ELKOYMA VE MÜSADERE ALANINDA ULUSLARARASI
ADLİ İŞBİRLİĞİ
ADLİ İŞBİRLİĞİ
Ergin ERGÜL
Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler G.M.Yar.
İçinde bulunduğumuz elektronik çağda, çok büyük tutardaki paralar farklı ülkelere kolayca aktarılabilir, hatta bir kaç dakikada tüm dünyayı dolaşabilir. Ancak, her türlü suç geliri de kolaylıkla yasal ticarî gelirlerden elde edilen paraya karışabilir.
Sınıraşan örgütlü suçlar, yolsuzluk ve karapara aklama fiillerine karşı mücadelenin, faillerinin bu suçlardan elde ettikleri gelirlerden mahrum edilmedikleri sürece etkili olamayacağı ortaya çıkmıştır. Ancak, suç kaynaklı malvarlıkları çok ender olarak bir müsadere davasının açıldığı bir Devlet ülkesinde bulunur. Gerçekten, suçlular elkoyma ve müsadere alanındaki yasalardan paralarını başka bir ülkeye transfer etmek suretiyle, kolayca kurtulabilirler. Bu durumda, bu alanda uluslararası işbirliği kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu nedenle, suçluların yasadışı servetlerinden yoksun bırakılması gerek uluslararası gerekse karşılaştırmalı hukukta son yirmi yıldan beri yolsuzluk fiilleri ve sınıraşan örgütlü suçlar alanındaki ceza politikasının öncelikli eksenini oluşturmaktadır.
Yasadışı gelirlerin etkisizleştirilmesi alanında tam bir karşılıklı adlî yardımlaşma mekanizması kuran Viyana’da 1988 yılında kabul edilen « Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler kaçakçılığına Karşı BM Sözleşmesi » (Viyana Sözleşmesi olarak da bilinmekte olup konuya ilişkin uluslararası düzeyde ilk belgedir), Avrupa Konseyinin himayesinde 8 Kasım 1990’da Strazburg’da kabul edilen « SuçtanKaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi Ve El Konulmasına İlişkin Sözleşme (Strazburg Sözleşmesi olarak da adlandırılır)[1], 2000 tarihli BM Sınıraşan Suçlarla Mücadele Sözleşmesi(Palermo Sözleşmesi) ve son olarak da Yolsuzluğa Karşı BM Sözleşmesi (Merida Sözleşmesi) suç gelirlerine uluslararası elkoyma ve müsadere alanında çerçeve sözleşmeler olarak ortaya çıkmaktadır.
Ülkemiz bu sözleşmelerin tamamına taraf olup, hem yabancı adli makamların taleplerinin yerine getirilmesi, hem de ülkemizdeki davalarda yurtdışındaki malvarlıklarının tespiti ile elkoyma, müsadere ve iadelerinin sağlanması için anılan sözleşmelerin sağladığı imkanların çok iyi bilinmesi ve uygulanması gerekmektedir.
Anılan sözleşmelerin elkoyma ve müsadere alanında uluslararası adli işbirliğine ilişkin getirdikleri mekanizmalar genelde benzer olup, sadece bazıları sözleşmelerin mücadeleyi hedeflediği suç tipleri ve hazırlanış tarihlerine bağlı olarak ilave hükümler içermektedir. Biz burada ortak hükümler çerçevesinde açıklamalarda bulunacak yeri geldiğinde ilgili sözleşmenin ilave hükümlerine değineceğiz.