endLesS
Webmaster
Bütün Fenerbahçeli dostlarıma ve kardeşlerime selamlar,
Öncelikle alınan bu şerefli, güzel ve anlamlı galibiyetin tüm camiamız için hayırlı olması tek temennimizdir. 100. Yılda yaşanan başarılar ve ardından 101. yıl içerisinde uzun zamandan beri hedefimiz olan Uefa Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali. Hedefimiz bu ama bana göre bu takım inanırsa Şampiyonlar Ligi Finalini oynar ve kupayı alır. Belki taraftar olarak duygusal düşünüyoruz ama dün gördüklerimiz bizi bu konuda daha hisli kıldı diyebiliriz. Pazar gününden beri hepimiz Sevilla sokaklarını Fenerbahçe sesleriyle inlettik. Burada atmosfer çok güzeldi ve maça sadece bu takıma inanan insanlar gelmişti diyebiliriz. Sevilla'da takımımızı çok güzel destekledik. Telefonlarımıza gelen mesajlardan sesimizin ekranları başında dualar eden renktaşlarımıza kadar gittiğinden haberdar olmak o an için oldukça güzel bir duyguydu. 2. yarı itibariyle Sevillalı Puerta için yaptırdığımız pankartı açtık ve daha sonra bu pankartı Sevilla tribünlerine yolladık. Bütün tribünleri gezen bu pankart rakip tribünlerin konsantrasyonunu bozdu. Maça gelince eksik ve Sevilla takımına göre daha tecrübesiz denebilecek bir kadromuz vardı. Maçın başında yediğimiz goller, üst üste gördüğümüz sarı kartlar öyle tahmin ediyorum ki ekran başındaki düşmanlarımızın ağızlarını sulandırmıştır. Oysa ki çok çabuk toparladık. İşte bu toparlanma Fenerbahçemizin artık yavaş yavaş bir Avrupa takımı olduğunun göstergesiydi. Attık, yedik, attık ve maçı sonuna kadar götürdük. Semih oyuna girdikten sonra ileride biraz daha fazla top tuttuk ve bu gerçekten çok işimize yaradı. Attıklarımızı değil kaçırdıklarımızı konuşuyorduk maçtan sonra. Sahasında yenilmesi çok zor diyorlardı ya Sevilla'nın, oturmuş ve Avrupa'da başarılı olmuş bir kadrosu var diyorlardı ya hani. İşte biz o Sevilla'yı kendi sahasında yenerek yeni bir tarih yazdık. Sevilla son 2 senenin şampiyonu. Biz birilerine şampiyon olduklarından, Süper Kupayı aldıklarından çok değil 2 sene sonra 6 tane attık. Bazı şeyleri artık gözümüzde fazla büyütmeye gerek yok. İlk çeyrek finalistlere bakınca herkes işimizin zor olduğunu söylüyor fakat dün gecede işimiz zordu. İnanan bir takım olduktan sonra zor olabilecek hiçbirşey yok Allah'ın izniyle. Bana göre maçın kırılma noktası normal sürenin uzatma dakikalarında Mehmet Aurelio'nun ceza sahası içerisine kesilen ortayı ayaklarıyla çıkarmasıydı. Bu pozisyon sonrası hepimiz derin bir oh çektik. Bütün futbolcularımız dün gece bir yıldızdı ama geceyi damgasını vuranlar arasında Uğur Boral, Gökhan Gönül, Volkan Demirel ve Deivid de Souza vardı. Uzayan maç, penaltılar ve sonuç. Tek kelimeyle helal olsun. 40.000 kişi sustu ve Sevilla semaları defalarca Fenerbahçe sesleriyle inledi. Volkan yediği gollerde şanssızdı ama kurtardığı 3 penaltı ile bu forma için ne kadar mücadele ettiğini, nasıl konsantre olduğunu ve herşeyden önemlisi nasıl bir profesyonel olduğunu gösterdi. Tribünlerde görüşmek üzere.
Saygılarımla,
Sefa
Öncelikle alınan bu şerefli, güzel ve anlamlı galibiyetin tüm camiamız için hayırlı olması tek temennimizdir. 100. Yılda yaşanan başarılar ve ardından 101. yıl içerisinde uzun zamandan beri hedefimiz olan Uefa Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali. Hedefimiz bu ama bana göre bu takım inanırsa Şampiyonlar Ligi Finalini oynar ve kupayı alır. Belki taraftar olarak duygusal düşünüyoruz ama dün gördüklerimiz bizi bu konuda daha hisli kıldı diyebiliriz. Pazar gününden beri hepimiz Sevilla sokaklarını Fenerbahçe sesleriyle inlettik. Burada atmosfer çok güzeldi ve maça sadece bu takıma inanan insanlar gelmişti diyebiliriz. Sevilla'da takımımızı çok güzel destekledik. Telefonlarımıza gelen mesajlardan sesimizin ekranları başında dualar eden renktaşlarımıza kadar gittiğinden haberdar olmak o an için oldukça güzel bir duyguydu. 2. yarı itibariyle Sevillalı Puerta için yaptırdığımız pankartı açtık ve daha sonra bu pankartı Sevilla tribünlerine yolladık. Bütün tribünleri gezen bu pankart rakip tribünlerin konsantrasyonunu bozdu. Maça gelince eksik ve Sevilla takımına göre daha tecrübesiz denebilecek bir kadromuz vardı. Maçın başında yediğimiz goller, üst üste gördüğümüz sarı kartlar öyle tahmin ediyorum ki ekran başındaki düşmanlarımızın ağızlarını sulandırmıştır. Oysa ki çok çabuk toparladık. İşte bu toparlanma Fenerbahçemizin artık yavaş yavaş bir Avrupa takımı olduğunun göstergesiydi. Attık, yedik, attık ve maçı sonuna kadar götürdük. Semih oyuna girdikten sonra ileride biraz daha fazla top tuttuk ve bu gerçekten çok işimize yaradı. Attıklarımızı değil kaçırdıklarımızı konuşuyorduk maçtan sonra. Sahasında yenilmesi çok zor diyorlardı ya Sevilla'nın, oturmuş ve Avrupa'da başarılı olmuş bir kadrosu var diyorlardı ya hani. İşte biz o Sevilla'yı kendi sahasında yenerek yeni bir tarih yazdık. Sevilla son 2 senenin şampiyonu. Biz birilerine şampiyon olduklarından, Süper Kupayı aldıklarından çok değil 2 sene sonra 6 tane attık. Bazı şeyleri artık gözümüzde fazla büyütmeye gerek yok. İlk çeyrek finalistlere bakınca herkes işimizin zor olduğunu söylüyor fakat dün gecede işimiz zordu. İnanan bir takım olduktan sonra zor olabilecek hiçbirşey yok Allah'ın izniyle. Bana göre maçın kırılma noktası normal sürenin uzatma dakikalarında Mehmet Aurelio'nun ceza sahası içerisine kesilen ortayı ayaklarıyla çıkarmasıydı. Bu pozisyon sonrası hepimiz derin bir oh çektik. Bütün futbolcularımız dün gece bir yıldızdı ama geceyi damgasını vuranlar arasında Uğur Boral, Gökhan Gönül, Volkan Demirel ve Deivid de Souza vardı. Uzayan maç, penaltılar ve sonuç. Tek kelimeyle helal olsun. 40.000 kişi sustu ve Sevilla semaları defalarca Fenerbahçe sesleriyle inledi. Volkan yediği gollerde şanssızdı ama kurtardığı 3 penaltı ile bu forma için ne kadar mücadele ettiğini, nasıl konsantre olduğunu ve herşeyden önemlisi nasıl bir profesyonel olduğunu gösterdi. Tribünlerde görüşmek üzere.
Saygılarımla,
Sefa