ohlin
Bayan Üye
Tayyip Erdoğan idolüm, sevdalısıyım sözleriyle hafızalarda yer eden AKP üyesi patron Ethem Sancak, medyaya Erdoğana destek vermek için girdiğini, ancak benzeşleri artınca bu misyona gerek kalmadığı için çekildiğini söyledi.
İlaç dağıtım sektörünün yüzde 40ını elinde bulunduran Hedef Allianceın ortağı ve yöneticisi olan, AKPnin meraları özelleştirmesiyle hayvancılık sektöründe yaptığı yatırımlar ve ineğe aşık olma çağrısıyla hatırlanan Ethem Sancak, Milliyetten Songül Hatısaruya röportaj verdi. Eski Aydınlıkçı, CHP delegesi ve son olarak da AKPli olmasını evrimle açıklayan Sancakın özellikle medyaya yönelik yatırımlarının bir misyon gereği olduğunu söylemesi tartışma yarattı.
Sancak, medya için daha önce hobim dediğini hatırlattıktan sonra, Kanal 24 ve Stardaki hisselerini neden sattığını, medyanın mı yoksa beklentilerinin mi değiştiğini soran Hatısaruya şu yanıtı verdi:
Hobim demedim. Hasan Doğanla medyaya girmeden önce şöyle bir tahlil yaptım: Medya tek sesliydi. Ve maalesef demokrasinin sesi yoktu, eskiyi simgeliyordu. Yeni bir ses vardı Türkiyede, yeni bir siyaset anlayışı vardı. Fakat bunların dillendirildiği bir mecra yoktu. Biz buna soyunduk. O gün dedim ki, Bir mevzi almam lazım. AK Partiye ve Tayyip Erdoğana destek vermem lazım. En ihtiyaç duyduğu yer neresi? Medya, medyada zayıftı. Ben ona zayıf olduğu noktadan destek vereceğim, onun fikriyatına ve harekatına destek verecek şekilde medyada yatırım yapacağım dedim. Ve yaptım. Kanal 24ü açtık, Starı aldık. Ciddi bir fonksiyon da mecra ettik. Sonra benzeşlerimiz arttı, güçlendik, Sabah katıldı. Daha büyük ölçekte Tayyip Erdoğana destek veren bir medya ortamı oluştu çok şükür. Benim gibi birine ihtiyaç kalmadı, çıktım medyadan. Benimkisi bir misyondu. Ben orada safımı belli ettim.
Basının görevi muhalefet yapmak değil, iktidardan yana olmak
Ethem Sancak henüz Kanal 24 ve Stardaki hisselerini satmadan evvel, yani kendi deyişiyle henüz misyonunu yerine getirmekte olduğu 2008 yılında Nuriye Akmana verdiği röportajda, Akmanın Başbakan'ın gittiği her ilçe kongresinde bir medya patronunu hedef alması, gazeteleri okumama boykotuna çağırması gerçekten hoşunuza mı gitti? sorusuna ise şöyle yanıt veriyordu:
Ben böyle algılamadım olayı. Orada Başbakan'ın söylediği şuydu: Basın özgürlüğü kutsaldır. Halkın en yaşamsal haklarından biridir. Bunu icra edenler ve bunun erbabı bunu başka şey için kullanmasınlar. Kamusal görevlerini ifa etmek üzere oluşan organizmalar, organizasyonlar, kimlikler ve kişiliklerin rollerini iyi ifa etmeleri lazım. Basının görevi muhalefet partisinin yerine geçip muhalefet partisi gibi muhalefet yapmak değil.
Siyasi iktidara muhalefet etmenin medyanın işi olamayacağını savunan Sancak, iktidarı desteklemenin ise bir misyon olduğunu söyleyerek, AKPnin arzu ettiği medyanın formülünü veriyor adeta Nuriye Akmanın aynı röportajda Tayyip Bey, Kanal 24 seyretmeyin, Star gazetesini almayın dese ne hissederdiniz? sorusunu da Böyle bir tepki çekmek için ben neler yapıyorum diye dönüp bakardım kendime. Toplumda özeleştiri geleneği yok. Eksik taraflarımızdan biri o diye yanıtlıyor Sancak.
Ardından Peki bir siyasi lideri bu kadar desteklemek, sahibi olduğunuz medya organlarının objektifliğine gölge düşürmez mi? sorusu geliyor. Sancakın yanıtı:
Hayır. Ben bir siyasi liderden öteye, bir projeyi destekliyorum. O da Türkiye'nin birinci sınıf demokrasi olması, imtiyazların kalkması projesi. Sağlıklı bir ekonomi demokrasi zemininde oluşur. Bu projeyi bugün Tayyip Erdoğan savunuyor. Ben bir işadamı olarak yarın Tayyip Bey'in bu çizgiden saptığını görürsem onu desteklemem. Nitekim zamanında CHP'nin bir projenin bir parçası olduğuna inandığımda Deniz Baykal'ı destekledim. Ne zaman ki o da Türkiye'nin birinci sınıf demokrasi olmasını savunur, yine onu desteklerim.
AKPli oluşunu evrimle açıklayan Sancak, artık medyadaki misyonunu tamamladığını ve bu nedenle sektörden çekildiğini ifade ediyor bugün Misyon tamamlandı, çünkü artık Sancakın türü medyada egemen.
İlaç dağıtım sektörünün yüzde 40ını elinde bulunduran Hedef Allianceın ortağı ve yöneticisi olan, AKPnin meraları özelleştirmesiyle hayvancılık sektöründe yaptığı yatırımlar ve ineğe aşık olma çağrısıyla hatırlanan Ethem Sancak, Milliyetten Songül Hatısaruya röportaj verdi. Eski Aydınlıkçı, CHP delegesi ve son olarak da AKPli olmasını evrimle açıklayan Sancakın özellikle medyaya yönelik yatırımlarının bir misyon gereği olduğunu söylemesi tartışma yarattı.
Sancak, medya için daha önce hobim dediğini hatırlattıktan sonra, Kanal 24 ve Stardaki hisselerini neden sattığını, medyanın mı yoksa beklentilerinin mi değiştiğini soran Hatısaruya şu yanıtı verdi:
Hobim demedim. Hasan Doğanla medyaya girmeden önce şöyle bir tahlil yaptım: Medya tek sesliydi. Ve maalesef demokrasinin sesi yoktu, eskiyi simgeliyordu. Yeni bir ses vardı Türkiyede, yeni bir siyaset anlayışı vardı. Fakat bunların dillendirildiği bir mecra yoktu. Biz buna soyunduk. O gün dedim ki, Bir mevzi almam lazım. AK Partiye ve Tayyip Erdoğana destek vermem lazım. En ihtiyaç duyduğu yer neresi? Medya, medyada zayıftı. Ben ona zayıf olduğu noktadan destek vereceğim, onun fikriyatına ve harekatına destek verecek şekilde medyada yatırım yapacağım dedim. Ve yaptım. Kanal 24ü açtık, Starı aldık. Ciddi bir fonksiyon da mecra ettik. Sonra benzeşlerimiz arttı, güçlendik, Sabah katıldı. Daha büyük ölçekte Tayyip Erdoğana destek veren bir medya ortamı oluştu çok şükür. Benim gibi birine ihtiyaç kalmadı, çıktım medyadan. Benimkisi bir misyondu. Ben orada safımı belli ettim.
Basının görevi muhalefet yapmak değil, iktidardan yana olmak
Ethem Sancak henüz Kanal 24 ve Stardaki hisselerini satmadan evvel, yani kendi deyişiyle henüz misyonunu yerine getirmekte olduğu 2008 yılında Nuriye Akmana verdiği röportajda, Akmanın Başbakan'ın gittiği her ilçe kongresinde bir medya patronunu hedef alması, gazeteleri okumama boykotuna çağırması gerçekten hoşunuza mı gitti? sorusuna ise şöyle yanıt veriyordu:
Ben böyle algılamadım olayı. Orada Başbakan'ın söylediği şuydu: Basın özgürlüğü kutsaldır. Halkın en yaşamsal haklarından biridir. Bunu icra edenler ve bunun erbabı bunu başka şey için kullanmasınlar. Kamusal görevlerini ifa etmek üzere oluşan organizmalar, organizasyonlar, kimlikler ve kişiliklerin rollerini iyi ifa etmeleri lazım. Basının görevi muhalefet partisinin yerine geçip muhalefet partisi gibi muhalefet yapmak değil.
Siyasi iktidara muhalefet etmenin medyanın işi olamayacağını savunan Sancak, iktidarı desteklemenin ise bir misyon olduğunu söyleyerek, AKPnin arzu ettiği medyanın formülünü veriyor adeta Nuriye Akmanın aynı röportajda Tayyip Bey, Kanal 24 seyretmeyin, Star gazetesini almayın dese ne hissederdiniz? sorusunu da Böyle bir tepki çekmek için ben neler yapıyorum diye dönüp bakardım kendime. Toplumda özeleştiri geleneği yok. Eksik taraflarımızdan biri o diye yanıtlıyor Sancak.
Ardından Peki bir siyasi lideri bu kadar desteklemek, sahibi olduğunuz medya organlarının objektifliğine gölge düşürmez mi? sorusu geliyor. Sancakın yanıtı:
Hayır. Ben bir siyasi liderden öteye, bir projeyi destekliyorum. O da Türkiye'nin birinci sınıf demokrasi olması, imtiyazların kalkması projesi. Sağlıklı bir ekonomi demokrasi zemininde oluşur. Bu projeyi bugün Tayyip Erdoğan savunuyor. Ben bir işadamı olarak yarın Tayyip Bey'in bu çizgiden saptığını görürsem onu desteklemem. Nitekim zamanında CHP'nin bir projenin bir parçası olduğuna inandığımda Deniz Baykal'ı destekledim. Ne zaman ki o da Türkiye'nin birinci sınıf demokrasi olmasını savunur, yine onu desteklerim.
AKPli oluşunu evrimle açıklayan Sancak, artık medyadaki misyonunu tamamladığını ve bu nedenle sektörden çekildiğini ifade ediyor bugün Misyon tamamlandı, çünkü artık Sancakın türü medyada egemen.