'hayaL
Bayan Üye
Allah lafzı, Yüce Yaratıcımızın
özel adıdır. Sahih olan görüşe göre hiçbir kelimeden türememiştir. Başka
hiçbir varlığa isim olarak verilmemiştir, verilemez de.
"Allah" ism-i şerifi,
diğer bütün isimleri içinde toplar; hepsinin manasını ihtiva eder.
"Allah" ism-i şerifini zikreden bir kimse, bütün Esma-i Hüsna'yı
zikretmiş gibi olur.
"Allah" ism-i şerifinin dışındaki isimler, kullar için de kullanılabilir. Ancak ismin önüne (kulu) manasına gelen "abdü" kelimesini eklemek lazımdır. Mesela, Kadîr yerine Abdulkadîr ismi verilmelidir. Mana: Kadir olan Allah'ın kulu olur. Aynı şekilde Kerim yerine, Abdulkerim, Samed yerine Abdusssamed, Gaffar yerine, Abdulğaffar isimleri verilirse, hem mana vakıaya uyar, hem de kullanımda sıkıntı ortadan kalkar. Esma-i Hüsna'dan bazı isimler kullar için doğrudan kullanıldığında manasını kula göre düşünürüz. Mesela, Allahu Teala Kur'an-ı Hakim'de kendisini "el-Mü'min" olarak vafıslandırmış, Peygamberine tabi olanlara da "Mü'min" ismini vermiştir. Lafızlar aynıdır, fakat manalar farklıdır.
Esma-i Hüsna'dan bir isim zikredilince, peşinden (Celle celâlühû ve celle şânuhû) yani; azameti ve şanı yüce olsun manasındaki hürmet ve saygı ifadesi eklenmelidir. Allah ism-i şerifinden sonra "Tealâ" demek yeterlidir. Celle celâlühû ifadesi de söylenebilir.
Esma-i Hüsna'yı çerçeve yaptırıp duvara asmakla yetinmemeliyiz. Bizden istenen, onu ezberleyerek veya yazılı metinden okuyarak Yüce Rabbimizi zikretmektir. Ehlinin tavsiyesi ile, Esma-i Hüsna zikredilerek maddi manevi bir çok hastalıklar tedavi edilebilir. Bunun için ihlas, edeb ve helal lokma şarttır.
Esma-i Hüsna'yı günlük vird olarak okumak isteyenler bunu kendi tercihleriyle değil, ehli olan bir alimin tavsiye ettiği usulde yapmaları daha uygundur. Bir ilaç, zamanında ve usûlünde alınmaz ise, çoğu defa hastanın hastalığını artırır.
özel adıdır. Sahih olan görüşe göre hiçbir kelimeden türememiştir. Başka
hiçbir varlığa isim olarak verilmemiştir, verilemez de.
"Allah" ism-i şerifi,
diğer bütün isimleri içinde toplar; hepsinin manasını ihtiva eder.
"Allah" ism-i şerifini zikreden bir kimse, bütün Esma-i Hüsna'yı
zikretmiş gibi olur.
"Allah" ism-i şerifinin dışındaki isimler, kullar için de kullanılabilir. Ancak ismin önüne (kulu) manasına gelen "abdü" kelimesini eklemek lazımdır. Mesela, Kadîr yerine Abdulkadîr ismi verilmelidir. Mana: Kadir olan Allah'ın kulu olur. Aynı şekilde Kerim yerine, Abdulkerim, Samed yerine Abdusssamed, Gaffar yerine, Abdulğaffar isimleri verilirse, hem mana vakıaya uyar, hem de kullanımda sıkıntı ortadan kalkar. Esma-i Hüsna'dan bazı isimler kullar için doğrudan kullanıldığında manasını kula göre düşünürüz. Mesela, Allahu Teala Kur'an-ı Hakim'de kendisini "el-Mü'min" olarak vafıslandırmış, Peygamberine tabi olanlara da "Mü'min" ismini vermiştir. Lafızlar aynıdır, fakat manalar farklıdır.
Esma-i Hüsna'dan bir isim zikredilince, peşinden (Celle celâlühû ve celle şânuhû) yani; azameti ve şanı yüce olsun manasındaki hürmet ve saygı ifadesi eklenmelidir. Allah ism-i şerifinden sonra "Tealâ" demek yeterlidir. Celle celâlühû ifadesi de söylenebilir.
Esma-i Hüsna'yı çerçeve yaptırıp duvara asmakla yetinmemeliyiz. Bizden istenen, onu ezberleyerek veya yazılı metinden okuyarak Yüce Rabbimizi zikretmektir. Ehlinin tavsiyesi ile, Esma-i Hüsna zikredilerek maddi manevi bir çok hastalıklar tedavi edilebilir. Bunun için ihlas, edeb ve helal lokma şarttır.
Esma-i Hüsna'yı günlük vird olarak okumak isteyenler bunu kendi tercihleriyle değil, ehli olan bir alimin tavsiye ettiği usulde yapmaları daha uygundur. Bir ilaç, zamanında ve usûlünde alınmaz ise, çoğu defa hastanın hastalığını artırır.