Efsunkar
Bayan Üye
Eğitim Görüşleri:
A- İDEALİZM: Kurucusu Platondur.
Temsilcileri: 18. yüzyılda Berkley
19. yüzyılda Hegeldir.
Bilgi Anlayışı: İdealist felsefede gerçek bilgi aklın bilgisidir. Hegel Gerçek olan akılsak, akılsak olan gerçektir. der.
Değerler Anlayışı: İyilik, doğruluk, güzellik insanlara göreceli nitelikler değil evrenin yapısında bulunan mutlak değerlerdir. Platonun cumhuriyetinde yönetim filozof krallara bırakılır.
Eğitim Anlayışı: Okul programı asıl gerçekliği ve ona ilişkin metafizik bilgiyi yansıtmalı, evrensel değerleri kapsamalıdır. Geleneksel yargı ve değerleri eleştirme yeni arayışlar içine girme otoriteye karşı çıkma özgürlüğü yoktur. Temelde idealist eğitim totaliter niteliktedir.
B- REALİZM: İdealizme karşıt bir görüştür. Dış dünyanın algılarımızdan bağımsız olarak var olduğunu savunmaya dayanır.
Varlık Anlayışı: İdealist evrende var olan nesneleri ve olup bitenleri ya ruhsal olan asıl gerçekliğin görüntüsü ya da algılarımızın ürünü sayıyordu. Realist için evren bir düş ya da hayal değil, somut olarak var olan bir gerçekliktir. Algılarımızdan bağımsızdır.
Bilgi Anlayışı: Biz dış dünyayı oluşturan nesne ve olgularla beş duyumuz aracılığı ile temas kurarız.
Değerler Anlayışı: Doğa yasaları gibi temel ahlak ilkeleri de bizden bağımsız, toplumlara göreceli olmayan, nesnel bir nitelik taşımaktadır.
Eğitim Anlayışı: Nesnel dış dünyayı yine nesnel yollardan tanımayı, anlamayı öngörür. Öğrenci kendini, içinde bulunduğu doğal ve kültürel çevresini tanımak öğrenmek ve anlamak ihtiyacındadır.
C- PRAGMATİZM: 19. YÜZYILDA Amerikada ortaya çıkan bir felsefe akımıdır. Bir yanıyla İngiliz emprist geleneğine, öbür yanıyla modern realizme dayanan bu akım, Bergson felsefesini andırır. Kurucuları arasında C. S. Pierce ile W. Jamesin yanı sıra John Deweyde bulunmaktadır.
Pragmatik düşüncede
- Gerçeklik durağan değil, sürekli değişim halindedir.
- Değerler evrensel değil göreceli(relativ)dir.
- İnsan biyolojik ve sosyal bir varlıktır.
- Demokrasi bir yaşam düzeni olarak önemlidir.
- Tüm etkinliklerimizde eleştirel düşünmeye problem çözmeye yönelik zeka büyük yer tutmaktadır.
Varlık Anlayışı: Yaşadığımız dünya ancak deneyimlerimize gireb bilmeden öğrendiğimiz dünyadır. Bir anlamda her şeyin ölçüsü insandır.
Bilgi Anlayışı: İnsan zihni pasif (edilgen) değil etken aktif ve araştırıcı bir güçtür. Bilgilerimiz çevremizdeki etkileşimle oluşur.
Değer Anlayışı: değerlerin kökeni ne nesnel dünyada ne de onu aşan idealar dünyasındadır. İnsanlığın tarih boyunca oluşan sosyal deneyim birikimindedir. Deneysel yaklaşımı bilgilerimiz gibi değerlerimiz içinde geçerlidir. Bu düşüncede demokrasi ile eleştirel düşünce birbirini içerir. Demokrasinin olmadığı yerde eleştirel düşünceye, eleştirinin olmadığı yerde de demokrasiye olanak yoktur.
EĞİTİM ANLAYIŞI:
· Esneklik, sürekli deneme ve düzeltme yer alır.
· Eğitimin çıkış noktası konu değil çocuktur.
· Okul hayata hazırlayan yer değil, hayatın ta kendisidir.
· Okulda eğitim tek düze değil, çoğulcu ve demokratiktir.
· Öğretmen rehberdir.
· Geleneksel eğitim tek yanlıdır. Çocuğun zihinsel gelişimi ile ahlaksal tavırlarını ön plana çıkarır. Pragmatist eğitimde çocuk biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleriyle karmaşık ve değişik yönlerden gelişmeye açık bir varlıktır.
(Geleneksel eğitim düşüncesi kısaca: amacında bu dünyayı değil, özlenen ya da ideal tutulan başka bir dünyayı, içeriğinde klasik sayılan konuları ve yönteminde ezberlemeyi de içeren zihinsel öğrenmeye dış güdümlü disipline yöneliktir.)
PLATONCU GELENEK
· İlk aşamayı Platon belirsiz bir kanı olarak niteler. Bu aşamada kişi bilgi sandığı temellendirecek ya da savunacak durumda değildir.
· İkinci aşama kuşkuyu düşünme ya da şok etkisi yaratma aşamasıdır. Bu aşamada kişi kanısının çelişkiye yol açtığı ya da bildiğini sandığı şeyi gerçekte bilmediğini anlamaya başlar.
· Son aşama kişinin tam bir açıklığa ulaştığı eleştiren kanısını bilgiye dönüştürdüğü aşamadır. Kişi artık bilgisinin dayanaklarını ortaya koyarak savunabilecek duruma geçmiştir.
QUİNTİLİAN
Platoncu eğitime ilk tepki 4 y.y. sonra Romalı QUİNTİLİANdan gelir. Platonun eğitim idealinde yetkin insan ya da filozof vardır. Quintilian filozofu fildişi kulesinde, pratik yaşantıdan uzak bulur. Onun gözünde salt düşünce yetersizdir.
-Kişinin moral ve zihinsel nitelikleri önemlidir. Ancak yaşamın getirdiği başka bilgi ve becerilerde ihtiyaç vardır. Örneğin güzel ve etkili konuşma bu becerilerden biridir.
Quintilian, ayrıca çocuk eğitiminin en geç yedi yaşında başlamasını eğitimin bir kamu hizmeti olarak herkese açık olması gerektiğini vurgular. Oysa Platonda eğitim yaşam kaygılarından uzak seçkinlere özgü bir ayrıcalıktır.
Eğitimde oyunun önemine yer veren Quintilian, dayak konusunda şöyle der: Geleneğimizde hoş ama benim tiksindiğim tek şey çocuk eğitiminde dayağa başvurulmasıdır kanımca bu yöntem küçültücü çirkin ve sonuçsuzdur. Dayakla ödev yaptırılırsa çocuk daha ağır ve çetin olan yaşam görevlerini yapmaya nasıl koyulabilir Quintilian, eğitime çocuk açısından bakan bir eğitimcidir.
ELYOT
Quintalianın işlevsel eğitim düşüncesinden etkilenen ELYOT isimli İngiliz eğitimci YÖNETİCİ adlı kitabında devlet görevlilerinin niteliklerine göre eğtilmesi gereği üzerinde durur zihinsel gelişme yanında pratik becerilerin bu arada özellikle çeşitli sporları içeren egzersizlerin önemini vurgular. Elyota göre öğretmenin görevi öğrencisini tanımak, onun iyi özelliklerini ortaya sermek ve de kötü alışkanlıklardan onu kurtarmaktır. Öğretmen ayrıca yoğun öğretimle çocuğu bunaltmaktan sakınmalı bu amaçla değişik etkinliklerden yararlanmalıdır. Örneğin: müzik, resim, oymacılık özellikle dinlendirici etkinliklerin başında gelir. Eğitim çocuğun zorlanarak değil içten gelen ilgi ve hevesle katıldığı bir etkinlik olmalıdır.
COMENİUS
17. y.y.da Comeniusla eğitimde reform başlar. Yerleşik eğitimi çocukların korkulu rüyası zekanın yok edildiği mezbaha olarak niteler. Ona göre bu okullarda edebiyat ve kitap nefret konusu olur, bir yılda işlenebilecek konular on yıl veya daha fazla sürede dayak ve korkuya başvurularak zorlanır, çocuğun kafası düzen ve anlamlardan yoksun laf yığınlarıyla doldurulur.
Comenius öğretimde çocuğun deneyim ve ilgisine dayanan bir yöntem önerir. Çocuk dünyayı kitaplara gömülerek değil; yeri, göğü, ağaçları, denizi doğrudan algılayarak inceleyerek öğrenmektedir. Duyu verilerimizle kanıtlamadıkça hiçbir yargıyı kitaplar öyle yazıyor diye geçerli bilgi sayamayız. Öğrenmek çoğu kez sözde kalan kitabi bilgilere değil kişinin gerçek deneyimleriyle uyum içinde olgusal içerikli bilgilere yönelik olmalıdır.
Comenius eğitimde çocuğu insancıl yöntemleri ve kız-erkek, zengin-yoksul, soylu-sıradan, köylü-kentli herkes için fırsat eşitliğini ön plana almakla günümüze değin uzanan reform hareketlerinin gerçek öncüsü sayılsa yeridir.
J.J. ROUSSEAU
Comeniusla başlayan eğitim hareketi 18. y.y.da J.J. ROUSSEAU İLE devam eder. Özgürlüğün sözde ateşli savunucusudur; ama onu gerçekte özgürlük değil eşitlik ilgilendirir.
J. J. ROUSSEAU, insan özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur. Biri çıkar kendini ötekinin efendisi ilan eder. Oysa bu kişi ötekilerden daha fazla köledir. İnsan doğaya dönmekle kölelikten ve tüm kötülüklerden kurtulur. ROUSSEAU, siyasal düşüncede olduğu gibi eğitimde de ingiliz filozof John LOCKEden esinlendiği söylenebilir. Soylular; çalışkan ve dürüst köylüler gibi çocuklarını çalıştırarak yetiştirmelidir. Der.
ROUSSEAU, EMİLE isimli yapıtında çocuğun gelişimini çeşitli aşamalara ayırır:
· Bebeklikte alışkanlıkların kurulması ve duyguların eğitimi
· Çocuklukta gerekliliği kavrama ve duyguların eğitimi
· Delikanlılıkta zihinsel eğitim
· Gençlikte etik, estetik ve sosyal değerlerin eğitimi.
ROUSSEAU, çocukaları doğuştan iyi ve eşit kabul eder, daha sonradan ortaya çıkan farkları bozuk toplumsal düzene bağlar. Çocuğun doğasındaki en iyi özellikleri işlemek ve ortaya çıkarmak için eğitim kaçınılmazdır. eğitimde doğru yolu tutmak istiyorsanız, alışılagelmiş uygulamaların tam tersini yapınız der.J.J. ROUSSEAUNUN ETKİSİNDE KALAN EĞİTİMCİLER
I- PESTALOZZİ:
GEREKLİLİK anlayışını erdeme dönüştürerek yoksul ve kimsesizlerin eğitiminde uygular. onun amacı yoksul kimselerin kaderini değiştirmekti. bu ise ancak eğitimle gerçekleşebilirdi. kitaplara dayalı bir eğitim değil iş içinde yaparak eğitim anlayışını benimser. pestalozzi, akademik bir eğitim görüşü yansıtmaktan çok deneysel eğitim yaklşımı vardır.
II-HERBART:
Alman düşünür eğitim anlayışı pratik olmaktan çok akademiktir. ona göre bir bilim olarak eğitim, etik ve psikolojiye dayanır. Herbart, eğitim görüşünün 2 temel özelliği vardır:
1- çok yanlı ilgi,
2- içsel bilinç (içsel kavrayış)
Ona göre eğitimin temel amacı iyi ve karakterli insan yetiştirmektir.
İlgilerimizi borçlu olduğumuz bilgi koşulları:
· Duyularımıza dayanan algılarımız,
· Bildiklerimize uyan içine giren yeni bir kavram veya düşünceyi kazanmamız,
İlgi, uygun ve etken bir öğretimle uyanır, öğretmen şu kuralları bilmelidir:
· Çocuğun bilincinde oluşacak bilgi açık, seçik olmalı,
· Daha önceki bilgilerle uyum içinde bütünleşmesi
· Oluşan bilginin uygulamaya konması
III-FROEBEL:
4-6 yaş dönemi için kindergarten (çocuk yuvası) projesini oluşturup uygulamaya koyan eğitimcidir. Kindergartende eğitim oyuna dayalıdır.
IV-MADAM MONTESSORİ:
Öğretmen kavramı yerine yönlendirici kavramını kullanır. Yöntem geliştirmekten çok uygulamaya yönelik yöntem geliştirmekle ünlüdür.
JOHN DEWEY
Comeniusla başlayan reform hareketi J. Deweyle olgunluk seviyesine ulaşmıştır. Dewey pragmatist felsefenin kurucularındandır. Tarih boyunca birbiriyle çatışan iki eğitimden söz etmektedir. Biri içten kaynaklanan bir gelişme olarak diğeri ise tam tersine, bir dıştan yönlendirme ve biçimleme işlemi olarak nitelenmektedir. Deweye göre geleneksel eğitimin amacı ve yöntemini şu üç özellikle belirleyebiliriz:
· İşlenen konular geçmişten gelen bilgi ve beceri birikimine dayanır.
· Davranış eğitimi, gelenekte yer alan ahlak kurallarına bağlı tutulur.
· Okul yapı ve işlevi yönlerinden toplumun diğer kurumlarından apayrı bir kimlik taşır.
Dewey anlayışında çocuk ön plandadır. Okul çocuğun yaşayarak deneyimlerini zenginleştirdiği bir çevredir. Öğrenme bir problem çözme, belli sonuçlara yönelik bir araştırma ve bulma sürecidir. Bu süreç
İLGİ EĞİTİM DENEYİM ÖZGÜR ETKİNLİK
A- İDEALİZM: Kurucusu Platondur.
Temsilcileri: 18. yüzyılda Berkley
19. yüzyılda Hegeldir.
Bilgi Anlayışı: İdealist felsefede gerçek bilgi aklın bilgisidir. Hegel Gerçek olan akılsak, akılsak olan gerçektir. der.
Değerler Anlayışı: İyilik, doğruluk, güzellik insanlara göreceli nitelikler değil evrenin yapısında bulunan mutlak değerlerdir. Platonun cumhuriyetinde yönetim filozof krallara bırakılır.
Eğitim Anlayışı: Okul programı asıl gerçekliği ve ona ilişkin metafizik bilgiyi yansıtmalı, evrensel değerleri kapsamalıdır. Geleneksel yargı ve değerleri eleştirme yeni arayışlar içine girme otoriteye karşı çıkma özgürlüğü yoktur. Temelde idealist eğitim totaliter niteliktedir.
B- REALİZM: İdealizme karşıt bir görüştür. Dış dünyanın algılarımızdan bağımsız olarak var olduğunu savunmaya dayanır.
Varlık Anlayışı: İdealist evrende var olan nesneleri ve olup bitenleri ya ruhsal olan asıl gerçekliğin görüntüsü ya da algılarımızın ürünü sayıyordu. Realist için evren bir düş ya da hayal değil, somut olarak var olan bir gerçekliktir. Algılarımızdan bağımsızdır.
Bilgi Anlayışı: Biz dış dünyayı oluşturan nesne ve olgularla beş duyumuz aracılığı ile temas kurarız.
Değerler Anlayışı: Doğa yasaları gibi temel ahlak ilkeleri de bizden bağımsız, toplumlara göreceli olmayan, nesnel bir nitelik taşımaktadır.
Eğitim Anlayışı: Nesnel dış dünyayı yine nesnel yollardan tanımayı, anlamayı öngörür. Öğrenci kendini, içinde bulunduğu doğal ve kültürel çevresini tanımak öğrenmek ve anlamak ihtiyacındadır.
C- PRAGMATİZM: 19. YÜZYILDA Amerikada ortaya çıkan bir felsefe akımıdır. Bir yanıyla İngiliz emprist geleneğine, öbür yanıyla modern realizme dayanan bu akım, Bergson felsefesini andırır. Kurucuları arasında C. S. Pierce ile W. Jamesin yanı sıra John Deweyde bulunmaktadır.
Pragmatik düşüncede
- Gerçeklik durağan değil, sürekli değişim halindedir.
- Değerler evrensel değil göreceli(relativ)dir.
- İnsan biyolojik ve sosyal bir varlıktır.
- Demokrasi bir yaşam düzeni olarak önemlidir.
- Tüm etkinliklerimizde eleştirel düşünmeye problem çözmeye yönelik zeka büyük yer tutmaktadır.
Varlık Anlayışı: Yaşadığımız dünya ancak deneyimlerimize gireb bilmeden öğrendiğimiz dünyadır. Bir anlamda her şeyin ölçüsü insandır.
Bilgi Anlayışı: İnsan zihni pasif (edilgen) değil etken aktif ve araştırıcı bir güçtür. Bilgilerimiz çevremizdeki etkileşimle oluşur.
Değer Anlayışı: değerlerin kökeni ne nesnel dünyada ne de onu aşan idealar dünyasındadır. İnsanlığın tarih boyunca oluşan sosyal deneyim birikimindedir. Deneysel yaklaşımı bilgilerimiz gibi değerlerimiz içinde geçerlidir. Bu düşüncede demokrasi ile eleştirel düşünce birbirini içerir. Demokrasinin olmadığı yerde eleştirel düşünceye, eleştirinin olmadığı yerde de demokrasiye olanak yoktur.
EĞİTİM ANLAYIŞI:
· Esneklik, sürekli deneme ve düzeltme yer alır.
· Eğitimin çıkış noktası konu değil çocuktur.
· Okul hayata hazırlayan yer değil, hayatın ta kendisidir.
· Okulda eğitim tek düze değil, çoğulcu ve demokratiktir.
· Öğretmen rehberdir.
· Geleneksel eğitim tek yanlıdır. Çocuğun zihinsel gelişimi ile ahlaksal tavırlarını ön plana çıkarır. Pragmatist eğitimde çocuk biyolojik, psikolojik ve sosyal özellikleriyle karmaşık ve değişik yönlerden gelişmeye açık bir varlıktır.
(Geleneksel eğitim düşüncesi kısaca: amacında bu dünyayı değil, özlenen ya da ideal tutulan başka bir dünyayı, içeriğinde klasik sayılan konuları ve yönteminde ezberlemeyi de içeren zihinsel öğrenmeye dış güdümlü disipline yöneliktir.)
PLATONCU GELENEK
· İlk aşamayı Platon belirsiz bir kanı olarak niteler. Bu aşamada kişi bilgi sandığı temellendirecek ya da savunacak durumda değildir.
· İkinci aşama kuşkuyu düşünme ya da şok etkisi yaratma aşamasıdır. Bu aşamada kişi kanısının çelişkiye yol açtığı ya da bildiğini sandığı şeyi gerçekte bilmediğini anlamaya başlar.
· Son aşama kişinin tam bir açıklığa ulaştığı eleştiren kanısını bilgiye dönüştürdüğü aşamadır. Kişi artık bilgisinin dayanaklarını ortaya koyarak savunabilecek duruma geçmiştir.
QUİNTİLİAN
Platoncu eğitime ilk tepki 4 y.y. sonra Romalı QUİNTİLİANdan gelir. Platonun eğitim idealinde yetkin insan ya da filozof vardır. Quintilian filozofu fildişi kulesinde, pratik yaşantıdan uzak bulur. Onun gözünde salt düşünce yetersizdir.
-Kişinin moral ve zihinsel nitelikleri önemlidir. Ancak yaşamın getirdiği başka bilgi ve becerilerde ihtiyaç vardır. Örneğin güzel ve etkili konuşma bu becerilerden biridir.
Quintilian, ayrıca çocuk eğitiminin en geç yedi yaşında başlamasını eğitimin bir kamu hizmeti olarak herkese açık olması gerektiğini vurgular. Oysa Platonda eğitim yaşam kaygılarından uzak seçkinlere özgü bir ayrıcalıktır.
Eğitimde oyunun önemine yer veren Quintilian, dayak konusunda şöyle der: Geleneğimizde hoş ama benim tiksindiğim tek şey çocuk eğitiminde dayağa başvurulmasıdır kanımca bu yöntem küçültücü çirkin ve sonuçsuzdur. Dayakla ödev yaptırılırsa çocuk daha ağır ve çetin olan yaşam görevlerini yapmaya nasıl koyulabilir Quintilian, eğitime çocuk açısından bakan bir eğitimcidir.
ELYOT
Quintalianın işlevsel eğitim düşüncesinden etkilenen ELYOT isimli İngiliz eğitimci YÖNETİCİ adlı kitabında devlet görevlilerinin niteliklerine göre eğtilmesi gereği üzerinde durur zihinsel gelişme yanında pratik becerilerin bu arada özellikle çeşitli sporları içeren egzersizlerin önemini vurgular. Elyota göre öğretmenin görevi öğrencisini tanımak, onun iyi özelliklerini ortaya sermek ve de kötü alışkanlıklardan onu kurtarmaktır. Öğretmen ayrıca yoğun öğretimle çocuğu bunaltmaktan sakınmalı bu amaçla değişik etkinliklerden yararlanmalıdır. Örneğin: müzik, resim, oymacılık özellikle dinlendirici etkinliklerin başında gelir. Eğitim çocuğun zorlanarak değil içten gelen ilgi ve hevesle katıldığı bir etkinlik olmalıdır.
COMENİUS
17. y.y.da Comeniusla eğitimde reform başlar. Yerleşik eğitimi çocukların korkulu rüyası zekanın yok edildiği mezbaha olarak niteler. Ona göre bu okullarda edebiyat ve kitap nefret konusu olur, bir yılda işlenebilecek konular on yıl veya daha fazla sürede dayak ve korkuya başvurularak zorlanır, çocuğun kafası düzen ve anlamlardan yoksun laf yığınlarıyla doldurulur.
Comenius öğretimde çocuğun deneyim ve ilgisine dayanan bir yöntem önerir. Çocuk dünyayı kitaplara gömülerek değil; yeri, göğü, ağaçları, denizi doğrudan algılayarak inceleyerek öğrenmektedir. Duyu verilerimizle kanıtlamadıkça hiçbir yargıyı kitaplar öyle yazıyor diye geçerli bilgi sayamayız. Öğrenmek çoğu kez sözde kalan kitabi bilgilere değil kişinin gerçek deneyimleriyle uyum içinde olgusal içerikli bilgilere yönelik olmalıdır.
Comenius eğitimde çocuğu insancıl yöntemleri ve kız-erkek, zengin-yoksul, soylu-sıradan, köylü-kentli herkes için fırsat eşitliğini ön plana almakla günümüze değin uzanan reform hareketlerinin gerçek öncüsü sayılsa yeridir.
J.J. ROUSSEAU
Comeniusla başlayan eğitim hareketi 18. y.y.da J.J. ROUSSEAU İLE devam eder. Özgürlüğün sözde ateşli savunucusudur; ama onu gerçekte özgürlük değil eşitlik ilgilendirir.
J. J. ROUSSEAU, insan özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuştur. Biri çıkar kendini ötekinin efendisi ilan eder. Oysa bu kişi ötekilerden daha fazla köledir. İnsan doğaya dönmekle kölelikten ve tüm kötülüklerden kurtulur. ROUSSEAU, siyasal düşüncede olduğu gibi eğitimde de ingiliz filozof John LOCKEden esinlendiği söylenebilir. Soylular; çalışkan ve dürüst köylüler gibi çocuklarını çalıştırarak yetiştirmelidir. Der.
ROUSSEAU, EMİLE isimli yapıtında çocuğun gelişimini çeşitli aşamalara ayırır:
· Bebeklikte alışkanlıkların kurulması ve duyguların eğitimi
· Çocuklukta gerekliliği kavrama ve duyguların eğitimi
· Delikanlılıkta zihinsel eğitim
· Gençlikte etik, estetik ve sosyal değerlerin eğitimi.
ROUSSEAU, çocukaları doğuştan iyi ve eşit kabul eder, daha sonradan ortaya çıkan farkları bozuk toplumsal düzene bağlar. Çocuğun doğasındaki en iyi özellikleri işlemek ve ortaya çıkarmak için eğitim kaçınılmazdır. eğitimde doğru yolu tutmak istiyorsanız, alışılagelmiş uygulamaların tam tersini yapınız der.J.J. ROUSSEAUNUN ETKİSİNDE KALAN EĞİTİMCİLER
I- PESTALOZZİ:
GEREKLİLİK anlayışını erdeme dönüştürerek yoksul ve kimsesizlerin eğitiminde uygular. onun amacı yoksul kimselerin kaderini değiştirmekti. bu ise ancak eğitimle gerçekleşebilirdi. kitaplara dayalı bir eğitim değil iş içinde yaparak eğitim anlayışını benimser. pestalozzi, akademik bir eğitim görüşü yansıtmaktan çok deneysel eğitim yaklşımı vardır.
II-HERBART:
Alman düşünür eğitim anlayışı pratik olmaktan çok akademiktir. ona göre bir bilim olarak eğitim, etik ve psikolojiye dayanır. Herbart, eğitim görüşünün 2 temel özelliği vardır:
1- çok yanlı ilgi,
2- içsel bilinç (içsel kavrayış)
Ona göre eğitimin temel amacı iyi ve karakterli insan yetiştirmektir.
İlgilerimizi borçlu olduğumuz bilgi koşulları:
· Duyularımıza dayanan algılarımız,
· Bildiklerimize uyan içine giren yeni bir kavram veya düşünceyi kazanmamız,
İlgi, uygun ve etken bir öğretimle uyanır, öğretmen şu kuralları bilmelidir:
· Çocuğun bilincinde oluşacak bilgi açık, seçik olmalı,
· Daha önceki bilgilerle uyum içinde bütünleşmesi
· Oluşan bilginin uygulamaya konması
III-FROEBEL:
4-6 yaş dönemi için kindergarten (çocuk yuvası) projesini oluşturup uygulamaya koyan eğitimcidir. Kindergartende eğitim oyuna dayalıdır.
IV-MADAM MONTESSORİ:
Öğretmen kavramı yerine yönlendirici kavramını kullanır. Yöntem geliştirmekten çok uygulamaya yönelik yöntem geliştirmekle ünlüdür.
JOHN DEWEY
Comeniusla başlayan reform hareketi J. Deweyle olgunluk seviyesine ulaşmıştır. Dewey pragmatist felsefenin kurucularındandır. Tarih boyunca birbiriyle çatışan iki eğitimden söz etmektedir. Biri içten kaynaklanan bir gelişme olarak diğeri ise tam tersine, bir dıştan yönlendirme ve biçimleme işlemi olarak nitelenmektedir. Deweye göre geleneksel eğitimin amacı ve yöntemini şu üç özellikle belirleyebiliriz:
· İşlenen konular geçmişten gelen bilgi ve beceri birikimine dayanır.
· Davranış eğitimi, gelenekte yer alan ahlak kurallarına bağlı tutulur.
· Okul yapı ve işlevi yönlerinden toplumun diğer kurumlarından apayrı bir kimlik taşır.
Dewey anlayışında çocuk ön plandadır. Okul çocuğun yaşayarak deneyimlerini zenginleştirdiği bir çevredir. Öğrenme bir problem çözme, belli sonuçlara yönelik bir araştırma ve bulma sürecidir. Bu süreç
İLGİ EĞİTİM DENEYİM ÖZGÜR ETKİNLİK