Fenerbahçe Dergisi’nin 107 no’lu Ocak 2012 sayısı; performansıyla göz dolduran başarılı oyuncumuz Miroslav Stoch’un yılbaşı görseli ve "Taraftarımızın eşi benzeri yok" başlıklı kapağıyla bayilerdeki yerini alıyor.
Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz, maçlarını bu aydan itibaren Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’da yapacak olan Fenerbahçe Ülker’e ait. Gururla asacaksınız.
Öte yandan, Fenerbahçe Dergisi’nin tirajı da 55.000’i geçti. Aynı zamanda sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe taraftarına duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.
Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın.
Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için 444 19 75’i arayın. Ayrıntılar derginizde…
Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısından çarpıcı başlıklar:
• Miroslav Stoch: "Taraftarımıza minnettarız"
Tarih: 17 Eylül 2009; Yer: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı… UEFA Avrupa Ligi H Grubu’nda Fenerbahçe SK – Twente mücadelesinin başlamasına dakikalar var. Şükrü Saracoğlu tribünleri yine coşmuş, coşturuyor. Aralarında Miroslav Stoch’un da bulunduğu Twente takımı da ısınmak için sahada… Bu sırada tribünler ilk 11’de yar alan oyuncularımızın isimlerini teker teker ve bas bas bağırıyorlar. Twente oyuncuları, şaşkınlıktan sadece o ana tanık olmayı becerebiliyorlar. Böyle bir destek, henüz daha maça bile başlamamışken onlar için fazla… O maçta "kaderin yazgısı" bir de gol kaçıran Miroslav Stoch böyle aktarıyor. Ve sonra Slovak oyuncu da sarı laciverde imzasını basıyor. Artık onun ismi de Kadıköy’de göğe yükseliyor. Geçen sezona göre; bu sene daha çok kendisini bulduğunu söyleyen Miroslav Stoch ile ilk yarıdaki ışık saçan performansını ve takımın hedeflerini konuştuk.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Daha önce oynadığım liglerde yabancı sınırlaması yoktu, böyle bir kuralla karşılaşmamıştım. Tabii tam oynamaya motiveyken kontenjan sebebiyle oynayamamak üzücü oluyor ama bu kuralı bilerek Türkiye’ye geldim, saygı gösteriyorum.
02: Dünya’nın en iyi liglerinden biri Premier Lig. Süper Lig’in ise; Hollanda Ligi’nden bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Burada belli başarılar ve kupa için daha fazla tepeye oynayan, daha fazla mücadele eden takımlar var. O yüzden burada oynamak, kendimi geliştirmek açısından benim için iyi bir aşama.
03: Soruşturma süreci bizi ilk zamanlar şok halinde etkilemişti ama şu anda artık lig devam ettiği için ve kazanan bir takım olduğumuz için daha fazla işimize sarılmış durumdayız. Tabii ki de gelecek haberleri bekliyoruz. Biz nasıl geçen sene hak ederek şampiyon olduysak, haklılığımızı tekrar göstermek için yeşil sahada da büyük bir mücadele halindeyiz. Onu da gösterdiğimiz zaman en doğru kararın çıkacağını göreceğiz.
04: Deplasmandan kötü bir sonuç aldığımız zamanda bile her zaman bize sahip çıkıyorlar. Meşaleler yakıyorlar. Tezahüratlarda bulunuyorlar. Çok büyük bir destek, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. Bırakın kendi hayatımda ve gözlerimle görmeyi internette bile böyle bir şey görmedim. Twente’de oynarken Kadıköy’deki maçta biz ısınmaya çıktığımızda taraftarların Fenerbahçeli oyuncuları tek tek çağırması bizi çok etkilemişti. Özellikle ben çok etkilenmiştim. Hepimiz ısınmayı bırakarak, o ana tanık olmuştuk. Şimdi Fenerbahçe’nin bir oyuncusuyum ve bu desteği bizzat yaşıyorum. Onlara verdikleri destekten dolayı minnettarız. Bir takım olmamızı bu itici güç sağlıyor.
05: Sahanın dışında hepimiz çok çok iyi arkadaşız. Sahanın içinde rakip faktör de işin içine giriyor ve sen her zaman kazanmak istiyorsun. Sahanın içinde değişik karakterler var. Yenik duruma düştüğün an, oyuncuların tepkisi farklı oluyor. Bu da tabii ki de ayrışmalara neden oluyor, bunun da farkındayız ama bu, tamamen takımın kazanmaya şartlanmış olmasından kaynaklanıyor. Futbol zor bir oyun. Sinirlerin gerildiği ve yüksek şiddetin içine girdiği bir oyun. Sadece Türkiye’de değil, bütün liglerde tansiyonun arttığı zamanlar oluyor. O yüzden bunu böyle kabul etmemiz lazım.
06: Play-offa en iyi şekilde girmek için elimizden geleni yapacağız. Ondan sonra tabii ki de farklı bir motivasyon olacaktır. Şampiyonluğu hedefliyoruz.
• Serdar Kesimal: "İnşallah bir daha sakal uzatmak durumunda kalmam"
Yaklaşık 5,5 ay sonra yeşil sahaya -bir de ilk 11’de- ayak basmanın heyecanı ve mutluluğuydu onunkisi… Bu süre zarfınca uzattığı sakallarına da veda etme vakti gelmişti artık. En mutlu günü olarak tanımladı, Bursa deplasman maçını… Bu kadar aranın ardından formundan hiçbir şey kaybetmeyen, maça hemen adapte olan ve yaptığı hamlelerle alkış toplayan Serdar Kesimal, bu takıma nice seneler katkı sağlamak istiyor. Başarısı ve maç sayısı arttıkça milli takıma da geri dönmek isteyen oyuncumuz, ikinci yarıda takım olarak Play Off’ta ipi göğüsleyerek tüm sezonun stresini birlikte yüklendikleri taraftarımızı ve yönetimimize de mutlu etmek istiyor.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: İlk önce doktorumuz Ertuğrul Karanlık’a ve Bireysel Oyuncu Antrenörümüz Dolu Arslan’a teşekkür ediyorum. Bilakis Dolu Hocam sakatlık dönemimde yaptırdığı çalışmalarla, en iyi şekilde sahalara dönmemi sağladı. Yobo ile ilk kez beraber oynadık ama idmanlarda hoca tabii deniyor. Bizi de deniyordu. Maçın provasını idmanlarda yapabiliyorduk. Birbirimizin nasıl oyuncu olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Maçlarda da en iyi şekilde anlaştık.
02: Duygularımızı kontrol etmek açısından buradaki oyunculara nazaran daha iyiyiz. Sonuçta biz de Türk’üz, bizim de parlamalarımız oluyor ama Almanya’da yetiştiğimiz için duygularımızı frenlemeyi daha iyi yapabiliyoruz. Ona göre biraz avantajımız var. Türkiye’deki altyapıları çok iyi bilmiyorum ama A Takımlar düzeyinde baktığımızda hocalarımızın taktik olarak oyuncularına çok iyi bilgiler öğrettiği aşikar. Taktik bilgi olarak iyi yetiştiriliyoruz.
03: Bu süreçten en fazla etkilenen takım biziz ama bu süreçten en iyi çıkan da biziz. Bu da takımın ve kulübün büyüklüğünden geliyor. Burada takım kaptanlarımızın, hocamızın, yönetimin duruşunun ve taraftarın mükemmel desteğinin çok büyük etkisi var. Biz kenetlendik, bugünleri atlatacağımızı biliyorduk ve atlatıyoruz da… İnşallah bu seneyi şampiyon tamamlayarak sahada vermemiz gereken cevabı veririz.
04: Duygusal mıyız sorusuna gelince; olmamalı mıyız? Herkesin sezon başından beri yaşadığı ortada. Herkesin sinirleri iyice yıprandı. Maç içinde bir şeyleri ispatlamamız gerekmiyor ama yinede gerektiğini düşünüyoruz. Duygu patlamalarının maç içinde olması çok normal. Hepimiz hırslı oyuncularız. Ama en önemli olan bunu maç içinde bırakıp, maç dışına taşımamak. Bunu da şu ana kadar iyi yaptığımızı düşünüyorum. Maç içerisinde ne kadar sürtüşmeler olsa da maç dışında normal hayatımıza devam ediyoruz.
05: Twitter’da taraftarların yazdığı tabii ki önemli, onları takip ediyorum, yazdıklarına kulak kesiliyorum ama futboldan hiç mi hiç anlamayan gazetecilerin yazdıkları açıkçası hiç umurumda değil.
06: Şimdi bir hoca değişimi oldu. Sakatlığımı da atlattım. Fenerbahçe’de başarım takdir görürse milli takıma dönmeyi istiyorum tabii ki. Yeni milli takım hocamız da benden beklentileri olduğunu söylüyor zaten. İnşallah dediğim gibi sakatlık olmazsa ilk önce Fenerbahçe’de başarılı olup, Milli takıma hizmet etmek istiyorum.
• BİR YIL BÖYLE GEÇTİ
2011 yılında faaliyet gösterdiği tüm spor dallarında Türkiye şampiyonluğu kazanarak rekor kıran Fenerbahçe ayrıca futbol, basketbol ve voleybolda mevcut 5 Türkiye ligi şampiyonluğunun tamamını kazanıp "5’i Bir Yerde" yaparak Türk spor tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Fenerbahçe futbolda 18. kez Süper Lig şampiyonu olurken, basketbolda erkeklerde 5., bayanlarda 9. kez ve voleybolda erkeklerde ve bayanlarda 3. kez Türkiye ligi şampiyonluğunu kazandı. Futbolda U-15 takımımız Avrupa şampiyonu ve Dünya beşincisi oldu. 2011 yılında Fenerbahçe boksta İstanbul kulüpler şampiyonluğunu, atletizmde 3 ayrı kategoride, masatenisi bayanlarda, kürekte ve yüzmede tüm kategorilerde Türkiye şampiyonlukları ve yelkende trofe şampiyonlukları kazandı. Bayan voleybol takımımız Şampiyonlar Ligi’nde ikinci kez üst üste dörtlü final, kadın basketbol takımımız Euroleague’de 5. kez üst üste çeyrek final oynarken bayan masatenisi takımımız ETTU Cup’ta 3. kez üst üste çeyrek finale yükselme başarısı gösterdi. Genç erkek kros takımımız 3. kez üst üste Avrupa Şampiyonu olurken genç bayan-genç erkek atletizm pist takımlarımız Avrupa ikincisi oldu. Atletizm, boks, yelken, yüzme, kürek ve masatenisinde sporcularımız ulusal ve uluslararası şampiyonalardan madalyalarla döndüler.
Her şubemizin başarı dökümü tüm derginin sayfalarını kaplayacak kadar çok olduğundan futbol haricindeki diğer tüm dokümanları sizlere ayrı bir internet linki olarak sunmayı uygun gördük. 2011 yılında tüm şubelerimizin hangi başarıları elde ettiklerine dair detaylı bilgilere www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=27197 adresinden ulaşabilirsiniz.
• James Gist: "Arena, NBA’deki salonları aratmayacak kalitede"
O Adana doğumlu bir ABD’li… Fenerbahçe Ülker’e sezon başında transfer olan James Gist, takıma power forvet olarak katkı sağlamaya çalışırken bir çok mevkidaşına göre de sergilediği atletik özelliklerle rakiplere zor anlar yaşatabilen bir yapıya sahip. Röportajımızın fotoğraf çekimleri Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’da yapıldı ve ortaya eğlenceli kareler çıktı.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Fenerbahçe Arena, bizim için çok güzel bir şans. Oradaki ilk maçımızdan itibaren hep kazanmayı umuyorum. NBA salonlarını aratmıyor. Avrupa’da birçok salonda oynama şansı da bulmuş bir basketbolcu olarak söyleyebilirim ki zirveye oynayacak bu saha…
02: Pek çok arkadaşım İstanbul’da ve Türkiye’de oynamıştı, onlar da Fenerbahçe’nin benim için güzel bir tecrübe olacağını söylediler. Burada olmaktan mutluyum.
03: Kendi adıma gereken enerjiyi takımıma verebildiğimi ve ribaund konusunda takıma katkılı olduğumu düşünüyorum. Bunun yanı sıra Avrupa’da benim fizik ölçülerimde olup sahada hızlı koşabilen fazla oyuncu yok. Bu nedenle de rakipleri için zorluk yaratabiliyorum.
• "Olimpiyatlarda ülkemi ve Kulübümü onurlandırmayı umuyorum"
Çağla Dönertaş… Adını 2011 yılında çokça duyurdu. Fenerbahçe Yelken Şubemizin başarılı ve genç sporcularından Çağla, 2012 yılında ülkemizi Londra Olimpiyatları’nda temsil etmeye hak kazandı. Türkiye ve Balkan şampiyonluğu unvanlarını elinde bulunduran 20 yaşındaki başarılı sporcu, bu kotayı nasıl aldığını, bu aşamaya gelene kadar yaşadıklarını Fenerbahçe Dergisi’ne anlattı.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Yelken, önüme çok güzel bir gelecek koydu. Ve benim için eskiden hayal olan şey Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir sporcusu olma şansını sağladı. Küçükken Fenerbahçe maç kaybettiğinde ağlayan bir çocuktum. Odamda Fenerbahçe’nin posterleri olurdu. Babam doğum günümde hediye olarak Fenerbahçe’nin battaniyesini almıştı bana ve şimdi ben bu kulübün sporcusuyum. Bu çok güzel bir şey…
02: Yelkende sabır çok önemli. "Bugün çalıştım tamam, yarın iyi gideceğim" diye bir şey olmuyor. Uzun zaman disiplinli, istekli ve sabır göstererek, bıkmadan çalışmanız gerekiyor.
03: Bence bir işte başarılı olmak istiyorsanız o işe tamamen odaklanmalısınız. Kafanızda başka şeyler olmamalı… Yurtdışına yarışa giderken döndüğünüzde gireceğiniz sınavın stresini yaşamamalısınız.
04: Olimpiyatlara gitmem kesinleştikten sonra yelken sporunda en genç sporcu olarak orada bulunacağım. Bu gerçekten çok güzel bir şey çünkü insanlar bir sonraki olimpiyatlar için size güvenebiliyor. Bu sorumluluk bende daha fazla çalışma isteği doğuruyor. Her zaman daha iyisini yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Çünkü bana bu kadar güvenen, inanan ve destekleyen insanlar varken onların yüzünü güldürmek beni çok fazla mutlu ediyor.
• Sibel Kurt - Sibel’in Sahasında konuk: Universal Hastaneler Grubu Genel Müdürü Dr. Mahir Turan:
"Fenerbahçe kalptir, taraftar da kan. Biz de bu sağlıklı yapının garantörü olma peşindeyiz"
Bilindiği üzere; Universal Hastaneler Grubu, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tüm profesyonel ve amatör şubelerinde "Resmi Sağlık Sponsoru" ve Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı’nın "Ana Sponsoru" oldu. Biz de sponsorumuzu daha yakından tanımak istedik. Universal Hastaneler Grubu’nda Genel Müdürü Sayın Dr. Mahir Turan da bizlere hem Fenerbahçeliliğini hem de UHG ile Kulübümüzün birlikteliğini anlattı. Röportajımızdan çıkardığımız genel kanı ise; zirvedeki bu iki ismin birbirine çok yakıştığı oldu.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Şu an kulüp bazında bütün lisanslı sporcular sağlık hizmetini bizden alıyorlar. Önemli olan alacak olmaları değil, almaktan memnun olmaları. Çok şükür şu ana kadar verdiğimiz hizmetlerin hepsi de herkesin çok memnun olacağı pırıl pırıl hizmetler. Sağlık konusunda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bütün şubelerde bir çıtası var. Geçmişte de güzel yönetilmiş, bizim de amacımız; bu çıtayı daha da yukarı taşımak.
02: Bu evlilik gibidir. Bir süre sonra ortak yaşama dönüşür. Artık aynı yöne bakarsınız. Ve biz bu işten açıkça söyleyeyim "Ne beklentimiz olmalıdır?" diye düşünmeye vaktimiz olmadan, karşımıza çıkar çıkmaz, gerekli kurullarımızdan bir an önce onayımızı aldık, ilerledik ve yola çıktık. Beklentiler zaman içersinde olacak olan şeyler ama dediğim gibi biz ilişkiye mekanik olarak bakmıyoruz, bu bir sevda meselesi bu.
03: Vücudu kan besliyor, kalp onu pompalıyor. Fenerbahçe kalptir, taraftar da kan. Biz de bu sağlıklı yapının garantörü olma peşindeyiz. Biz takdir edersiniz ki bu sponsorluk işine ilk defa girdik. Hayatımız değişti. Ben hiç Burhan Felek’te bu kadar taraftarla bu kadar destek beklemiyordum. Bu kadar güzide bir kulübün ve camianın bir parçası olduğumuz için çok şanslıyız.
04: Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol Takımı’nı artık bütün Avrupa tanıyor, bu çok önemli bir şey ve önemli adımlarla gidiyoruz. Biz güçlüyüz. Hiçbir takımdan da korkumuz yok. Onlar bizim gücümüzden korksun.
• Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Berna Laçin’i konuk etti.
"Fenerbahçelilik sadece maç günü değil, her gün yaşanan bir olgudur"
Manisaspor maçımız Kadınlar Maçı olarak tarihteki yerini aldı. O gün içerde 40 binin üzerinde, dışarıda on binlerce sevdalı yürek vardı. Bu sevdalı yüreklerden biri de Sevgili Berna Lâçin’di. Fenerbahçesi için sevdasını haykırmaya gelmişti. Sadece o gün değil, bu zor günlerde Fenerbahçesi için gerek sosyal medyada, gerek günlük hayatta bir misyoner gibiydi. Hayat merkezinde olmazsa olmazlar içerisinde yer alıyor Fenerbahçe. Ekranlarımızın sevilen ismiyle kariyerini ve Fenerbahçemizi konuştuk.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Yakın projelerimden biri de Altın Portakal sunuculuğuydu. O gün Fenerbahçeliğimi gösterdiğim gündür ayrıca. Twitter’da bir takipçim "Akşama ya sarı giy ya mavi" demişti ve ben de bu sezon giydiğimiz mavi - beyaz formamızın mavisinde bir tuvalet giymiştim. Saçlar da sarı olunca yakıştı diye düşünüyorum.
02: Pek çok erkek futbolla ilgilenen eşi ister, bizde de durum tam tersi oldu ama orta yolu buluyoruz bir şekilde. Ben ve benim gibi deli Fenerbahçeli arkadaşlarımla çocukları babalarına teslim edip maça gitmişliğimiz çok vardır.
03: Fenerli olmak demek maç günleri Fenerli olmak değil, her gün Fenerli olmaktır. Giydiğiniz kıyafetle, duruşunuzla, tavrınızla, Kulübünüze desteğinizle göstermek demektir. Biz bunu her zaman yapıyorduk ama 3 Temmuz itibariyle daha yoğun yapıyoruz.
04: Bir de iyi bir Fenerbahçe misyoneriyimdir. Pek çok Galatasaraylı arkadaşımın çocuğunu Fenerbahçeli yaptım.
• Ali Develi: "Develi, tezahüratların başlangıç yeridir"
Bu haftaki VIP konuğumuz; 100 yıllık kuşaktan kuşağa aktarılan lezzet, ustalık, profesyonellik ve titizliğin hikâyesi kapsamında artık Fenerbahçeli büyük taraftarlarımız için de vazgeçilmez damak zevki haline gelen "Develi" Restoranlar zinciri patronu Ali Develi. Ali Develi bu sezona ilişkin çok önemli bir not da düşüyor ve şöyle diyor: "2011–2012 Sezonu, Fenerbahçemizin olası şampiyonluğu Develi Restoranlar zincirimizin 100. yıl dönemine denk gelecek. Bu sene kazanacağımız şampiyonluğumuzda ise, ben Ali Develi olarak değerli camiamız ve büyük taraftarlarımıza sürprizlerin olduğu premier bir şampiyonluk balosu düzenleyeceğim, şimdiden söylüyorum tüm Fenerbahçeli taraftarlarımız ve camiamız davetlimdir."
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Okul hayatımda Fenerbahçeli arkadaşlarımla her zaman ayrı bir grup oluşturur, yaptığımız fair-play normları içindeki her türlü aktivitelerimizle Fenerbahçe ayrıcalığı hem yaşar hem de tüm okula yaşartırdık. Grubun elebaşı da bendim, işte ben böyle bir Fenerbahçeliyim.
02: Maç günü Develi’de herkesi görebilirsiniz. Çok ünlü bir gazetecinin tezahüratlara katıldığı, çok ünlü bir stand-up sanatçısının Develi’ye renk kattığını, devlet idaresinden resmi olarak görmeye alıştığımız kişilerin Fenerbahçe aşkı ile gözlerinin içinin parladığını çok büyük iş adamlarının alkışlarla o büyük koroya eşlik ettiklerini, Pierre Van Hooijdonk, Selçuk Yula gibi eski Fenerbahçeli futbolcuların orda yapılan tezahürattan gözlerinin yaşardığını görebilirsiniz.
03: Maç Menüsü: Tereyağı, Tulum Peyniri, Develi Pide, Çiğ Köfte, Abugannuş, Muhammara, Haydari, Acılı Ezme, Beyaz Peynir, Fındık Lahmacun, İçli Köfte, Karışık Kebap, Karışık Tatlı ve Meyve. Yerli İçki Limitsiz, Meşrubat, Çay, Türk Kahvesi ve (sütlü kahve) Nescafe.
• 3 puanın üstüne tarihi İskender keyfi
Spor Toto Süper Lig’in 15. haftasında deplasmanda Bursaspor’u 2-0 mağlup eden Profesyonel Futbol Takımımız, maçın ardından Bursa’daki Tarihi İskender Paşa Konağı’nda yemek yedi. Bursa Botanik Bahçesi’nde yer alan bu tarihi mekanda yenilen iskender kebaplar kadar, neredeyse bir müzeyi andıran restorantın nostaljik havası da oyuncularımızı çok etkiledi. Konakta misafirlerin ziyaretine açık olan özel korumalı sergi alanında Asr-ı Fener’i görmek ise; konak sahibi ve işletmecisi Yavuz İskenderoğlu’nun dedesinin mirasına eklediği bambaşka bir güzellik olarak karşımıza çıktı.
• Tanıtım için elele verdiler
Açılışı bu ay içinde yapılması planlanan Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’nın tanıtımı için Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın idari ve teknik kadrosu ile oyuncular objektif karşısına geçti. Tanıtımın kamera arkası görüntüleri birbirinden renkli karelerle derginizde. Kombine Kart satış fiyatlarını da bu sayfada bulabilirsiniz.
• Fenerbahçeliler Kadıköy’deki mitingde bir araya geldi; A Takıma yemekli motivasyon; Alex de Souza Dereağzı’ndan geçti; Boğaziçi Üniversitesi’nden ödül yağmuru; Çiğdem Can Rasna anne oldu; Depremzede çocuklara basketbolle gelen moral; Elkatipzade Ailesi Todori’de bir araya geldi; Fatih Avan yılın atleti seçildi; Masa Tenisi takımımız çeyrek finalde; Tanyolaç kendi isteği ile huzurevinde; Tarihi Fenerbahçe rozeti müzemize bağışlandı; Senkronizede şampiyonuz; Gizem Bozkurt’tan Türkiye rekoru; Nice senelere "Radyo Fenerbahçe"; Yüzmede 2. Olduk; Yelken Yarışları’ndan başarılı sonuçlar; Şükrü Saracoğlu’nu rahmetle andık ve daha birçok haber "Haber Turu" sayfalarımızla Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız.
• Spor Toto Süper Lig’de profesyonel futbol takımımızın geçtiğimiz ay yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri çok özel istatistiki bilgilerle derginizde…
• Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ayki yazılarında; Başkanımız Aziz Yıldırım’ın başkanlığı boyunca Fenerbahçemize kazandırdığı icraatlarını aktarıyor sizlere. Ilgaz ayrıca, 1970-71 sezonunda kısa dönem Fenerbahçemizde forma giyen Romen oyuncu Sasu’nun neden bizdeki futbol hayatının bu kadar kısa sürdüğüne ilişkin tarih kokan esprili bir yazı ele alıyor.
• Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; 3 Temmuz sürecinde gelinen noktada ezeli rakibimiz Galatasaray’ın son olarak konuya bakışından yola çıkarak, son 6 sezonda üç branş / 5 dalda oynanan ezeli rekabet maçlarını değerlendiriyor. Böylece Fenerbahçemizin buradaki açık ara üstünlüğü bir kez daha gözler önüne seriliyor.
• Köşe yazarlarımız Dr. Sedat Hayran, Baki Aydın, Ayşesu Zorlutuna, Jak Benzonana, Ege Özışık, Gözde Ergünal ve Oktay Ünsal gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar.
• Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde.
• Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden haberler, kayıt bilgileri derginizde…
• Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor.
• Fenerium, Fenercell, Fenernet, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde.
• Fenerbahçe Spor Kulübü Eğitim Kurumları’na dair tüm haber ve etkinlikler derginizde.
• Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere…
"Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz.
• Bu ayki 12. Adam sayfalarını konuğu; İlker Balcı.
• Fenerbahçe Dergisi, oyun ve bulmaca köşeleriyle de, taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor.
• Fenerbahçe Dergisi’nin 107. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Bayiinizden poster ekiyle birlikte istemeyi unutmayın.
Keyifli okumalar…
Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz, maçlarını bu aydan itibaren Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’da yapacak olan Fenerbahçe Ülker’e ait. Gururla asacaksınız.
Öte yandan, Fenerbahçe Dergisi’nin tirajı da 55.000’i geçti. Aynı zamanda sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe taraftarına duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.
Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın.
Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için 444 19 75’i arayın. Ayrıntılar derginizde…
Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısından çarpıcı başlıklar:
• Miroslav Stoch: "Taraftarımıza minnettarız"
Tarih: 17 Eylül 2009; Yer: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı… UEFA Avrupa Ligi H Grubu’nda Fenerbahçe SK – Twente mücadelesinin başlamasına dakikalar var. Şükrü Saracoğlu tribünleri yine coşmuş, coşturuyor. Aralarında Miroslav Stoch’un da bulunduğu Twente takımı da ısınmak için sahada… Bu sırada tribünler ilk 11’de yar alan oyuncularımızın isimlerini teker teker ve bas bas bağırıyorlar. Twente oyuncuları, şaşkınlıktan sadece o ana tanık olmayı becerebiliyorlar. Böyle bir destek, henüz daha maça bile başlamamışken onlar için fazla… O maçta "kaderin yazgısı" bir de gol kaçıran Miroslav Stoch böyle aktarıyor. Ve sonra Slovak oyuncu da sarı laciverde imzasını basıyor. Artık onun ismi de Kadıköy’de göğe yükseliyor. Geçen sezona göre; bu sene daha çok kendisini bulduğunu söyleyen Miroslav Stoch ile ilk yarıdaki ışık saçan performansını ve takımın hedeflerini konuştuk.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Daha önce oynadığım liglerde yabancı sınırlaması yoktu, böyle bir kuralla karşılaşmamıştım. Tabii tam oynamaya motiveyken kontenjan sebebiyle oynayamamak üzücü oluyor ama bu kuralı bilerek Türkiye’ye geldim, saygı gösteriyorum.
02: Dünya’nın en iyi liglerinden biri Premier Lig. Süper Lig’in ise; Hollanda Ligi’nden bir adım önde olduğunu düşünüyorum. Burada belli başarılar ve kupa için daha fazla tepeye oynayan, daha fazla mücadele eden takımlar var. O yüzden burada oynamak, kendimi geliştirmek açısından benim için iyi bir aşama.
03: Soruşturma süreci bizi ilk zamanlar şok halinde etkilemişti ama şu anda artık lig devam ettiği için ve kazanan bir takım olduğumuz için daha fazla işimize sarılmış durumdayız. Tabii ki de gelecek haberleri bekliyoruz. Biz nasıl geçen sene hak ederek şampiyon olduysak, haklılığımızı tekrar göstermek için yeşil sahada da büyük bir mücadele halindeyiz. Onu da gösterdiğimiz zaman en doğru kararın çıkacağını göreceğiz.
04: Deplasmandan kötü bir sonuç aldığımız zamanda bile her zaman bize sahip çıkıyorlar. Meşaleler yakıyorlar. Tezahüratlarda bulunuyorlar. Çok büyük bir destek, daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim. Bırakın kendi hayatımda ve gözlerimle görmeyi internette bile böyle bir şey görmedim. Twente’de oynarken Kadıköy’deki maçta biz ısınmaya çıktığımızda taraftarların Fenerbahçeli oyuncuları tek tek çağırması bizi çok etkilemişti. Özellikle ben çok etkilenmiştim. Hepimiz ısınmayı bırakarak, o ana tanık olmuştuk. Şimdi Fenerbahçe’nin bir oyuncusuyum ve bu desteği bizzat yaşıyorum. Onlara verdikleri destekten dolayı minnettarız. Bir takım olmamızı bu itici güç sağlıyor.
05: Sahanın dışında hepimiz çok çok iyi arkadaşız. Sahanın içinde rakip faktör de işin içine giriyor ve sen her zaman kazanmak istiyorsun. Sahanın içinde değişik karakterler var. Yenik duruma düştüğün an, oyuncuların tepkisi farklı oluyor. Bu da tabii ki de ayrışmalara neden oluyor, bunun da farkındayız ama bu, tamamen takımın kazanmaya şartlanmış olmasından kaynaklanıyor. Futbol zor bir oyun. Sinirlerin gerildiği ve yüksek şiddetin içine girdiği bir oyun. Sadece Türkiye’de değil, bütün liglerde tansiyonun arttığı zamanlar oluyor. O yüzden bunu böyle kabul etmemiz lazım.
06: Play-offa en iyi şekilde girmek için elimizden geleni yapacağız. Ondan sonra tabii ki de farklı bir motivasyon olacaktır. Şampiyonluğu hedefliyoruz.
• Serdar Kesimal: "İnşallah bir daha sakal uzatmak durumunda kalmam"
Yaklaşık 5,5 ay sonra yeşil sahaya -bir de ilk 11’de- ayak basmanın heyecanı ve mutluluğuydu onunkisi… Bu süre zarfınca uzattığı sakallarına da veda etme vakti gelmişti artık. En mutlu günü olarak tanımladı, Bursa deplasman maçını… Bu kadar aranın ardından formundan hiçbir şey kaybetmeyen, maça hemen adapte olan ve yaptığı hamlelerle alkış toplayan Serdar Kesimal, bu takıma nice seneler katkı sağlamak istiyor. Başarısı ve maç sayısı arttıkça milli takıma da geri dönmek isteyen oyuncumuz, ikinci yarıda takım olarak Play Off’ta ipi göğüsleyerek tüm sezonun stresini birlikte yüklendikleri taraftarımızı ve yönetimimize de mutlu etmek istiyor.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: İlk önce doktorumuz Ertuğrul Karanlık’a ve Bireysel Oyuncu Antrenörümüz Dolu Arslan’a teşekkür ediyorum. Bilakis Dolu Hocam sakatlık dönemimde yaptırdığı çalışmalarla, en iyi şekilde sahalara dönmemi sağladı. Yobo ile ilk kez beraber oynadık ama idmanlarda hoca tabii deniyor. Bizi de deniyordu. Maçın provasını idmanlarda yapabiliyorduk. Birbirimizin nasıl oyuncu olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Maçlarda da en iyi şekilde anlaştık.
02: Duygularımızı kontrol etmek açısından buradaki oyunculara nazaran daha iyiyiz. Sonuçta biz de Türk’üz, bizim de parlamalarımız oluyor ama Almanya’da yetiştiğimiz için duygularımızı frenlemeyi daha iyi yapabiliyoruz. Ona göre biraz avantajımız var. Türkiye’deki altyapıları çok iyi bilmiyorum ama A Takımlar düzeyinde baktığımızda hocalarımızın taktik olarak oyuncularına çok iyi bilgiler öğrettiği aşikar. Taktik bilgi olarak iyi yetiştiriliyoruz.
03: Bu süreçten en fazla etkilenen takım biziz ama bu süreçten en iyi çıkan da biziz. Bu da takımın ve kulübün büyüklüğünden geliyor. Burada takım kaptanlarımızın, hocamızın, yönetimin duruşunun ve taraftarın mükemmel desteğinin çok büyük etkisi var. Biz kenetlendik, bugünleri atlatacağımızı biliyorduk ve atlatıyoruz da… İnşallah bu seneyi şampiyon tamamlayarak sahada vermemiz gereken cevabı veririz.
04: Duygusal mıyız sorusuna gelince; olmamalı mıyız? Herkesin sezon başından beri yaşadığı ortada. Herkesin sinirleri iyice yıprandı. Maç içinde bir şeyleri ispatlamamız gerekmiyor ama yinede gerektiğini düşünüyoruz. Duygu patlamalarının maç içinde olması çok normal. Hepimiz hırslı oyuncularız. Ama en önemli olan bunu maç içinde bırakıp, maç dışına taşımamak. Bunu da şu ana kadar iyi yaptığımızı düşünüyorum. Maç içerisinde ne kadar sürtüşmeler olsa da maç dışında normal hayatımıza devam ediyoruz.
05: Twitter’da taraftarların yazdığı tabii ki önemli, onları takip ediyorum, yazdıklarına kulak kesiliyorum ama futboldan hiç mi hiç anlamayan gazetecilerin yazdıkları açıkçası hiç umurumda değil.
06: Şimdi bir hoca değişimi oldu. Sakatlığımı da atlattım. Fenerbahçe’de başarım takdir görürse milli takıma dönmeyi istiyorum tabii ki. Yeni milli takım hocamız da benden beklentileri olduğunu söylüyor zaten. İnşallah dediğim gibi sakatlık olmazsa ilk önce Fenerbahçe’de başarılı olup, Milli takıma hizmet etmek istiyorum.
• BİR YIL BÖYLE GEÇTİ
2011 yılında faaliyet gösterdiği tüm spor dallarında Türkiye şampiyonluğu kazanarak rekor kıran Fenerbahçe ayrıca futbol, basketbol ve voleybolda mevcut 5 Türkiye ligi şampiyonluğunun tamamını kazanıp "5’i Bir Yerde" yaparak Türk spor tarihinde bir ilki gerçekleştirdi. Fenerbahçe futbolda 18. kez Süper Lig şampiyonu olurken, basketbolda erkeklerde 5., bayanlarda 9. kez ve voleybolda erkeklerde ve bayanlarda 3. kez Türkiye ligi şampiyonluğunu kazandı. Futbolda U-15 takımımız Avrupa şampiyonu ve Dünya beşincisi oldu. 2011 yılında Fenerbahçe boksta İstanbul kulüpler şampiyonluğunu, atletizmde 3 ayrı kategoride, masatenisi bayanlarda, kürekte ve yüzmede tüm kategorilerde Türkiye şampiyonlukları ve yelkende trofe şampiyonlukları kazandı. Bayan voleybol takımımız Şampiyonlar Ligi’nde ikinci kez üst üste dörtlü final, kadın basketbol takımımız Euroleague’de 5. kez üst üste çeyrek final oynarken bayan masatenisi takımımız ETTU Cup’ta 3. kez üst üste çeyrek finale yükselme başarısı gösterdi. Genç erkek kros takımımız 3. kez üst üste Avrupa Şampiyonu olurken genç bayan-genç erkek atletizm pist takımlarımız Avrupa ikincisi oldu. Atletizm, boks, yelken, yüzme, kürek ve masatenisinde sporcularımız ulusal ve uluslararası şampiyonalardan madalyalarla döndüler.
Her şubemizin başarı dökümü tüm derginin sayfalarını kaplayacak kadar çok olduğundan futbol haricindeki diğer tüm dokümanları sizlere ayrı bir internet linki olarak sunmayı uygun gördük. 2011 yılında tüm şubelerimizin hangi başarıları elde ettiklerine dair detaylı bilgilere www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=27197 adresinden ulaşabilirsiniz.
• James Gist: "Arena, NBA’deki salonları aratmayacak kalitede"
O Adana doğumlu bir ABD’li… Fenerbahçe Ülker’e sezon başında transfer olan James Gist, takıma power forvet olarak katkı sağlamaya çalışırken bir çok mevkidaşına göre de sergilediği atletik özelliklerle rakiplere zor anlar yaşatabilen bir yapıya sahip. Röportajımızın fotoğraf çekimleri Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’da yapıldı ve ortaya eğlenceli kareler çıktı.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Fenerbahçe Arena, bizim için çok güzel bir şans. Oradaki ilk maçımızdan itibaren hep kazanmayı umuyorum. NBA salonlarını aratmıyor. Avrupa’da birçok salonda oynama şansı da bulmuş bir basketbolcu olarak söyleyebilirim ki zirveye oynayacak bu saha…
02: Pek çok arkadaşım İstanbul’da ve Türkiye’de oynamıştı, onlar da Fenerbahçe’nin benim için güzel bir tecrübe olacağını söylediler. Burada olmaktan mutluyum.
03: Kendi adıma gereken enerjiyi takımıma verebildiğimi ve ribaund konusunda takıma katkılı olduğumu düşünüyorum. Bunun yanı sıra Avrupa’da benim fizik ölçülerimde olup sahada hızlı koşabilen fazla oyuncu yok. Bu nedenle de rakipleri için zorluk yaratabiliyorum.
• "Olimpiyatlarda ülkemi ve Kulübümü onurlandırmayı umuyorum"
Çağla Dönertaş… Adını 2011 yılında çokça duyurdu. Fenerbahçe Yelken Şubemizin başarılı ve genç sporcularından Çağla, 2012 yılında ülkemizi Londra Olimpiyatları’nda temsil etmeye hak kazandı. Türkiye ve Balkan şampiyonluğu unvanlarını elinde bulunduran 20 yaşındaki başarılı sporcu, bu kotayı nasıl aldığını, bu aşamaya gelene kadar yaşadıklarını Fenerbahçe Dergisi’ne anlattı.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Yelken, önüme çok güzel bir gelecek koydu. Ve benim için eskiden hayal olan şey Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bir sporcusu olma şansını sağladı. Küçükken Fenerbahçe maç kaybettiğinde ağlayan bir çocuktum. Odamda Fenerbahçe’nin posterleri olurdu. Babam doğum günümde hediye olarak Fenerbahçe’nin battaniyesini almıştı bana ve şimdi ben bu kulübün sporcusuyum. Bu çok güzel bir şey…
02: Yelkende sabır çok önemli. "Bugün çalıştım tamam, yarın iyi gideceğim" diye bir şey olmuyor. Uzun zaman disiplinli, istekli ve sabır göstererek, bıkmadan çalışmanız gerekiyor.
03: Bence bir işte başarılı olmak istiyorsanız o işe tamamen odaklanmalısınız. Kafanızda başka şeyler olmamalı… Yurtdışına yarışa giderken döndüğünüzde gireceğiniz sınavın stresini yaşamamalısınız.
04: Olimpiyatlara gitmem kesinleştikten sonra yelken sporunda en genç sporcu olarak orada bulunacağım. Bu gerçekten çok güzel bir şey çünkü insanlar bir sonraki olimpiyatlar için size güvenebiliyor. Bu sorumluluk bende daha fazla çalışma isteği doğuruyor. Her zaman daha iyisini yapmam gerekiyormuş gibi hissediyorum. Çünkü bana bu kadar güvenen, inanan ve destekleyen insanlar varken onların yüzünü güldürmek beni çok fazla mutlu ediyor.
• Sibel Kurt - Sibel’in Sahasında konuk: Universal Hastaneler Grubu Genel Müdürü Dr. Mahir Turan:
"Fenerbahçe kalptir, taraftar da kan. Biz de bu sağlıklı yapının garantörü olma peşindeyiz"
Bilindiği üzere; Universal Hastaneler Grubu, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün tüm profesyonel ve amatör şubelerinde "Resmi Sağlık Sponsoru" ve Fenerbahçe Bayan Voleybol Takımı’nın "Ana Sponsoru" oldu. Biz de sponsorumuzu daha yakından tanımak istedik. Universal Hastaneler Grubu’nda Genel Müdürü Sayın Dr. Mahir Turan da bizlere hem Fenerbahçeliliğini hem de UHG ile Kulübümüzün birlikteliğini anlattı. Röportajımızdan çıkardığımız genel kanı ise; zirvedeki bu iki ismin birbirine çok yakıştığı oldu.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Şu an kulüp bazında bütün lisanslı sporcular sağlık hizmetini bizden alıyorlar. Önemli olan alacak olmaları değil, almaktan memnun olmaları. Çok şükür şu ana kadar verdiğimiz hizmetlerin hepsi de herkesin çok memnun olacağı pırıl pırıl hizmetler. Sağlık konusunda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bütün şubelerde bir çıtası var. Geçmişte de güzel yönetilmiş, bizim de amacımız; bu çıtayı daha da yukarı taşımak.
02: Bu evlilik gibidir. Bir süre sonra ortak yaşama dönüşür. Artık aynı yöne bakarsınız. Ve biz bu işten açıkça söyleyeyim "Ne beklentimiz olmalıdır?" diye düşünmeye vaktimiz olmadan, karşımıza çıkar çıkmaz, gerekli kurullarımızdan bir an önce onayımızı aldık, ilerledik ve yola çıktık. Beklentiler zaman içersinde olacak olan şeyler ama dediğim gibi biz ilişkiye mekanik olarak bakmıyoruz, bu bir sevda meselesi bu.
03: Vücudu kan besliyor, kalp onu pompalıyor. Fenerbahçe kalptir, taraftar da kan. Biz de bu sağlıklı yapının garantörü olma peşindeyiz. Biz takdir edersiniz ki bu sponsorluk işine ilk defa girdik. Hayatımız değişti. Ben hiç Burhan Felek’te bu kadar taraftarla bu kadar destek beklemiyordum. Bu kadar güzide bir kulübün ve camianın bir parçası olduğumuz için çok şanslıyız.
04: Fenerbahçe Universal Bayan Voleybol Takımı’nı artık bütün Avrupa tanıyor, bu çok önemli bir şey ve önemli adımlarla gidiyoruz. Biz güçlüyüz. Hiçbir takımdan da korkumuz yok. Onlar bizim gücümüzden korksun.
• Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Berna Laçin’i konuk etti.
"Fenerbahçelilik sadece maç günü değil, her gün yaşanan bir olgudur"
Manisaspor maçımız Kadınlar Maçı olarak tarihteki yerini aldı. O gün içerde 40 binin üzerinde, dışarıda on binlerce sevdalı yürek vardı. Bu sevdalı yüreklerden biri de Sevgili Berna Lâçin’di. Fenerbahçesi için sevdasını haykırmaya gelmişti. Sadece o gün değil, bu zor günlerde Fenerbahçesi için gerek sosyal medyada, gerek günlük hayatta bir misyoner gibiydi. Hayat merkezinde olmazsa olmazlar içerisinde yer alıyor Fenerbahçe. Ekranlarımızın sevilen ismiyle kariyerini ve Fenerbahçemizi konuştuk.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Yakın projelerimden biri de Altın Portakal sunuculuğuydu. O gün Fenerbahçeliğimi gösterdiğim gündür ayrıca. Twitter’da bir takipçim "Akşama ya sarı giy ya mavi" demişti ve ben de bu sezon giydiğimiz mavi - beyaz formamızın mavisinde bir tuvalet giymiştim. Saçlar da sarı olunca yakıştı diye düşünüyorum.
02: Pek çok erkek futbolla ilgilenen eşi ister, bizde de durum tam tersi oldu ama orta yolu buluyoruz bir şekilde. Ben ve benim gibi deli Fenerbahçeli arkadaşlarımla çocukları babalarına teslim edip maça gitmişliğimiz çok vardır.
03: Fenerli olmak demek maç günleri Fenerli olmak değil, her gün Fenerli olmaktır. Giydiğiniz kıyafetle, duruşunuzla, tavrınızla, Kulübünüze desteğinizle göstermek demektir. Biz bunu her zaman yapıyorduk ama 3 Temmuz itibariyle daha yoğun yapıyoruz.
04: Bir de iyi bir Fenerbahçe misyoneriyimdir. Pek çok Galatasaraylı arkadaşımın çocuğunu Fenerbahçeli yaptım.
• Ali Develi: "Develi, tezahüratların başlangıç yeridir"
Bu haftaki VIP konuğumuz; 100 yıllık kuşaktan kuşağa aktarılan lezzet, ustalık, profesyonellik ve titizliğin hikâyesi kapsamında artık Fenerbahçeli büyük taraftarlarımız için de vazgeçilmez damak zevki haline gelen "Develi" Restoranlar zinciri patronu Ali Develi. Ali Develi bu sezona ilişkin çok önemli bir not da düşüyor ve şöyle diyor: "2011–2012 Sezonu, Fenerbahçemizin olası şampiyonluğu Develi Restoranlar zincirimizin 100. yıl dönemine denk gelecek. Bu sene kazanacağımız şampiyonluğumuzda ise, ben Ali Develi olarak değerli camiamız ve büyük taraftarlarımıza sürprizlerin olduğu premier bir şampiyonluk balosu düzenleyeceğim, şimdiden söylüyorum tüm Fenerbahçeli taraftarlarımız ve camiamız davetlimdir."
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Okul hayatımda Fenerbahçeli arkadaşlarımla her zaman ayrı bir grup oluşturur, yaptığımız fair-play normları içindeki her türlü aktivitelerimizle Fenerbahçe ayrıcalığı hem yaşar hem de tüm okula yaşartırdık. Grubun elebaşı da bendim, işte ben böyle bir Fenerbahçeliyim.
02: Maç günü Develi’de herkesi görebilirsiniz. Çok ünlü bir gazetecinin tezahüratlara katıldığı, çok ünlü bir stand-up sanatçısının Develi’ye renk kattığını, devlet idaresinden resmi olarak görmeye alıştığımız kişilerin Fenerbahçe aşkı ile gözlerinin içinin parladığını çok büyük iş adamlarının alkışlarla o büyük koroya eşlik ettiklerini, Pierre Van Hooijdonk, Selçuk Yula gibi eski Fenerbahçeli futbolcuların orda yapılan tezahürattan gözlerinin yaşardığını görebilirsiniz.
03: Maç Menüsü: Tereyağı, Tulum Peyniri, Develi Pide, Çiğ Köfte, Abugannuş, Muhammara, Haydari, Acılı Ezme, Beyaz Peynir, Fındık Lahmacun, İçli Köfte, Karışık Kebap, Karışık Tatlı ve Meyve. Yerli İçki Limitsiz, Meşrubat, Çay, Türk Kahvesi ve (sütlü kahve) Nescafe.
• 3 puanın üstüne tarihi İskender keyfi
Spor Toto Süper Lig’in 15. haftasında deplasmanda Bursaspor’u 2-0 mağlup eden Profesyonel Futbol Takımımız, maçın ardından Bursa’daki Tarihi İskender Paşa Konağı’nda yemek yedi. Bursa Botanik Bahçesi’nde yer alan bu tarihi mekanda yenilen iskender kebaplar kadar, neredeyse bir müzeyi andıran restorantın nostaljik havası da oyuncularımızı çok etkiledi. Konakta misafirlerin ziyaretine açık olan özel korumalı sergi alanında Asr-ı Fener’i görmek ise; konak sahibi ve işletmecisi Yavuz İskenderoğlu’nun dedesinin mirasına eklediği bambaşka bir güzellik olarak karşımıza çıktı.
• Tanıtım için elele verdiler
Açılışı bu ay içinde yapılması planlanan Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena’nın tanıtımı için Fenerbahçe Ülker Basketbol Takımımızın idari ve teknik kadrosu ile oyuncular objektif karşısına geçti. Tanıtımın kamera arkası görüntüleri birbirinden renkli karelerle derginizde. Kombine Kart satış fiyatlarını da bu sayfada bulabilirsiniz.
• Fenerbahçeliler Kadıköy’deki mitingde bir araya geldi; A Takıma yemekli motivasyon; Alex de Souza Dereağzı’ndan geçti; Boğaziçi Üniversitesi’nden ödül yağmuru; Çiğdem Can Rasna anne oldu; Depremzede çocuklara basketbolle gelen moral; Elkatipzade Ailesi Todori’de bir araya geldi; Fatih Avan yılın atleti seçildi; Masa Tenisi takımımız çeyrek finalde; Tanyolaç kendi isteği ile huzurevinde; Tarihi Fenerbahçe rozeti müzemize bağışlandı; Senkronizede şampiyonuz; Gizem Bozkurt’tan Türkiye rekoru; Nice senelere "Radyo Fenerbahçe"; Yüzmede 2. Olduk; Yelken Yarışları’ndan başarılı sonuçlar; Şükrü Saracoğlu’nu rahmetle andık ve daha birçok haber "Haber Turu" sayfalarımızla Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız.
• Spor Toto Süper Lig’de profesyonel futbol takımımızın geçtiğimiz ay yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri çok özel istatistiki bilgilerle derginizde…
• Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ayki yazılarında; Başkanımız Aziz Yıldırım’ın başkanlığı boyunca Fenerbahçemize kazandırdığı icraatlarını aktarıyor sizlere. Ilgaz ayrıca, 1970-71 sezonunda kısa dönem Fenerbahçemizde forma giyen Romen oyuncu Sasu’nun neden bizdeki futbol hayatının bu kadar kısa sürdüğüne ilişkin tarih kokan esprili bir yazı ele alıyor.
• Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; 3 Temmuz sürecinde gelinen noktada ezeli rakibimiz Galatasaray’ın son olarak konuya bakışından yola çıkarak, son 6 sezonda üç branş / 5 dalda oynanan ezeli rekabet maçlarını değerlendiriyor. Böylece Fenerbahçemizin buradaki açık ara üstünlüğü bir kez daha gözler önüne seriliyor.
• Köşe yazarlarımız Dr. Sedat Hayran, Baki Aydın, Ayşesu Zorlutuna, Jak Benzonana, Ege Özışık, Gözde Ergünal ve Oktay Ünsal gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar.
• Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde.
• Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden haberler, kayıt bilgileri derginizde…
• Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor.
• Fenerium, Fenercell, Fenernet, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde.
• Fenerbahçe Spor Kulübü Eğitim Kurumları’na dair tüm haber ve etkinlikler derginizde.
• Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere…
"Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz.
• Bu ayki 12. Adam sayfalarını konuğu; İlker Balcı.
• Fenerbahçe Dergisi, oyun ve bulmaca köşeleriyle de, taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor.
• Fenerbahçe Dergisi’nin 107. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Bayiinizden poster ekiyle birlikte istemeyi unutmayın.
Keyifli okumalar…