Elif Yokluğun Derviş Zikrinde Sükutu

SuskunDervis

Kayıtlı Üye
Ol ve Öl Sevgili…

Yokluğunda bir mum ışığıyla erittim zamanı.

Göze aldım simurgun aşkını taşıdığı Kaf dağlarını, gözlerimin dolu olduğu ânı kızıl kıyametlerde alazlayarak korlarına değdim…

Söndürdükçe ışıkları ilerledim ay ışığında. Aklımdan seni hiç çıkarmayarak
[Fazlası]değil, bizzat aklımı “ben”den çıkarıp yüreğine hasrederek sevgine sundum nâçar gözlerimi.

Bizzat ateşe atılarak atıldım esiri olduğun çarmıhlara. Nâire saçlarınla bozguna uğrattın korkaklığımı. Sen “ben” oldun, bense yok oldum darağacında. Darağacı ipini boynuma asmakla müneccim oldum. Yıldızlar var oldukları günden beri dervişler için sakladıkları en güzel şarkılarını söylediler bana.

Senin uğruna cebelleştim nâgehanî ölüm sesleriyle. Gök senin uğruna topladı incileri bana.

Her an ölüme diktiğim kefenle “ol”dum. Her oluşla yer yarıldı, kâinat titredi, kuyular varlığın nedamet notalarını çaldılar.

Sadece senin uğruna; göğsünde taşıdığın şehid-i aşk uğruna, nergis gözlerinde taşıdığın ab-ı hayat uğruna uzaklaştım diyarından.

Ölüm olmasaydı çekemezdim bu sancıyı. Ölümün olmasaydı yaşayamazdım akvaryumda.

Kandırılmak istemiyorum. Mezarlara kucağımı açarak dünyanın çığlığından derunî toprağın sükûtuna eriyorum.

Gökte tutsak kanatlar çırpan kuşlara ölümle teselli verdikçe benimsediler beni, mecnunluğumu. Çöllerde bir başıma bırakmadılar beni.

Karınca, varlık sancısının yokluk ateşini söndürme gayretiyle suyumu omzunda taşıyarak getirdi.

Düşlerimi içli kumlar doladı ayaklarıma. Ayaklarım prangalardan dolayı yürüyemez olduğunda düşlerim yürüttü aşkımı yazgımda.

Mehtabı maveraya adanan ney ile hiçlendiriyorum. Dolunay çekildi çekilecek hiçsizlikten. Yakamoz lâl kılacak esaretten kurtulmuş karıncayı, kuşu, neyi, sürgününde kuyulardaki ab-ı hayatı yudumladığı bir dervişin ağzından zikrini…
Heybemde yokluğun var, âmâ gözlerin var, tutunduğun öksüz kalmış acıların feryadı var.

Çöl nefesiyle üfledikçe neyime, karınca su taşıdıkça yangınıma, kuyular yüreğime ay ışığını yansıttıkça hatırlayacaksın beni.

Neyi vuslatından değil firakından özümseyerek dinle sevgili.

Firakımız varoluştan gelen nidanın yokoluşa olan uzamıdır, unutma ey can.

Yok oldukça, tufanın mütebessim çehresinde sinesine sakladığı tecessümü fark edeceksin.

Hiçsizleştikçe; hayattan teferrüd ettikçe “ol”ursun.

Öyleyse Ol ve Öl sevgili…

Yunus Emre Tozal
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst