Eleştirel Teori Nedir?
Frankfurt okulu tarafından geliştirilip kullanılan ve okulun genel yaklaşımını ifade eden adlandırmadır.Eleştirel teori bu bağlamda hem teorik araçların eleştirel bir edinimini hem de teorinin kullanımının eleştirelliğini belirtir.
Theodor Adorno Max Horkheimer Herbert Marcuse Walter Benjamin ve Jürgen Habermas’ın çalışmaları toplamda "eleştirel bir toplum kuramını geliştirmeye" yöneliktir. Aralarındaki sıralanabilecek fikir ayrımlarına rağmen okulun genel teorik eğilimi ve çalışmaları böyle bir başlıkta toplanabilir. Horkheimer Adorno ve Habermas rasyonalizmin ve dolayısıyla aklın bir eleştirisini yaparlar. Aklın araçsallaştırılmasına karşı bir dizi önemli eleştiriler geliştirirler. Aynı şekilde bilginin olanaklılık koşullarına yönelik felsefi ilgiyi sürdürerek bu noktada açılımlar yaparlar. Bu düşünürlerin Hegelci bir felsefi eğilimi sürdürdükleri söylenebilir. Oradan özgül tarihsel biçimler üzerine bir vurguyla Marksizm içinde Hegelci-Marksizim olarak bilinen teorinin eleştirel bir yeniden kuruluşunu yapmışlardır. Ancak her bağlamda okulun Marksizmle ilişkisinin özgül bir nitelik taşıdığı belirtilmelidir.
Frankfurt okulu bir yandan teorinin eleştirel edinimini yaparken bir yandan da bununla birlikte tüm toplumsal pratiklerin değerlendirilmesinde eleştirel bir perspektif kullanmaya yönelirler. Bu bir anlamda ideoloji eleştirisi içeren bir perspektiftir; iktidar ilişkilerini gizleyen ve meşrulaştıran ve dolayısıyla gerçekliğin sistematik biçimde tahrif edilmiş yorumları olan ideolojinin eleştirisini içeren bir perspektif. Okul üyeleri toplumsal çıkarların çatışma ve çelişkilerin düşüncede nasıl ifade edildiği ve bunların tahakküm sistemlerinde nasıl yeniden üretildiği üzerinde durmuşlardır. Bunu yaparken de tahakkümün kökleri konusunda aydınlatıcı olacaklarını ve dolayısıyla da ideolojiyi geriletmede yol alacaklarını ummuşlardır.
Frankfurt okulu tarafından geliştirilip kullanılan ve okulun genel yaklaşımını ifade eden adlandırmadır.Eleştirel teori bu bağlamda hem teorik araçların eleştirel bir edinimini hem de teorinin kullanımının eleştirelliğini belirtir.
Theodor Adorno Max Horkheimer Herbert Marcuse Walter Benjamin ve Jürgen Habermas’ın çalışmaları toplamda "eleştirel bir toplum kuramını geliştirmeye" yöneliktir. Aralarındaki sıralanabilecek fikir ayrımlarına rağmen okulun genel teorik eğilimi ve çalışmaları böyle bir başlıkta toplanabilir. Horkheimer Adorno ve Habermas rasyonalizmin ve dolayısıyla aklın bir eleştirisini yaparlar. Aklın araçsallaştırılmasına karşı bir dizi önemli eleştiriler geliştirirler. Aynı şekilde bilginin olanaklılık koşullarına yönelik felsefi ilgiyi sürdürerek bu noktada açılımlar yaparlar. Bu düşünürlerin Hegelci bir felsefi eğilimi sürdürdükleri söylenebilir. Oradan özgül tarihsel biçimler üzerine bir vurguyla Marksizm içinde Hegelci-Marksizim olarak bilinen teorinin eleştirel bir yeniden kuruluşunu yapmışlardır. Ancak her bağlamda okulun Marksizmle ilişkisinin özgül bir nitelik taşıdığı belirtilmelidir.
Frankfurt okulu bir yandan teorinin eleştirel edinimini yaparken bir yandan da bununla birlikte tüm toplumsal pratiklerin değerlendirilmesinde eleştirel bir perspektif kullanmaya yönelirler. Bu bir anlamda ideoloji eleştirisi içeren bir perspektiftir; iktidar ilişkilerini gizleyen ve meşrulaştıran ve dolayısıyla gerçekliğin sistematik biçimde tahrif edilmiş yorumları olan ideolojinin eleştirisini içeren bir perspektif. Okul üyeleri toplumsal çıkarların çatışma ve çelişkilerin düşüncede nasıl ifade edildiği ve bunların tahakküm sistemlerinde nasıl yeniden üretildiği üzerinde durmuşlardır. Bunu yaparken de tahakkümün kökleri konusunda aydınlatıcı olacaklarını ve dolayısıyla da ideolojiyi geriletmede yol alacaklarını ummuşlardır.