Silencio
Kayıtlı Üye
Yedinci sanatın ilk günlerinden bu yana yaklaşık 100 yıl geçmiş olsa da bazı şeyler hiç değişmiyor. Klasik anlatı nasıl hala o günkü kadar popülerse Meliesin fantastik türe kattığı heyecan ve yanılsama sinema dahil pek çok olgu bugün de o kadar popüler. Seyirciyi rahat evinden kaldırıp sinema salonlarına getirmek için yapımcıların kılı kırk yardığı dönemler devam ededursun, bu eylemi gerçekleştirebilmek için en çok başvurulan metotlardan birine, intikam temasına göz atacağız bu yazıda. Hiçbir zaman popülerliğini yitirmeyecek olan bu fenomen, seyirci için cezbedici ve içselleştirmeye hayli yatkın yapısıyla sinemacılar tarafından fazlasıyla sevilmek için ne gerekiyorsa onu barındırıyor. Aşağıda intikam temasını işleyen ve türdeşlerine göre kendini göstermiş, seyirciyi tatmin etme konusunda başarılı 10 film yer alıyor. Kendi seçimlerinizi eklemekten çekinmeyin.
İlk sırada İtalyanın medar-ı iftiharı Sergio Leone imzalı Cera una volta il West (Bir Zamanlar Batıda Once Upon a Time in the West) isimli filmi var. Efsane olmak konusunda sıkıntı çekmeyen bu Western yapımı, tanıdık bir hikayeyi ilk defa anlatan filmlerden biriydi. Mızıka melodileriyle unutulmazlar arasına giren film, güzel bir kadını korumak için kendini siper eden gizemli bir yabancıyı odağına alıyordu. Leonenin bu filmle başlayan üçlemesi, Bir Zamanlar Amerikada eseri ile sonlanmıştı.
Listenin ikinci sırasında bir diğer Western türü örneği olan Unforgiven yer alıyor. Clint Eastwoodun hem yönetip hem de başrolünde oynadığı 1992 tarihli bu filmde baş karakter Munny, eski ortağı ve genç bir adamın yardımıyla son kez bir işi halletmek üzere silahı eline alıyordu.
Quentin Tarantinonun üçüncüsünü çekmeye hazırlandığı Kill Bill serisi, ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulamayacağı için her iki filmi de tek başlık altında listeye dahil etmeyi uygun gördük. Dört yıllık bir komadan uyanan Gelinin, karnındaki çocuğunun intikamını almaya çalıştığı film hala pek çokları için Tarantinonun filmografisinin en iyisi olarak yıldızını parlatıyor. Bir yıl sonra gelen devam filminde gelinimiz eski patronu ve sevgilisinin peşinden koşmaya devam ediyor.
Biraz daha geçmişe, 70′lere gidiyoruz. Bir Zamanlar Batıda filminde boy gösteren Charles Bronson başrolde, Michael Winner ise kameranın başında. Death Wish, karısı sokak çetesi tarafından katledilen New Yorklu bir mimarın gözünün dönmesinin ardından eline silahını alıp geceleri sokaklara çıkmasını anlatıyor.
On yıl sonraya, 80′lerin başına geçiyoruz. Kaç filmi çekildiğine dair kimsenin ezberden bir rakam veremediği Star Trek serisinin The Wrath of Khan isimli bu filmde Kaptan Kirk ve ekibi, Khan Noonien Singhın üstün güçlere sahip bir silahı kullanmasına engel olmaya çalışıyor. Filmin hem hayranlar hem de eleştirmenler tarafından beğenildiğini not düşelim.
Hadi bir on yıl daha sonraya, 1994′e gidelim. Muhtemelen listede yer alan filmler arasında en çok hayranı olan Leona. Natalie Portmanı bir yıldız yapacak performansı ile dikkat çeken bu Luc Besson filmi, ailesi polislerce katledilen küçük bir kızı kurtaran bir suikastçiyi anlatıyor. İkisinin arasında yeşeren ilişki ise sinema tarihinde eşine zor rastlanır bir seyirci-hikaye çekimi doğuruyor.
Ridley Scottın kariyerindeki en iyi işlerden kabul edilen Gladyatör, Russell Croweun unutulmaz performansı ile en iyi film dahil 5 dalda Oscar ödülüne layık görülmüş epik bir film. İhanete uğrayan ve ailesi imparatorun oğlu tarafından katledilen Romalı bir generalin intikam öyküsünü izlememiş insan az olduğu için daha fazla söze gerek yok sanırım.
Aksiyon filmlerinin popülaritesini kaybetmemiş yönetmenlerinden Tony Scottın adını anımsamayanlar için Top Gun demek yeterli olacaktır. Yönetmenin her filmi hareketli ve adrenalin dozunu üst düzey tutuyor fakat 2004 tarihli Man on Fireın özel bir yanı var. Denzel Washington, Dakota Fanning ve Christopher Walkenın başrollerinde oynadığı film eski bir suikastçinin Meksikaya yerleşip zengin bir ailenin küçük kızını koru(yama)ma görevi almasını anlatıyor.
David Sladein beyazperdedeki ilk uzun metraj deneyimi olan Hard Candy, psikolojik sorunları olan ve henüz reşit olmayan küçük bir kızın internetten tanışıp buluştuğu Jeff isimli bir adama çektirdiği işkenceleri anlatıyor. Oscar adayı Ellen Pagei sektöre tanıtan film, her anı gerilim dolu ve kendini tekrar tekrar izlettiren bir modern sinema anlatısı örneği.
Listenin en sonunda 2006 tarihli Lucky Number Slevin var. Daha çok televizyon sektöründe yer almayı tercih eden Paul McGuiganın bu çok ses getiren filmi, New Yorkun en güçlü iki mafya babasından birinin diğerinden almaya çalıştığı intikamın öyküsünü anlatıyor. Oldukça kaotik bir öyküye sahip filmin en ilgi çekici yönü ise Ben Kingsley, Morgan Freeman, Bruce Willis, Stanley Tucci gibi usta aktörleri kadrosunda barındırıyor oluşu.
İlk sırada İtalyanın medar-ı iftiharı Sergio Leone imzalı Cera una volta il West (Bir Zamanlar Batıda Once Upon a Time in the West) isimli filmi var. Efsane olmak konusunda sıkıntı çekmeyen bu Western yapımı, tanıdık bir hikayeyi ilk defa anlatan filmlerden biriydi. Mızıka melodileriyle unutulmazlar arasına giren film, güzel bir kadını korumak için kendini siper eden gizemli bir yabancıyı odağına alıyordu. Leonenin bu filmle başlayan üçlemesi, Bir Zamanlar Amerikada eseri ile sonlanmıştı.
Listenin ikinci sırasında bir diğer Western türü örneği olan Unforgiven yer alıyor. Clint Eastwoodun hem yönetip hem de başrolünde oynadığı 1992 tarihli bu filmde baş karakter Munny, eski ortağı ve genç bir adamın yardımıyla son kez bir işi halletmek üzere silahı eline alıyordu.
Quentin Tarantinonun üçüncüsünü çekmeye hazırlandığı Kill Bill serisi, ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulamayacağı için her iki filmi de tek başlık altında listeye dahil etmeyi uygun gördük. Dört yıllık bir komadan uyanan Gelinin, karnındaki çocuğunun intikamını almaya çalıştığı film hala pek çokları için Tarantinonun filmografisinin en iyisi olarak yıldızını parlatıyor. Bir yıl sonra gelen devam filminde gelinimiz eski patronu ve sevgilisinin peşinden koşmaya devam ediyor.
Biraz daha geçmişe, 70′lere gidiyoruz. Bir Zamanlar Batıda filminde boy gösteren Charles Bronson başrolde, Michael Winner ise kameranın başında. Death Wish, karısı sokak çetesi tarafından katledilen New Yorklu bir mimarın gözünün dönmesinin ardından eline silahını alıp geceleri sokaklara çıkmasını anlatıyor.
On yıl sonraya, 80′lerin başına geçiyoruz. Kaç filmi çekildiğine dair kimsenin ezberden bir rakam veremediği Star Trek serisinin The Wrath of Khan isimli bu filmde Kaptan Kirk ve ekibi, Khan Noonien Singhın üstün güçlere sahip bir silahı kullanmasına engel olmaya çalışıyor. Filmin hem hayranlar hem de eleştirmenler tarafından beğenildiğini not düşelim.
Hadi bir on yıl daha sonraya, 1994′e gidelim. Muhtemelen listede yer alan filmler arasında en çok hayranı olan Leona. Natalie Portmanı bir yıldız yapacak performansı ile dikkat çeken bu Luc Besson filmi, ailesi polislerce katledilen küçük bir kızı kurtaran bir suikastçiyi anlatıyor. İkisinin arasında yeşeren ilişki ise sinema tarihinde eşine zor rastlanır bir seyirci-hikaye çekimi doğuruyor.
Ridley Scottın kariyerindeki en iyi işlerden kabul edilen Gladyatör, Russell Croweun unutulmaz performansı ile en iyi film dahil 5 dalda Oscar ödülüne layık görülmüş epik bir film. İhanete uğrayan ve ailesi imparatorun oğlu tarafından katledilen Romalı bir generalin intikam öyküsünü izlememiş insan az olduğu için daha fazla söze gerek yok sanırım.
Aksiyon filmlerinin popülaritesini kaybetmemiş yönetmenlerinden Tony Scottın adını anımsamayanlar için Top Gun demek yeterli olacaktır. Yönetmenin her filmi hareketli ve adrenalin dozunu üst düzey tutuyor fakat 2004 tarihli Man on Fireın özel bir yanı var. Denzel Washington, Dakota Fanning ve Christopher Walkenın başrollerinde oynadığı film eski bir suikastçinin Meksikaya yerleşip zengin bir ailenin küçük kızını koru(yama)ma görevi almasını anlatıyor.
David Sladein beyazperdedeki ilk uzun metraj deneyimi olan Hard Candy, psikolojik sorunları olan ve henüz reşit olmayan küçük bir kızın internetten tanışıp buluştuğu Jeff isimli bir adama çektirdiği işkenceleri anlatıyor. Oscar adayı Ellen Pagei sektöre tanıtan film, her anı gerilim dolu ve kendini tekrar tekrar izlettiren bir modern sinema anlatısı örneği.
Listenin en sonunda 2006 tarihli Lucky Number Slevin var. Daha çok televizyon sektöründe yer almayı tercih eden Paul McGuiganın bu çok ses getiren filmi, New Yorkun en güçlü iki mafya babasından birinin diğerinden almaya çalıştığı intikamın öyküsünü anlatıyor. Oldukça kaotik bir öyküye sahip filmin en ilgi çekici yönü ise Ben Kingsley, Morgan Freeman, Bruce Willis, Stanley Tucci gibi usta aktörleri kadrosunda barındırıyor oluşu.