'hayaL
Bayan Üye
Fıtır sadakası ne demektir? Hükmü nedir? Ne zaman verilir? Ne kadar verilir?
Fıtır sadakası ve hükmü
Abdullah Bey:
*“Fıtır sadakası ne demektir? Hükmü nedir? Ne zaman verilir? Ne kadar verilir? Ramazan ayında fıtır sadakası vermenin hikmeti nedir?”
Ramazan ayında Cenâb-ı Hakk’ın maddî-manevî rahmeti ve bereketi yağmur gibi üstümüzde.
Beklediğimiz berekete denk, bizim de gönlümüz cömert olmalı. Elimiz hayra açık olmalı. İmam-ı Azam’ın, “Hayırda israf olmaz; israfta da hayır olmaz” sözünü en fazla yaşayacağımız bir ayın içerisindeyiz.
Resûlullah Efendimiz (asm) insanların en cömerti idi. Ramazan ayında Cebrail (as) ile karşılaştıkları zamanlarda ise, cömertlikte bir derya kesilirdi. Öyle ki, Cebrail (as) her akşam gelirdi ve Resûl-i Ekrem (asm) ile karşılıklı Kur’ân okurlardı. Böyle zamanlarda Allah Resûlü (asm), rahmet yüklü bulutlardan daha fazla cömert olurdu.
Resûlullah (asm) buyurur ki: “Sadaka malı noksanlaştırmaz. Allah, bir kulunun afta hissesini ziyade kılarsa, onun izzetini de artırır. Allah için tevazu gösteren bir ferdi, Aziz ve Celil olan Allah muhakkak yükseltir.”
Vermekle kaybetmeyiz. Bize veren Rabb’imizin rızasını tahsil etmek vermemize bağlı olduğu gibi, âhiretteki servetimiz ve zenginliğimiz de vermemize bağlı. Hatta vermekle düpedüz, âhiretteki kendimizi gözetmiş oluyoruz.
Gücümüzü aşan bir şey veremeyiz hiç şüphesiz. Ancak kendi çapımızda kucak açabileceğimiz, elinden tutabileceğimiz, gönlünü alabileceğimiz, sevindirebileceğimiz Allah kulu muhakkak düşer payımıza.
Payımıza düşeni baş tâcı yapabilirsek, Allah’ın taksim ve takdirine rıza gösterebilirsek, Cenâb-ı Feyyaz-ı Mutlak’ın bizimle fakrımıza göre değil, Kendi zenginliğine göre muâmele yapmasını hak etmiş olmaz mıyız?
Fıtır veya fıtra, “yaratılış” demektir. Fıtır Sadakası ise, Ramazan bayramına kavuşan ve aslî ihtiyaçları dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altında bulunan kimseler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mâlî bir ibadettir, bir yaratılış sadakasıdır. Vaciptir. Kişi başına konmuş bir malî ibadet olması cihetiyle baş-göz ve beden zekâtı da denmektedir.
Fıtır Sadakası, orucun kabulüne ve kabir azabından kurtulmaya vesiledir. Ayrıca Ramazan ayı içerisinde yapılan hata ve kusurlara da bir kefarettir. Resûlullah Efendimiz’in (asm) oruçlunun boş, çirkin ve kötü sözlerinin günahından arınması ve fakirlere bir azık olması için fıtır sadakasını emrettiğini İbn-i Abbas (ra) rivayet eder.
Fıtır Sadakasını, aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan herkes vermekle mükelleftir. Bu malın üzerinden zekâtta olduğu gibi bir yıl geçmesi şart değildir. Bayram namazından hemen önce nisap miktarı mala kavuşan bir kimse Fıtır Sadakasını vermekle mükellef olur.
Nisap ölçülerine sahip olmayan fakir Müslümanlar da Fıtır Sadakasını verebilirler. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Allah zenginlerin malını fıtır sadakasıyla temizler. Fakirler ise verdikleri zaman Allah fazlasıyla yerini doldurur.”
Özürleri olsun olmasın, oruç tutmayan kimseler de fıtır sadakası vermekle mükelleftirler.
Fıtır sadakası kendilerine zekât verilebilecek kimselere verilir.
Bir fitre ancak bir kimseye verilir. Fakire fitre verirken, bunun fitre olduğu söylenmese de olur. İçinden fitre niyetiyle vermesi kâfidir.
Fıtır sadakasının verilme zamanı, dört mezhebin ortak görüşüne göre, Ramazan Bayramının bir veya iki gün öncesi ile Ramazan Bayram Namazı arasıdır. Hanefîler ve Şafiîlerce yaygın görüşe göre ise, fıtır sadakası Ramazan ayı içerisinde de verilebilir. Yoksulların ihtiyaçlarını bir an önce giderebilmeleri için uygun zaman dilimi ve uygun ortam bulunduktan sonra hemen vermek en tavsiye edilen şeklidir.
Fıtır Sadakası bayramdan sonraya kadar verilmemiş ise, zimmetten düşmez; zimmeti devam eder ve ilk fırsatta kazaen verilmesi gerekir. Ancak fitreyi bayramdan sonraya bırakmak günahtır.
Fıtır sadakasını herkes bizzat kendisi verebileceği gibi, aile fertleri namına aile reisi de verebilir. Bayram gecesi doğan çocuğun fitresini de, aile reisi vermelidir.
Fitrede esas olan, bir fakirin bir günlük yiyeceğini temin etmektir. Fitre miktarı kişi başına buğdaydan yaklaşık bir buçuk kilogram; arpa, kuru üzüm ve hurmadan üç kilogram üzerinden hesap edilmelidir. Günümüzde ekonomik değerlerin çok değişmesi nedeniyle, eğer bu miktarlar veya bunların parasal karşılıkları bir fakiri bir günlük doyurmaya kâfi değilse takviye yapılmalı ve artırılmalıdır.
Fıtır sadakası için, kişi başına asgarî bir rakam söylememiz gerekirse, yaklaşık beş milyon liradır. İmkânı yerinde olanlar bu rakamın üzerine çıkabilirlerse, şüphesiz daha faziletli ve daha makbul olur.
Böyle sevinç ve rahmet günlerinde fakirleri ve ihtiyaç sahiplerini el avuç açmaktan kurtarmak, onların günlük yiyeceklerini, verilecek fitrelerle kâmilen temin etmek hiç şüphesiz büyük bir himmet ve gayrettir.
Allah kabul etsin. Âmin
Fıtır sadakası ve hükmü
Abdullah Bey:
*“Fıtır sadakası ne demektir? Hükmü nedir? Ne zaman verilir? Ne kadar verilir? Ramazan ayında fıtır sadakası vermenin hikmeti nedir?”
Ramazan ayında Cenâb-ı Hakk’ın maddî-manevî rahmeti ve bereketi yağmur gibi üstümüzde.
Beklediğimiz berekete denk, bizim de gönlümüz cömert olmalı. Elimiz hayra açık olmalı. İmam-ı Azam’ın, “Hayırda israf olmaz; israfta da hayır olmaz” sözünü en fazla yaşayacağımız bir ayın içerisindeyiz.
Resûlullah Efendimiz (asm) insanların en cömerti idi. Ramazan ayında Cebrail (as) ile karşılaştıkları zamanlarda ise, cömertlikte bir derya kesilirdi. Öyle ki, Cebrail (as) her akşam gelirdi ve Resûl-i Ekrem (asm) ile karşılıklı Kur’ân okurlardı. Böyle zamanlarda Allah Resûlü (asm), rahmet yüklü bulutlardan daha fazla cömert olurdu.
Resûlullah (asm) buyurur ki: “Sadaka malı noksanlaştırmaz. Allah, bir kulunun afta hissesini ziyade kılarsa, onun izzetini de artırır. Allah için tevazu gösteren bir ferdi, Aziz ve Celil olan Allah muhakkak yükseltir.”
Vermekle kaybetmeyiz. Bize veren Rabb’imizin rızasını tahsil etmek vermemize bağlı olduğu gibi, âhiretteki servetimiz ve zenginliğimiz de vermemize bağlı. Hatta vermekle düpedüz, âhiretteki kendimizi gözetmiş oluyoruz.
Gücümüzü aşan bir şey veremeyiz hiç şüphesiz. Ancak kendi çapımızda kucak açabileceğimiz, elinden tutabileceğimiz, gönlünü alabileceğimiz, sevindirebileceğimiz Allah kulu muhakkak düşer payımıza.
Payımıza düşeni baş tâcı yapabilirsek, Allah’ın taksim ve takdirine rıza gösterebilirsek, Cenâb-ı Feyyaz-ı Mutlak’ın bizimle fakrımıza göre değil, Kendi zenginliğine göre muâmele yapmasını hak etmiş olmaz mıyız?
Fıtır veya fıtra, “yaratılış” demektir. Fıtır Sadakası ise, Ramazan bayramına kavuşan ve aslî ihtiyaçları dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velâyetleri altında bulunan kimseler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mâlî bir ibadettir, bir yaratılış sadakasıdır. Vaciptir. Kişi başına konmuş bir malî ibadet olması cihetiyle baş-göz ve beden zekâtı da denmektedir.
Fıtır Sadakası, orucun kabulüne ve kabir azabından kurtulmaya vesiledir. Ayrıca Ramazan ayı içerisinde yapılan hata ve kusurlara da bir kefarettir. Resûlullah Efendimiz’in (asm) oruçlunun boş, çirkin ve kötü sözlerinin günahından arınması ve fakirlere bir azık olması için fıtır sadakasını emrettiğini İbn-i Abbas (ra) rivayet eder.
Fıtır Sadakasını, aslî ihtiyaçları dışında nisap miktarı mala sahip olan herkes vermekle mükelleftir. Bu malın üzerinden zekâtta olduğu gibi bir yıl geçmesi şart değildir. Bayram namazından hemen önce nisap miktarı mala kavuşan bir kimse Fıtır Sadakasını vermekle mükellef olur.
Nisap ölçülerine sahip olmayan fakir Müslümanlar da Fıtır Sadakasını verebilirler. Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Allah zenginlerin malını fıtır sadakasıyla temizler. Fakirler ise verdikleri zaman Allah fazlasıyla yerini doldurur.”
Özürleri olsun olmasın, oruç tutmayan kimseler de fıtır sadakası vermekle mükelleftirler.
Fıtır sadakası kendilerine zekât verilebilecek kimselere verilir.
Bir fitre ancak bir kimseye verilir. Fakire fitre verirken, bunun fitre olduğu söylenmese de olur. İçinden fitre niyetiyle vermesi kâfidir.
Fıtır sadakasının verilme zamanı, dört mezhebin ortak görüşüne göre, Ramazan Bayramının bir veya iki gün öncesi ile Ramazan Bayram Namazı arasıdır. Hanefîler ve Şafiîlerce yaygın görüşe göre ise, fıtır sadakası Ramazan ayı içerisinde de verilebilir. Yoksulların ihtiyaçlarını bir an önce giderebilmeleri için uygun zaman dilimi ve uygun ortam bulunduktan sonra hemen vermek en tavsiye edilen şeklidir.
Fıtır Sadakası bayramdan sonraya kadar verilmemiş ise, zimmetten düşmez; zimmeti devam eder ve ilk fırsatta kazaen verilmesi gerekir. Ancak fitreyi bayramdan sonraya bırakmak günahtır.
Fıtır sadakasını herkes bizzat kendisi verebileceği gibi, aile fertleri namına aile reisi de verebilir. Bayram gecesi doğan çocuğun fitresini de, aile reisi vermelidir.
Fitrede esas olan, bir fakirin bir günlük yiyeceğini temin etmektir. Fitre miktarı kişi başına buğdaydan yaklaşık bir buçuk kilogram; arpa, kuru üzüm ve hurmadan üç kilogram üzerinden hesap edilmelidir. Günümüzde ekonomik değerlerin çok değişmesi nedeniyle, eğer bu miktarlar veya bunların parasal karşılıkları bir fakiri bir günlük doyurmaya kâfi değilse takviye yapılmalı ve artırılmalıdır.
Fıtır sadakası için, kişi başına asgarî bir rakam söylememiz gerekirse, yaklaşık beş milyon liradır. İmkânı yerinde olanlar bu rakamın üzerine çıkabilirlerse, şüphesiz daha faziletli ve daha makbul olur.
Böyle sevinç ve rahmet günlerinde fakirleri ve ihtiyaç sahiplerini el avuç açmaktan kurtarmak, onların günlük yiyeceklerini, verilecek fitrelerle kâmilen temin etmek hiç şüphesiz büyük bir himmet ve gayrettir.
Allah kabul etsin. Âmin