karagümrük
Kayıtlı Üye
Zafer şarkıları söyleyen Fenerbahçeli oyuncular, “Her şey o geceye özgüymüş” havası uyandırdı.
Fenerbahçe - Trabzonspor maçından sonra herkesin kafasında şu soru oluştu;
Acaba Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu oyun bir ilerlemenin, taşların yavaş yavaş yerine oturduğunun bir göstergesi mi, yoksa rakibe karşı beslenen intikam duygusunun yarattığı bir tepki mi!
Cevap ilerleme ise kalan 15 haftada çok keyifli bir Fenerbahçe izleyeceğiz demektir... Mehmet Topuz’un hem savunma, hem de hücumun baş aktörü olduğu, Andre Santos’un iki yönlü bir oyunu tutturduğu, Alex’in topsuz bile koştuğu, hemen hemen tüm oyuncuların prese soyunduğu bir takımın kendi ayarı dışındaki rakipler karşısında ezici bir üstünlük sağlaması gerekir. Bu da onları şampiyonluğun en büyük favorisi yapar.
Şayet durum Trabzonspor’a karşı bir öfke ise Fenerbahçe ligi şu an bulunduğu yerde bitirir...
Aslında Şükrü Saracoğlu Stadı’nda maç sonrası ortaya çıkan fotoğraf herkesin aradığı cevabı verir gibiydi!
Şampiyonluğa odaklanmış, lideri yenmesine rağmen aradaki puan farkını ancak 4’e indirebilmiş ve hâlâ 3. sırada olan bir takım maç bitiminde seyircisine sadece bir el sallar ve soyunma odasına giderdi. Önünde daha 15 haftanın olduğunu ve daha hiçbir şey kazanmadığını bilirdi...
Ancak Fenerbahçeli oyuncuların tek tek tüm tribünleri dolaşıp şampiyonluk şarkıları söylemesi, sanki sezonun sonuymuş gibi davranması, “herşey sadece o geceye özgüymüş” havasını uyandırdı.
Haftanın dikkat çeken diğer olayı ise geçtiğimiz yılın şampiyonu Bursaspor’dan tek kelime söz edilmemesi. Halbuki yeşil-beyazlılar bu ligde Trabzonspor’dan sonra ekip oyununu en iyi sahaya yansıtan takım... Hiçbir şekilde bozulmuyorlar. Devler Ligi’ndeki yüz kızartıcı sonuçların ardından bile dik durmayı hep başardılar... Tam bir parti disiplini ile hareket ediyorlar. Ne taraftarları, ne hocaları, ne yönetimi çizgiyi aşmıyor... Hep soğukkanlılar...
Geçen yıla oranla futbollarında bir düşüş gözlense de kazanma alışkanlığı onları kötü günlerinde de ayakta tutmayı başarıyor. Hatta dördüncü büyük unvanını almış Trabzonspor’a göre psikolojik açıdan daha güçlüler. Sanki ne yaptıklarını ve neyi yapmayacaklarını daha iyi biliyorlar... Kendilerinden fazla söz edilmemesi, ön planda kalmamaları da avantajları... Aslında bu ortamı da kendileri yaratıyor. Başkanları gereksiz yere ortaya çıkıp konuşmuyor, hocaları adımlarını dikkatli atıyor.
Üstüne üstlük son iki transfer de (Miller - Altidore) Bursaspor’u görmezden gelinse de bu ligin en önemli favorilerinden biri haline getirmiştir.
Onca yatırıma rağmen 19. hafta itibariyle geçen sezona oranla 7 puan az toplamış bir Beşiktaş’ın, Hagi ile “çakma Lucescu” futbolu oynayan Galatasaray’ın, günlük başarılarla ayakta durmaya çalışan bir Fenerbahçe’nin bulunduğu bir ortamda aslında ligin sonunda oluşacak tablo o kadar da sürpriz sayılmamalı.
Geçen yılki Anadolu ihtilali, gücünü daha da artırıp üç büyükleri bu kez ilk ikinin de dışına atabilir. Trabzonspor’un son iki haftada kaybettiği beş puana rağmen en iyi takım olduğunu kimse gözardı etmesin... Bir galibiyet onlara eski havalarını geri getirecektir. Tabii kendi kendilerini daha fazla baskıya almaz, panik yapmazlarsa...
O yüzden siz “lig yeni başladı” reklamlarına şimdilik kanmayın... Bir iki hafta daha heyecan yapmayın..
Milliyet / Ediz Sırapınar
Fenerbahçe - Trabzonspor maçından sonra herkesin kafasında şu soru oluştu;
Acaba Fenerbahçe’nin ortaya koyduğu oyun bir ilerlemenin, taşların yavaş yavaş yerine oturduğunun bir göstergesi mi, yoksa rakibe karşı beslenen intikam duygusunun yarattığı bir tepki mi!
Cevap ilerleme ise kalan 15 haftada çok keyifli bir Fenerbahçe izleyeceğiz demektir... Mehmet Topuz’un hem savunma, hem de hücumun baş aktörü olduğu, Andre Santos’un iki yönlü bir oyunu tutturduğu, Alex’in topsuz bile koştuğu, hemen hemen tüm oyuncuların prese soyunduğu bir takımın kendi ayarı dışındaki rakipler karşısında ezici bir üstünlük sağlaması gerekir. Bu da onları şampiyonluğun en büyük favorisi yapar.
Şayet durum Trabzonspor’a karşı bir öfke ise Fenerbahçe ligi şu an bulunduğu yerde bitirir...
Aslında Şükrü Saracoğlu Stadı’nda maç sonrası ortaya çıkan fotoğraf herkesin aradığı cevabı verir gibiydi!
Şampiyonluğa odaklanmış, lideri yenmesine rağmen aradaki puan farkını ancak 4’e indirebilmiş ve hâlâ 3. sırada olan bir takım maç bitiminde seyircisine sadece bir el sallar ve soyunma odasına giderdi. Önünde daha 15 haftanın olduğunu ve daha hiçbir şey kazanmadığını bilirdi...
Ancak Fenerbahçeli oyuncuların tek tek tüm tribünleri dolaşıp şampiyonluk şarkıları söylemesi, sanki sezonun sonuymuş gibi davranması, “herşey sadece o geceye özgüymüş” havasını uyandırdı.
Haftanın dikkat çeken diğer olayı ise geçtiğimiz yılın şampiyonu Bursaspor’dan tek kelime söz edilmemesi. Halbuki yeşil-beyazlılar bu ligde Trabzonspor’dan sonra ekip oyununu en iyi sahaya yansıtan takım... Hiçbir şekilde bozulmuyorlar. Devler Ligi’ndeki yüz kızartıcı sonuçların ardından bile dik durmayı hep başardılar... Tam bir parti disiplini ile hareket ediyorlar. Ne taraftarları, ne hocaları, ne yönetimi çizgiyi aşmıyor... Hep soğukkanlılar...
Geçen yıla oranla futbollarında bir düşüş gözlense de kazanma alışkanlığı onları kötü günlerinde de ayakta tutmayı başarıyor. Hatta dördüncü büyük unvanını almış Trabzonspor’a göre psikolojik açıdan daha güçlüler. Sanki ne yaptıklarını ve neyi yapmayacaklarını daha iyi biliyorlar... Kendilerinden fazla söz edilmemesi, ön planda kalmamaları da avantajları... Aslında bu ortamı da kendileri yaratıyor. Başkanları gereksiz yere ortaya çıkıp konuşmuyor, hocaları adımlarını dikkatli atıyor.
Üstüne üstlük son iki transfer de (Miller - Altidore) Bursaspor’u görmezden gelinse de bu ligin en önemli favorilerinden biri haline getirmiştir.
Onca yatırıma rağmen 19. hafta itibariyle geçen sezona oranla 7 puan az toplamış bir Beşiktaş’ın, Hagi ile “çakma Lucescu” futbolu oynayan Galatasaray’ın, günlük başarılarla ayakta durmaya çalışan bir Fenerbahçe’nin bulunduğu bir ortamda aslında ligin sonunda oluşacak tablo o kadar da sürpriz sayılmamalı.
Geçen yılki Anadolu ihtilali, gücünü daha da artırıp üç büyükleri bu kez ilk ikinin de dışına atabilir. Trabzonspor’un son iki haftada kaybettiği beş puana rağmen en iyi takım olduğunu kimse gözardı etmesin... Bir galibiyet onlara eski havalarını geri getirecektir. Tabii kendi kendilerini daha fazla baskıya almaz, panik yapmazlarsa...
O yüzden siz “lig yeni başladı” reklamlarına şimdilik kanmayın... Bir iki hafta daha heyecan yapmayın..
Milliyet / Ediz Sırapınar