Kedilerin cüssesi; ortayla büyük arasında değişir. Avustralya bölgesiyle Madagaskar'da bulunmazlarsa da, onlara, dünyanın başka hemen her yerinde ve özellikle sıcak bölgelerde rastlarız. Fakat asıllarının soğukça bölgelerden çıktığı kalın kürklerinden bellidir.
Tarih öncesi çağlarda Avrupa, Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika'nın en yaygm kedilerinden biri ünlü «kılıç dişli kaplan» di. Bugünün arslanı veya kaplanı iriliğinde olan bu hayvanın üst çenesinden kılıca benzer dişler sarkmakta idi. Kılıç dişli kaplan, ihtimal deri postlu hayvanları avladığından, bundan daha gösterişsiz dişlerle haklarından gelemezdi.
Eski çağların bu canavarıyla günümüzün evcil kedisi arasında dünyalar kadar fark vardır. Ev kedimizin ataları büyük bir ihtimalle «Afrika yaban kedisi» .(Felis chaus) ile «Kaffir kedisi» dir. (Felis lybica). Bu iki kedi türü eski Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiş ve zamanla Avrupa'ya da götürülmüştü. Burada o mmtakanın yerlisi türlerle çiftleşmişler, günümüzün kedilerinin çoğu da bunların soyundan gelmiştir.
Tipik evcil kedilerin yanlarında dikey siyah çizgiler bulunur. Fakat evcil kedilerin bunlardan başka birçok garip ve ilginç türleri vardır. Bunların arasında, kuyruğu olmayan «Manx kedisi», ipek gibi uzun tüyleri olan «İran kedisi» öbür adıyla «Van kedisi» ve arka ayakları ön ayaklarından uzun olan «Siyam kedisi» üzerlerinde durulmaya değer.
Günümüzde evcil kedilerin birçok düşkünlükleri varsa da, bunların gösterdiği düşkünlük, kedileri ilk defa evcilleştirenlerden eski Mısırlıların kedi aşkının yanında pek sönük kalır. Meselâ, eski Mısırlıların mabudelerinden «Bast» kedi kafalıydı. Mısır mezarlarmdaki tasvirlerde bazen, iskemle üzerinde oturan uzun kulaklı, turuncu renkli ve kuyrukları daha koyu renk halkalarla çevrili kedilere rastlıyoruz. Boynunda yaka olan bir kedi bir kemiği kemirirken resmedilmişti. Başka bir resimde uzun yüzlü bir kedi bir papirüs sazının üzerinde tünemiş vaziyette gösterildiğinden, bu kedinin avlarda vurulan hayvanları bulup getirmekle görevli olduğu zannedilmektedir.
Tarihçi Heredot bir kedinin ölümünün eski Mısırlıları mateme gark ettiğini anlatmaktadır. Bu hayvanların mumyalanıp, mumya sargılarıyla sarılıp sarmalanmaları âdetti. Birçokları da kediye tapınılan Bu bastis şehri ile Nü nehri boyundaki başka yerlerde bulunan kutsal kedi mezarlıklarına gömülürlerdi. Yakın tarihlerde bu yerlerde yapılan kazılarda o kadar çok miktarda kedi kemiği ortaya çıkmıştır ki, bun. lar gübre vazifesi görmek üzere arazi üzerine dağıtılmış veya yabancı ülkelere gönderilmiştir.
Tarih öncesi çağlarda Avrupa, Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika'nın en yaygm kedilerinden biri ünlü «kılıç dişli kaplan» di. Bugünün arslanı veya kaplanı iriliğinde olan bu hayvanın üst çenesinden kılıca benzer dişler sarkmakta idi. Kılıç dişli kaplan, ihtimal deri postlu hayvanları avladığından, bundan daha gösterişsiz dişlerle haklarından gelemezdi.
Eski çağların bu canavarıyla günümüzün evcil kedisi arasında dünyalar kadar fark vardır. Ev kedimizin ataları büyük bir ihtimalle «Afrika yaban kedisi» .(Felis chaus) ile «Kaffir kedisi» dir. (Felis lybica). Bu iki kedi türü eski Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiş ve zamanla Avrupa'ya da götürülmüştü. Burada o mmtakanın yerlisi türlerle çiftleşmişler, günümüzün kedilerinin çoğu da bunların soyundan gelmiştir.
Tipik evcil kedilerin yanlarında dikey siyah çizgiler bulunur. Fakat evcil kedilerin bunlardan başka birçok garip ve ilginç türleri vardır. Bunların arasında, kuyruğu olmayan «Manx kedisi», ipek gibi uzun tüyleri olan «İran kedisi» öbür adıyla «Van kedisi» ve arka ayakları ön ayaklarından uzun olan «Siyam kedisi» üzerlerinde durulmaya değer.
Günümüzde evcil kedilerin birçok düşkünlükleri varsa da, bunların gösterdiği düşkünlük, kedileri ilk defa evcilleştirenlerden eski Mısırlıların kedi aşkının yanında pek sönük kalır. Meselâ, eski Mısırlıların mabudelerinden «Bast» kedi kafalıydı. Mısır mezarlarmdaki tasvirlerde bazen, iskemle üzerinde oturan uzun kulaklı, turuncu renkli ve kuyrukları daha koyu renk halkalarla çevrili kedilere rastlıyoruz. Boynunda yaka olan bir kedi bir kemiği kemirirken resmedilmişti. Başka bir resimde uzun yüzlü bir kedi bir papirüs sazının üzerinde tünemiş vaziyette gösterildiğinden, bu kedinin avlarda vurulan hayvanları bulup getirmekle görevli olduğu zannedilmektedir.
Tarihçi Heredot bir kedinin ölümünün eski Mısırlıları mateme gark ettiğini anlatmaktadır. Bu hayvanların mumyalanıp, mumya sargılarıyla sarılıp sarmalanmaları âdetti. Birçokları da kediye tapınılan Bu bastis şehri ile Nü nehri boyundaki başka yerlerde bulunan kutsal kedi mezarlıklarına gömülürlerdi. Yakın tarihlerde bu yerlerde yapılan kazılarda o kadar çok miktarda kedi kemiği ortaya çıkmıştır ki, bun. lar gübre vazifesi görmek üzere arazi üzerine dağıtılmış veya yabancı ülkelere gönderilmiştir.