları için balkonu olanların diğer kat sahiplerinden daha fazla ödemesi gerektiğini ileri sürecek ve akla gelmeyen bin türlü ihtimal devreye sokularak iş içinden çıkılmaz hale gelecektir. Bunun için kanunun da öngördüğü şekilde, bölüştürme sırasında yönetim planında temel alınan usul, herkese tam olarak uygulanmalıdır. Buna göre hiç evde oturmayan kimseler dahi ortak giderlere katılacak ve ortak ödemeler yapılacaktır.
MALİKLERİN İZNİ ALINMADAN, TERASA KAÇAK KAT YAPILMIŞSA…
İmar mevzuatını altüst eden ve adına kısaca İmar Affı denen yasalar serisi hemen her yıl çıkarılmaktadır. Uygulaması son derece zor olan ve bazen yerleşmiş hukuk kavramlarına ters de düşebilen bir mevzuattır. Buna bağlı yatırım kanunları hakkında Yargıtay’ın muhtelif içtihatları, özetle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri yürürlükten kaldırılmadıkça, şu anda bu kanuna tabi binaların ortak yerlerinin işgali, İmar Affı mevzuatına girmemektedir. Bu uygulumalar hakkında idari yargı yoluna gidilmesi mümkündür. Ancak sonuç alınması 3 yıldan aşağı değildir.
GİRİŞ KATINDA OTURANLAR ASANSÖR GİDERLERİNE KATILMAK ZORUNDA MIDIR?
Kat Mülkiyeti Kanunu’na tabi binalarda ortak yerleri kullanmamaktan dolayı bunların masrafına iştirakten kaçınılamaz. Ancak bunun aksine hükümler yönetim planına konabilir ve böyle bir hüküm de geçerlidir. Çoğunlukla uygulamada gördüğümüz, bu tür bağımsız kat maliklerinin asansör giderlerinden muaf tutulduğudur. Eğer yönetim planında böyle bir madde yoksa, konuyu bağımsız bölüm malikleri toplantısında gündeme getirerek, yönetim planı değişikliği talep edebilirsiniz. Bu toplantıda adil bir karar alınmazsa, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 33. maddesine göre, açıkça adalet kurallarına aykırı durumun değiştirilmesi ve adil bir hale getirilmesi için, bulunduğunuz yerdeki sulh hukuk mahkemesine başvurabilir, yönetim planındaki hükmün değiştirilmesini talep edebilirsiniz.
APARTMAN YÖNETİM PLANINDA TOPLANTI TARİHİ TESPİT EDİLMEMİŞSE…
Yönetim planında toplantı zamanı tespit edilmemiş olduğu hallerde kanun gereği takvim yılının ilk ayı içinde yapılması gereken toplantı, bu ayın birinci gününden sonuncu gününe kadar (son gün dahil) yapılabilir. Son gün bir tatil gününe rastlasa da, bu süre uzamayacaktır. Çünkü, Kat Malikleri Kurulu’nun mutlaka iş günü içinde yapılmasını gerektiren bir ihtiyaç söz konusu değildir. Aksine gerek tatil günleri, gerekse mesai saati dışındaki zamanlar, kurul toplantısı için daha elverişlidir.
APARTMAN OLAĞAN TOPLANTISI, YÖNETİM PLANINDA BELİRTİLEN ZAMANLARDA YA DA TAKVİM YILININ İLK AYI İÇİNDE YAPILMAMIŞSA NE OLUR?
Bu gibi durumlarda, olağanüstü toplantıların yapılması mümkündür. Fakat olağanüstü toplantıyı gerektirecek önemli sebeplerin önceden görülebilmesi mümkün değildir ve hiçbir kat maliki, yönetim planında belirlenmiş tarihlerin ya da Ocak ayının dışındaki bir zamanda yapılacak olan olağan toplantıyı beklemek durumunda bırakılmamalıdır. Olağanüstü toplantılarda, toplantının 15 gün önce kat maliklerine bildirileceğine ilişkin hüküm de bu husustaki sakıncayı nispeten giderebilecektir.
APARTMAN YÖNETİM KURULU ÜYELİĞİNE SEÇİLECEK ÜYELERDE ARANACAK ŞARTLAR NELERDİR?
Kanunda, yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kimselerdѥ hangi niteliklerin bulunması gerektiği hususunda bir açıklık yoktur. Sadece bu üyelerin kat maliklerinin dışındaki kimselerden de seçilebileceği belirtilmiştir. Ancak, görevin özelliği dikkate alınırsa, bu üyelerde gene de birtakım niteliklerin bulunması gerektiği sonucuna varılır. Yönetim kurulu üyelerinde aranacak şartlarla yöneticide aranacak şartlar arasında bir fark söz konusu değildir.
YÖNETİCİNİN KAT MALİKLERİ KURULU’NDAN KARAR ALMAKSIZIN YAPABİLECEĞİ İŞLER NELERDİR?
Yönetici (veya yönetim kurulu), anataşınmazın yönetimiyle ilgili bütün işlerde yetkilidir. Ancak, yönetim planı ya da Kat Malikleri Kurulu, yöneticinin yetkili olduğu konuların sınırını çizmiş olabilir. Bundan başka, yönetici, kat maliklerini çok önemli mali yükler altına sokabilecek işleri de, ancak Kat Malikleri Kurulu’ndan karar aldıktan sonra yapmalıdır. Hangi işlerin kat maliklerine ağır yükler getireceğinin tayininde, ilgili binanın konumu, nitelikleri ve oturanların ortalama gelir seyirleri ile sosyal durumları gibi faktörler göz önüne alınmalıdır.
YÖNETİMİN DENETÇİ TARAFINDAN DENETLENMESİ NASIL YAPILIR?
Yönetici ( veya yönetim kurulu), denetçi tarafından yönetim dönemi boyunca denetlenir. Denetçi, yönetim planında ayrı bir zaman öngörülmemişse, Ocak ayı içinde Kat Malikleri Kurulu’na denetimin sonucunu bildiren bir rapor verir. Bu rapor, daha önceden çoğaltılarak kat maliklerine taahhütlü mektupla gönderilir.
DENETÇİNİN TUTMAK ZORUNDA OLDUĞU DEFTERLER VAR MIDIR?
Denetçi ( ya da denetim kurulu), tıpkı yönetici gibi, birden başlayan sıra numaraları taşıyan ve her sayfası noter mührüyle tasdik edilmiş bulunan ayrı bir defter tutmak zorundadır. Bu deftere, denetçilerin kararları ve gerekli görülen diğer hususlar yazılır. Bu defterin de, her yıl Ocak ayı içinde notere kapattırılması uygun olur.
YÖNETİCİNİN GÖREVİNİN SONA ERMESİ
Yöneticinin görevi, normal halde, görev süresinin bitiminde kendiliğinden sona erer. Öte yandan, yönetici ile kat malikleri arasındaki ilişkinin vekalet olduğu da bilinmektedir. Bu durumda, vekalet sözleşmesinin sona ermesine ilişkin hükümler de uygulama alanı bulacaktır. Genel olarak sözleşmelerin sona ermesiyle ilgili sayılabilecek diğer hükümler de burada uygulanabilir.
YÖNETİM KURULU NASIL OLUŞTURULUR?
Kat malikleri anataşınmazın yönetimini, kendi aralarında veya dışarıdan seçecekleri bir yöneticiye, yahut üç kişilik bir yönetim kuruluna verebilir. Kanun, yönetim kurulunun oluşması için üç kişinin bulunmasını aramışsa da , bu sayının kesin olup olmadığı hususunda herhangi bir işaret yoktur. Buna göre yönetim kurulu, Kat Malikleri Kurulu’nca bütün kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından çoğunluğunun oyu ile atanır. Kanun bu atamanın bir yıl için yapılacağını, Kat Malikleri Kurulu’nun yıllık toplantısında bu işlemin yenileneceğini belirtmiştir (KMK 34/I ).
KİMLER YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLABİLİR?
Yönetim kurulu üyelerinin kat malikleri arasından seçilmesi mümkün olduğu gibi, dışarıdan seçilmesi de mümkündür. (KMK. 34/I). Kanunda, yönetim kurulu üyeliğine seçilecek kimselerde hangi niteliklerin bulunması gerektiği hususunda bir açıklık yoktur. Ancak görevin özelliği dikkate alınırsa, bu üyelerde yine de birtakım niteliklerin bulunması gerektiği sonucuna varılır. Yönetim kurulu üyelerinde aranacak şartlar (temyiz gücüne sahip, reşid olan, bedensel engeli olmayan, ahlaka, kişilik haklarına ve kamu düzenine saygılı vb.), yönetci seçiminde aranacak şartlardan farklı değildir.
BİNALARDA YÖNETİCİ BULUNMASI KANUNEN ZORUNLU MUDUR?
Bağımsız bölüm sayısı 8 ya da daha fazla olan kat mülkiyetine tabi binalar için bir yönetici tayin etmek kanunen zorunludur (34 / II ). Ancak anataşınmazın bütün bağımsız bölümleri tek bir kişinin mülkiyetindeyse, malik kanunen yönetici durumundadır.
YÖNETİCİNİN GÖREV VE YETKİLERİ NELERDİR?
Kanun, yöneticinin görevlerinin yönetim planında gösterileceğini hükme bağlamıştır ( KMK 35 ). Ancak kanun, yönetim planında aksine hüküm yoksa, yöneticinin görevlerini kendisinin sayması yoluna gitmiştir. Buna göre; Kat Malikleri Kurulu’ nun aldığı kararların yerine getirilmesi; anayapının kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı, sigorta ettirilmesi; avansların toplanması;yönetimle ilgili bütün ödemelerin kabulü;yönetimi ilgilendiren tebligatın kabulu; süre aşımına veya bir hakkın kaybına sebebiyet verilmemesi; anataşınmazın korunması ve bakımı için gerekli tedbirlerin alınması; dava ve icra takibi yapılması; bankada hesap açtırılması; Kat Malikleri Kurulu’ nu toplantıya çağırma; işletme projesinin yapılması; bildirimde bulunma; kanuni temsil yetkisini kullanması görevleridir.
YÖNETİCİNİN TUTMAK ZORUNDA OLDUĞU DEFTERLER NELERDİR?
Yönetici kanunen sadece karar defteri tutmak zorundadır. Bu defterin her sayfası noter mührüyle tasdik edilmelidir. Karar defterinin sayfaları mutlaka 1’ den başlayan sıra numarası taşımalıdır. Ancak, uygulamada pek çok yöneticinin işletme defteri, kasa defter gibi kanunen tutulması zorunlu olmayan yardımcı nitelikteki defterleri tuttuğu da görülmektedir. Yönetici bütün belgeleri bir dosya halinde düzenli biçimde saklamalıdır. Görev süresi bitiminde ise , bütün defterleri yeni seçilen yöneticiye devretmelidir.
YÖNETİCİ KİM TARAFINDAN NASIL ATANIR, GÖREV SÜRESİ NE KADARDIR?
Kanunumuz yöneticinin her yıl yeniden atanacağını, yani görevinin bir yıl süreceğini hükme bağlamış bulunuyor. Yöneticilik görevinin uzun süre yahut süresiz olarak belirli bir kişiye veya kurula verilmesi durumu, birtakım sakıncalar doğurabilir. Gerçi görevde kalması sakıncalı görülen yöneticinin , Kat Malikleri Kurulu kararı ile görevine herzaman son verilmesi imkanı da vardır. Yöneticinin görevden alınmasını isteyen kat malikleri, bu konudaki isteğini ilk önce Kat Malikleri Kurulu ‘ na götürmek zorundadır. Ancak, bundan sonra bu isteği reddeden kurul, kararın iptalini ve dolayısıyla söz konusu yöneticinin görevden alınmasını hakimden istemelidir
KİRA NEDİR?
Kiralayanın, bir şeyin kullanımını kiracının verdiği bir bedel karşılığında ve belli bir süre için kiracıya bırakmasıdır. Buna göre bir kimse, bir hakkını veya bir malını bir bedel karşısında onu kiralayan kimseye kullanması veya yararlanması için bırakmışsa, bu iki kişi arasında kira ilişkisi vardır. Bunlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen duruma kira sözleşmesi, aralarındaki ilişkiye de kira denir.
KAÇ ÇEŞİT KİRA SÖZLEŞMESİ VARDIR?
İki çeşit kira sözleşmesi vardır; yazılı kira sözleşmesi ve sözlü kira sözleşmesi. Kira sözleşmesinin yazılı olarak yapılmasında ispat açısından sayısız fayda vardır. Hatta aktin noterde yapılması, gelecekte olabilecek anlaşmazlıkların kolay yönden çözümü açısından sağlıklı bir yoldur. Zira noterde yapılan bir sözleşmenin varlığına, imzasına ve içeriğine yapılan itirazlar kabul görmez. Kira akdi sözlü olarak da gerçekleştirilirse, sözleşmenin sıhhati ve ispatı açısından zorluklar meydana gelebilir.
KİRA BEDELİ ÖDENMEDİĞİNDE KİRALAYAN NE YAPABİLİR?
Kiracı, kira bedelini süresinde ödemediği takdirde konut sahibi noterden 30 günlük ihtarname veya icradan 30 günlük ödeme emri gönderir. 30 gün sonunda halen ödeme yoksa İcra Tetkik Mercii’ ne başvurarak tahliye talep edebilir. Eğer (ihtardan sonra) kira yatar, fakat bir yıl içinde bu durum 2 kez gerçekleşirse, kontratın bitiminde Sulh Hukuk Mahkemesi’nde “2 haklı ihtar” sebebiyle tahliye davası açılabilir.
KİRACININ İFLASINDA KİRA SÖZLEŞMESİ FESHEDİLİR Mİ?
Bu konu Borçlar Kanunu’nda 261. maddeye göre düzenlenmiştir. Eğer kiracı iflas ederse, birikmiş ve işleyecek kira bedelleri için, bunları ödeyebileceğine dair, münasip bir süre içinde teminat da veremezse, o zaman kiralayan sözleşmeyi bu sebeple feshedebilir.
HAKLI İHTAR NEDİR?
Kiracı kontratın başladığı günden itibaren en geç 5 gün içinde kira parasını yatırmazsa konut sahibi kirayı 30 gün içinde ödemesi için noterden bir ihtarname veya icra dairesinden ödeme emri gönderir. Eğer kira bedeli 30 gün içerisinde yatmazsa bu gönderilen ihtar haklı bir sebebe dayandığı için “Haklı İhtar” sayılır konut sahibi haklı ihtar gerekçesiyle tahliye davası açabilir
BİRDEN FAZLA KİRACIDAN BAZILARI SÖZLEŞMEYE UYMAZSA…
Kira sözleşmesi bir bütündür. Bu nedenle sadece sorun çıkaran kiracıya değil, olumlu hareket etse bile bütün kiracılara ayrı ayrı ihtarname çekmek gerekir.
APARTMAN GİDERLERİ KİRACIYA MI, EV SAHİBİNE Mİ AİTTİR?
Kira akdine ortak giderlerin kiracıya ait olduğu yazılı ise, kiracının şahsi hizmetine ayrılanlar kiracıya aittir. Bunlara örnek olarak kapıcı ücreti, ortak elektrik, ortak su parası veya yakıt giderini verebiliriz. Anayapıya ait masraflar ise ev sahibine ait olacaktır; Boya, badana, kalorifer kazanı değiştirilmesi gibi.
KİRANIN DEVRİ NEDİR?
Kiracının, kira sözleşmesinin konusu olan kullanma hakkını devretmesidir.
KİRA SÖZLEŞMESİNİN SÜRELİ OLMASI NEDİR?
Kira sözleşmelerinin geçerli olması için süreli olması şart olmamakla beraber, taraflar anlaşarak kira sözleşmesini süreli yapabilirler. Tarafların özgür iradeleri ile kararlaştırdıkları altı ay, bir yıl, üç yıl gibi belirli bir zamanı içeren kira sözleşmelerine süreli kira sözleşmesi denir.
ÖLÜNCEYE KADAR SÜRELİ KİRA SÖZLEŞMESİ
Her ne kadar kira sözleşmesinin süresi ölünceye kadar denmişse de insanın ne zaman öleceği belli olmadığı için sözleşme süresiz sayılır. Bu nedenle de ve hasılat kirası olması sebebiyle kira başlangıcından itibaren altı aylık dönemlere ayrılarak son altı aydan, yani bozulması istenen tarihten altı ay önce kira sözleşmesini sona erdirme ihbarında bulunularak bu sözleşme sona erdirilebilir. Sona erdirmeye karşın kiracı kiralananı boşaltmazsa aleyhine boşaltma davası açılır.
TEMERRÜT NEDİR?
Dar anlamıyla temerrüt, kiracının kira sözleşmesine göre vermesi gerektiği tarihte kira parasını vermemesi, ya da kira sözleşmesinde belirli bir zaman yoksa kiralayanın verdiği belli süre içinde kira parasını ödememesidir.
KİRA SÖZLEŞMESİ TAPUYA YAZILABİLİR Mİ? BU YAZIM KİRACIYA NASIL BİR HAK SAĞLAR?
Kural olarak kira sözleşmesi şahsi hak sağlar, bu nedenle kiracı ve kiralayan sözleşmeden kaynaklanan haklarını sadece birbirlerine karşı öne sürebilirler, üçüncü şahıslara karşı ileri süremezler. Ancak kiracı ve kiralayan anlaşarak yapmış oldukları kira sözleşmesini tapuya yazdırabilirler. Bunun için birlikte tapuya giderek istemde bulunmaları gerekir. Tapuya yazılan kira sözleşmesi bilhassa kiracı için ayni hak kuvvetinde bir hak sağlar. Bu nedenle kiracı kira müddeti boyunca sözleşmeden kaynaklanan hakkını hem üçüncü kişilere hem de bu yeri satın alan yeni malike karşı ileri sürebilir.
KİMLER KİRA SÖZLEŞMESİ YAPAMAZLAR?
İyi ve kötüyü ayırt edemeyenler, 18 yaşını doldurmayanlar, iyi ve kötüyü ayırt etme yetenekleri olmasına rağmen 18 yaşını doldurmayanlar (evlenme ile reşit olma dışında) ve kısıtlıların tek başına yapmış oldukları kira sözleşmeleri hükümsüzdür.
KİRA SÖZLEŞMESİ YAZILI OLMALI MI?
Kira sözleşmeleri sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Ancak sözlü sözleşmenin başlangıç tarihini ispatlamak oldukça güç olduğundan, kira sözleşmelerini yazılı yapmak daha faydalıdır. Taraflar kendi aralarında yapabilecekleri gibi, sözleşme imzalarını noterde tasdik ettirebilirler. Dava açarken veya icra takibi yaparken kira sözleşmesinin başlangıç tarihi yani gün, ay, yıl çok önemlidir. Taraflardan birinin sözleşmeyi kaybetmesi halinde karşı taraf kendi söylediklerini daha kolay olarak, elindeki sözleşme ile kanıtlayabilir.
KİRA SÖZLEŞMESİNDE HANGİ UNSURLAR BULUNMALI?
Sözleşmede iki tarafın ad ve adrseleri, aylık ve yıllık kira miktarı ile sözleşme süresi ve taşınmazın durumu yazılır. Artış miktarı tespit edilir ve belirtilirse geçerli olur. Demirbaş ve ortak giderlerin ödemelerinin kime ait olacağı, varsa stopaj ödemesi hakkında bilgi ve kiranın nereye ödeneceği belirtilir. Kira sözleşmesi üzerine yazılıp geçerli sayılmayan tek husus; tahliye taahhüdüdür. Bunun dışında yazan her şey geçerlidir.
KİRACININ KİRA SÖZLEŞMESİNE AYKIRI DAVRANMASI HALİNDE NE OLUR?
Kiracının sözleşmeye aykırı bir eyleminden dolayı aleyhine dava açabilmek için öncelikle kiracıya ihtarname çekerek bu ihtarname ile bir süre vererek olumsuz durumuna son vermesi istenmelidir. Bu ihtar çekilmeden dava açılmaması gerekir. Aksi takdirde davanın reddi söz konusudur.
DEPOZİTO YASAL MI?
Taşınmaz kiralarında depozito yasaldır. Kiracının taşınma durumunda bırakacağı borçlar ile taşınmaza vermiş olduğu zararların karşılanması için depozito alınır. Tahliye halinde taşınmazda bir hasar yoksa depozito iade edilir. Varsa mahkemece yapılacak tespit ve masraflar düşülerek bakiye kiracıya ödenir. İspat bakımından depozito miktarını yazmak ve imza altına almak gerekir. Depozito Türk Lirası veya döviz olarak alınabilir.
KİRA BEDELİ KASTEN ALINMIYORSA NE YAPILABİLİR?
Kiracı kira bedelini gönderdiği halde kiralayan bu parayı almamakta direnirse alacaklı temerrüdünden bahsedilebilir. Borçlar kanunu’nun 90. maddesine dayanarak kiracı Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak “ödeme yeri tayin edilmesini” ister. Sulh Hukuk Mahkemesi bir bankayı seçer ve her ay kiranın oraya yatırılmasına karar verir. Mahkemenin kararından sonra kira bedellerini bu bankaya yatıran kiracı temerrütten yani bir tahliye nedeninden kurtulmuş olur. Ancak bu işlemi yaptırmazsa ve kiralayan haklı ihtarlar gönderirse tahliye kaçınılmaz olur.
YENİDEN İNŞAAT VE TADİLAT NEDENİYLE KİRACI TAHLİYE EDİLEBİLİR Mİ?
Kiralayan, esaslı bir biçimde tadilat ve inşa gerektiren gayrimenkulünü tahliye edebilir. Ancak tadilat sonunda gayrimenkulünü eski kiracıya teklif etmek zorundadır. Bir ay içinde olumlu cevap gelmezse başkasına kiralayabilir. Aksi halde 3 yıl boş tutmak zorundadır.
BORÇLAR YASASI BÜTÜN KİRA İLİŞKİLERİNE UYGULANABİLİR Mİ?
Borçlar Yasası genel bir yasadır. Kiracı ile kiralayan arasındaki kira alacağından kaynaklanan davalara uygulanır. Bununla beraber bir kısım maddeleri örneğin; kiracının ihtarname çekilmesine karşın verilen süre içinde kirayı ödememesi nedeniyle, kiracının temerrüdünde bütün kira ilişkilerine ve yine kiracının veya kiralayanın hak ve yükümlülüklerinden kaynaklanan davalarda uygulanır. Ancak kiracının kiralananı boşaltması ve kira parasının artırılması hususunda bütün kira ilişkilerinde uygulanamaz. Bu yönüyle Borçlar Yasası, kira ilişkileri için özel bir yasa olan 6570 sayılı gayrimenkul kiraları hakkındaki yasa hükümlerinin uygulama alanı dışında kalan yerlerde uygulanır.
KİRALANANDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ EKSİKLİKLER KİRACI TARAFINDAN
YAPILABİLİR Mİ?
Kiralananda kira sözleşmesi içinde meydana gelen önemli değişikliklerin kiracı tarafından yapılabilmesi için; bu eksikliklerin kiracı tarafından yapılmasına kiralayan olur vermiş olmalıdır. Kiracı kiralayana ihtarname çekmiş, kiralayan eksikliği gidermemiş ve yapımı hususunda kiracıya olur vermemişse, kiracı mahkemeye başvurarak bu eksikliğin yapılması için izin almış olmalıdır. Ancak bu iki durumda kiracı kiralayan hesabına eksikliği giderebilir ve kira parasından indirebilir. Eğer kiracı ne kiralayanın olurunu, ne de mahkemeden izin almışsa ve yine de kiralanandaki eksikliği yapmışsa, yaptığı giderimi BY. 413 ve 414. maddelerine dayanarak kiralayandan isteyebilir.
MİRAS HUKUKU
Kimler mirasçıdır, mirastan ne kadar pay alır, kimler alamaz, mirastan mahrum edilmek ne demektir, bu sayımızda açıklıyoruz.
MİRAS HUKUKU
Bir kişinin ölümünden sonra ona ait hak ve mülklerin akıbetinin ne olacağı Medeni Kanun␙da açıklanmıştır. Mirasbırakan mirasçılara mal, mülk bırakabileceği gibi borç da bırakabilir. Mirasçılar gerçek kişiler olabileceği gibi tüzel kişiler de olabilir. Ancak, tüzel kişi olarak yalnızca devlet mirasçı olabilir. Miras Hukuku Anayasa’nın teminatı altındadır. Anayasa, “herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir” derken ölen kişilere ait haklara devletin el kolmasını yasaklayıp ölenin ailesine veya onun seçtiği kişilere mirasının kalmasını güvence altına almıştır.
MİRAS PAYLARI
Medeni kanunun 439. maddesine göre birinci derecede mirasçılar mirasbırakanın çocuklarıdır. Tüm çocuklar eşit pay alırlar. Mirasbırakandan önce ölen çocukların çocukları mirasa girerler. Çocukları olmayan mirasbırakanın mirasçıları ana babası, yoksa büyükanne ve büyükbabasıdır.Nesebi sahih olmayan (yani evlilik dışı çocuk), diğer evlilik içi çocuklarla aynı oranda mirasa iştirak eder (1990 yılından önce bu çocuklar 1/ 2 pay alırlardı, 3678 sayılı kanun ile bu durum düzeltilmiştir).
EŞİN MİRAS PAYI
Medeni Kanun’un 444. maddesi sağ kalan eşin diğer mirasçılarla durumunu açıklamıştır. Şöyle ki;
Eş, miras bırakanın çocukları ile birlikte mirasçı olursa, mirasın dörtte biri.
Miras bırakanın anne baba veya kardeşleriyle mirasçı olursa, mirasın yarısı.
Miras bırakanın büyükanne veya büyükbabaları ile birlikte mirasçı olursa mirasın dörtte üçüne sahip olur.
Bu kişilerin hiçbiri yoksa, tüm miras eşine kalır.
EVLATLIĞIN DURUMU
Mirasbırakanın sağlığında edindiği evlatlığı ve onun çocukları evlat edinenin çocuklarıyla eşit miras hakkına sahip olur. Ancak, evlat edinen kişiden önce ölen evlatlığa, evlat edinen mirasçı olamaz.
MAHFUZ HİSSE
Mirasbırakanın; sağ iken ölüme bağlı tasarrufla, çocukları, ana ve babası, kızı ve erkek kardeşleri veya karısı, kocasını, mirastan yoksun bırakması mümkün değildir. Bu kişilerin kanundan doğan mirasçılık payına “mahfuz hisse” denir. Mahfuz hisse miktarları şöyledir:
Çocuklar için kanuni miras hakkının dörtte üçü.
Ana babanın herbiri için kanuni miras haklarının yarısı.
Kardeşlerden herbiri için kanuni miras hakkının dörtte biri.
Sağ kalan eş için, çocuklarla birlikte mirasçı olunması halinde kanuni miras hakkının tümü kalır.
MİRASTAN YOKSUNLUK
Halk arasında “evlatlıktan reddetmek, nüfustan sildirmek” şeklinde bilinen “mirastan iskat “ (çıkarma) ve “ mirastan mahrumiyet” ancak aşağıdaki şartlarda olur;
Mirasçı, mirasbırakana veya yakınlarına karşı ağır bir suç işlerse ya da mirasbırakana veya ailesine karşı yasalardan doğan yükümlülükleri yerine getirmezse, mirasbırakan ölümüne bağlı bir tasarrufla bu kişiyi “mirastan iskat” edebilir.
Mirastan mahrumiyet ise; kasten mirasbırakanı öldüren veya buna teşebbüs edenler, zorla mirasbırakanı ölüme bağlı tasarrufta bulunmaya (vasiyet gibi) veya bulunmamaya mecbur edenler, mirasbırakanın yeniden yapamayacağı ölüme bağlı tasarrufu gizleyen veya bozanlar, sonradan affedilseler bile mirastan mahrum olurlar.
Ancak, yukarıdaki her iki hal de, yani mirastan ıskat ve mirastan mahrumiyet halleri kişiseldir. Bunu yapan mirasçıların çocuklarının miras hakları devam eder, sadece bu kişiler mirastan pay alamazlar.