Gaziantep BB, Beşiktaş’ın asıl rakibi değil. Aslında bu sezon Beşiktaş’ın “gerçek” rakibi başka bir takım değil zaten! 2011 model Beşiktaş’ın asıl rakibi ta kendisi: Yeni bir hoca yönetiminde yeni oyuncuların bir araya gelmesiyle yeni bir oyun tarzını oturtmak ya da oturtmamak Beşiktaş’ın asıl meselesi…
Maç sonrası açıklamaları hariç Schuster’in şu andaki durumu Milne’in ilk sezonuna benziyor: Benzer bir taktiksel inatçılık ya da kimine göre tutarlılık. Yeni bir ekol ve oyun tarzı oluşturma çabasının heyecanı ve kaçınılmaz sancıları. Yani günlük skortif tartışmaları bir yana bırakırsak, Seba ile Demirören arasındaki sabır farkı, Beşiktaş’ın önümüzdeki 3 yılını belirleyecek!
Süleyman Seba olunmaz, Süleyman Seba doğulur; onu ben de her Beşiktaşlı kadar adım gibi biliyorum. Ancak Demirören yönetimi de artık her yıl teknik direktör değiştirmenin Beşiktaş’a maddi, manevi her açıdan faydadan çok zarar verdiğini biliyor. Hepsinden önemlisi Beşiktaş taraftarı “yeter” ile “yetmez” arasındaki nüansı fazlasıyla farkında! Bu yüzden de İBB yenilgisi sonrasında takımı ve teknik direktörü ayakta alkışladılar.
İBB maçında “Schuster neden Fernandes’i oynattı?” diye soranlar halen tatmin olmadılarsa hocaların hocası Giovanni Trapattoni’ye “neden”ini sorsunlar! Ne de olsa son 30 yılın en kudretli teknik direktörü Trapattoni usta, Benfica’yı çalıştırırken Fernandes’i henüz 19’unda gözü kapalı sahaya sürüyordu. Belki Schuster bir Trapattoni, Mourinho ya da Cruyff değil ancak bizim skor yazarlarıyla Alman hocanın CV’sini karşılaştırdığımızda Türkiye’de en azından “Spalletti etkisi” yaratabilecek kalibrede bir hoca.
Maç sonrası açıklamaları hariç Schuster’in şu andaki durumu Milne’in ilk sezonuna benziyor: Benzer bir taktiksel inatçılık ya da kimine göre tutarlılık. Yeni bir ekol ve oyun tarzı oluşturma çabasının heyecanı ve kaçınılmaz sancıları. Yani günlük skortif tartışmaları bir yana bırakırsak, Seba ile Demirören arasındaki sabır farkı, Beşiktaş’ın önümüzdeki 3 yılını belirleyecek!
Süleyman Seba olunmaz, Süleyman Seba doğulur; onu ben de her Beşiktaşlı kadar adım gibi biliyorum. Ancak Demirören yönetimi de artık her yıl teknik direktör değiştirmenin Beşiktaş’a maddi, manevi her açıdan faydadan çok zarar verdiğini biliyor. Hepsinden önemlisi Beşiktaş taraftarı “yeter” ile “yetmez” arasındaki nüansı fazlasıyla farkında! Bu yüzden de İBB yenilgisi sonrasında takımı ve teknik direktörü ayakta alkışladılar.
İBB maçında “Schuster neden Fernandes’i oynattı?” diye soranlar halen tatmin olmadılarsa hocaların hocası Giovanni Trapattoni’ye “neden”ini sorsunlar! Ne de olsa son 30 yılın en kudretli teknik direktörü Trapattoni usta, Benfica’yı çalıştırırken Fernandes’i henüz 19’unda gözü kapalı sahaya sürüyordu. Belki Schuster bir Trapattoni, Mourinho ya da Cruyff değil ancak bizim skor yazarlarıyla Alman hocanın CV’sini karşılaştırdığımızda Türkiye’de en azından “Spalletti etkisi” yaratabilecek kalibrede bir hoca.