Efsane Rolleri Geri Çeviren 15 Efsane Oyuncu

İzlediğimiz efsane filmlerin bazı efsane karakterlerini canlandıran bir takım efsane oyuncular, aslında yönetmenlerin ilk tercihi değildi. Bu yazıda söz konusu oyunculardan 15 tanesinin öyküsünü ele aldık. İyi okumalar ve iyi eğlenceler.

Will Smith – Neo / ‘The Matrix’

Will Smith bugüne kadar Independence Day’ten tutun Men in Black’e kadar pek çok yüksek hasılat yapan filmde rol aldı fakat zamanında efsane olacak bir diğer film serisinin asıl karakterine hayat verme fırsatını geri tepti. The Matrix’te Neo karakterini oynaması için teklif götürülen Smith, kendini Kevin Kline’la birlikte rol aldığı Vahşi Vahşi Batı filmine odaklamıştı. Daha sonra The Matrix’in başrol oyuncusu Keanu Reeves’in performansı için “ben oynasaydım batırırdım” yorumunu da yaptı.



Matt Damon – ‘Avatar’ ve ‘The Dark Knight’

Hem senaryosunu yazıp hem de başrolünde oynadığı Good Will Hunting ile Oscar’ı kucaklayan Matt Damon, sinemasal anlamda başarılı bir kariyere sahip. Ocean’s serisi, Bourne serisi ve Er Ryan’ı Kurtarmak filmlerindeki rolleri de bu iddiayı destekler nitelikte. Fakat nedendir bilinmez, usta oyuncu tüm zamanların en çok hasılat yapan filmlerinden iki tanesinde oynamayı reddetti. The Bourne Ultimatum filminin çekimleri yüzünden James Cameron’ın sinemada yeni bir çağ başlatan filmi Avatar’ın başrolünde oynamayı kabul etmedi, Clint Eastwood imzalı Invictus’ta rol alabilmek içinse The Dark Knight’ta Harvey Dent karakterine hayat vermedi.



Jack Nicholson – Michael Corleone / ‘The Godfather’

Efsane bir aktör, efsane bir filmin efsane bir karakterine; bir diğer efsane aktör bu rolü geri çevirdiği için hayat vermişti. Baba filmindeki Michael Corleone karakteri için ilk teklif götürülen isim Al Pacino değil Jack Nicholson’dı. “Baba’nın harikulade bir film olacağını biliyordum fakat o zamanlar Hintlilerin Hintliler için yazılan rollere, İtalyanların ise İtalyanlar için yazılmış rollere daha uygun olduğunu düşünüyordum” diyen Nicholson böylelikle rolü neden geri çevirdiğini de açıklamış oluyordu.



Johnny Depp – Ferris Bueller

Hayal etmesi güç bir değişiklik gibi duracak belki fakat sonuç olarak tüm zamanların en iddialı komedi filmlerinden birine olan bakış açımız tamamen değişebilirdi. Ferris Bueller’s Day Off filminde Matthew Broderick’in kariyerinin çizgilerini çizen rolü, kendisinden önce Johnny Depp’e teklif edilmişti. Yine de yukarıda saydığımız meslektaşları gibi Depp’in de ayakları yere sağlam basıyor şimdilerde.



Leonardo DiCaprio – Dirk Diggler / ‘Boogie Nights’

Leonardo DiCaprio, uzun yıllar boyunca tüm zamanların en çok hasılat getiren filmi olan ve kendisini aranılan bir yıldız haline getiren Titanik’te başarılı bir performans sergilese de kariyerini daha yükseğe çıkarabilecek bir teklifi geri çevirmesiyle zamanında adından söz ettirmişti. Paul Thomas Anderson imzası taşıyan, 90′lı yılların en iyi filmlerinden kabul edilen Ateşli Geceler’in efsane karakteri Dirk Diggler’ı canlandırması için teklif alan oyuncu, bu rolü daha sonra Mark Wahlberg’e teslim etmek zorunda kalmıştı. Daha sonra verdiği bir röportajda Leo “Ateşli Geceler çok sevdiğim bir film ve keşke içinde ben de olsaydım. Anderson’ın büyük bir hayranıyım fakat bu rol için onunla tanıştığımda henüz kendisinin eski filmlerine dair bir fikrim yoktu.” diyor.



Denzel Washington – David Mills / ‘Se7en’

Hiç şüphe yok ki Se7en, yönetmeni David Fincher ve başrol oyuncusu Brad Pitt’i kendi klasmanlarında bir numaraya yükselten bir yapımdı. Bu filmden sonra Dövüş Kulübü ve Benjamin Button’ın Tuhaf Hikayesi filmleri için de bir araya gelen ikilinin ilişkisi, eğer Fincher’ın Se7en’ın başrolü için düşündüğü asıl isim rolü kabul etseydi bu kadar iyi olmayacaktı. Yönetmen rol için önce Washington’a teklif götürdü fakat oyuncu, filmi fazla karanlık bulduğu için rolü kabul etmedi.



Brad Pitt – Russell Hammond / ‘Almost Famous’

David Mills karakterini canlandırmış olsa bile Brad Pitt de çok önemli rolleri geri çevirmiş bir isim. Örneğin Cameron Crowe’un çok ses getiren filmi Almost Famous’ın çekimlerine altı hafta kala filmden ayrılmıştı kendisi. Crowe, Stillwater grubunun gitaristi Russell Hammond’ı yaratırken Brad Pitt’ten ilham almış olsa da daha sonra bu rolde izlediğimiz oyuncu Billy Crudup oldu.



Michelle Pfeiffer – Clarice Starling / ‘The Silence of the Lambs’

Kuzuların Sessizliği’nin ne denli başarılı bir film olduğunu herkes bilir. En önemli 5 kategoride Oscar kazanan birkaç filmden biri olmasının yanı sıra getirdiği hasılat ve yarattığı seri, yönetmen Jonathan Demme’in işinin güzelliğinin kanıtları. Fakat kendisinin ikonik Clarice Starling rolü için düşündüğü asıl isim ne yazık ki bu performansıyla Oscar kazanan Jodie Foster değildi. O yıllarda Hollywood’un en ateşli aktrislerinden olan Pfeiffer’a teklif götüren yönetmen, oyuncunun senaryoyu fazla şiddet içerikli ve ürkütücü bulması sonucu ret cevabı almıştı. Bunun ardından Demme, Hollywood’daki tüm ünlü aktrisleri gözden geçirip en sonunda Foster’da karar kılmıştı.



Sean Connery – ‘The Lord of the Rings’ & ‘The Matrix’

Ekran efsanesi Sör Sean Connery, kariyerinin geç evresinde tüm dünyayı kasıp kavuran iki önemli film serisinde rol alabilirdi. Peter Jackson kendisine Yüzüklerin Efendisi serisinde Gandalf’ı oynaması için teklif götürmüştü. Usta aktör, aynı zamanda The Matrix üçlemesinde Morpheus karakterine hayat vermesi için de rol teklifi almıştı.



Tom Hanks – ‘Jerry Maguire’

Tom Hanks, Cameron Crowe imzalı Oscar adayı film Jerry Maguire için teklif alan isimlerden biriydi. Cevabının olumsuz olmasının sebebi ise o sıralarda That Thing You Do isimli filmin yönetmen koltuğunda oturuyor olmasıydı. Sonuç olarak işler iyi gitti ve rolü Tom Cruise kaptı. Bu performansıyla Altın Küre kazanıp Oscar’a aday olan Cruise için ise Hanks’ten anlamlı bir cümle çıktı: “Düşünüyorum da o rol için Tom Cruise’dan daha uygun kimse olamazdı.”



Edward Norton – Patrick Bateman / ‘American Psycho’

American Psycho’nun hikayesi ciddi anlamda tuhaf. Bret Easton Ellis’in tartışma yaratan romanının film uyarlamasında hem oyuncular hem de yönetmenler açısından seçim yapılmakta zorlanılmıştı. Diğer aday yönetmenlere göre başrol Johnny Depp ve Brad Pitt olarak kabul görse de Mary Harron yarıştan zaferle çıktığında seçimini Edward Norton’dan yana kullandı. Norton teklifi geri çevirdi, yönetmen de rolü Christian Bale’e verdi. Filmin entrikaları bununla bitmedi; yönetmen Harron setten kovuldu, Leonardo DiCaprio başrolü oynaması için anlaşma imzaladı, daha sonra Harron geri döndü vs.



Kevin Costner – Andy Dufresne / ‘The Shawshank Redemption’

80′ler ve 90′ların başı göz önünde bulundurulduğunda Kevin Costner dünya üzerindeki en büyük film yıldızlarından biriydi. Fakat ne yazık ki usta oyuncu, Waterworld gibi bir skandal proje uğruna Esaretin Bedeli filmindeki efsane Dufresne rolünü reddetti.



Tom Selleck – Indiana Jones

Kafanızda canlandırmanız biraz zor olabilir fakat Steven Spielberg ile George Lucas’ın Indiana karakteri için düşündükleri ilk isim Harrison Ford değildi. Tom Selleck bu rol için teklif aldı fakat o sıralarda devam eden televizyon dizisinin zamanlaması yüzünden geri çevirmek zorunda kaldı.



Sylvester Stallone – ‘The Terminator’

James Cameron, Terminatör filmindeki başrolü Arnold Schwarzenegger’a vermeden önce O.J. Simpson dahil (evet, doğru okudunuz) pek çok sürpriz isimle görüşmüştü. Fakat yönetmen Stallone’un bu rolü alması gerektiğine inanıyordu. Ünlü aktör teklifi geri çevirdi ve Schwarzenegger, “bunun için doğmuş” dedirten rolü kabul etti.



Arnold Schwarzenegger – John McClane / ‘Die Hard’

Terminatör’ü oynamayı kabul etse de Schwarzenegger’ın da hataları yok değil. Predator’ın yapımcısı Joel Silver kendisine Zor Ölüm’ün henüz tamamlanmamış bir senaryo örneğini gösterdiğinde ünlü oyuncu John McClane karakterine hayat vermeyi kabul etmedi. İşin ilginç yanı rolü kapan Bruce Willis’ten önce yapımcıların karşısındaki koltuğa oturan isimler arasında Sylvester Stallone, Mel Gibson, Harrison Ford, Burt Reynolds ve Richard Gere da vardı.