sensiz olmaz
Kayıtlı Üye
EKSİK REKABETTE GELİR DAĞILIMI nedir ?
Neo - Klasikler tarafından ele alınmıştır.
Eksik rekabet halindeki kar haddi ile tam rekabet halindeki kar haddi arasında, birincisi lehine bir fark mevcuttur. Bu sebepten, nisbi kar payı ile tekel gücü veya derecesi arasında doğrusuna bir ilişki mevcuttur. Ve nisbi ücret payı ile tekel derecesi arasındaki ilişki tersinedir.
Eksik rekabet halinde, kısa dönem emek ve sermaye miktarlarının sınırlı ve bu faktörlerin birbirleriyle ikame edilemez durumda olduğu varsayılırsa, tam kapasite sınırına kadar, ortalama ve son birim maliyeti eğrileri, miktar eksenine paralel ve birbirlerine çakışık vaziyette seyredeceklerdir. Yani, eksik kapasitenin mevcut olduğu bir durumda, ortalama ve son birim maliyeti birbirine eşittir. Durum 48 No. lu şekilde gösterilmektedir.
ŞEKİL: 48. Eksik Rekabette Gelir Dağılımı
48 No. lu şekilde yatay eksende mal miktarı, dik eksende fiyatlar ve maliyetler yer almaktadır. MC ve AC eğrileri marjinal ve ortalama maliyeti göstermektedir.
Marjinal maliyetin, sadece ücretlerle ham madde masraflarından müteşekkil olduğu varsayıldığında, üretim OA seviyesinde iken OABE alanı toplam ücret ödemeleri ile ham madde masraflarını göstermektedir. Fiyat OD iken kar toplamı BCDE alanına eşittir. Toplam hasılat da OACD alanı ile belirtilebilir. BCDE alanının OACD alanına oranı, tekel derecesi olarak tanımlanmaktadır. Yani fiyat (p) iken, tekel derecesini (m) farzedersek..
Tekel derecesi:
(1)
oranı ile gösterilebilir.
Kısa dönemli kar maksimizasyonu halinde, marjinal hasılat yine kısa dönemli marjinal maliyete eşit olacağından, tekel derecesi talep elastikliğinin tersidir. Bu husus, şöyle özetlenebilir:
Toplam hasılat (R); ortalama hasılat yani talep (D) ile fiyatın (p) çarpımına eşittir: R = pD. Bu ifadenin talebe göre diferansiyeli alınırsa şu eşitlik elde edilir:
dR = (dp/dD) D dD + p dD.
Eşitliğin her iki tarafı p dD ile bölündüğünde
ifadesine varılır. Sol taraftaki ilk terim talep elastikliğinin (e) tersi olduğundan
yazılabilir.
Fiyat şu unsurların toplamına eşittir:
Ortalama müteşebbis geliri (ea): ortalama faiz. amortisman ve maaşlar (oa) ; ortalama ücret (Wa) ve ortalama ham madde masrafları (ra). Marjinal maliyet ise, marjinal faiz ve amortisman giderleri (Om) ile marjinal ücret (wm) ve marjinal ham madde masrafları (rm) toplamına eşittir.
O halde, fiyatla marjinal maliyet arasındaki fark şu denklemle gösterilebilir:
(2)
Marjinal maliyet sabit varsayıldığından, ortalama ve marjinal maliyet eğrileri birbirine çakışıktır; yani ortalama ücretle marjinal ücret, ortalama ham madde masrafları ile marjinal ham madde masrafları birbirine eşittir. Marjinal faiz, amortisman ve maaş giderlerinin de önemsiz olduğu varsayıldığında (2) nci denklemi şu şekilde yazmak mümkündür:
p MC = ea+ oa . (3)
Bu denklemin her iki tarafı firmanın üretimi (x) ile çarpıldığında, gayri safi sermayedar geliri ile maaşlar toplamı elde edilir:
x (p MC) = x (ea + oa . (4)
Tekel derecesini belirten ilk denklemin de her iki tarafı üretim (x) ile çarpılıp yeniden düzenlendiğinde, şu ifadeye varılır:
x (p MC) = x p m. (5)
Bu son x (p MC) değeri, (4) üncü denklemde yerine konup bütün Ekonomi için toplandığında
åx p m = åx (ea + oa (6)
denklemi elde edilir.
Toplam müteşebbis geliri E ile, toplam maaşlar ise O ile gösterilecek olursa,
åx p m = E + O (7)
denklemine varılır. Bu denklemdeki å xp terimi, toplam hasılat olup T ile gösterildiğinde
(8)
eşitliği elde edilir. , Ekonomi deki ortalama (tartılı) tekel derecesidir.
Gayrisafi milli hasıla A ile, toplam ücret ödemeleri de W ile gösterilecek olursa, şu özdeşliğe varılır:
A = E + O + W
O halde (8) inci denklem.
(9)
şeklinde yazılabilir. Buradan da, toplam hasıla içinde ücret payı
(10)
olarak bulunur.
Yukarıdaki denkleme göre, nisbi ücret payı ile tekel derecesi, tersine ilişkilidir. Ekonomide tekel derecesi arttıkça, nisbi ücret payı düşmektedir. Nisbi ücret payındaki düşmeyi, sadece tekol derecesindeki artışa bağlamak doğru değildir. Çünkü tekel derecesindeki artış fiyatları yükselttiğinden, aynı zamanda T/W oranı da büyümektedir. Başka bir deyişle, tekel derecesi artarken, hem hem de T/W yükselerek, beraberce W/A oranını küçültmektedir. Veya örneğin ana ham madde fiyatlarında meydana gelen artış, bütün fiyatları aynı yönde harekete getireceğinden, yine T/ W oranı büyüyecek ve nisbi ücret payı azalacaktır. O halde, tekel derecesi veri iken bile, ana ham madde fiyatları ücretlere nazaran bir yükselme gösterirse, T/ W oranı da artacak ve nisbi ücret payı azalan bir seyir takip edecektir.
Tekel derecesi ile nisbi faktör payları arasında açık ve kesin bir ilişki kuran bu görüş, gerçeklere oldukça uygun düşmektedir. Teorinin zayıf noktaları, sabit marjinal maliyet varsayımı ile tekel derecesinin doğrudan doğruya talep elastikliğine bağlanması keyfiyetidir. Tek firmanın malına olan talep elastikliği ile üretim faktörleri arasındaki ikame elastikliği kavramını birbiriyle bağdaştırmak çok güçtür. Eksik rekabet piyasalarındaki firmaların, fiyatlarını, satış fonksiyonlarının elastikliklerine bakarak tayin ettikleri kesin olarak ileri sürülemez. Bu piyasalardaki fiyatlama mekanizmasının bağımsız hasılat ve maliyet fonksiyonları dikkate alınarak girişilen kar maksimizasyonu teşebbüslerinin sonucu olduğunu iddia etmek de müşküldür. Ayrı firmalar tarafından uygulanan fiyatların birbirinden bağımsız olduğu varsayılmadıkça, tek bir firmanın malı için talep eğrisi kavramı, tutarsız hale gelir.
Almancası : Einkommensverteilung unter unvollstandiger Konkurrenz.
Fransızcası : répartition dans un marche de concurrence imparfaite.
İngilizcesi : income distribution in imperfect competition.
(Bk; gelir dağılımı, eksik rekabet).
Neo - Klasikler tarafından ele alınmıştır.
Eksik rekabet halindeki kar haddi ile tam rekabet halindeki kar haddi arasında, birincisi lehine bir fark mevcuttur. Bu sebepten, nisbi kar payı ile tekel gücü veya derecesi arasında doğrusuna bir ilişki mevcuttur. Ve nisbi ücret payı ile tekel derecesi arasındaki ilişki tersinedir.
Eksik rekabet halinde, kısa dönem emek ve sermaye miktarlarının sınırlı ve bu faktörlerin birbirleriyle ikame edilemez durumda olduğu varsayılırsa, tam kapasite sınırına kadar, ortalama ve son birim maliyeti eğrileri, miktar eksenine paralel ve birbirlerine çakışık vaziyette seyredeceklerdir. Yani, eksik kapasitenin mevcut olduğu bir durumda, ortalama ve son birim maliyeti birbirine eşittir. Durum 48 No. lu şekilde gösterilmektedir.
ŞEKİL: 48. Eksik Rekabette Gelir Dağılımı
48 No. lu şekilde yatay eksende mal miktarı, dik eksende fiyatlar ve maliyetler yer almaktadır. MC ve AC eğrileri marjinal ve ortalama maliyeti göstermektedir.
Marjinal maliyetin, sadece ücretlerle ham madde masraflarından müteşekkil olduğu varsayıldığında, üretim OA seviyesinde iken OABE alanı toplam ücret ödemeleri ile ham madde masraflarını göstermektedir. Fiyat OD iken kar toplamı BCDE alanına eşittir. Toplam hasılat da OACD alanı ile belirtilebilir. BCDE alanının OACD alanına oranı, tekel derecesi olarak tanımlanmaktadır. Yani fiyat (p) iken, tekel derecesini (m) farzedersek..
Tekel derecesi:
(1)
oranı ile gösterilebilir.
Kısa dönemli kar maksimizasyonu halinde, marjinal hasılat yine kısa dönemli marjinal maliyete eşit olacağından, tekel derecesi talep elastikliğinin tersidir. Bu husus, şöyle özetlenebilir:
Toplam hasılat (R); ortalama hasılat yani talep (D) ile fiyatın (p) çarpımına eşittir: R = pD. Bu ifadenin talebe göre diferansiyeli alınırsa şu eşitlik elde edilir:
dR = (dp/dD) D dD + p dD.
Eşitliğin her iki tarafı p dD ile bölündüğünde
ifadesine varılır. Sol taraftaki ilk terim talep elastikliğinin (e) tersi olduğundan
yazılabilir.
Fiyat şu unsurların toplamına eşittir:
Ortalama müteşebbis geliri (ea): ortalama faiz. amortisman ve maaşlar (oa) ; ortalama ücret (Wa) ve ortalama ham madde masrafları (ra). Marjinal maliyet ise, marjinal faiz ve amortisman giderleri (Om) ile marjinal ücret (wm) ve marjinal ham madde masrafları (rm) toplamına eşittir.
O halde, fiyatla marjinal maliyet arasındaki fark şu denklemle gösterilebilir:
(2)
Marjinal maliyet sabit varsayıldığından, ortalama ve marjinal maliyet eğrileri birbirine çakışıktır; yani ortalama ücretle marjinal ücret, ortalama ham madde masrafları ile marjinal ham madde masrafları birbirine eşittir. Marjinal faiz, amortisman ve maaş giderlerinin de önemsiz olduğu varsayıldığında (2) nci denklemi şu şekilde yazmak mümkündür:
p MC = ea+ oa . (3)
Bu denklemin her iki tarafı firmanın üretimi (x) ile çarpıldığında, gayri safi sermayedar geliri ile maaşlar toplamı elde edilir:
x (p MC) = x (ea + oa . (4)
Tekel derecesini belirten ilk denklemin de her iki tarafı üretim (x) ile çarpılıp yeniden düzenlendiğinde, şu ifadeye varılır:
x (p MC) = x p m. (5)
Bu son x (p MC) değeri, (4) üncü denklemde yerine konup bütün Ekonomi için toplandığında
åx p m = åx (ea + oa (6)
denklemi elde edilir.
Toplam müteşebbis geliri E ile, toplam maaşlar ise O ile gösterilecek olursa,
åx p m = E + O (7)
denklemine varılır. Bu denklemdeki å xp terimi, toplam hasılat olup T ile gösterildiğinde
(8)
eşitliği elde edilir. , Ekonomi deki ortalama (tartılı) tekel derecesidir.
Gayrisafi milli hasıla A ile, toplam ücret ödemeleri de W ile gösterilecek olursa, şu özdeşliğe varılır:
A = E + O + W
O halde (8) inci denklem.
(9)
şeklinde yazılabilir. Buradan da, toplam hasıla içinde ücret payı
(10)
olarak bulunur.
Yukarıdaki denkleme göre, nisbi ücret payı ile tekel derecesi, tersine ilişkilidir. Ekonomide tekel derecesi arttıkça, nisbi ücret payı düşmektedir. Nisbi ücret payındaki düşmeyi, sadece tekol derecesindeki artışa bağlamak doğru değildir. Çünkü tekel derecesindeki artış fiyatları yükselttiğinden, aynı zamanda T/W oranı da büyümektedir. Başka bir deyişle, tekel derecesi artarken, hem hem de T/W yükselerek, beraberce W/A oranını küçültmektedir. Veya örneğin ana ham madde fiyatlarında meydana gelen artış, bütün fiyatları aynı yönde harekete getireceğinden, yine T/ W oranı büyüyecek ve nisbi ücret payı azalacaktır. O halde, tekel derecesi veri iken bile, ana ham madde fiyatları ücretlere nazaran bir yükselme gösterirse, T/ W oranı da artacak ve nisbi ücret payı azalan bir seyir takip edecektir.
Tekel derecesi ile nisbi faktör payları arasında açık ve kesin bir ilişki kuran bu görüş, gerçeklere oldukça uygun düşmektedir. Teorinin zayıf noktaları, sabit marjinal maliyet varsayımı ile tekel derecesinin doğrudan doğruya talep elastikliğine bağlanması keyfiyetidir. Tek firmanın malına olan talep elastikliği ile üretim faktörleri arasındaki ikame elastikliği kavramını birbiriyle bağdaştırmak çok güçtür. Eksik rekabet piyasalarındaki firmaların, fiyatlarını, satış fonksiyonlarının elastikliklerine bakarak tayin ettikleri kesin olarak ileri sürülemez. Bu piyasalardaki fiyatlama mekanizmasının bağımsız hasılat ve maliyet fonksiyonları dikkate alınarak girişilen kar maksimizasyonu teşebbüslerinin sonucu olduğunu iddia etmek de müşküldür. Ayrı firmalar tarafından uygulanan fiyatların birbirinden bağımsız olduğu varsayılmadıkça, tek bir firmanın malı için talep eğrisi kavramı, tutarsız hale gelir.
Almancası : Einkommensverteilung unter unvollstandiger Konkurrenz.
Fransızcası : répartition dans un marche de concurrence imparfaite.
İngilizcesi : income distribution in imperfect competition.
(Bk; gelir dağılımı, eksik rekabet).