karagümrük
Kayıtlı Üye
Türk sinemasının ve Hollywood'un iki ağır abisi karşılaştırıldı.
Biri Türk sinemasının “ağır abi”si, diğeri Hollywood’un “ağır baba”sı. Kadir İnanır “Al Pacino, Robert De Niro ve ben Marlon Brando’nun taklitleriyiz” diye açıklama yapınca, bize de iki aktörü karşılaştırmak düştü.
KADİR İNANIR
Kurbağa koleksiyonu yapan 'ağır abi'
Nüfus kâğıdına göre 1949'da 15 Nisan'da, 14 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak dünyaya geldi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon Bölümü'nü bitirdi. 1969 yılında bir yarışmada birinci olarak sinema hayatına başladı. Bir yıl yardımcı rollerde deneyim kazandıktan sonra hep başrollerde oynadı. 182 sinema filmi ve yedi televizyon dizisinde rol aldı. Sinema dışında en çok ilgilendiği alan siyaset oldu. Özel hobisi ise kurbağa koleksiyonu yapmaktı. Yeşilçam'ın "ağır abi"siydi, öfkesi heybetliydi. Şuraya "Yalannnn söylüyorsunnn yalannn" yazsam, kulağınıza Kadir İnanır'ın sesi gelirdi. Astrolojiye, yıldızlara, fala inanmadı; "iyilikten anlamayanın hakkı kötektir" dedi.
Deneuve ile hoş bir ikili
Sinemada yan yana gelse, heyecan dalgası yayacağına çok inandığı iki isim vardı; birisi Catherine Deneuve, diğeri Sharon Stone. Ama mesela Julia Roberts'la kendini asla yan yana düşünemedi. Perihan Mağden ve Ayça Şen'le girdiği polemikte, ''Issız adada 300 yıl kalsam, o kadınlar seksüel anlamda yanıma yaklaşamaz" dedi. Kadir İnanır'ın Hollyvvood starlarından kendini karşılaştırdığı isim hep Robert De Niro oldu. Komser Şekspir'deki rolü için "Bu rolü Robert De Niro bile benden iyi oynayamazdı. Ben oynamıyorum, yüreğimi koyuyorum. Bende sahtekârlık asla yok" dedi. Bonus reklamı içinse, "Kadir İnanır o reklamda oynamaz. Oynamadı da zaten. Oyuncu Kadir İnanır oynadı" dedi. Marlon Brando'nun müthiş oyunculuğunu "Al Pacino, Robert De Niro ve ben onun taklitleriyiz" sözleriyle açıkladı.
Kadirizm ve politika
Sinemada bakışlarıyla canlar yakan ünlü aktör, "Kadirizm"i hep reddetti. Kadirizmin çıkış noktası; İnanır'ın bıyıklı, biraz sert, sosyal demokrat ama aynı zamanda muhafazakâr, kadınlara karşı otoriter olmasıydı. İnanır'a göre bu, medyanın bir etiketiydi. Eğer politikaya girseydi bakanlık isterdi. Şartları vardı; seçim sisteminin ve parti yasalarının değişmesi. Kavgacı olduğunu, Meclis'te büyük bir kavganın içine girmesi gerektiğini belirtti. "Neden sertsiniz" sorusuna, "Bir insanın sert olması için her şey bu ülkede mevcut. Bu gördüğüm sıkıntıları, dertleri kendi derdim gibi görüyorsam, böyle bir sorumluluk içindeyken, hayata sert bakmaktan başka neyim olabilir ki? Böyle pastel, aman ne olursa olsun bu ülkede, 'Sana ne kardeşim' gibi bir karakterim yok benim" dedi.
'Kadın gibi kadın'ları seviyor
Kadınları sevdi, bir o kadar da yalnızlığını... Hiç evlenmedi, hiç baba olmadı. Çok fazla kadın tanıdı, sorulduğunda mutlu olmadığını söyledi. "Kalabalıklar içinde yalnız bir adamım, sevgilimle şöyle herkes gibi dondurma yiyerek sahilde dolaşmam mümkün değil" dedi. Hep "özü güzel, sözü güzel, kadın gibi kadınlar"ı sevdi. "Yanıma yakışsın. Bu hayat boşa geçmedi, bu kadar yaşanan şey birileriyle paylaşılmalı" dedi. Sette beraber çalıştığı kadınların da hoş olmasını istediği rivayet edilirdi. Tamamen mankenlerden oluşan Derman Bey dizisinde, başrol oyuncularından manken Buket Saygı, İnanır ın kendisini taciz ettiği gerekçesiyle seti terk edince; İnanır, Türk magazin tarihine geçen "Ben taciz etmedim, sadece rolüne motive etmek için mesaj yolladım" açıklamasını yaptı.
ROBERT DE NIRO
Süt çocuğu Robert
Annesi babası ressam, New York doğumlu, italyan asıllı aktör. Küçükken zayıf ve çelimsizdi. New York'un Hollyvvood filmlerine bol bol malzeme olmuş Little Italy bölgesinde özgür bir çocukluk geçirdi. Arkadaşlarının "Süt Robert" diye isim taktıkları, sıska, soluk yüzlü, çekingen bir çocuktu. Herkes oyun oynarken o kitap okuyor, kendisini geliştirmeye çalışıyordu. Çekingenliğini 10 yaşındayken rol aldığı Oz Büyücüsü oyunuyla yenmeyi başardı. Serseri bir gençlik yaşadı, ortaokulu terk etti ama ülkenin en önemli oyuncularının yetiştiği Stella Adler'in konservatuvarına kabul edildi.
Küçük rollerin büyük aktörü
Sinemaya geçişi Brian De Palma'nın The Wedding Party'siyle oldu. En önemli performanslarını ise Martin Scorsese filmlerinde gösterdi. 1974 yılında tanıştığı genç yönetmen Martin Scorsese ile birlikte çevirdiği sekiz film, onu sinema tarihinin en büyük oyuncularından birisi yapacaktı. Tecavüzcü, kumarbaz, otobüs şoförü, sahte rahip, prodüktör, danışman, doktor, hırsız ve McCarthy kurbanı sinemacı gibi sayısız tipe büründü. Basınla ilişkisi hiçbir zaman iyi olmadı. Hiç rol ayırmadı. "İşte bu yüzden tek sahnelik roller, küçük bölümler ve başrol oynamadığım onca film benim için çok önemli. Küçük roller yoktur, küçük aktör vardır" dedi. Hayatının sonuna kadar çalışacağını söylediğinde gördüğü tepki üzerine, nasılsa mezarda bol bol dinleneceğini söyledi.
Oyunculuk tanımı
"Oyunculuğun en güzel yanı başkalarının hayatlarını, bedelini ödemek zorunda olmadan yaşayabilmek. Kusursuz insanlar olduklarını söyleyen aktörlerden her zaman çekindim. Çünkü ben kusursuz bir yaşantıya sahip değilim, kimsenin de öyle olduğunu zannetmiyorum" dedi. Onun bu mütevazı konuşmalarına özenmemek mümkün değilken, Türk oyuncular da sık sık Robert De Niro'ya öykünür. Misal Sahan Gökbakar; "Ben senin babanım yavrum tarzı abartılmış oyunculuklar beni sıkar, her kayıtta ben o sahneyi bambaşka oynuyorum. Hep anlatırlardı, De Niro böyle yaparmış. Allah Allah nasıl yapıyormuş adam derdim. Şimdi bakınca, ben de öyle yapıyormuşum" der. Şuraya "Bana mı söylüyorsun ha, bana mı" yazsam, kulağınıza Robert De Niro'nun sesi gelirdi.
Siyah tenli kadınları seviyor
Robert De Niro nun kadınlarla ilişkisi de kusursuz değil. 1976'da Diahnne Abbott adlı aktrisle evlendi. Ama birkaç yıl sonra ayrıldılar. De Niro nun eski kız arkadaşı Toukie Smith ten ikiz ve eski karısı Diahnne Abbot tan bir kızı ve oğlu oldu. Efsaneler, De Niro nun beyaz tenli kadın sevmediğini ve tercih etmediğini de fısıldadı. 1997'de uzatmalı sevgilisi Grace Hightower ile gizlice evlendi. De Niro, paparazzilere tek kare malzeme, bir satır dedikodu vermedi. Röportajları işkence gibi gördüğünden De Niro ya ait her şey hem gerçek hem efsane olarak, değerinden tek bir gram kaybetmeden efsane oldu.
HT Pazar
Biri Türk sinemasının “ağır abi”si, diğeri Hollywood’un “ağır baba”sı. Kadir İnanır “Al Pacino, Robert De Niro ve ben Marlon Brando’nun taklitleriyiz” diye açıklama yapınca, bize de iki aktörü karşılaştırmak düştü.
KADİR İNANIR
Kurbağa koleksiyonu yapan 'ağır abi'
Nüfus kâğıdına göre 1949'da 15 Nisan'da, 14 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak dünyaya geldi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon Bölümü'nü bitirdi. 1969 yılında bir yarışmada birinci olarak sinema hayatına başladı. Bir yıl yardımcı rollerde deneyim kazandıktan sonra hep başrollerde oynadı. 182 sinema filmi ve yedi televizyon dizisinde rol aldı. Sinema dışında en çok ilgilendiği alan siyaset oldu. Özel hobisi ise kurbağa koleksiyonu yapmaktı. Yeşilçam'ın "ağır abi"siydi, öfkesi heybetliydi. Şuraya "Yalannnn söylüyorsunnn yalannn" yazsam, kulağınıza Kadir İnanır'ın sesi gelirdi. Astrolojiye, yıldızlara, fala inanmadı; "iyilikten anlamayanın hakkı kötektir" dedi.
Deneuve ile hoş bir ikili
Sinemada yan yana gelse, heyecan dalgası yayacağına çok inandığı iki isim vardı; birisi Catherine Deneuve, diğeri Sharon Stone. Ama mesela Julia Roberts'la kendini asla yan yana düşünemedi. Perihan Mağden ve Ayça Şen'le girdiği polemikte, ''Issız adada 300 yıl kalsam, o kadınlar seksüel anlamda yanıma yaklaşamaz" dedi. Kadir İnanır'ın Hollyvvood starlarından kendini karşılaştırdığı isim hep Robert De Niro oldu. Komser Şekspir'deki rolü için "Bu rolü Robert De Niro bile benden iyi oynayamazdı. Ben oynamıyorum, yüreğimi koyuyorum. Bende sahtekârlık asla yok" dedi. Bonus reklamı içinse, "Kadir İnanır o reklamda oynamaz. Oynamadı da zaten. Oyuncu Kadir İnanır oynadı" dedi. Marlon Brando'nun müthiş oyunculuğunu "Al Pacino, Robert De Niro ve ben onun taklitleriyiz" sözleriyle açıkladı.
Kadirizm ve politika
Sinemada bakışlarıyla canlar yakan ünlü aktör, "Kadirizm"i hep reddetti. Kadirizmin çıkış noktası; İnanır'ın bıyıklı, biraz sert, sosyal demokrat ama aynı zamanda muhafazakâr, kadınlara karşı otoriter olmasıydı. İnanır'a göre bu, medyanın bir etiketiydi. Eğer politikaya girseydi bakanlık isterdi. Şartları vardı; seçim sisteminin ve parti yasalarının değişmesi. Kavgacı olduğunu, Meclis'te büyük bir kavganın içine girmesi gerektiğini belirtti. "Neden sertsiniz" sorusuna, "Bir insanın sert olması için her şey bu ülkede mevcut. Bu gördüğüm sıkıntıları, dertleri kendi derdim gibi görüyorsam, böyle bir sorumluluk içindeyken, hayata sert bakmaktan başka neyim olabilir ki? Böyle pastel, aman ne olursa olsun bu ülkede, 'Sana ne kardeşim' gibi bir karakterim yok benim" dedi.
'Kadın gibi kadın'ları seviyor
Kadınları sevdi, bir o kadar da yalnızlığını... Hiç evlenmedi, hiç baba olmadı. Çok fazla kadın tanıdı, sorulduğunda mutlu olmadığını söyledi. "Kalabalıklar içinde yalnız bir adamım, sevgilimle şöyle herkes gibi dondurma yiyerek sahilde dolaşmam mümkün değil" dedi. Hep "özü güzel, sözü güzel, kadın gibi kadınlar"ı sevdi. "Yanıma yakışsın. Bu hayat boşa geçmedi, bu kadar yaşanan şey birileriyle paylaşılmalı" dedi. Sette beraber çalıştığı kadınların da hoş olmasını istediği rivayet edilirdi. Tamamen mankenlerden oluşan Derman Bey dizisinde, başrol oyuncularından manken Buket Saygı, İnanır ın kendisini taciz ettiği gerekçesiyle seti terk edince; İnanır, Türk magazin tarihine geçen "Ben taciz etmedim, sadece rolüne motive etmek için mesaj yolladım" açıklamasını yaptı.
ROBERT DE NIRO
Süt çocuğu Robert
Annesi babası ressam, New York doğumlu, italyan asıllı aktör. Küçükken zayıf ve çelimsizdi. New York'un Hollyvvood filmlerine bol bol malzeme olmuş Little Italy bölgesinde özgür bir çocukluk geçirdi. Arkadaşlarının "Süt Robert" diye isim taktıkları, sıska, soluk yüzlü, çekingen bir çocuktu. Herkes oyun oynarken o kitap okuyor, kendisini geliştirmeye çalışıyordu. Çekingenliğini 10 yaşındayken rol aldığı Oz Büyücüsü oyunuyla yenmeyi başardı. Serseri bir gençlik yaşadı, ortaokulu terk etti ama ülkenin en önemli oyuncularının yetiştiği Stella Adler'in konservatuvarına kabul edildi.
Küçük rollerin büyük aktörü
Sinemaya geçişi Brian De Palma'nın The Wedding Party'siyle oldu. En önemli performanslarını ise Martin Scorsese filmlerinde gösterdi. 1974 yılında tanıştığı genç yönetmen Martin Scorsese ile birlikte çevirdiği sekiz film, onu sinema tarihinin en büyük oyuncularından birisi yapacaktı. Tecavüzcü, kumarbaz, otobüs şoförü, sahte rahip, prodüktör, danışman, doktor, hırsız ve McCarthy kurbanı sinemacı gibi sayısız tipe büründü. Basınla ilişkisi hiçbir zaman iyi olmadı. Hiç rol ayırmadı. "İşte bu yüzden tek sahnelik roller, küçük bölümler ve başrol oynamadığım onca film benim için çok önemli. Küçük roller yoktur, küçük aktör vardır" dedi. Hayatının sonuna kadar çalışacağını söylediğinde gördüğü tepki üzerine, nasılsa mezarda bol bol dinleneceğini söyledi.
Oyunculuk tanımı
"Oyunculuğun en güzel yanı başkalarının hayatlarını, bedelini ödemek zorunda olmadan yaşayabilmek. Kusursuz insanlar olduklarını söyleyen aktörlerden her zaman çekindim. Çünkü ben kusursuz bir yaşantıya sahip değilim, kimsenin de öyle olduğunu zannetmiyorum" dedi. Onun bu mütevazı konuşmalarına özenmemek mümkün değilken, Türk oyuncular da sık sık Robert De Niro'ya öykünür. Misal Sahan Gökbakar; "Ben senin babanım yavrum tarzı abartılmış oyunculuklar beni sıkar, her kayıtta ben o sahneyi bambaşka oynuyorum. Hep anlatırlardı, De Niro böyle yaparmış. Allah Allah nasıl yapıyormuş adam derdim. Şimdi bakınca, ben de öyle yapıyormuşum" der. Şuraya "Bana mı söylüyorsun ha, bana mı" yazsam, kulağınıza Robert De Niro'nun sesi gelirdi.
Siyah tenli kadınları seviyor
Robert De Niro nun kadınlarla ilişkisi de kusursuz değil. 1976'da Diahnne Abbott adlı aktrisle evlendi. Ama birkaç yıl sonra ayrıldılar. De Niro nun eski kız arkadaşı Toukie Smith ten ikiz ve eski karısı Diahnne Abbot tan bir kızı ve oğlu oldu. Efsaneler, De Niro nun beyaz tenli kadın sevmediğini ve tercih etmediğini de fısıldadı. 1997'de uzatmalı sevgilisi Grace Hightower ile gizlice evlendi. De Niro, paparazzilere tek kare malzeme, bir satır dedikodu vermedi. Röportajları işkence gibi gördüğünden De Niro ya ait her şey hem gerçek hem efsane olarak, değerinden tek bir gram kaybetmeden efsane oldu.
HT Pazar