endLesS
Webmaster
Fatih Sultan Mehmetin Bedduası
Süheyl Ünver'in İstanbul Risaleleri kitabından
''Fatih İstanbul'u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi.
Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
Niçin hapsedildin diye sordular? Keşiş fala baktığını ve kuşatma hazırlıkları sırasında Konstantin'in kendisini çağırıp İstanbul'u Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını söylediğini, remilde İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerinde de Konstantin'in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti. Ve şimdi karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul'un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil atmasını ve doğruyu söylerse ödüllendirileceğini bildirdi.
Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
- İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, lakin öyle bir zaman gelecek ki emlak ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini kaldırarak 'İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah'ın gazabına uğrasınlar!' diye beddua etti.''
Sami Ofer'in yatının Bodrum açıklarına geldiğini, X kişinin kardeşinin de içinde bulunduğu bir grubun helikopterle yata gittiğini ve orada Salıpazarı ihalesi işini bağladıklarını söylenmişti. yani diğer adıyla galataport alışverişi
İstanbul'un bu değerli bölgesinin yabancı iş adamlarına, yat buluşmaları ve gizli gece yarısı görüşmeleri ile satılması yıllarca konuşulacak.
Ne dersiniz?
Fatih Sultan Mehmet'in laneti onca yüzyılın ardından gelip bu insanları bulur mu?
Aslında bu soruyu her yıl İstanbul'un fethini kutlayıp yatlarda yabancı iş adamlarına semt pazarlayanlara (!) sormak gerekir.
Ne de olsa onların aklı bu işlere daha çok eriyor.
Süheyl Ünver'in İstanbul Risaleleri kitabından
''Fatih İstanbul'u alıp da alayla Ayasofya önüne geldiği zaman derinden derine bir inilti işitti. Sesin geldiği tarafa bir adam gönderdi.
Sakalları uzamış, hali perişan bir keşiş bulup getirdiler. Huzura çıkardılar. Korktu, teskin ettiler.
Niçin hapsedildin diye sordular? Keşiş fala baktığını ve kuşatma hazırlıkları sırasında Konstantin'in kendisini çağırıp İstanbul'u Türklerin alıp almayacağını bildirmek için remil atmasını söylediğini, remilde İstanbul'un Türklerin eline geçeceğini söylemesi üzerinde de Konstantin'in kızarak onu zindana attırdığını hikâye etti. Ve şimdi karşınızda bulunuyorum, demek ki falım doğru imiş.
Bunun üzerine Fatih de İstanbul'un kendi elinden çıkıp çıkmayacağına dair remil atmasını ve doğruyu söylerse ödüllendirileceğini bildirdi.
Keşiş remil attı ve şöyle dedi:
- İstanbul Türklerin elinden harp ve darp ile çıkmayacak, lakin öyle bir zaman gelecek ki emlak ve arazileriniz satılacak, bu suretle İstanbul Türk malı olmaktan çıkacak.
Bu falın bildirdiği sonuçtan büyük üzüntü duyan Fatih ellerini kaldırarak 'İstanbul'da edindiğim yerleri ecnebilere satanlar, Allah'ın gazabına uğrasınlar!' diye beddua etti.''
Sami Ofer'in yatının Bodrum açıklarına geldiğini, X kişinin kardeşinin de içinde bulunduğu bir grubun helikopterle yata gittiğini ve orada Salıpazarı ihalesi işini bağladıklarını söylenmişti. yani diğer adıyla galataport alışverişi
İstanbul'un bu değerli bölgesinin yabancı iş adamlarına, yat buluşmaları ve gizli gece yarısı görüşmeleri ile satılması yıllarca konuşulacak.
Ne dersiniz?
Fatih Sultan Mehmet'in laneti onca yüzyılın ardından gelip bu insanları bulur mu?
Aslında bu soruyu her yıl İstanbul'un fethini kutlayıp yatlarda yabancı iş adamlarına semt pazarlayanlara (!) sormak gerekir.
Ne de olsa onların aklı bu işlere daha çok eriyor.