Gayb ve İntizar Felsefesi

SuskunDervis

Kayıtlı Üye
İntizar bir bakıma sarsıntı geçirerek çökmüş,çökmeye yüz tutmuş bir inanç,mesuliyet yükleyici, insanın asaletini tecelli ettirici bir inanç,diğer taraftan tahrik edici en kuvvetli amiller vasıtasıyla hareket sorumluluk,tarihi iyimserlik ve insanlık geleceğinin kuruluşunun müjdeleyici vir inançtır. Dünyada hiçbir dinde bir mesele bu kadar çarpıtılmamıştır."Lebisel İslamu lebise furuhu mağlubehu.".Bu sözde İmam Ali(as) şöyle diyor:"İslam,elbisesini ters giymiştir."Ne kadar güzel bir teşhis ve ne kadar acıklı bir deyiş.İmam Ali(as)'nin kastettiği İslam şu an sahip olduğumuz İslam'dır. Bizim şu an sahip olduğumuz Şia'dır.Şia,İslam'ın apandisiti değil,İslam'ın ilerici bir bakış açısıdır. Kim intizar ve gayb meseleleri yoktur,bunlar Şia'nın uydurmalarıdır derse küfretmiş olur,cinayet işlemniş olur.İslam'ın iki temel unsurunu elinin tersiyle itmiş olur.Bu esasları Şia ilave etmemiştir. Bu esaslar İslam metinlerinin en esas ve ve en önemli unsurlarındandır.Denilebilir ki bir ölçüde bütün dinler,tevhid,peygamberlik,ahiret gibi esaslara sahiptirler.Bu durumda İslam'ın sahip olduğu farklı şey nedir?İmamet ve adalet.İslam bunlara Ali'den önce sahipti.İslam'a giren bütün insanlar şiddetle susamış gibi İslam'ın etrafına toplanmışlardı.Onlar İslam'ın zuhuru ile dinlerini,milliyetleri- ni,dillerini unutup İslam'a sarıldılar.Ne vardı?Halk yığınlar ki felsefe ve ilimden anlamazlar,zulüm- den bezmişlerdi.Zulümden bezmiş halk yığınları İslam'ın adaletine sığındılar.Çünkü İslam'ın ilk ilan ettiği şiarı,diğer peygamberler,diğer ekoller,dinler ilan etmemişlerdi.Ve bu prensipten mesuliyet sorumluluk kabul etmemişlerdi.İslam adaleti mesuliyet olarak kabul etmiştir.Dinin sorumluluğu adaleti istikrara kavuşturmaktır.Perişanlar,esirler,işkence görenler,doğulu,batılı halklar,zulüm,gasb, istibdat hükümetlerinden imamete,İslam imametine sığındılar.Bizim bütün İmamlarımızdan önce İslam'ın ilk şiarı ilan edilmişti.Sonra İslam Mekke'de başlamıştı.Adalet ve İmamet İslam'ın özünün ve İslami tefekkür tarzının birer parçalarıdır.Eğer bunları ortadan kaldırırsak İslam tarihteki diğer dinler gibi olur.Halkın eline yeni bir şey geçmez.Adalet ve İmamet İslam'a celb eden,gönülleri bağlayan unsurlardır.İnsanları İslam'a celb ediyorlar,daha sonra kültürün,felsefenin,ilerleme ve medeniyetin oluşmasına sebep oluyorlar.Böylece İslam tevhidin dualite ile,diğer tevhidi dinler ile olan farkı ortaya çıkıyor.Onun peygamberliğinin,ahiretinin onlardan farkı belli oluyor.

Özellikle insanlar İslam'a adaletinden ve imametinden dolayı inanmışlardır.İslam'a adalet ve imametten dolayı sarılmışlardır.Kanaatime göre bütün dinlerde tevhid,peygamberlik,ahiret gibi esaslar vardır.Ama İslam'ın farkı,adalet ve imamettir.

İmamet demek adalet üzerine,kitap,kültür,ilim üzerine,demir yani kudret üzerine,iktisat ve savunma kuvveti üzerine,bir toplum kurmak için beşeri toplumlara önderlik etmek demektir.İmamet bu demektir.Yani beşeri toplumlarda sağlam bir ideoloji yerleştirmek demektir.

Imametin ne olduğu konusundabir başka kriter vermek istiyorum.İmamet bir tür devrimci bir rejim ve düşünme tarzıdır.Beşeri toplumları kitap,terazi ve demir esasları üzerine yerleştirme misyonu taşımaktadır.İnsanlık ümmetini adalet üzerine bina etmektir.Kardeşlik,sınıfsal eşitlik,gerçek eşitlik, bütün bireylere imkanlar karşısında adilane davranmak.İmamet budur.Ümmet de böyle bir toplum demektir.Hareket ve ilerleme halinde bir ideolojiye inanmış kişiler topluluğu.Eğer ümmet adil bir imamete sahip değilse orada İslami bir toplumdan bahsedilebilir ama İslami bir imametten bahsedilemez.

Bir başka ölçüt vermek gerekirse bize miras kalmış dua ve ziyaretnamelere bakınız,bakarsanız bizim görüşümüze sahip olan İmam Hüseyin(as)'i anlarsınız.
İmam Hüseyin(as),Yezid(la)'e karşı gelmiş,ona biat etmemiş ve kendisini ümmete feda etmiştir. Onun bir başka değeri de Ali(as)'nin evladı olmasıdır. Bunlar onun faziletlerinin bir kısmıdır.Onun doğruluğu ve oluşu onun bize miras kalmış hutbelerindeki anlayışından ortaya çıkmaktadır. Ziyaretnamelerinde de bu anlayış vardır.Bunlara bakarsak İmam Hüseyin(as)'in tarih felsefesini anlarız.Neden miras diyorum?İslami tarihin tevhidi bakış açısı bize miras kalmıştır.İmam Hüseyin(as) bir hareketin,bir savaşın,bir devrimin önderliğini yapmıştır.Bu devrimci hareket İmam Hüseyin(as)'den,İmam Hasan(as)'dan ya da İmam Ali(as)'den ya da Hz.Resulullah(saa)'tan miras kalmamıştır.

Hüseyin(as)'in varis olduğu sancak insanlık tarihi ile,Adem(as) ile başlamış,elden ele Hatem(saa)'e kadar devam etmiş,zulme karşı mücadelenin sancağıdır.İmam Hüseyin(as) bu sancağın varisi,bu emanetin varisidir.Dolayısıyla o Adem'in varisidir.Teker teker söylemek gerekirse Nuh'un,İbrahim'in,Musa'nın,İsa'nın ve Muhammed'in varisidir.Hüseyin bu cepheye,bu safa,bu sahneye,bu savaşa katılmıştır.Sıra ona gelmeden önce Ali sancağı devralmış,ondan önce de bizzat Peygamber o sancağı devralmıştır.Bu sancak Adem'in sancağıdır.Bu ne demektir.Bu insanlık tarihinin başlangıcının sancağı yani tarih ile başlamış ve devam eden bir mücadelenin sancağıdır. Hüseyin ile tamamlanmış mıdır?Hayır!O şöyle ilan ediyor:"Küllü yevmin Aşura."Bunun anlamı anladığımızdan daha derindir.Bugün bizim ahlaki olarak algıladığımız gibi değildir.Bu inanç temelimizi ve dünya görüşümüzü oluşturmaktadır.Bunlardan tarih felsefemizi çıkarabiliriz.Bu sancak İmam Hüseyin(as)'e ulaştığında "Küllü yevmin Aşura ve küllü arzın Kerbela ve küllü şehrin Muharrem" şiarını ilan ediyor.Bu ilanın anlamı nedir?Bununla ne demek istiyor?O bununla mücadelenin devam edeceğini söylüyor.Demek istemişti ki:"Hiç kimse düşünmesin ve hiçbirimiz düşünmeyelim ki bu savaşın komutanları burada öldü ve bu svaşın sonu geldi!Haram aylar başlamış ve bu savaş geçici olarak ertelenmiştir.Fakat ileride devam edecektir." demek istemiştir.Tarihte bu savaş hep sürmüştür ve gelecekte de bu savaşın yeni sahnelerine şahit olunacaktır.Ard arda sürecek mücadele sahnelerine şahid olacaksınız.Ey sen,bu neslin bu devrin insanı!Bu sancak tarih ile başlamış,elden ele devredilmiş,çeşitli sahnelerden geçerek buraya kadar ulaşan bir sancaktır.Bu mücadele ne Fırat'ın kenarında son bulmuş ne de Medine'de başlamıştır.Beşeriyetle başlamış ve Allah'a kadar sürecektir.


GAYB

Gayb,yani fesadın zuhruna rağmen,hakikatin zayıf düşmesine,adaletin yenilmesine,zulmün dünyaya hükmetmesine rağmen inanmak.Sen siyasi ve maddeci aydınlar gibi üç beş defa bağırıp ümidini kırma.Felsefi ümitsizliğe kapılma,kapılmazsın!Eğer sen gayb inancına sahip isen.Neden?Çünkü İslam'da tarihsel determinizm vardır.Nasıl bir determinizm?Tarih her kötü mecrdan dönmek zorundadır.Her ne kadar zulüm ve batıl dünyaya musallat olmuşsa da,her ne kadar bütün ufukları karanlık kaplamışsa da sen kendi savaşını,tarih görüşünü,geleceğe olan inancını,kendi beşeri hayat felsefeni bu olaylara,bu vakıalara bakarak değiştirme!!İyimserlik,olumlu düşünme,tarihi determinizme inanç seni sorumluluk sahibi kılması ve iyimserliğe sürüklemesi gerekir.Adaletin, hakkın zaferine inanman ve böylece tatmin olman lazım.Bir din tarih boyunca hak ve adaletin ihyası ve istikrarı için mücadele etmiş,bir başka din de her zaman bunları yok etmiş,her zaman tarihe musallat olmuştur.Böylece bu savaş zirvesine doğru sürüklenmektedir.bu sürükleniş,zorunlu ve kesin bir devrime,çoşkun bir intikama ve yaygın bir adalete doğrudur.Şia felsefesinde bu "tarihin cebridir."Ben her zaman ve her durumda tarihsel bir savaşın içinde yer alıyorum.Bundan da sorumluyum."Bu ıslah işleri zamanın imamının işidir,gelirse kendisi düzeltir" gibi görüşler Yahudi görüşüdür!

"Küllü yevmin Aşura ve küllü arzın Kerbela" ne demektir?Ben her gittiğim yerde Aşura duası okuyacağım demek değildir.İntizar felsefesi,aydınların,düşünürlerin ve adaletçilerin her türlü şartlarda kötümserliğe,felsefi ümitsizliğe ve tarihi ümitsizliğe kapılmamaları demektir.

Hiç bir millet,hiç bir fırka,hiç bir din Şia gibi değildir.Çünkü ondört asır,onbeş asır savaşmış,bütün liderleri yok olmuş,zehirlenmiş,hapse zindana atılmış,hepsi geçip gitmiş,bütün hareketleri yenilmiş, fakat hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamıştır.Neden?Hangi faktörlerden?Hangi etken bu uzun süreye rağmen,yenilgi zorluk ve çetinliğe rağmen bu mezhebi böyle kuvvetli,böyle inançlı,böyle iyimser yapmıştır?İntizar felsefesi ve esas olarak tarihin cebrine inanmak!

MUNTAZIR OLMAK NE DEMEKTİR?

Muntazır insan ne demektir?Muntazır insan her durumda bekleyendir.Ama her durumda.Evde ise misfirlerini bekleyensin.Asker isen teftişçiyi beklersin,bir muhafız isen savaş ilanını beklersin,bir komutanın emrini beklersin.Bir insan isen,misafirini ahbabını beklersin.Herkes her zaman bir bekleyiş içindedir.İntizar ve muntazır her zaman hazır olmak demektir.Aldırmazlık demek değildir!!Muntazır demek hazır,donanımlı,sroumlu olmak demektir.Ani bir devrime,çoşkun ve kanlı bir intikam başkaldırısına inanmaktır.
Tarih boyunca sürmüş,insanlık tarihi ile başlamışelden ele,peygamberlerin elinden Şia İmamlarına geçmiş bir savaşa inanmak.Bu savaş kuşaktan kuşağa,bütün bireyler için söz konusudur.Ümit kırıcı bütün şartlara rağmen bu savaş gelecekte,zorunlu olarak zafere ulaşacaktır!..

Allah Sahib-ez Zaman İmam Mehdi(af)'nin zuhurunu acil eylesin..

Selam ve dua ile..
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst