Emrolduğun Gibi Dosdoğru Olmak

Hûd sûresi!.. Rasulullah (sav)’in: “Beni, Hûd, el-Vakıa, el-Mürselât, Nebe ve Tekvir Sûreleri ihtiyarlattı.” (Tirmizî, Tefsiru’l-Kur’an, 56/3513) diye buyurduğu Hûd Sûresi!..

Hûd Sûresi’nde Rabbimiz Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
“Artık sen de, beraberinizdeki tevbe edenler de emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Ve aşırı gitmeyin. Şüphesiz O(Allah), bütün yaptıklarınızı çok iyi görür.”(11/Hûd, 112)

Rabbimiz Allah’ın hitabı, Rasulullah (sav)’e ve ümmetinedir. O’nun beraberinde bulunan ve “Nasûh Tevbe” ile tevbe eden ümmeti… Şirkin ve küfrün her çeşidinden tevbe eden ümmeti… Katıksız iman ettikten ve Tevhid ehli olduktan sonra işledikleri büyük veya küçük günahlardan tevbe eden ümmeti… Umut ve korku arasında olan ümmet!.. İnsanlık âlemi için bir örnek olarak çıkarılmış vasat ve en hayırlı bir ümmet… (2/Bakara, 143., 3/Âl-i İmrân, 110) Katıksız iman kalbi ihâta etmiş, kalbi mü’min, beyini müslim olmuş bir ümmet… Allah’ın hükümlerine göre hayatlarını düzenleyen, Rasulullah (sav)’in Sünneti’ne göre yaşamaya gayret eden bir ümmet… Allah’ı Rabb, İslâm’ı din ve Rasulullah (sav)’i önder edinmiş bir ümmet…

Rabbimiz Allah Azze ve Celle şöyle buyurur: “Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde bulunup davranan başka. İşte onların günahlarını Allah, iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir. Kim tevbe eder ve Salih amellerde bulunursa, gerçekten o, tevbesi (ve kendisi) kabul edilmiş olarak Allah’a döner.” (25/Furkan, 70-71)
“Ey iman edenler, Allah’a, kesin (nasûh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve O’nunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nûrları önlerinde ve sağ yanlarında koşar- parıldar. Derler ki: ‘Rabbimiz, nûrumuzu tamamla, bizi bağışla. Şübhesiz Sen, her şeye güç yetirensin.” (66/Tahrim, 8)

Ve Rabbimiz Allah’ın, kullarına müjdesi: “Tevbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, (İslâm uğrunda) seyahat edenler, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredenler, kötülükten sakındıranlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlar, Sen, (bütün) mü’minleri müjdele.” (9/Tevbe, 112)

Âlemlerim Rabbi Allah’dan başka hüküm koyucu ve insanlar üzerinde egemen olan bütün tağutları, kurum ve kuruluşlarıyla reddedip Allah’a katıksız iman edenler... (bkz. 2/ Bakara, 256) Nasûh tevbe yaparak, maddî ve manevî temizliği gerçekleştirenler… Muvahhid Mü’min müslümanlar… Onlar, önderleri ve hayat örnekleri Rasulullah(sav) gibi dosdoğru olmalıdırlar. Çünkü Rasulullah (sav), yegane Rabbi ve İlâhı Allah Teâlâ’nın emredip razı olduğu gibi dosdoğru olmuştu. Hayatının her merhalesinde ve her yönünde emrolunduğu gibi dosdoğru olan Rasulullah (sav), Kendisine uyulan en güzel örnek, (bkz. 33/Ahzab, 21) izinden gidilen en sadık rehber (3/ Âl-i İmrân, 31) ve kendisine itaat edenlerin, gerçekte Allah’a itaat ettikleri yüce bir şahsiyettir. ( 4/ Nisa, 80)

İnsanlığın önderi, onların Allah’a davet eden ve Allah’ın beyan buyurduğu kurtuluş yoluna rehberlik yapan Rasulullah(sav.), Âlemlerin Rabbi Allah’ın rızasını kazanmış ve emrettiği gibi dosdoğru olmuş gerçek kul idi. Fıtraten dosdoğru ve “el-Emin” olan Rasulullah (sav.)’e, yegâne Rabbi Allah : “ Emrolunduğun gibi dosdoğru ol !” buyuruyordu… Bu emri yerine getirmek, elbette kolay değildi…

Dosdoğru olmak, hevâya ve ferdî düşünceye göre gerçekleşmez. İnsan, fikrine, hevâsına, felsefesini ve aklına göre doğru olduğunu, hatta dosdoğru olduğunu iddiâ edebilir. Fakat bu iddiâsının doğru olmadığı, hem cinsleri tarafından ortaya konulabilir. Birisine göre dosdoğru olan, diğerine göre eğri olabilir. Çünkü her insanın doğrusu kendisine göredir. Ancak insanları yaratan, onların Rabb’i, Melik’i ve İlâh’ı Allah Teâlâ’nın doğrusu, hepsini kuşatıcı ve dosdoğrudur.

“Allah, O’ndan başka ilâh yoktur. Kendisinde hiçbir şübhe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah’dan başka doğru sözlü kimdir?” (4/ Nisa, 87,122)
“De ki: ‘Allah doğru söyledi. Öyleyse Allah’ı bir tanıyan (Hanif) ler olarak İbrahim’in dinine uyun. O, müşriklerden değildi.” (3/Âl-i İmrân, 95)
“Rabbiniz sözü, doğruluk bakımından da, adâlet bakımından da tastamamdır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir.” (6/ En’âm, 115.) diye buyuran Rabbimiz Allah Teâlâ, Kulu ve Rasulü Muhammed (sav)’in dosdoğru yol üzerinde olduğunu ve dosdoğru yola yöneltip ilettiğini beyan buyurur: “Yâsîn. Andolsun hikmetli Kur’ân’a. Gerçekten sen, gönderilen (Rasul) lerdensin. Dosdoğru bir yol üzerinde(sin).” (36/Yâsîn, 1-4)

“Şu hâlde sana vahyedilene sımsıkı tutun. Çünkü sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.” (43/Zuhruf, 43)
“Böylece sana emrimizden bir ruh vahyettik. Sen, kitab nedir, iman nedir bilmiyordun. Ancak Biz, onu bir nûr kıldık. Onunla kullarımızdan dilediklerimizi hidayete erdiririz. Şübhesiz sen, dosdoğru olan bir yola yöneltip iletiyorsun. Göklerde ve yerde bulunanların tümü kendisine aid olan Allah’ın yoluna. Haberiniz olsun, işler Allah’a döner.”( 42/Şura, 52-55)

Dosdoğru yol üzerinde olan ve dosdoğru yola, Allah’ın yoluna yöneltip ileten Rasulüne hitaben: “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol !” buyuran Rabbimiz Allah Teâlâ, O’nun dosdoğru yol üzere sebat etmesini, inanmayanlara ve O’na düşman olanlara aldırış etmemesini, sabırla yoluna devam ederek, mü’min müslümanlara kol-kanat açmasını emretmektedir. Çünkü Rasulullah (sav), Ümmetin önderi ve hayat örneğidir!.. Ümmetin her ferdî, O’nu örnek edinecek ve O’nun gibi davranacaktır.

Rabbimiz Allah Teâlâ, Rasulullah (sav)’e hitaben şöyle buyuruyor: “Şu halde sen, bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların (müşriklerin) hevâ (istek ve tutku) larına uyma. Ve de ki: ‘Allah’ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adâletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle deliller getirerek tartışma( ya hüccete gerek) yoktur. Allah, bizi bir araya getirip toplayacaktır. Dönüş O’nadır.” (42/Şura, 15)

Rabbimiz Allah Azze ve Celle, Rasulüne dosdoğru olmayı emrederken, insanlar için şahid kıldığı, merhamet olunmuş, vasat ve en hayırlı ümmet olan Ümmetine de, Rasulullah (sav) gibi dosdoğru olmayı emretmektedir. Ümmetin her ferdine verilen bu emir, her birileri için ayrı ayrı kulluk vazifesi olduğu malumdur. Her ferd, Allah’a ve Rasulüne katıksız iman etmekle beraber itirazsız itaat etmelidir. Rabbimiz Allah: “Allah ve Rasulü, bir işe hükmettiği zaman, mü’min bir erkek ve mü’min bir kadın için o işte kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Rasulüne isyan ederse, artık gerçekten o, apaçık bir sapıklıkla sapmıştır.” (33/Ahzab, 36) buyurmaktadır…

Ümmetin her ferdî, egemen tağutları reddedip, onların sapık, batıl, küfür ve şirk olan hükümlerini kabul etmemelidir. Tağutu reddedip Allah’a katıksız iman eden muvahhid mü’min şahsiyetler, “La ilâhe illallah.”ın gereğini yerine getirmiş, salih ameller işleyerek kulluk vazifelerinde sadıklar olmuş kişilerdir. Böylece izinden ayrılmadıkları önderleri ve hayat örnekleri Rasulullah (sav) gibi dosdoğru olmaya gayret etmişlerdir... Beşer olduklarından dolayı bilerek veya bilmeyerek yaptıkları hâtâlardan, kusurlardan, yanlışlıklardan ve günahlardan pişman olup vazgeçerek nasûh tevbe ile tevbe ederek, kendilerini temizleyerek düzeltir ve dosdoğru yollarına devam ederler.

Mü’min Müslümanlar, Rableri ve İlâhları Allah’ın hükümlerine itaat etmekte çok gayretli davranırken, önderleri Rasulullah (sav) ’in talimatına ve Sünneti’ne uymada hassaslıkla hareket ederler.

En hayırlı ümmetin, en hayırlı neslinden olan Süfyan b. Abdullah es- Sakafî (r.a.)’ın : “Ya Rasulallah, İslâm hakkında bana öyle bir söz söyle ki onu, senden sonra hiçbir kimseye sormayayım! Ricasına, Rasulullah (sav) şöyle karşılık verir: “Allah’a iman ettim, de ve dosdoğru ol !” (Müslim, İman, 13/62)

 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
bypuff
Geri
Üst