ashli
Bayan Üye
Estetik cerrahlara başvuran hasta sayısı gün geçtikçe artıyor. Botoksla gençleşme, liposuctionla yağ aldırma, meme büyütme, burun estetiği gibi pek çok işlem için teknoloji, hizmetimizde. Ah, bir de estetik cerrahi ile ilgili kulaktan dolma bilgiler olmasa!..
Bu doğru bilinen yanlışlar, hastaları hayal kırıklığına uğratmakla kalmıyor, istenmeyen sonuçlara da neden olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Erkut Özdamar estetik cerrahide ile ilgili şaşırtıcı bilgiler verdi...
“Estetik dikiş atılırsa iz kalmaz”
Yanlış! Bilimsel literatürde “estetik dikiş” olarak adlandırılan bir teknik yok. Dokulara özenli yaklaşılan, ince dikiş ipliğiyle uygulanmış, doğru tekniklerle yapılmış dikiş, estetik olarak iyi bir sonuç verebilir. Özensiz bir dikişe göre daha az dikkat çeken, daha ince bir iz kalması bu şekilde mümkün olabilir. Sonuçta vücutta meydana gelen her kesinin az veya çok, bariz veya daha az dikkat çekici, mutlaka izi kalır. Ayrıca, yaralanan veya cerrahi olarak kesi yapılan bölgenin de çok önemi var. Ne kadar özenli, dikkatli, usulüne uygun bir dikiş atılsa da vücudun bazı bölgeleri (örneğin göğüs ön duvarı, omuz bölgesi, diz-dirsek gibi eklem bölgeleri) iz kalma açısından çok daha risklidir.
“Liposuction ameliyatı ile kilo verebilirim”
Yanlış! Liposuction ameliyatı kilo verdirmeye yönelik bir yöntem değildir. Normal veya normalin biraz üzerinde kiloya sahip insanlarda, belli bölgelerde kümelenen yağ birikiminin alınması ile vücut görünümünün ideale yaklaşmasını sağlayan bir yöntemdir. Bir ameliyatta vücuttan güvenli şekilde alınabilecek toplam yağ miktarı 3-5 litre arasındadır. Bu miktar özellikle fazla kilolu bir insanda zayıflama yönünden etki sağlayamaz. Bu miktarın üzerine çıkıldığında da ciddi riskler oluşabilir. Ama tabii ki kilo vermeye yardımcı olan ameliyat yöntemleri var. Ayarlanabilir mide bandı, mideye balon yerleştirme ve gastrik by pass gibi yöntemler etkili.
“Botoks yılan zehiridir”
Yanlış! Botoks, çok iyi bilinen bir bakteriden, kontrollü şekilde, laboratuvar ortamında saflaştırılarak üretilen bir ilaçtır. Sadece kozmetik amaçlı değildir, birçok hastalığın tedavisinde de yıllardır güvenle kullanılmaktadır. Tıbbi bir ilaç olduğu için sadece hekimler tarafından uygulanmalıdır.
“Botokslu kişilerin yüzü ifadesiz ve maske gibi olur”
Yanlış! Botoks uygun dozlarda ve doğru bölgelere yapılırsa böyle bir şey olmaz. Amaç, yüz kaslarını tamamen hareketsiz hale getirmek değil, ince izgilerde yumuşama sağlamaktır.
“Dudaklarına botoks yaptırmış, çok şişmiş”
Yanlış! Botoks dudak kalınlaştırmaz, çünkü hacimli bir madde değildir. Cilde çok az miktarda verilen bir sıvıdır. Bölgeyi dolduran, dolgu maddeleridir. Bunlar, yine bakteriler yardımıyla üretilen ve kırışıklık tedavisinde, dudak kalınlaştırmada kullanılan, 4-8 ay arasında tamamen eriyen ürünlerdir. Hem botoks hem dolgu maddeleri (hyalüronik asit) kırışıklık tedavisinde kullanılır. Ama etki mekanizmaları farklıdır. Botoks, mimik hareketlerini azaltarak mimiğe bağlı ince kırışıklıkları (göz kenarı, alın, iki kaş arası gibi bölgelerde olanları) azaltır. Dolgu maddeleri ise kırışıklık olan bölgeleri doldurup bir nevi gerginlik oluşturur (örneğin burun ve dudak kenarı arasındaki oluk). Dolgu maddeleri, ayrıca, ince dudakların kalınlaştırılması ve elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesi için de kullanılabilir. Botoksun ise böyle bir etkisi yoktur.
“Silikon protez kanser yapmaz”
“Lazerle dikiş atılırsa iz kalmaz”
Yanlış! Lazer ile dikiş atılmaz. Yani, filmlerde olduğu gibi bir yaraya veya bir kesiye lazer ışını tutarak yaranın kapatılması mümkün değildir. Lazer ile kesme işi yapılabilir. Bistürinin yaptığı gibi. Ama bu da tercih edilen bir yöntem değil. Çünkü lazer, kesme işini, ısı enerjisi ile yapar. Bu yüzden dokularda ısıya bağlı hasar oluşabilir. Estetik olarak da sonuç, bistüri ile yapılan kesiye göre daha iyi olmaz. Hatta bazen yara izi daha kötü görünür.
“Estetikte en yeni yöntem, en iyi yöntemdir”
Yanlış! Bir yöntemin yeni olması, en iyi olduğu anlamına gelmez. Bir yöntem hakkında uzun dönem tecrübe ve sonuçların tespiti çok önemlidir.
“Silikon protezle meme büyüttükten sonra kanser riski artar, bebek emzirilmez”
Yanlış! Meme büyütmede kullanılan silikon protezlerin meme kanseri riskini arttırdığı düşüncesinin bilimsel gerçekliği yok. Operasyondan sonra bebeğin emzirilmesinde de hiç bir sakınca yoktur.
“Silikon protezlerin ömür boyu garantisi vardır”
Yanlış! Kullanılan protezler çok kaliteli ve ileri teknoloji ürünü. Bazı firmalar ürünlerine o kadar güvenir ki ‘ömür boyu garanti’ verir. İşte yanlış anlaşılma da buradan kaynaklanıyor. Ömür boyu garanti sadece protez için geçerlidir. Protez sızdırma yapmayabilir, uzun dönemde dahi normal dokulara zarar vermez, şeklini korur... Fakat bu garanti, hastanın meme protezini ömrünün sonuna kadar sorunsuz kullanacağı anlamına gelmez. Çünkü meme protezi, neticede vücut için yabancı bir maddedir ve buna bağlı olarak bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Sözgelimi asimetri, şekil bozukluğu, yer değiştirme... Protezde sorun olmasa bile yerini değiştirmek ya da tamamen çıkartmak gerekebilir.
‘Lazer ışını bene hasar verebilir’
“Bene bıçak değince kansere dönüşür”
Yanlış! Alınan benin kansere dönüştüğü düşüncesi asılsız. Dermatoloji ve estetik cerrahi uzmanı tarafından riskli olduğu düşünülen bir benin alınması, kişiyi çok önemli bir hastalıktan kurtarabilir.
“Ben lazerle alınırsa iz kalmaz”
Yanlış! Birkaç seans gerektiren lazer ışını, bene hasar verebilir. Bu hasara bağlı olarak iz kalır. Ayrıca yok edilen benin tek parça olarak patolojiye gönderilmesi ve kesin tanı konması şansı da ortadan kalkar. Üstelik geride doku kalıp kalmadığı da tespit edilemez. Lazerle ben aldırmak, bu nedenler yüzünden doğru bir uygulama değil.
‘Hayat değiştirmek için operasyon yaptırmamalı’
“Sigara içmek yaraları çabuk iyileştirir”
Yanlış! Sigaranın küçük kan damarlarını büzerek kan dolaşımını yavaşlattığı biliniyor. İşte tam da bu yüzden; kan dolaşımı yavaşladığı için iyileşme süresi uzar, şişlik ve morluk olabilir. Bu nedenle cerrahi girişimden önceki 3 hafta, sonraki 3 hafta sigarayı bırakmak faydalı olur.
“Yaralar, özellikle yanık yarası açık bırakılmalı ki hava alsın”
Yanlış! Sıkça duyduğumuz yanlışlardan biri de bu. Aksine yara, özellikle de yanık yarası ise açık olursa mikroplara karşı açık hale gelir. Böylece yara iyileşmesi gecikir, hatta mikrobun kana karışması halinde ölüme bile yol açabilecek ciddi enfeksiyonlar oluşabilir. Bu nedenle steril bir pansumanla yaranın kapatılması ve çok önemlidir. Bilimsel çalışmalarda yaranın belli bir oranda nemli ortamda daha çabuk ve daha az iz ile iyileştiği görüldü.
“Estetik ameliyatlar çok pahalıdır, herkes yaptıramaz”
Yanlış! Geçmişte sadece toplumun belirli bir kesimi estetik operasyon için başvururdu. Günümüzde hemen her kesimden insan, daha iyi, daha genç, daha enerjik görünmek amacıyla belirli yöntemlere başvuruyor.
“Estetik ameliyat olursam hayatım değişir, evliliğimi kurtarabilirim, işimde yükselebilirim”
Yanlış! Estetik ameliyatlara çok fazla anlam yüklemek ve gerçekçi olmayan beklentilere girmek, son derece tehlikeli olabilir, hastayı daha derin mutsuzluğa itebilir. Sadece estetik ameliyat olduğu için hayatında iyi yönde köklü değişiklik olmasını beklemek hüsranla sonuçlanabilir.
(11.06.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)
Bu doğru bilinen yanlışlar, hastaları hayal kırıklığına uğratmakla kalmıyor, istenmeyen sonuçlara da neden olabiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Erkut Özdamar estetik cerrahide ile ilgili şaşırtıcı bilgiler verdi...
“Estetik dikiş atılırsa iz kalmaz”
Yanlış! Bilimsel literatürde “estetik dikiş” olarak adlandırılan bir teknik yok. Dokulara özenli yaklaşılan, ince dikiş ipliğiyle uygulanmış, doğru tekniklerle yapılmış dikiş, estetik olarak iyi bir sonuç verebilir. Özensiz bir dikişe göre daha az dikkat çeken, daha ince bir iz kalması bu şekilde mümkün olabilir. Sonuçta vücutta meydana gelen her kesinin az veya çok, bariz veya daha az dikkat çekici, mutlaka izi kalır. Ayrıca, yaralanan veya cerrahi olarak kesi yapılan bölgenin de çok önemi var. Ne kadar özenli, dikkatli, usulüne uygun bir dikiş atılsa da vücudun bazı bölgeleri (örneğin göğüs ön duvarı, omuz bölgesi, diz-dirsek gibi eklem bölgeleri) iz kalma açısından çok daha risklidir.
“Liposuction ameliyatı ile kilo verebilirim”
Yanlış! Liposuction ameliyatı kilo verdirmeye yönelik bir yöntem değildir. Normal veya normalin biraz üzerinde kiloya sahip insanlarda, belli bölgelerde kümelenen yağ birikiminin alınması ile vücut görünümünün ideale yaklaşmasını sağlayan bir yöntemdir. Bir ameliyatta vücuttan güvenli şekilde alınabilecek toplam yağ miktarı 3-5 litre arasındadır. Bu miktar özellikle fazla kilolu bir insanda zayıflama yönünden etki sağlayamaz. Bu miktarın üzerine çıkıldığında da ciddi riskler oluşabilir. Ama tabii ki kilo vermeye yardımcı olan ameliyat yöntemleri var. Ayarlanabilir mide bandı, mideye balon yerleştirme ve gastrik by pass gibi yöntemler etkili.
“Botoks yılan zehiridir”
Yanlış! Botoks, çok iyi bilinen bir bakteriden, kontrollü şekilde, laboratuvar ortamında saflaştırılarak üretilen bir ilaçtır. Sadece kozmetik amaçlı değildir, birçok hastalığın tedavisinde de yıllardır güvenle kullanılmaktadır. Tıbbi bir ilaç olduğu için sadece hekimler tarafından uygulanmalıdır.
“Botokslu kişilerin yüzü ifadesiz ve maske gibi olur”
Yanlış! Botoks uygun dozlarda ve doğru bölgelere yapılırsa böyle bir şey olmaz. Amaç, yüz kaslarını tamamen hareketsiz hale getirmek değil, ince izgilerde yumuşama sağlamaktır.
“Dudaklarına botoks yaptırmış, çok şişmiş”
Yanlış! Botoks dudak kalınlaştırmaz, çünkü hacimli bir madde değildir. Cilde çok az miktarda verilen bir sıvıdır. Bölgeyi dolduran, dolgu maddeleridir. Bunlar, yine bakteriler yardımıyla üretilen ve kırışıklık tedavisinde, dudak kalınlaştırmada kullanılan, 4-8 ay arasında tamamen eriyen ürünlerdir. Hem botoks hem dolgu maddeleri (hyalüronik asit) kırışıklık tedavisinde kullanılır. Ama etki mekanizmaları farklıdır. Botoks, mimik hareketlerini azaltarak mimiğe bağlı ince kırışıklıkları (göz kenarı, alın, iki kaş arası gibi bölgelerde olanları) azaltır. Dolgu maddeleri ise kırışıklık olan bölgeleri doldurup bir nevi gerginlik oluşturur (örneğin burun ve dudak kenarı arasındaki oluk). Dolgu maddeleri, ayrıca, ince dudakların kalınlaştırılması ve elmacık kemiklerinin belirginleştirilmesi için de kullanılabilir. Botoksun ise böyle bir etkisi yoktur.
“Silikon protez kanser yapmaz”
“Lazerle dikiş atılırsa iz kalmaz”
Yanlış! Lazer ile dikiş atılmaz. Yani, filmlerde olduğu gibi bir yaraya veya bir kesiye lazer ışını tutarak yaranın kapatılması mümkün değildir. Lazer ile kesme işi yapılabilir. Bistürinin yaptığı gibi. Ama bu da tercih edilen bir yöntem değil. Çünkü lazer, kesme işini, ısı enerjisi ile yapar. Bu yüzden dokularda ısıya bağlı hasar oluşabilir. Estetik olarak da sonuç, bistüri ile yapılan kesiye göre daha iyi olmaz. Hatta bazen yara izi daha kötü görünür.
“Estetikte en yeni yöntem, en iyi yöntemdir”
Yanlış! Bir yöntemin yeni olması, en iyi olduğu anlamına gelmez. Bir yöntem hakkında uzun dönem tecrübe ve sonuçların tespiti çok önemlidir.
“Silikon protezle meme büyüttükten sonra kanser riski artar, bebek emzirilmez”
Yanlış! Meme büyütmede kullanılan silikon protezlerin meme kanseri riskini arttırdığı düşüncesinin bilimsel gerçekliği yok. Operasyondan sonra bebeğin emzirilmesinde de hiç bir sakınca yoktur.
“Silikon protezlerin ömür boyu garantisi vardır”
Yanlış! Kullanılan protezler çok kaliteli ve ileri teknoloji ürünü. Bazı firmalar ürünlerine o kadar güvenir ki ‘ömür boyu garanti’ verir. İşte yanlış anlaşılma da buradan kaynaklanıyor. Ömür boyu garanti sadece protez için geçerlidir. Protez sızdırma yapmayabilir, uzun dönemde dahi normal dokulara zarar vermez, şeklini korur... Fakat bu garanti, hastanın meme protezini ömrünün sonuna kadar sorunsuz kullanacağı anlamına gelmez. Çünkü meme protezi, neticede vücut için yabancı bir maddedir ve buna bağlı olarak bazı sorunlar ortaya çıkabilir. Sözgelimi asimetri, şekil bozukluğu, yer değiştirme... Protezde sorun olmasa bile yerini değiştirmek ya da tamamen çıkartmak gerekebilir.
‘Lazer ışını bene hasar verebilir’
“Bene bıçak değince kansere dönüşür”
Yanlış! Alınan benin kansere dönüştüğü düşüncesi asılsız. Dermatoloji ve estetik cerrahi uzmanı tarafından riskli olduğu düşünülen bir benin alınması, kişiyi çok önemli bir hastalıktan kurtarabilir.
“Ben lazerle alınırsa iz kalmaz”
Yanlış! Birkaç seans gerektiren lazer ışını, bene hasar verebilir. Bu hasara bağlı olarak iz kalır. Ayrıca yok edilen benin tek parça olarak patolojiye gönderilmesi ve kesin tanı konması şansı da ortadan kalkar. Üstelik geride doku kalıp kalmadığı da tespit edilemez. Lazerle ben aldırmak, bu nedenler yüzünden doğru bir uygulama değil.
‘Hayat değiştirmek için operasyon yaptırmamalı’
“Sigara içmek yaraları çabuk iyileştirir”
Yanlış! Sigaranın küçük kan damarlarını büzerek kan dolaşımını yavaşlattığı biliniyor. İşte tam da bu yüzden; kan dolaşımı yavaşladığı için iyileşme süresi uzar, şişlik ve morluk olabilir. Bu nedenle cerrahi girişimden önceki 3 hafta, sonraki 3 hafta sigarayı bırakmak faydalı olur.
“Yaralar, özellikle yanık yarası açık bırakılmalı ki hava alsın”
Yanlış! Sıkça duyduğumuz yanlışlardan biri de bu. Aksine yara, özellikle de yanık yarası ise açık olursa mikroplara karşı açık hale gelir. Böylece yara iyileşmesi gecikir, hatta mikrobun kana karışması halinde ölüme bile yol açabilecek ciddi enfeksiyonlar oluşabilir. Bu nedenle steril bir pansumanla yaranın kapatılması ve çok önemlidir. Bilimsel çalışmalarda yaranın belli bir oranda nemli ortamda daha çabuk ve daha az iz ile iyileştiği görüldü.
“Estetik ameliyatlar çok pahalıdır, herkes yaptıramaz”
Yanlış! Geçmişte sadece toplumun belirli bir kesimi estetik operasyon için başvururdu. Günümüzde hemen her kesimden insan, daha iyi, daha genç, daha enerjik görünmek amacıyla belirli yöntemlere başvuruyor.
“Estetik ameliyat olursam hayatım değişir, evliliğimi kurtarabilirim, işimde yükselebilirim”
Yanlış! Estetik ameliyatlara çok fazla anlam yüklemek ve gerçekçi olmayan beklentilere girmek, son derece tehlikeli olabilir, hastayı daha derin mutsuzluğa itebilir. Sadece estetik ameliyat olduğu için hayatında iyi yönde köklü değişiklik olmasını beklemek hüsranla sonuçlanabilir.
(11.06.2011 tarihli Cumartesi Postası'ndan alınmıştır.)