Erciyes Üniversitesi (ERÜ) ile TÖSSED arasında, özel olimpiyatlar sporcularının spor eğitimi ve rehabilitasyonlarına destek olmak ve bu alanda ortak çalışmalar yapmak için oluşturulan işbirliği protokolünü, TÖSSED Onursal Başkanı Dilek Sabancı ile ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur imzaladı.
Üniversitenin Rektörlük Binası'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Sabancı, Türkiye'nin her bölgesinde, önemli üniversitelerle TÖSSED olarak protokoller imzaladıklarını ifade ederek, “Bu protokollerin amacı, üniversitelerdeki spor tesislerinden ve mekanlarından yararlanmak, üniversitelerdeki beden eğitimi ve spor öğretmenlerinden ve gönüllülerden destek almak.
Diyarbakır, Erzurum, Denizli, Edirne, Samsun, Kars, Antalya'daki üniversitelerle bu protokolleri imzaladık. Şimdi de Kayseri'de Erciyes Üniversitesi ile protokol imzalıyoruz” dedi.
Sabancı, TÖSSED olarak Türkiye'yi 7 bölgeye ayırdıklarını ve her bölgede bir merkez il seçip, çeşitli faaliyetler düzenlediklerini kaydederek, şunları söyledi:
“Bu nedenle üniversiteler bize çok yararlı oluyor. Spor sayesinde insanlar çok azimli oluyor, çok dinamik ve güçlü hissediyorlar kendilerini. Sporun çok olumlu, pozitif etkisi oluyor. Engelli çocukların yapamayacakları, başaramayacakları hiçbir şey yok. Bizim sloganımız, (bana kazanma şansı verin, kazanamasam da çabamda cesur olmama yardım edin). Ancak bu çocuklar o kadar çok gayretli oluyorlar ki, sonunda mutlaka kazanıyorlar.
Bu çocuklar, önce kendi bölgelerinde, daha sonra ülkelerinde yapılan yarışmalara katılıyorlar. Daha sonra da uluslararası yarışmalarda kendilerini gösterebiliyorlar. ABD'de 4 yılda bir Amerikan oyunları, Avrupa'da da 3 yılda bir Avrupa oyunları düzenleniyor. Ülkelerinde yarışmalarda başarılı olanlar, uluslararası bu yarışmalara katılma hakkı kazanıyorlar. En son Çin'de bir organizasyon yapıldı, muhteşem bir organizasyon oldu.”
“ENGELLİLERİN SORUNLARI, EN AZ DİĞER SORUNLAR KADAR ÖNEMLİ”
Türkiye'de sadece zihinsel engellilerin olmadığını, bedensel engellilerin de bulunduğunu belirten Sabancı, “Bedensel engelliler için en büyük sorun, alt yapı sorunu. Taşıt problemi var. Başka ülkelerde asansörlü araçlar var, bedensel engellilerin rahatlıkla araçlara binip inmesini sağlayan. Ayrıca kaldırımlardaki rampalar bile bedensel engelliler için bir sorun. Merdiven çıkmakla rampa çıkmak arasında hiçbir fark yok. Belli bir bilinç oluşması lazım. Yurt dışındaki modeller araştırılıp en uygun olan sistemler ülkemizde de yapılabilir” dedi.
Sabancı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) girip girmemesinin çok da önemli olmadığını, kendi insanı için birçok şey yapabileceğine inandığını da ifade ederek, şöyle devam etti:
“Engellilere verilen önem, o ülkenin standardını da oluşturmaktadır. Sırf yapmış olmak için bir şeyi yapmak da gerekmiyor. Ancak Türkiye'de politikacıların ve bürokratların öncelikleri farklı. İşte Kürt açılımı, Ermeni açılımı gibi. Tabii ki bunlar çok önemli. Yani bunlara da önem vermek lazım. Ancak engellilerin sorunları da önemli. Engellilerin sorunlarını çözümü anlamında politikalar da var, ancak uygulanmıyor.
Bir başka sorun da engellilerin iş sorunu. Bu da çok büyük bir sorun. Devlet, engelli çalıştırılması konusunda özel sektörü desteklemeli. Bu konuda devletin ayırdığı fonlar var. Ancak bu fonlar başka alanlara gidiyor.”
“BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ULAŞMAKTA ZORLANIYORUM”
Engellilerin sorunlarını anlatma noktasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşmakta zorlandığını dile getiren Dilek Sabancı, “Sayın Başbakan'a umarım mesajlarım ulaşır. Yoğunluğundan dolayı kendisine ulaşmakta çok zorlanıyorum. Babam olsaydı, çok daha kolay ulaşırdı. Ben sayın Emine Erdoğan'a ulaşmak ve bu sorunları aktarmak istiyorum. Emine hanım da Başbakan olan eşine bu sorunları daha rahat iletir, diye düşünüyorum” diye konuştu.
Sabancı, engellilere mesleki eğitim veren kurumların artması, mesleki rehabilitasyon kurumlarının açılması gerektiğini de vurguladı. Sabancı, “Türkiye'de normal insanlar bile iş bulamıyor, bunu da biliyorum, ama engellilere de iş alanları sağlanmalı. Her şeye zamanında ve belli boyutta değinmek gerekiyor. Standartlarımızı yükseltmek için bu sorunları en aza indirmemiz gerekiyor” dedi.
Sorunların çözümü için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydeden Sabancı, “Bu sorunlar sadece bir ailenin, bir kişinin ya da sadece devletin sorunu değil, herkesin sorunu. Sorunun halledilmesi için de herkes için elinden geleni yapmalı. Çorbada herkesin biraz tuzunun bulunması lazım. Hep beraber el ele sorunlara destek olursak, sorunların üstesinden gelebiliriz. Her şey daha iyi olacak inşallah” şeklinde konuştu.
SAKIP BEYİN BAĞIŞLADIĞI ATATÜRK TABLOSU
Protokolün imza töreninde konuşan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da, Sabancı ailesinin aslen Kayseri'nin Akçakaya köyünden olduğunu ifade ederek, “Üniversitemiz ile Sabancı ailesi arasındaki ilişki, çok eskilere dayanıyor. Sabancı ailesinin yaptırdığı Sabancı Kültür Merkezi, bizim için çok önemli. Bütün sosyal ve kültürel faaliyetlerimizi burada yapıyoruz” dedi.
Sabancı ailesinin Kayseri'ye ve eğitime büyük önem verdiğinin altını çizen Keleştemur, “Rahmetli Sakıp Sabancı tarafından 1986 yılında ünlü ressam Yaşar Çallı'ya yaptırılan Atatürk portresi, üniversitemize bağışlanmıştır. Bu resim, Sabancı ailesinin üniversitemize verdiği önemi gösteriyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Keleştemur, AB'ye girmenin, Avrupalı görünmenin ya da Avrupalı olmanın ötesinde, Türkiye'nin engellilerle ilgili ya da diğer sosyal konularla ilgili sorunları çok önceden halletmesi gerektiğini belirterek, “Çünkü bizim kültürümüzde bu konu son derece önemlidir. Atalarımız sosyal konulara çok önem vermişlerdir. Sosyal sorunların çözümü için bir çok vakıf kurmuşlardır. Vakıf kültürü bizden çıkmıştır. Bu kültürü olabildiğince çok yaşatmalıyız” dedi.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Keleştemur ve TÖSSED Onursal Başkanı Dilek Sabancı, özel olimpiyatlar sporcularının spor eğitimi ve rehabilitasyonlarına destek olmak ve bu alanda ortak çalışmalar sürdürmek amacıyla oluşturulan protokolü imzaladı.
İmza töreninden önce Prof. Dr. Keleştemur ve Dilek Sabancı, birbirlerine karşılıklı birer plaket verdiler.
Üniversitenin Rektörlük Binası'nda gerçekleştirilen imza töreninde konuşan Sabancı, Türkiye'nin her bölgesinde, önemli üniversitelerle TÖSSED olarak protokoller imzaladıklarını ifade ederek, “Bu protokollerin amacı, üniversitelerdeki spor tesislerinden ve mekanlarından yararlanmak, üniversitelerdeki beden eğitimi ve spor öğretmenlerinden ve gönüllülerden destek almak.
Diyarbakır, Erzurum, Denizli, Edirne, Samsun, Kars, Antalya'daki üniversitelerle bu protokolleri imzaladık. Şimdi de Kayseri'de Erciyes Üniversitesi ile protokol imzalıyoruz” dedi.
Sabancı, TÖSSED olarak Türkiye'yi 7 bölgeye ayırdıklarını ve her bölgede bir merkez il seçip, çeşitli faaliyetler düzenlediklerini kaydederek, şunları söyledi:
“Bu nedenle üniversiteler bize çok yararlı oluyor. Spor sayesinde insanlar çok azimli oluyor, çok dinamik ve güçlü hissediyorlar kendilerini. Sporun çok olumlu, pozitif etkisi oluyor. Engelli çocukların yapamayacakları, başaramayacakları hiçbir şey yok. Bizim sloganımız, (bana kazanma şansı verin, kazanamasam da çabamda cesur olmama yardım edin). Ancak bu çocuklar o kadar çok gayretli oluyorlar ki, sonunda mutlaka kazanıyorlar.
Bu çocuklar, önce kendi bölgelerinde, daha sonra ülkelerinde yapılan yarışmalara katılıyorlar. Daha sonra da uluslararası yarışmalarda kendilerini gösterebiliyorlar. ABD'de 4 yılda bir Amerikan oyunları, Avrupa'da da 3 yılda bir Avrupa oyunları düzenleniyor. Ülkelerinde yarışmalarda başarılı olanlar, uluslararası bu yarışmalara katılma hakkı kazanıyorlar. En son Çin'de bir organizasyon yapıldı, muhteşem bir organizasyon oldu.”
“ENGELLİLERİN SORUNLARI, EN AZ DİĞER SORUNLAR KADAR ÖNEMLİ”
Türkiye'de sadece zihinsel engellilerin olmadığını, bedensel engellilerin de bulunduğunu belirten Sabancı, “Bedensel engelliler için en büyük sorun, alt yapı sorunu. Taşıt problemi var. Başka ülkelerde asansörlü araçlar var, bedensel engellilerin rahatlıkla araçlara binip inmesini sağlayan. Ayrıca kaldırımlardaki rampalar bile bedensel engelliler için bir sorun. Merdiven çıkmakla rampa çıkmak arasında hiçbir fark yok. Belli bir bilinç oluşması lazım. Yurt dışındaki modeller araştırılıp en uygun olan sistemler ülkemizde de yapılabilir” dedi.
Sabancı, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) girip girmemesinin çok da önemli olmadığını, kendi insanı için birçok şey yapabileceğine inandığını da ifade ederek, şöyle devam etti:
“Engellilere verilen önem, o ülkenin standardını da oluşturmaktadır. Sırf yapmış olmak için bir şeyi yapmak da gerekmiyor. Ancak Türkiye'de politikacıların ve bürokratların öncelikleri farklı. İşte Kürt açılımı, Ermeni açılımı gibi. Tabii ki bunlar çok önemli. Yani bunlara da önem vermek lazım. Ancak engellilerin sorunları da önemli. Engellilerin sorunlarını çözümü anlamında politikalar da var, ancak uygulanmıyor.
Bir başka sorun da engellilerin iş sorunu. Bu da çok büyük bir sorun. Devlet, engelli çalıştırılması konusunda özel sektörü desteklemeli. Bu konuda devletin ayırdığı fonlar var. Ancak bu fonlar başka alanlara gidiyor.”
“BAŞBAKAN ERDOĞAN'A ULAŞMAKTA ZORLANIYORUM”
Engellilerin sorunlarını anlatma noktasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşmakta zorlandığını dile getiren Dilek Sabancı, “Sayın Başbakan'a umarım mesajlarım ulaşır. Yoğunluğundan dolayı kendisine ulaşmakta çok zorlanıyorum. Babam olsaydı, çok daha kolay ulaşırdı. Ben sayın Emine Erdoğan'a ulaşmak ve bu sorunları aktarmak istiyorum. Emine hanım da Başbakan olan eşine bu sorunları daha rahat iletir, diye düşünüyorum” diye konuştu.
Sabancı, engellilere mesleki eğitim veren kurumların artması, mesleki rehabilitasyon kurumlarının açılması gerektiğini de vurguladı. Sabancı, “Türkiye'de normal insanlar bile iş bulamıyor, bunu da biliyorum, ama engellilere de iş alanları sağlanmalı. Her şeye zamanında ve belli boyutta değinmek gerekiyor. Standartlarımızı yükseltmek için bu sorunları en aza indirmemiz gerekiyor” dedi.
Sorunların çözümü için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini kaydeden Sabancı, “Bu sorunlar sadece bir ailenin, bir kişinin ya da sadece devletin sorunu değil, herkesin sorunu. Sorunun halledilmesi için de herkes için elinden geleni yapmalı. Çorbada herkesin biraz tuzunun bulunması lazım. Hep beraber el ele sorunlara destek olursak, sorunların üstesinden gelebiliriz. Her şey daha iyi olacak inşallah” şeklinde konuştu.
SAKIP BEYİN BAĞIŞLADIĞI ATATÜRK TABLOSU
Protokolün imza töreninde konuşan ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Keleştemur da, Sabancı ailesinin aslen Kayseri'nin Akçakaya köyünden olduğunu ifade ederek, “Üniversitemiz ile Sabancı ailesi arasındaki ilişki, çok eskilere dayanıyor. Sabancı ailesinin yaptırdığı Sabancı Kültür Merkezi, bizim için çok önemli. Bütün sosyal ve kültürel faaliyetlerimizi burada yapıyoruz” dedi.
Sabancı ailesinin Kayseri'ye ve eğitime büyük önem verdiğinin altını çizen Keleştemur, “Rahmetli Sakıp Sabancı tarafından 1986 yılında ünlü ressam Yaşar Çallı'ya yaptırılan Atatürk portresi, üniversitemize bağışlanmıştır. Bu resim, Sabancı ailesinin üniversitemize verdiği önemi gösteriyor” diye konuştu.
Prof. Dr. Keleştemur, AB'ye girmenin, Avrupalı görünmenin ya da Avrupalı olmanın ötesinde, Türkiye'nin engellilerle ilgili ya da diğer sosyal konularla ilgili sorunları çok önceden halletmesi gerektiğini belirterek, “Çünkü bizim kültürümüzde bu konu son derece önemlidir. Atalarımız sosyal konulara çok önem vermişlerdir. Sosyal sorunların çözümü için bir çok vakıf kurmuşlardır. Vakıf kültürü bizden çıkmıştır. Bu kültürü olabildiğince çok yaşatmalıyız” dedi.
Konuşmaların ardından Prof. Dr. Keleştemur ve TÖSSED Onursal Başkanı Dilek Sabancı, özel olimpiyatlar sporcularının spor eğitimi ve rehabilitasyonlarına destek olmak ve bu alanda ortak çalışmalar sürdürmek amacıyla oluşturulan protokolü imzaladı.
İmza töreninden önce Prof. Dr. Keleştemur ve Dilek Sabancı, birbirlerine karşılıklı birer plaket verdiler.