ashli
Bayan Üye
Steve Vai
Steve Vai, Joe Satriani'nin öğrencisidir. Frank Zappa'nın hayranlarındandı ve Zappa'ya onun repartuarının hepsini çalabildiğini ve sadece kulaklarıyla orkestral kopyasını çıkarabileceğini ispatladıktan sonra Zappa'nın grubuna katıldı. Zappa onu “ dublör gitarist” olarak tanıttı. 84'te Zappa ve Satriani etkilerini birleştirdiği “Flex-Able” albümünü çakardı, ve Alcatrazz, David Lee Roth ve Whitesnake ile birlikte çalmaya başladı. 90'da en hoş albümü olan “Passion and Warfare” piyasaya çıktı. Daha sonrada Devin Townsend ile “Sex & Religion” albümünü ardındanda solo albümleri “Alien Love Secrets” ve “Fire Garden” piyasaya çıktı. İki sene sonra “Flexable Leftovers” albümü, 99'da da “Ultra Zone” albümünü çıkardı. 2000 yılının başlarında “The 7th Song: Enchanting Guitar Melodies Archive” çalışmasını piyasaya süren Vai, bir yıl sonra “Alive in an Ultra World” adlı konser albümünü yayınladı. Vai, rock müziğinin top enstrümantalistlerinden biri sayılır.
Yngwie J. Malmsteen
1963 yılında İsveç'te doğan Lars Johann Yngwie Lannerback 14 yaşında Rainbow'un ikinci albümünden esinlenerek kurduğu Rising isimli grupla demolar kaydetmeye başladı. Bunlardan biri prodüktör Mike Varney'nin eline geçti ve Varney genç gitariste, Ron Keel'in grubu Steeler'a solo gitarist olarak katılması için davetiye gönderdi. Grupla yaptığı ilk albümünün ardından Kiss, UFO ve Ozzy'nin dikkatini çeken gitarist, Graham Bonnet ile birlikte Alcatrazz'ı kurdu. Ancak 1983 yılında yoluna solo çalışmalarla devam etme kararını verdi ve ilk solo albümü “Rising Force”u yaptı. Bu çalışma ile büyük bir ün elde eden gitarist daha sonra başarısını devam ettirerek “Marching Out” (1985) ve “Trilogy” (1986) albümlerini çıkardı. “Odyssey” (1988) ile düya çapında başarı kazandı. Ancak sonraki çalışmalarıyla başarı grafiği giderek düşmeye başladı ve Malmsteen ilk etkisini yitirdi.
Konser albümü “Live In Leningrad” (1989) ve “Eclipse” (1990) ticari kaygıların ağır bastığı çalışmalardı. Bu kaygılar Japonya listelerinde 1 numara olan “Fire And Ice”da da (1992) kendini gösterdi. Malmsteen “Seventh Sign”dan (1994) sonra yaptığı “Power And Glory”de (1994) ilk zamanlarının klasik müzik etkili tarzına geri döndü. Bu albümde bir yaylı çalgılar orkestrası yer alıyordu. Joe Lynn Turner, Jeff Scott Soto, David Rosenthal, Marcel Jacob ve Mark Boals ile birlikte yaptığı 1995 albümü Magnum Opus oldukça olumlu eleştiriler aldı ve gitariste başarılarını geri getirdi. Albüm sonrası turneye çıkan Malmsteen, Prag'da Çek Senfoni Orkestrası ile birlikte verdiği konserin kaydını 1998'de piyasaya verdi. 1999 yılında “Alchemy” albümünü, 2000 yılında “Double Live” konserini ve iki yıl önce de “Attack!!” albümünü çıkardı. İlk solo albümünden sonra geçen 20 yılda hiçbir şey yitirmediğini ortaya koydu.
Gitar virtüözitesinin ilk ve en önemli kıvılcımını çakan müzisyen, Ritchie Blackmore'a olan benzerliği nedeniyle büyük eleştirilere hedef oldu, özellikle Rainbow'a benzetmeye çalıştığı profesyonel kariyeriyle eksi puan aldı. Fakat mükemmel tekniği, güçlü müzik bilgisi, sürati, besteleri, akıcı tarzı ile gitarda yepyeni kapılar açtı, ustalarının bir adım önüne geçti. Ancak müzikal yapısının zayıf noktası sözleri idi; onların yüzeyselliği eksik bir yan oluşturuyordu. Joe Lynn Turner ve Jethro Tull'ın eski elemanı Barriemore Barlow ile çalıştı, fakat asla alçakgönüllü olamadı, tek adam oldu ve bu durum başarısını gölgeledi. Tüm bunlara rağmen, gitarın boyutlarını değiştiren adam olmayı başardı.
Joe Satriani
1956'da Long Island'da doğan ve Long Island'da büyüyen Satriani, gitarcıların hocası olarak ismini duyurdu. Ancak bu durum sadece müzisyenler arasında geçerliydi. Metallica'dan Kirk Hammett ve Steve Vai gibi ustalar onun elinden geçmişti. Ders vermeyi bırakarak dünyayı dolaşmaya başlayan gitarcı daha sonra Amerika'ya döndü ve 1984'te çıkardığı kendi ismini taşıyan kısaçalar ile ilk ticari başarısını elde eti. Daha sonra Greg Kihn'in grubuyla bir albüm çalışmasında yer aldı. Bu çalışmanın ardından solo çalışmalara yönelen Satriani, arka arkaya yaptığı albümlerle büyük bir başarı elde etti ve ismini bütün dünyaya duyurdu. 1988'de bas gitar virtüözü Stu Hamm ve davulcu Jonathan Mover ile birlikte çalışmaya başladı ve birlikte çeşitli projelere imza attılar.
Bu arada Satriani, Mick Jagger'in dünya turnesinde çaldı ve Alice Cooper'in albümünde konuk olarak yer aldı. Gitara getirdiği yeni anlayış, müzikal zenginlik ve virtüözitenin fazlasıyla ön planda olduğu çalışmalarıyla birçok yeni kuşak gitarcıyı etkiledi, Metallica'dan Kirk Hammett, Primus'tan Larry LaLonde, caz gitarcısı Charlie Hunter gibi virtüözlere bizzat ders verdi, tarzlarını şekillendirdi. 80 sonrası rock gitarının en büyük isimlerinden biri olmayı başardı.
Steve Vai, Joe Satriani'nin öğrencisidir. Frank Zappa'nın hayranlarındandı ve Zappa'ya onun repartuarının hepsini çalabildiğini ve sadece kulaklarıyla orkestral kopyasını çıkarabileceğini ispatladıktan sonra Zappa'nın grubuna katıldı. Zappa onu “ dublör gitarist” olarak tanıttı. 84'te Zappa ve Satriani etkilerini birleştirdiği “Flex-Able” albümünü çakardı, ve Alcatrazz, David Lee Roth ve Whitesnake ile birlikte çalmaya başladı. 90'da en hoş albümü olan “Passion and Warfare” piyasaya çıktı. Daha sonrada Devin Townsend ile “Sex & Religion” albümünü ardındanda solo albümleri “Alien Love Secrets” ve “Fire Garden” piyasaya çıktı. İki sene sonra “Flexable Leftovers” albümü, 99'da da “Ultra Zone” albümünü çıkardı. 2000 yılının başlarında “The 7th Song: Enchanting Guitar Melodies Archive” çalışmasını piyasaya süren Vai, bir yıl sonra “Alive in an Ultra World” adlı konser albümünü yayınladı. Vai, rock müziğinin top enstrümantalistlerinden biri sayılır.
Yngwie J. Malmsteen
1963 yılında İsveç'te doğan Lars Johann Yngwie Lannerback 14 yaşında Rainbow'un ikinci albümünden esinlenerek kurduğu Rising isimli grupla demolar kaydetmeye başladı. Bunlardan biri prodüktör Mike Varney'nin eline geçti ve Varney genç gitariste, Ron Keel'in grubu Steeler'a solo gitarist olarak katılması için davetiye gönderdi. Grupla yaptığı ilk albümünün ardından Kiss, UFO ve Ozzy'nin dikkatini çeken gitarist, Graham Bonnet ile birlikte Alcatrazz'ı kurdu. Ancak 1983 yılında yoluna solo çalışmalarla devam etme kararını verdi ve ilk solo albümü “Rising Force”u yaptı. Bu çalışma ile büyük bir ün elde eden gitarist daha sonra başarısını devam ettirerek “Marching Out” (1985) ve “Trilogy” (1986) albümlerini çıkardı. “Odyssey” (1988) ile düya çapında başarı kazandı. Ancak sonraki çalışmalarıyla başarı grafiği giderek düşmeye başladı ve Malmsteen ilk etkisini yitirdi.
Konser albümü “Live In Leningrad” (1989) ve “Eclipse” (1990) ticari kaygıların ağır bastığı çalışmalardı. Bu kaygılar Japonya listelerinde 1 numara olan “Fire And Ice”da da (1992) kendini gösterdi. Malmsteen “Seventh Sign”dan (1994) sonra yaptığı “Power And Glory”de (1994) ilk zamanlarının klasik müzik etkili tarzına geri döndü. Bu albümde bir yaylı çalgılar orkestrası yer alıyordu. Joe Lynn Turner, Jeff Scott Soto, David Rosenthal, Marcel Jacob ve Mark Boals ile birlikte yaptığı 1995 albümü Magnum Opus oldukça olumlu eleştiriler aldı ve gitariste başarılarını geri getirdi. Albüm sonrası turneye çıkan Malmsteen, Prag'da Çek Senfoni Orkestrası ile birlikte verdiği konserin kaydını 1998'de piyasaya verdi. 1999 yılında “Alchemy” albümünü, 2000 yılında “Double Live” konserini ve iki yıl önce de “Attack!!” albümünü çıkardı. İlk solo albümünden sonra geçen 20 yılda hiçbir şey yitirmediğini ortaya koydu.
Gitar virtüözitesinin ilk ve en önemli kıvılcımını çakan müzisyen, Ritchie Blackmore'a olan benzerliği nedeniyle büyük eleştirilere hedef oldu, özellikle Rainbow'a benzetmeye çalıştığı profesyonel kariyeriyle eksi puan aldı. Fakat mükemmel tekniği, güçlü müzik bilgisi, sürati, besteleri, akıcı tarzı ile gitarda yepyeni kapılar açtı, ustalarının bir adım önüne geçti. Ancak müzikal yapısının zayıf noktası sözleri idi; onların yüzeyselliği eksik bir yan oluşturuyordu. Joe Lynn Turner ve Jethro Tull'ın eski elemanı Barriemore Barlow ile çalıştı, fakat asla alçakgönüllü olamadı, tek adam oldu ve bu durum başarısını gölgeledi. Tüm bunlara rağmen, gitarın boyutlarını değiştiren adam olmayı başardı.
Joe Satriani
1956'da Long Island'da doğan ve Long Island'da büyüyen Satriani, gitarcıların hocası olarak ismini duyurdu. Ancak bu durum sadece müzisyenler arasında geçerliydi. Metallica'dan Kirk Hammett ve Steve Vai gibi ustalar onun elinden geçmişti. Ders vermeyi bırakarak dünyayı dolaşmaya başlayan gitarcı daha sonra Amerika'ya döndü ve 1984'te çıkardığı kendi ismini taşıyan kısaçalar ile ilk ticari başarısını elde eti. Daha sonra Greg Kihn'in grubuyla bir albüm çalışmasında yer aldı. Bu çalışmanın ardından solo çalışmalara yönelen Satriani, arka arkaya yaptığı albümlerle büyük bir başarı elde etti ve ismini bütün dünyaya duyurdu. 1988'de bas gitar virtüözü Stu Hamm ve davulcu Jonathan Mover ile birlikte çalışmaya başladı ve birlikte çeşitli projelere imza attılar.
Bu arada Satriani, Mick Jagger'in dünya turnesinde çaldı ve Alice Cooper'in albümünde konuk olarak yer aldı. Gitara getirdiği yeni anlayış, müzikal zenginlik ve virtüözitenin fazlasıyla ön planda olduğu çalışmalarıyla birçok yeni kuşak gitarcıyı etkiledi, Metallica'dan Kirk Hammett, Primus'tan Larry LaLonde, caz gitarcısı Charlie Hunter gibi virtüözlere bizzat ders verdi, tarzlarını şekillendirdi. 80 sonrası rock gitarının en büyük isimlerinden biri olmayı başardı.