buğlem
Bayan Üye
Ekonomiye darbe freni
Bugün 28 Şubat, darbenin yıldönümü... 1997'deki darbe siyaset üzerinden ekonomiyi de vurdu. Ticaret engellendi, yatırımlar durduruldu, işadamları fişlendi. Postmodern darbe beraberinde 2001 krizini getirdi. Darbenin faturası ise 300 milyar doları buldu. Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefine de 15 yıllık set çekildi
28 Şubat darbesi hem siyasi hem de ekonomik anlamda sorguya açıldı. Postmodern darbenin üzerinden 15 yıl geçti. O dönemde birçok işadamı irticacı denilerek karalandı, sermaye renklere ayrıldı, kebapçıdan pastaneye kadar birçok esnaf fişlendi. Tam bir psikolojik harekat yapıldı. O dönemi yaşayan işadamları postmodern darbeyle Türk ekonomisinin önünün kesildiğini belirtiyor. 2001 krizinin sebebi olarak 28 Şubat'ı gösteren işadamlarının ortak görüşü şu: "Darbe olmasaydı Türkiye bugün dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olurdu."
MÜSİAD Onursal Başkanı Ömer Bolat:
Basın toplantılarını polis basıyordu
O dönemde ben MÜSİAD Genel Sekreteri'ydim. Medya üzerinden psikolojik harekat, yıpratma politikası izlendi. Baskılar öyle arttı ki, basın toplantısı yapacağız polis basıyor 'savcılıktan izin aldınız mı?' diyor. Dernekler Kanunu sıkı bir ceket şeklindeydi. Yurtdışındaki ticaret odasıyla yazışma yapmanız, fuara gitmeniz savcılıkların iznine tabiydi. Basın bildirisi yayınlamak için bile 24 saat önceden izin almak gerekiyordu. Haziranın ilk haftasında Milliyet gazetesinde 'Ordudan yeşil sermayeye ambargo' diye haber çıktı. Bu manşetin asıl gayesi psikolojik harekattı. Kamu kuruluşlarına, bankalara 'bu şirketlerle iş yapmayın, kredi ve teminat vermeyin' mesajı veriliyordu. O dönemde bir kısım işadamı MÜSİAD üyeliğinden istifa etti, bir kısmı işyerlerindeki hat levhalarını kaldırdı. O dönemde 28 Şubat'ın aktörlerine bakın, şu anda birçoğu perişan durumda. 3 Kasım 2002'den bu yana 28 Şubat sürecinin restorasyonu ile uğraşıldı.
AK Parti Milletvekili Hüseyin Üzülmez:
Teşvik vermeyip yatırımları engellediler
O dönemde ben Konya Ticaret Odası başkanıydım. Nadi Türkaslan o dönem savcıydı. Vakıflara yardım eden işadamlarını sorguluyordu. Sermaye yeşil-kırmızı diye fişleniyordu. Bize irticacı diyorlardı. TOBB'un başında olan Fuat Miras bize ambargo koymak istedi. Biz de bir basın toplantısı yapıp 'TOBB bizi temsil etmiyor' dedik. 28 Şubat'ı organize eden beşli çetenin başında TOBB da vardı. Kombassan'ın teşviklerini vermediler Petlas'ı 'yeşil sermaye' diye fişlediler. Bazı şirketlerin yatırımları engellendi, baskı altında tutuldular, paralarına el konuldu, sermaye artırımlarına izin verilmedi. Darbe yaşanmasaydı sadece Konya'da bile bugün 1.5 milyar dolar olan ihracat 3-4 milyar dolardan aşağı olmazdı.
KOBİDER BAŞKANI Nurettin Özgenç:
Ticaretin önünü kestiler
28 Şubat sürecinde sermaye renklendirildi. Esnaflar kebapçı dahil fişlendi. Ticaretin önü kesildi. O dönemde birçok kuruluşa Ülker'den alışveriş yapmayın dendi. Gayri nizam oluşturuldu. İnsanların hür iradesiyle alışveriş yapması engellenmek istendi. Halkı ve esnafı ikiye ayırmaya çalıştılar. 28 Şubat'ın hemen devamında 2001 krizi geldi. Burada birçok banka battı, Türk ekonomisine milyarlarca lira zarar yazıldı, ülke geriye gitti. Sıkıntıyı yeni yeni üzerimizden atıyoruz. Türkiye bugün dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girememişse bana göre bunun en önemli nedenlerinden biri demokrasinin kesintiye uğratılmasıdır. 28 Şubat'ın sivil toplum kuruluşları özür dilemeliler.
ASKON Başkanı Mustafa Koca:
300 milyar dolar zararı oldu
28 Şubat'ın Türkiye ekonomisine 300 milyar dolarlık zarar olarak yansıdığını düşünüyorum. Darbe Şubat 2001'deki krizin de altyapısını oluşturdu. Dolayısıyla darbenin ekonomik ve sosyal maliyetlerini hesaplamak güç. Sanki bazıları Türkiye'nin yürüyen ekonomisini durdurdu. İrtica brifingleriyle sudan sebeplerle ülkede gerginlik yaratıldı. Ülke ekonomisini ayakta tutmanın rolü moraldir. Sermayedeki paranın rengi olmaz. O gün yeşil sermaye diye bizi fişleyenler bugün vatan millet sevgisinden başka bir niyetimiz olmadığını gördü.
Bugün 28 Şubat, darbenin yıldönümü... 1997'deki darbe siyaset üzerinden ekonomiyi de vurdu. Ticaret engellendi, yatırımlar durduruldu, işadamları fişlendi. Postmodern darbe beraberinde 2001 krizini getirdi. Darbenin faturası ise 300 milyar doları buldu. Türkiye'nin dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefine de 15 yıllık set çekildi
28 Şubat darbesi hem siyasi hem de ekonomik anlamda sorguya açıldı. Postmodern darbenin üzerinden 15 yıl geçti. O dönemde birçok işadamı irticacı denilerek karalandı, sermaye renklere ayrıldı, kebapçıdan pastaneye kadar birçok esnaf fişlendi. Tam bir psikolojik harekat yapıldı. O dönemi yaşayan işadamları postmodern darbeyle Türk ekonomisinin önünün kesildiğini belirtiyor. 2001 krizinin sebebi olarak 28 Şubat'ı gösteren işadamlarının ortak görüşü şu: "Darbe olmasaydı Türkiye bugün dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olurdu."
MÜSİAD Onursal Başkanı Ömer Bolat:
Basın toplantılarını polis basıyordu
O dönemde ben MÜSİAD Genel Sekreteri'ydim. Medya üzerinden psikolojik harekat, yıpratma politikası izlendi. Baskılar öyle arttı ki, basın toplantısı yapacağız polis basıyor 'savcılıktan izin aldınız mı?' diyor. Dernekler Kanunu sıkı bir ceket şeklindeydi. Yurtdışındaki ticaret odasıyla yazışma yapmanız, fuara gitmeniz savcılıkların iznine tabiydi. Basın bildirisi yayınlamak için bile 24 saat önceden izin almak gerekiyordu. Haziranın ilk haftasında Milliyet gazetesinde 'Ordudan yeşil sermayeye ambargo' diye haber çıktı. Bu manşetin asıl gayesi psikolojik harekattı. Kamu kuruluşlarına, bankalara 'bu şirketlerle iş yapmayın, kredi ve teminat vermeyin' mesajı veriliyordu. O dönemde bir kısım işadamı MÜSİAD üyeliğinden istifa etti, bir kısmı işyerlerindeki hat levhalarını kaldırdı. O dönemde 28 Şubat'ın aktörlerine bakın, şu anda birçoğu perişan durumda. 3 Kasım 2002'den bu yana 28 Şubat sürecinin restorasyonu ile uğraşıldı.
AK Parti Milletvekili Hüseyin Üzülmez:
Teşvik vermeyip yatırımları engellediler
O dönemde ben Konya Ticaret Odası başkanıydım. Nadi Türkaslan o dönem savcıydı. Vakıflara yardım eden işadamlarını sorguluyordu. Sermaye yeşil-kırmızı diye fişleniyordu. Bize irticacı diyorlardı. TOBB'un başında olan Fuat Miras bize ambargo koymak istedi. Biz de bir basın toplantısı yapıp 'TOBB bizi temsil etmiyor' dedik. 28 Şubat'ı organize eden beşli çetenin başında TOBB da vardı. Kombassan'ın teşviklerini vermediler Petlas'ı 'yeşil sermaye' diye fişlediler. Bazı şirketlerin yatırımları engellendi, baskı altında tutuldular, paralarına el konuldu, sermaye artırımlarına izin verilmedi. Darbe yaşanmasaydı sadece Konya'da bile bugün 1.5 milyar dolar olan ihracat 3-4 milyar dolardan aşağı olmazdı.
KOBİDER BAŞKANI Nurettin Özgenç:
Ticaretin önünü kestiler
28 Şubat sürecinde sermaye renklendirildi. Esnaflar kebapçı dahil fişlendi. Ticaretin önü kesildi. O dönemde birçok kuruluşa Ülker'den alışveriş yapmayın dendi. Gayri nizam oluşturuldu. İnsanların hür iradesiyle alışveriş yapması engellenmek istendi. Halkı ve esnafı ikiye ayırmaya çalıştılar. 28 Şubat'ın hemen devamında 2001 krizi geldi. Burada birçok banka battı, Türk ekonomisine milyarlarca lira zarar yazıldı, ülke geriye gitti. Sıkıntıyı yeni yeni üzerimizden atıyoruz. Türkiye bugün dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına girememişse bana göre bunun en önemli nedenlerinden biri demokrasinin kesintiye uğratılmasıdır. 28 Şubat'ın sivil toplum kuruluşları özür dilemeliler.
ASKON Başkanı Mustafa Koca:
300 milyar dolar zararı oldu
28 Şubat'ın Türkiye ekonomisine 300 milyar dolarlık zarar olarak yansıdığını düşünüyorum. Darbe Şubat 2001'deki krizin de altyapısını oluşturdu. Dolayısıyla darbenin ekonomik ve sosyal maliyetlerini hesaplamak güç. Sanki bazıları Türkiye'nin yürüyen ekonomisini durdurdu. İrtica brifingleriyle sudan sebeplerle ülkede gerginlik yaratıldı. Ülke ekonomisini ayakta tutmanın rolü moraldir. Sermayedeki paranın rengi olmaz. O gün yeşil sermaye diye bizi fişleyenler bugün vatan millet sevgisinden başka bir niyetimiz olmadığını gördü.