Evladlarının Dilinden Gönüller Sultanı Mehmet Zahid Kotku (R. Aleyh)

'hayaL

Bayan Üye
EVLADLARININ DİLİNDEN GÖNÜLLER SULTANI MEHMED ZAHİD KOTKU (R.A.)

Sevgili dostlar, 13 Kasım, gönüller sultanı, milyonların manevi enerji kaynağı, kendisini tanıma şerefine erişmiş olanların Efendibabası Mehmed Zahid Kotku Hocamızın Hakka yürüyüşünün 30. yıl dönümü. Bu vesile ile istedik ki, bu ilim ve aşk pınarını, hem onun yakın halkasında olan ve sayıları gittikçe azalan evlatlarından dinleyelim, hem de evlatları olan bir aileyi tanıyalım. Bu niyetle 40 yıl kadar Hoca efendilerimize hizmet etmiş ve Mehmet Zahid Kotku Hocamızın özel şoförlüğünü yapmış olan Mustafa amca ve Hoca Efendi ve eşi Rabia Anneye evlerinde hizmet etme şerefine nail olan eşi Şerife hanımın kapısını çaldık.

Yolu; İstanbul Kıztaşındaki öğrenci evlerinden geçen, her öğrencinin üzerinde çok emekleri vardır. Mehmed Zahid Hocamızın kendisine hitabı ile Mustafa, Arabacı ya da Damat, öğrencilerin ise Mustafa amcaları.

Öğrenciler, pazar günleri Mustafa amcamız Fatih Malta’daki özel fırıncısından pide getirse de, Şerife ablamız fırında kıymalı pide yapsa diye beklerken, arka bahçede baktığı onlarca sokak kedisi de yiyecek ve şefkat bekler. Şefkatini ve hizmetini öğrenci ve kedilerden esirgemeyen Şerife abla ve Mustafa amca, sokak kedilerinin doğumuna bile yardımcı olur. Yavrular ayaklanıncaya kadar evlerinde bakar. Anne kediye de yeni doğum yapmış bir kraliçe gibi hizmet ederler.

Hoca Efendinin kurduğu yuvaları, şereflendirdiği evleri, bambaşka bir huzura ve sükûnete sahip. Daha kapıdan girmeden, Medine’nin ılık rüzgârlarını hatırlatan bu huzur duygusu insanın iliklerine kadar dolar. Ayrılırken de gönül damağınızda adını koyamadığınız tatlar kalır.

Mustafa amca, Mehmet Zahit Kotku Hoca Efendi ile ne zaman tanış oldunuz?

1958-59 yıllarında Kunduracı Mehmet usta (Mehmet Gencer) diye bir kimse vardı. Aziz Efendiden ve Hasip Efendiden dersli idi. Aziz Efendinin ev hizmetinde bulunuyordu ve çok sağlam bir derviş idi. Ben 16-17 yaşlarında, Onun yanında çalışıyordum. Bir gün bana İskender Paşaya git orada da bir hocamız var, O’nu da bir ziyaret et dedi. Merak ettim, namaz vakti İskender Paşa Camisine gittim. Camide sol tarafa oturdum. Kısa bir süre sonra cemaat ayağa kalktı, bir baktım şahane bir zat geliyor, cübbeli, sarıklı, bir doksan boyunda, geniş omuzlu, çok sevimli bir o kadar da heybetli görünüyor. Hemen girdi, namaz kılındı.

Ben bir süre oradan ayrılamadım. Beş vakit namazımı orada kılmaya başladım. Efendibabacığımın ayakkabılarını tutuyorum, O’na hizmet etmeye çalışıyorum. Öyle bir hal geldi ki oradan ayrılamıyorum. O aralar acayip korkunç bir rüya gördüm içinde Efendibabacığım da vardı. Kekeme olduğum için onu bir kâğıda yazdım, Necati amcaya (Necati Coşan) verdim. O da, Efendibabacığıma okudu. Sonra bana cevap geldi. Efendibabacığım, “ders alması icap ediyor, ama çok küçük biraz oynasın, oyalansın” demiş. Yani benim ilk dersim oyundu.

Aradan birkaç yıl geçti. Efendibabacığım odasında tek başıma tespih derslerini öğretti. Hala bu yolda yürümeye çalışıyorum. O zaman Efendibabacığım dedi ki: Evladım ölüm yok. “İnsan ölmez, ancak hayvan ölür.” Bir de, şeyhin tasarrufu ölümden sonra kınından çıkmış kılıç gibidir. Daha güçlü keser, hayattayken verilen bütün imkânları elinden alınmaz. Tasarrufları devam eder. Bir Müslüman zamanın imamını bulamazsa, ona yetişemezse Ona hizmet edemezse cahiliye devri insanları gibi ölür. Her Müslüman’ın bu devrin kutbunu, hakiki şeyhini bulma mecburiyeti var. Ama o da, hakiki olduğunu ispatlayacak.

Bana Mustafa derdi, arabacı ya da damat derdi. Çünkü iki kere beni kendi eliyle evlendirdi. İlk nikahımı da, eşimin vefatından sonra ikinci nikahımı da O kıydı. İcap ettiği zaman şoförlüğünü yapmam için beni çağırırdı. Bazı şeyleri şimdi anlıyorum. Benim mahalle arkadaşlarım esrar içerdi, alkol alırdı içlerinde hırsız olanlar vardı. Gece âlemi yaparlardı. Onların arasından beni hiçbir şeye bulaştırmadan çekip almış. Şeyhlerin en büyük özellikleri evlatlarını onlara hissettirmeden, onlar daha günaha bulaşmadan çekip çıkarmalarıdır. Ne bir kere esrar kullandım ne alkol aldım, hâlbuki hepsi önümdeydi. Bir de öyle bir mesleğe girdim ki taksi kullanıyorum. Günahla burun buruna olan bir işin içine girmiştim. Ama Efendibabamın himmetiyle günah bataklığına düşmekten muhafaza olundum.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst