Fotoğrafı kim buldu, Fotoğrafı kim icat etti. Her yeteneğe hitap eden makineleriyle yaygınlaşan fotoğraf bugün bilimden sanayiye, eğitimden iletişime, belgecilikten sanata kadar her alanda önemli işlevler yüklenmiştir.
Karanlık oda tekniği çok eskidir. 11 yüzyılda Arap bilginler, 15. yüzyılda Leonardo da Vinci, 16. yüzyılda Giovanni Battista della Porta karanlık oda denemeleri yapmışlardır. 17. yüzyılda ressamlar portre çalışmalarında karanlık oda sisteminden yararlanmışlardır. Rönesansın geometri ve perspektifi ile 18. yüzyılın kimya ve fiziği, 19 yüzyılın başında fotoğrafı ortaya çıkarmıştır.
1826 yılında Joseph Nicephore Niepce sekiz saat ışık altında ilk fotoğrafı almıştır. Joseph Petzvalın 1839 yılında yaptığı, süreyi kısaltan mercek altmış yıl kullanılmıştır. Üç yıllık süre içinde objektif ve emülsiyonların gelişmesiyle poz süresi saatlerden saniyelere inmiş, portre çekilebilir olmuştur. 1841de İngiliz mucit William Henry Foxun fotoğrafın negatifini elde eden aleti icat edince, negatiften pozitif elde etme yani fotoğrafı tekrar basarak çoğaltma imkanı fotoğrafçılığa yeni bir anlam kattı. 1870lerden sonra gümüş bromürlü jelatin emülsiyonlar, 1880 lerden sonra filmin geliştirilmesi fotoğrafta sıçrama yaratmıştır.
George Eastman 1883te sarılan film Kodakı üretmiş, 1889da kutu kameranın geliştirilmesiyle fotoğraf makinesinin taşınması kolaylaşmış, 1925te Leica otuz altı pozluk filmi üretmiştir. 1846da Pariste yılda iki bin fotoğraf makinesi satılmaktadır. 1852de İngilterede ilk fotoğrafçılık derneği kurulmuştur. Matbaanın kuruluşunda her konunun matbu kağıda geçirilmesi çabasını yaratan heyecana benzer biçimde her yerde her tür fotoğraf çekilmekte, sergiler açılmakta, yarışmalar düzenlenmekte ve fotoğraf sanatı tartışılmaktadır. 1885lerden sonra dergi ve gazetelerde fotoğraf kullanılmaya başlanır.
Fotoğraf, okul ve bürokratik işlemlerdeki zorunluluğu dışında aile albümleriyle en küçük birime kadar girmiştir. Önemli gün ve toplantılar, tatil günleri, özel yaşamın sünnet, evlilik gibi durakları fotoğrafla canlandırılması beklenen anılardır. İstanbul hatırası çekilen şipşakçılar, panayırlarda çeşitli kostümlerle veya Reagan gibi dünya ünlüleriyle fotoğraf çektirme fırsatları, insanın biricikliğini belgeleme arzusunun aldığı çeşitli biçimlerden kaynaklanır.