meridyen2
Kayıtlı Üye
Yaratılış Hakikatleri: Evreni Sarmış Olan İhtişamlı Matematiksel Düzen
Evrende var olan tüm varlıklarda keşfedilen matematiksel estetik ve düzen, bilim adamlarında her geçen gün daha da büyük heyecan uyandırmaktadır.
Milattan önce 2000 yıllarında Mezopotamya’da yaşayan Babilliler matematik biliminde oldukça ilerlemişlerdi. Geçen 4000 yıl boyunca matematikte gelinen sonuç vesilesiyle bilim adamları çok önemli bilimsel bir keşifte bulunmuşlardır: Matematik yalnızca insanların geliştirdiği bir yöntem değil evrenin ve tüm canlıların var oldukları ilk andan itibaren mükemmellik derecesinde bağlı oldukları, işleyen bir sistemin ifadesiydi.
Gelişen matematik bilimi 20. yüzyılda, evrenin bazı materyalist-Darwinist bilim adamlarının iddiaları gibi bir kaosun esiri olmadığını; aksine hatasız matematiksel hesaplamalar barındıran muhteşem ve sonsuz bir Aklın yani Allah’ın eseri olduğunu doğrulamıştır. Kesin delillere dayanan bu gerçek, evrende “tesadüfi gelişmelere” asla yer olmadığını bir kere daha kanıtlamıştır.
Evrende Milyarlarca Yıldır Hatasız Bir Matematiksel Sistem İşlemektedir
Evrenin oluşumunu sağlayan ‘Big Bang-Büyük Patlama’da olağanüstü bir hesaplama bulunmaktadır. ‘Patlama’ kavramı, insana düzen, hesap, plan gibi kavramları çağrıştırmasa da Büyük Patlama’da muhteşem hassasiyette bir matematiksel düzenleme bulunmaktadır. Evrenin başlangıcındaki bu muhteşem denge, Science dergisindeki bir makalede şöyle ifade edilmektedir:
"Yapılan hesaplara göre, evrenimizin başlangıçtaki gerçek yoğunluğu ile -oluşma imkanı bulunmayan- kritik yoğunluğu arasındaki fark, %1’in bir kuvadrilyonundan azdır. Bu, bir kalemi sivri ucu üzerinde bir milyar yıl sonra da durabilecek biçimde yerleştirmeye benzer... Üstelik evren genişledikçe, bu denge daha da hassaslaşmaktadır." (Bilim ve Teknik, sayı 201, s. 16)
Ormanlardaki Matematiksel Düzen
Bir ormandaki ağaçların konumlarının bir düzen içerisinde olduğu bilinmeyebilir. Oysa kontrolsüz biçimde çoğalmış gibi görünen ağaç gruplarından oluşan ormanlarda matematiksel bir düzen bulunmaktadır.
Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndan Geoffrey West Arizona Üniversitesi'nden Brian Enquist ve Cornell Üniversitesi'nden Profesör Karl Niklas ile birlikte, yetişkin bir ormanda, aynı kütleye sahip ağaçların arasındaki ortalama uzaklığın, gövde çapları ile orantılı olduğunu keşfetmiştir.
Ormanlarda görülen bu düzen, çeyrek-kuvvet ölçeği yasası ile açıklanmaktadır. Bu kuram biyolojinin en temel kurallarından biridir. Kurama göre her varlığı matematiksel ölçümlerle düzenleyen bir ‘el’ olmalıdır. Geoffrey West çeyrek-kuvvet yasası ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
"…Böyle bir durumla karşılaştığınız zaman bunun size bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark edeceksiniz'' ... Burada önemli olan ''Bu bir şeylerin neyi anlatmaya çalıştığı?"
Sorunun cevabı aslında çok açıktır:
Yeryüzüne hakim olan ihtişamlı düzen bize varlıkların yaratılmış olduklarını göstermektedir. Her insan, belirli uzaklıklarla ekilmiş bir sebze tarlasına girdiğinde, mutlaka bu ekimi yapanın çiftçi olduğunu düşünür. Bitki tohumlarının kendiliklerinden, aralarında eşit uzaklıklar kalacak şekilde toprağa düştüklerini düşünmez. Ormanlar ise bir tarla ile kıyaslanamayacak mükemmellikte matematiksel bir düzene sahiptir. Tarladaki tohumları düzenli bir biçimde ekenin çiftçi olduğu düşünülüyorsa, ormandaki matematiksel düzenin de mutlaka Yaratıcısı olduğunu düşünmek gerekir. Çünkü ne ormanın ne ağacın ne toprağın ne de tabiatın kendisinde böylesine ihtişamlı bir güç ve akıl olabilir.(makale harun yahya)
Evrende var olan tüm varlıklarda keşfedilen matematiksel estetik ve düzen, bilim adamlarında her geçen gün daha da büyük heyecan uyandırmaktadır.
Milattan önce 2000 yıllarında Mezopotamya’da yaşayan Babilliler matematik biliminde oldukça ilerlemişlerdi. Geçen 4000 yıl boyunca matematikte gelinen sonuç vesilesiyle bilim adamları çok önemli bilimsel bir keşifte bulunmuşlardır: Matematik yalnızca insanların geliştirdiği bir yöntem değil evrenin ve tüm canlıların var oldukları ilk andan itibaren mükemmellik derecesinde bağlı oldukları, işleyen bir sistemin ifadesiydi.
Gelişen matematik bilimi 20. yüzyılda, evrenin bazı materyalist-Darwinist bilim adamlarının iddiaları gibi bir kaosun esiri olmadığını; aksine hatasız matematiksel hesaplamalar barındıran muhteşem ve sonsuz bir Aklın yani Allah’ın eseri olduğunu doğrulamıştır. Kesin delillere dayanan bu gerçek, evrende “tesadüfi gelişmelere” asla yer olmadığını bir kere daha kanıtlamıştır.
Evrende Milyarlarca Yıldır Hatasız Bir Matematiksel Sistem İşlemektedir
Evrenin oluşumunu sağlayan ‘Big Bang-Büyük Patlama’da olağanüstü bir hesaplama bulunmaktadır. ‘Patlama’ kavramı, insana düzen, hesap, plan gibi kavramları çağrıştırmasa da Büyük Patlama’da muhteşem hassasiyette bir matematiksel düzenleme bulunmaktadır. Evrenin başlangıcındaki bu muhteşem denge, Science dergisindeki bir makalede şöyle ifade edilmektedir:
"Yapılan hesaplara göre, evrenimizin başlangıçtaki gerçek yoğunluğu ile -oluşma imkanı bulunmayan- kritik yoğunluğu arasındaki fark, %1’in bir kuvadrilyonundan azdır. Bu, bir kalemi sivri ucu üzerinde bir milyar yıl sonra da durabilecek biçimde yerleştirmeye benzer... Üstelik evren genişledikçe, bu denge daha da hassaslaşmaktadır." (Bilim ve Teknik, sayı 201, s. 16)
Ormanlardaki Matematiksel Düzen
Bir ormandaki ağaçların konumlarının bir düzen içerisinde olduğu bilinmeyebilir. Oysa kontrolsüz biçimde çoğalmış gibi görünen ağaç gruplarından oluşan ormanlarda matematiksel bir düzen bulunmaktadır.
Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndan Geoffrey West Arizona Üniversitesi'nden Brian Enquist ve Cornell Üniversitesi'nden Profesör Karl Niklas ile birlikte, yetişkin bir ormanda, aynı kütleye sahip ağaçların arasındaki ortalama uzaklığın, gövde çapları ile orantılı olduğunu keşfetmiştir.
Ormanlarda görülen bu düzen, çeyrek-kuvvet ölçeği yasası ile açıklanmaktadır. Bu kuram biyolojinin en temel kurallarından biridir. Kurama göre her varlığı matematiksel ölçümlerle düzenleyen bir ‘el’ olmalıdır. Geoffrey West çeyrek-kuvvet yasası ile ilgili olarak şu açıklamayı yapmıştır:
"…Böyle bir durumla karşılaştığınız zaman bunun size bir şeyler anlatmaya çalıştığını fark edeceksiniz'' ... Burada önemli olan ''Bu bir şeylerin neyi anlatmaya çalıştığı?"
Sorunun cevabı aslında çok açıktır:
Yeryüzüne hakim olan ihtişamlı düzen bize varlıkların yaratılmış olduklarını göstermektedir. Her insan, belirli uzaklıklarla ekilmiş bir sebze tarlasına girdiğinde, mutlaka bu ekimi yapanın çiftçi olduğunu düşünür. Bitki tohumlarının kendiliklerinden, aralarında eşit uzaklıklar kalacak şekilde toprağa düştüklerini düşünmez. Ormanlar ise bir tarla ile kıyaslanamayacak mükemmellikte matematiksel bir düzene sahiptir. Tarladaki tohumları düzenli bir biçimde ekenin çiftçi olduğu düşünülüyorsa, ormandaki matematiksel düzenin de mutlaka Yaratıcısı olduğunu düşünmek gerekir. Çünkü ne ormanın ne ağacın ne toprağın ne de tabiatın kendisinde böylesine ihtişamlı bir güç ve akıl olabilir.(makale harun yahya)