Fatıma Fatıma'dır --- Son

SuskunDervis

Kayıtlı Üye
Fatıma'nın Ölümü

Her geçen gün Fatıma ölümü iple çekiyordu.Hayatta kalabilmek için katlanabileceği tek teselli, şikayetleriyle ve acılarıyla ruhunu teslime ettiğinde babasına sığınabileceği ve onun yanına gömülebileceğiydi.

Onun bu tür bir sığınak,bu tür bir esenlik aramasını gerektiren neydi?Fakat zaman çok ağır işliyordu.Babasının haber verdiği ölümünün üzerinden doksan beş gün geçmişti ve henüz ölüm gelmemişti.Ve ölüm geldi.Tarih,Cemadiyel-ahir'in üçüncü günü Pazartesi hicretin on birinci yılıydı. Hz.Peygamber'in vefat yılı.Çocukların her birini tek tek öptü.Hasan y6edi yaşında,Hüseyin altı, Zeynep beş,Ümmü Gülsüm ise üç yaşındaydı.

Şimdi Ali'ye veda etme zamanı.Ne kadar da zor!Ali otuz yıl daha yalnız başına dünyada kalmak zorunda.Ümmü Refi'a'nın gelmesini istedi.O da Hz.Peygamber'in cenazesini hazırlamıştı.

Şöyle diyordu:"Ey Allah'ın kulları!Su verin yıkanayım."Sabırla,metanetle abdest alır.Ardından babasının vefatından sonra hiç bir zaman giymediği,bir tarafa attığı elbiseleri giyer.Sanki tuttuğu yasını tamamen unutmuş,sevdiği bir arkadaşını ziyarete gidiyordu.

Ümmü Refi'a'ya,"Yatağımı odanın ortasına ser." der.Hafifçe ve sessizce yatağıan gider.Kabe'ye yönelir ve bekler.Bir lahza geçer,bir daha,bir daha...
Ansızın evde bir faryat duyulur.Göz kapaklarını kapar ve gözlerini kendisini bekleyen sevgilisine diker.

Bir ateş ve keder mumu tutuşturulmuştur Ali'nin evinde.

Ve Ali çocuklarıyla baş başa kalmıştır.

Kimse kabrini tanımasın ve kimse cenazesini teşyi' etmesin diye,Ali'den cenazesini gece defnetmesini istedi Fatıma.

Ali istenileni aynen yaptı.Fakat nasıl yaptığını kimse bilmez.Ve hala kimse bilmiyor.Fatıma'nın kendi evinde mi?Baki mezarlığında mı?Belli değil.Üstelik Baki mezarlığının neresinde?Belli değil. Açık olan tek şey var:Ali'nin o gece Fatıma'nın kabri başında çektiği acı.

O gece Medine sessiz sedasız.Bütün Müslümanlar uykuda.Gece sadece Ali'nin sessiz yakarışlarıyla delinmişti.Hem Hz.Peygamber'in,hem Fatıma'nın yokluğuyla Ali,gerek şehirde gerekse evinde tamamen yalnızdı.Hüzün dağı gibi Ali,Fatıma'nın kabri başında oturuyordu.Saatler geçti.Gece,sessiz sedasız Ali'nin kederli yakarışlarını dinliyordu.Baki mezarlığı esendi,talihliydi. Medine asaletini yitirmiş,fakirleştirilnişti.Kalan tek şey sessizlik.Uyanık kabirler ve uyuyan şehir suskun.

Gecenin rüzgarı,Fatıma'nın kabrinin başında duran Ali'nin ruhundan güçlükle çıkan sözlerini Hz.Peygamber'in evine doğru alıp götürdü:"Benden ve yanı başında yatan,bu arzuyla sana katılan kızından sana selam olsun,Ey Allah'ın Resulü!"

"Sabrım ve yeteneğim,senin biricik kızının kaderi sebebiyle zayıfladı,Ey Allah'ın Resulü!Bu kadar acı,talihsizlik ve seni kaybettikten sonra,nasıl sabırlı olmaya dayanabilirim ki."

"Seni ben kabre koydum,ancak sen hala kalbimde yaşıyorsun.Hepimiz Allah'tan geldik,tekrar O'na döneceğiz.Kederim sonsuzdur,gecelerim ise;şu anda içinde bulunduğum mekana Rabbim beni ulaştırıncaya kadar uykusuz geçecektir."

"İşte şimdi kızın sana,kabilenin kendisine karşı nasıl birbirine kenetlendiğini ve haklarını elinden aldığını anlatacaktır.Olanların tümünü anlatması için ısrar et.Vefatından sonra çok geçmemişken ve insanlar henüz seni unutmamışken bile bütün bunlar vuku buldu.Her ikinizi selamlar,ne dargın ne de hüzünlü olan bir adamdan selamlar."

Bir an sessiz kalır.Aniden hayatın getirdiği büyün bitkinliği hisseder.Varlığının derinliklerinden gelen her sözü sarf ederken,sanki varlığından bir parça veriyormuş gibi.

Ali yalnız.Ne yapacağını bilmiyor.Kalsa mı?Eve dönse mi?Peki ama Fatıma'yı burada nasıl terkedebilir?Eve yalnız başına nasıl dönebilir?Şehir,gecenin karanlığındaki bir canavara benziyordu.

Entrikalar,ihanetler ve arsızlık onu bekliyordu.

Nasıl kalabilirdi?Çocukları,insanlar,sadakat,sorumluluklar ve ağır bir görev onu bekliyordu.Acısı o kadar büyüktü ki,onun güçlü ruhunu kemiriyordu.Karar veremiyordu?Ruhunu tereddütler sarmıştı.Git mi?Kal mı?Her ikisini de yapamayacağını anlıyordu.Ne yapacağını bilmiyordu.Bunu Fatıma'ya nasıl açıklayacaktı.

Eğer seni burada terkedersem bu benim yanında kalmak istemediğim anlamına gelmez,eğer burada kalırsam Allah'ın kendilerine verdiği kadere sabırla rıza gösterenlere adaletsizlik etmiş olmaz mıyım?

Sonra kalktı,doğruldu,yüzünü Hz.Peygamber'in evine çevirdi;deyim yerindeyse dolup taşan bir tarzda,Hz.Peygamber'e kendisine verilen emanetlere dönmesi gerektiğini söylemek istiyordu. "Fatıma'nın söylediklerini duyacaksın.Her şeyi eksiksiz anlatacak.Senden sonra gördüğü bütün olanları ondan dinleyeceksin.

Sonsöz

Fatıma böyle yaşadı ve böyle öldü.Ölümünden sonra tarihte yeni bir hayata başladı.Sonraki dönemlerde,İslam toplumunun çoğunluğunu oluşturan ezilen insanların gözünde bir hale gibi göründü Fatıma.Ezilen,sömürülen,ızdırap çekenhlerin tümü,hakları gasbedilenlerin tamamı,baskıya kurban edilenler slogan olarak Fatıma'nın adını kullanıyorlardı.

Fatıma'nın hatırası,İslam tarihi boyunca özgürlük ve adalet için çarpışan kadın erkek herkesin duygularıyla,olağanüstü inançlarıyla ve sevgiyle büyüdü gelişti.Asırlar boyu halifeliğin acımasız ve kızgınlıkları büyüuor ve yaralı kalplerinden taşıyordu.

Bunun için bütün Müslüman ulusların tarihinde ve İslam toplumunun mahrum bırakılmış kitleleri arasında Fatıma;özgürlük için,gerçeği yakalama arzusu için,adalet arayıcıları için,zulme,sömürüye, şerre ve ayrıcalığa karşı direnenler için bir ilham kaynağı olmuştur.

Fatıma'nın kişiliğini anlatmak işin en zor tarafıdır.Fatıma,İslam'ın istediği ideal kadın tipidir.Onun kişiliği bizzat Hz.Peygamber tarafından şekillenmiştir. Hz.Peygamber onu,zorluk,yoksulluk,direniş, engin anlayış ve beşeri acibe ateşinde eritti ve saflaştırdı.

Fatıma,bir kadını kadın yapan çeşitli özelliklerin tümünü kişiliğinde barındıran bir semboldür.

Babasıyla yüz yüze geldiğinde,bir genç kız sembolü.

Eşiyle baş başa kaldığından,bir kadın sembolü.

Çocuklarıyla yüz yüze geldiğinde,bir anne sembolü.

Yaşadığı ortamla,toplumun kaderiyle iç içe olduğunda,sorumluluğun bilinciyle mücadele eden kadın sembolü.

Fatıma kendisi,bir önder,izlenmesi gereken eşsiz numune,ideal bir kadın tipi ve kendi tercihiyle, "kendisi olmak" arzusunu taşıyan herhangi bir kadın için fevkalede örnektir.

Fatıma,bir kadın nasıl olmalıdır sorusuna;olağanüstü çocukluğuyla,iki cephede,içerde ve dışarda, babasının evinde,eşinin evinde,toplumunda, düşüncelerinde,davranışlarında ve hayatında sürekli mücadele ve direnişiyle cevap vermiştir.

Ne diyeceğimi bilemiyorum.En önemlisini anlattığımı sanıyorum.Ancak söylenmeyen çok şey var hala.

Beni en çok etkileyen Fatıma'nın ölümsüz ruhunun hayret verici veçhesini ifade etmek gerekirse; Fatıma,aynı yolda seyahat eden bir sahabeye insanlığın ruhunun ve aklının bayağılaşmaktan uzaklaştırılıp mükemmelliğe doğru yükselmesi için Ali'nin ölümsüz ruhu ile beraber uçan birisi olmasıdır.

Fatıma yalnızca Ali'nin eşi değildi.Ali ona bir arakdaş gözüyle bakıyordu.Öyle bir arkadaş ki, kendisinin acılarını ve arzularını paylaşan bir arkadaş.Fatıma,onun ebedi sığınağı ve sırlarının dinleyicisiydi.Fatıma,onun yalnızlığının tek ortağıydı.İşte bunun için Ali,Fatıma'ya ve çouklarına başka bir gözle bakıyordu.
Fatıma'dan sonra ali başka kadınlarla evlendi ve onlardan çocukları da oldu.Fakat baştan beri Ali, Fatıma'nın çocuklarını diğerlerinden ayırıyordu. Sonrakiler "Beni Ali(Ali'nin çocukları)",öncekiler de "Beni Fatıma (Fatıma'nın çocukları)" diye isimlendirildiler.

Garip değil mi?Babaları Ali olduğu halde çocuklar Fatıma'ya atfediliyor. Görüyoruz ki Hz.Peygamber'de Fatıma'yı farklı değerlendiriyordu.Bütün kızları arasında özellikle Fatıma'yı eğitmeye çalışıyordu.Özellikle ona güveniyordu.Çok genç bir yaşta o da bu büyük daveti benimsemişti.

Fatıma ile ne söyleyeceğimi bilemiyorum.Nasıl söylebilirim ki?Bir gün bir konferanasta Hz.Meryem'i anlatan bir Fransız yazarı taklid etmek istiyorum: "1700 yıldır Doğulu ve Batılı değişik uluslardan filozoflar ve düşünürler Hz.Meryem'in değerini anlattılar.1700 yıldır dünya şairleri, Hz.Meryem'e methiye düzmede bütün yaratıcılıklarını ve gayretlerini seferber ettiler.1700 yıldır bütün ressamlar ve artisler,Hz.Meryem'in suretlerini ve fresklerini gösteren muazzam eserler ortaya koydular.Bütün bu söylenenler ve düşünülenlerin tamamı,bütün artislerin gayretlerinin tamamı, Hz.Meryem'in büyüklüğünü şu söz kadar güzel tasvir edememektedir:'Hz.Meryem İsa'nın annesidir.'"

Ben de,Hz.Fatıma'yı anlatmaya bu şekilde başlamak isterdim.Fakat yapamadım.

"Fatıma,Hz.Hatice'nin kızıdır."demek isterdim fakat anladım ki Fatıma o değil.

"Fatıma,Hz.Muhammed'in kızıdır." demek isterdim fakat anladım ki Fatıma o değil.

"Fatıma,Hz.Ali'nin eşidir." demek isterdim fakat anladım ki Fatıma o değil.

"Fatıma,Hz.Hasan,Hz.Hüseyin ve Hz.Zeyneb'in annesidir." demek isterdim fakat anladım ki Fatıma o değil.

Hayır!...Bütün bunlar doğrudur ve bunların hiçbiri Fatıma değildir.Çünkü:

"FATIMA FATIMA'DIR."

Ali Şeriati
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst