Buğra1
Kayıtlı Üye
Her gelen yeni bahar ,geç kalmışlığımdır ....
.................
Ve Hangi köşe başı bekletir artık beni...
..................
İçimden tekrarladığım seni seviyorum repliklerini,
Senin yerine aynada kendime söylediğim sabahlara uyanmıyorum artık.
Ve her defasında,otobüsü kaçırma pahasına,gözlerine bakmayı kaçırmamak için,
Oyalandığım her köşe başından,kovulurdu cesaretim,
Yinede bir çoçuğun çizgi roman kahramanına dönüşme yeteneğiyle
Gözlerinin her uykulu sakinliğinin dalgasız maviliğiyle yüzleşmek için can atardım.
Her defasın da boğulmamaya yeminliydim...
Ve bir gün bu kadar yakından,
Yolculuk edeceğimizi geçirmemiştim aklımdan
Yutkunsamda artık,aynı aracın yolcularıydık,
Hani, uçurumdan yuvarlansakta umrumda değildi,
Gömülmüştüm derin mavi suların,nefessizliğine,
Boğulurken son anda pimini çekebildim aklımın,
Her sabah gitmemelisin dediğim yere gelmiştik,
Ve inmemiştik..hala.....
Olmadığım kadar yakındım ona,
Hatta titremeye alışkın ellerim ellerine bile dokunmuştu.
Hemşire başını dik tut dediğinde ,
gözlerini yarılıyarak açıp bana merhaba dedi.
Hep hayal ettiğimden de,güzeldi merhaba değişin.
İçime bir deniz dökülmüştü,gözlerinden...
Çünkü bu bir ambulanstı,
Ve yetiştirmek zorundaydı onu hastaneye...
Ve yetiştirecektim..çünkü yanıdaydım,
Artık,heyecanlı bile değildim,elleri hepmi böyle sıcaktı,
Ve sımsıkı tutuyordu,
Kaç defa tutmuştum bu elleri,düşlerimde,
Bu defa gerçekti..içimdeki deniz gözlerimden taşmak üzereydi,
Acı bir tebessümle,bana
Neden geç kalıyorsun hep dedi..
Üzgünüm dedim....bende dedi....ve..sustu.
O her sabah beklediği köşe başında,
O aptal arabanın ne işi vardı.
Kalabalığın ortasında yerde yatan oydu...
yine söyleyememiştim..
yine geç kalmıştım.
ama bu defa,
yalnız onun içinde bulunduğu otobüse,değil,
Bahara ,aşka ve kızımıza,
Ve bana susmayı öğreten kadına..
Sonsuza dek...
Elveda....
Önder Kaç
.................
Ve Hangi köşe başı bekletir artık beni...
..................
İçimden tekrarladığım seni seviyorum repliklerini,
Senin yerine aynada kendime söylediğim sabahlara uyanmıyorum artık.
Ve her defasında,otobüsü kaçırma pahasına,gözlerine bakmayı kaçırmamak için,
Oyalandığım her köşe başından,kovulurdu cesaretim,
Yinede bir çoçuğun çizgi roman kahramanına dönüşme yeteneğiyle
Gözlerinin her uykulu sakinliğinin dalgasız maviliğiyle yüzleşmek için can atardım.
Her defasın da boğulmamaya yeminliydim...
Ve bir gün bu kadar yakından,
Yolculuk edeceğimizi geçirmemiştim aklımdan
Yutkunsamda artık,aynı aracın yolcularıydık,
Hani, uçurumdan yuvarlansakta umrumda değildi,
Gömülmüştüm derin mavi suların,nefessizliğine,
Boğulurken son anda pimini çekebildim aklımın,
Her sabah gitmemelisin dediğim yere gelmiştik,
Ve inmemiştik..hala.....
Olmadığım kadar yakındım ona,
Hatta titremeye alışkın ellerim ellerine bile dokunmuştu.
Hemşire başını dik tut dediğinde ,
gözlerini yarılıyarak açıp bana merhaba dedi.
Hep hayal ettiğimden de,güzeldi merhaba değişin.
İçime bir deniz dökülmüştü,gözlerinden...
Çünkü bu bir ambulanstı,
Ve yetiştirmek zorundaydı onu hastaneye...
Ve yetiştirecektim..çünkü yanıdaydım,
Artık,heyecanlı bile değildim,elleri hepmi böyle sıcaktı,
Ve sımsıkı tutuyordu,
Kaç defa tutmuştum bu elleri,düşlerimde,
Bu defa gerçekti..içimdeki deniz gözlerimden taşmak üzereydi,
Acı bir tebessümle,bana
Neden geç kalıyorsun hep dedi..
Üzgünüm dedim....bende dedi....ve..sustu.
O her sabah beklediği köşe başında,
O aptal arabanın ne işi vardı.
Kalabalığın ortasında yerde yatan oydu...
yine söyleyememiştim..
yine geç kalmıştım.
ama bu defa,
yalnız onun içinde bulunduğu otobüse,değil,
Bahara ,aşka ve kızımıza,
Ve bana susmayı öğreten kadına..
Sonsuza dek...
Elveda....
Önder Kaç