Fakirlik içinde yaşayan vali...
Saîd bin Âmir hazretleri.
Yermük savaşından sonra Abbâs bin Ganem'den boşalan Humus vâliliğine ta'yîn edildi. Vâli olmayı pek istemiyordu
ancak Hz. Ömer'in emrine itâ'at ederek
Humus'a geldi. Vâliliği zamanında çok dikkatli ve âdil hareket eden Hz. Saîd
son derece fakir bir hayat yaşadı.
Rüşvet alan Cehennemdedir.
Herkes bu hayatına şaşırıp
hayret ediyordu. Hz. Ömer
Şam'a teşrif ettiği zaman oradan Humus'a geçti. Humus'ta fakirlerin bir listesinin çıkarılmasını isteyen Hz. Ömer
fakirlerin içerisinde Saîd bin Âmir hazretlerinin ismini görünce çok şaşırdı. Listeyi hazırlayanlara sordu:
Saîd bin Âmir'i niçin listeye yazdınız?
Vâlimiz fakirdir
devamlı "Rüşvet alan da veren de Cehennemdedir" hadîs-i şerîfini okur ve en küçük bir hediyeyi dahî kabûl etmez.
Hz. Ömer
Saîd bin Âmir'e bin dirhem tahsis etti.
Hz. Saîd
bin dirhem ile hanımına geldi ve dedi ki:
Hz. Ömer bize şu gördüğün bin dirhemi göndermiş.
Ondan bir miktar parayla yiyecek ve katık alıp
kalanını saklayalım
ileride lâzım olur.
Saîd hazretleri hanımına şöyle dedi:
Ben bundan çok daha iyisini sana söyleyeyim mi? Biz bu malı çok iyi bir şekilde kullanacak
işletecek bir kimseye ortaklığa verelim. Onun kâr ve gelirinden de yeriz.
Hanımı
razı oldu:
Peki
öyle olsun.
Saîd bin Âmir hazretleri bu parayla yiyecekler
iki deve
iki köle satın aldı. Köleleri azâd ederek hürriyetine kavuşturdu. Aldıklarını Humus'taki fakirlere ve ihtiyaç sahiplerine dağıttı. Kendine çok az birşey dışında birşey kalmadı. Bir müddet sonra hanımı kendisine dedi ki:
Malı ortaklığa verdiğin kimseden paranın kârını al ve onunla şunları şunları satın al.
Saîd hazretleri sustu. Ertesi gün evine döndüğü zaman istedikleri şey olmayınca hanımı aynı istekleri yine tekrarladı. Saîd hazretleri yine sustu. Birgün sonra hanımı hâlleri ve sözleri ile Hz. Saîd'i çok üzdü. Saîd hazretleri ertesi gün eve hiç gelmedi. Akrabalarından birisi hanımına gelerek dedi ki:
Sana ne oluyor ki kocana eziyet ediyorsun. O malının tamamını fakirlere dağıttı.
Hayırları terkedemem
Kadın üzüldü ve ağladı. Sonra Saîd hazretleri geldi ve şöyle buyurdu:
Allahü Teâlânın râzı olduğu birşey
dünya ve dünyanın içindeki her şeyden daha kıymetlidir. Eğer Allahü Teâlânın râzı olduğu iyilik
hayırlardan birisi gökyüzüne lâmba gibi asılsaydı
onun nûru
yeryüzünü aydınlatır ve onun parlaklığı yanında güneş sönük kalırdı.
İşte seni bu iyilikler için terkeder
senden ayrılırım. Fakat senin için bu hayırları ve iyilikleri terkedemem. Her hal üzere hayır ve hasenat yaparım...
Fakirlik ve sıkıntı içinde olduğu hâlde
parayı kendisi için harcamadığını soranlara şöyle buyurdu:
Resûl aleyhisselâmdan işittim buyurdular ki:
Ümmetimin fakirleri zenginlerinden beşyüz sene önce Cennete girerler. Zenginlerden biri kendini onların arasına atar ve Cennete girmek ister. Melek onun elini tutar
fakirler arasından çıkarır ve
"bekle
henüz senin Cennete girme zamanın gelmedi" der. Beşyüz sene onu kıyâmetin kızgın sıcağında hesap yerinde tutarlar. Malının hesâbını verir
sonra Cennete girer.
Hz. Ömer zamanında
Humus vâlisi olan
Saîd bin Âmir
Müslüman
gayrı müslim herkes tarafından çok sevilirdi.
Hz. Ömer
Saîd bin Âmir hazretlerinin
herkes tarafından çok sevilen bir kimse olduğunu öğrenince Humuslulardan bir cemâ'ata sordu:
Peki vâlinin hiç kusuru yok mudur?
Onlar da ba'zı kusurları olduğunu söyleyip dört tanesini zikrettiler. Bunun üzerine Hz. Ömer
Saîd hazretlerini hemen Medîne-i Münevvereye çağırdı ve aralarında şu konuşma geçti:
Aslı nedir?
Yâ Saîd
senin ba'zı kusurların varmış. Bunların aslı nedir?
Bunlar neymiş
ya Ömer?
Vazîfene sabah namazından hemen sonra değil
kuşluk vakti geliyormuşsun. Geceleri insanlar içerisine hiç çıkmaz
görünmezmişsin. Haftada bir gün evine çekilir hiç kimseyi kabûl etmezmişsin. Eshâb-ı kirâmdan
Hubeyb hazretlerinin şehîd edildiği söylenince bayılıyor
kendinden geçiyormuşsun.
Bunun üzerine Hz. Saîd
şu cevâbı verdi:
Yâ Emir-el mü'minin! Anlatılanlar doğru. Şimdi bunları sana izâh edeyim:
1- Vazîfeme ancak kuşluk vakti
gelebiliyorum. Çünkü hanımım hastadır. Evde bütün hizmetleri kendim yapıyorum. Hamur yoğurur
ondan ekmek yapar
pişirir
abdest alır öyle çıkarım. Geç kalışım bundandır.
2- Geceleri insanların içerisinde görünmeyişimin sebebi; gündüzleri halkın hizmetleriyle meşgul olurum. Geceleri de Allahü teâlâya hizmet ve kulluk için ayırdım. Böylece gündüzleri yaptığım işlerin
verdiğim hükümlerin muhâsebesini yapar
yanlış kararlarım varsa düzeltirim.
3- Haftada bir gün evime çekilip hiç kimse ile görüşmememin sebebi
başka giyecek elbisem olmadığından
yıkadığım elbiselerim kuruyuncaya kadar kimseyi kabûl edemiyorum.
4- Hubeyb hazretlerinin şehâdetini hatırlayınca bayılmamın sebebi anlatılacak şey değildir. Çünkü Mekke müşrikleri Hubeyb hazretlerini asarlarken yanlarında idim. Belki mâni olabilirdim
fakat o zaman henüz îmân etmemiştim. Seyirci kaldım. Onun gösterdiği cesâret ve celâdeti hatırladıkça
ne kadar kuvvetli bir îmâna sahip olduğunu daha iyi anlıyorum. Niçin mâni olmadım diye üzüntümden bayılıyorum.
Bunun üzerine Hz. Ömer:
Yâ Saîd
Allahü Teâlânın korkusu seni ne kadar yüceltmiş
millete faydalı hâle getirmiş
dedi ve gözyaşı döküp ağladı.
Vâlilikten affet
Sonra
Saîd bin Âmir Hz. Ömer'den ricâ etti:
Yâ Ömer
bundan sonra beni vâlilikten affet.
Hz. Ömer bunu kabûl etmeyip yine vâli olarak bırakmıştır.
Hz. Saîd bin Âmir
İslâmın koruması ve emniyeti altında bulunan gayrı müslimlere karşı yumuşak davranır ve çok ilgi gösterirdi.
Şam'daki zimmîler onun bu yüksek tavrından çok memnun idiler. Bir defa Hz. Ömer
onun zimmîler tarafından çok sevildiğini haber aldı ve oradakilere sordu:
Neden ahâli bu kadar ona muhabbet gösteriyorlar?
O
halkın dert ortağıdır da ondan.
Hz.Ömer bu duruma sevindi ve memnuniyetini belli etti.
Saîd bin Âmir
muhâcir olan Eshâb-ı kirâmdan olup
Hayber'in fethinden önce Müslüman oldu. 641 yılında Rakka'da vefât etti.
Yermük savaşından sonra Abbâs bin Ganem'den boşalan Humus vâliliğine ta'yîn edildi. Vâli olmayı pek istemiyordu
Rüşvet alan Cehennemdedir.
Herkes bu hayatına şaşırıp
Saîd bin Âmir'i niçin listeye yazdınız?
Vâlimiz fakirdir
Hz. Ömer
Hz. Saîd
Hz. Ömer bize şu gördüğün bin dirhemi göndermiş.
Ondan bir miktar parayla yiyecek ve katık alıp
Saîd hazretleri hanımına şöyle dedi:
Ben bundan çok daha iyisini sana söyleyeyim mi? Biz bu malı çok iyi bir şekilde kullanacak
Hanımı
Peki
Saîd bin Âmir hazretleri bu parayla yiyecekler
Malı ortaklığa verdiğin kimseden paranın kârını al ve onunla şunları şunları satın al.
Saîd hazretleri sustu. Ertesi gün evine döndüğü zaman istedikleri şey olmayınca hanımı aynı istekleri yine tekrarladı. Saîd hazretleri yine sustu. Birgün sonra hanımı hâlleri ve sözleri ile Hz. Saîd'i çok üzdü. Saîd hazretleri ertesi gün eve hiç gelmedi. Akrabalarından birisi hanımına gelerek dedi ki:
Sana ne oluyor ki kocana eziyet ediyorsun. O malının tamamını fakirlere dağıttı.
Hayırları terkedemem
Kadın üzüldü ve ağladı. Sonra Saîd hazretleri geldi ve şöyle buyurdu:
Allahü Teâlânın râzı olduğu birşey
İşte seni bu iyilikler için terkeder
Fakirlik ve sıkıntı içinde olduğu hâlde
Resûl aleyhisselâmdan işittim buyurdular ki:
Ümmetimin fakirleri zenginlerinden beşyüz sene önce Cennete girerler. Zenginlerden biri kendini onların arasına atar ve Cennete girmek ister. Melek onun elini tutar
Hz. Ömer zamanında
Hz. Ömer
Peki vâlinin hiç kusuru yok mudur?
Onlar da ba'zı kusurları olduğunu söyleyip dört tanesini zikrettiler. Bunun üzerine Hz. Ömer
Aslı nedir?
Yâ Saîd
Bunlar neymiş
Vazîfene sabah namazından hemen sonra değil
Bunun üzerine Hz. Saîd
Yâ Emir-el mü'minin! Anlatılanlar doğru. Şimdi bunları sana izâh edeyim:
1- Vazîfeme ancak kuşluk vakti
2- Geceleri insanların içerisinde görünmeyişimin sebebi; gündüzleri halkın hizmetleriyle meşgul olurum. Geceleri de Allahü teâlâya hizmet ve kulluk için ayırdım. Böylece gündüzleri yaptığım işlerin
3- Haftada bir gün evime çekilip hiç kimse ile görüşmememin sebebi
4- Hubeyb hazretlerinin şehâdetini hatırlayınca bayılmamın sebebi anlatılacak şey değildir. Çünkü Mekke müşrikleri Hubeyb hazretlerini asarlarken yanlarında idim. Belki mâni olabilirdim
Bunun üzerine Hz. Ömer:
Yâ Saîd
Vâlilikten affet
Sonra
Yâ Ömer
Hz. Ömer bunu kabûl etmeyip yine vâli olarak bırakmıştır.
Hz. Saîd bin Âmir
Şam'daki zimmîler onun bu yüksek tavrından çok memnun idiler. Bir defa Hz. Ömer
Neden ahâli bu kadar ona muhabbet gösteriyorlar?
O
Hz.Ömer bu duruma sevindi ve memnuniyetini belli etti.
Saîd bin Âmir