![book-013-600x330.jpg](http://edebiyatyasami.com/wp-content/uploads/book-013-600x330.jpg)
Bazı romanları elimize aldığımızda, daha kapağını açtığımız anda, ilk cümleleri okurken biri sarıp sarmalamaya başlar. Bazılarında ise 50. sayfaya geldiğimiz halde okumakta zorlanırız. Özellikle sıradışı girişler bizi daha çok etkisi altına alır. Ve elbette romanı okuyup tamamadıktan sonra ilk sayfaya dönme isteği uyandıran romanlar.
Bir kitabın okuyucuyu ilk cümleden itibaren etkilemesi gibisi yoktur. Okuyucunun okuduğu ilk cümle, kitabın giriş cümlesi, o kitabın satmasını, kapanış cümlesi ise yazarın daha fazla okuyucu kazanmasını sağlar derler, diyen stylist.co.uk sitesi de kendilerine göre en iyi ve en ikonik giriş cümleleriyle başlayan 100 eseri seçti.
1. J.D. Salinger Çavdar Tarlasında Çocuklar
Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner. (Coşkun Yerlinin çevirisiyle)
2. Leo Tolstoy Anna Karenina
Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır. (Ergin Altayın çevirisiyle)
3. Jane Austen Aşk ve Gurur
Dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir, hali vakti yerinde olan her bekar erkeğin mutlaka bir eşe ihtiyacı vardır. (Hamdi Koçun çevirisiyle)
4. Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece daha sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi. (Meram Arvasın çevirisiyle)
5. Virginia Woolf Bayan Dalloway
Mrs. Dalloway çiçekleri kendi alacaktı. (Tomris Uyarın çevirisiyle)
6. Anne Tyler Back When We Were Grownups (Yetişkin Olduğumuz Zamanlar)
7. F.Scott- Fitzgerald Muhteşem Gatsby
Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. Ne zaman demişti, birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya! (Can Yücelin çevirisiyle)
8. Sylvia Plath Sırça Fanus
Rosenberleri elektrikli sandalyede idam ettikleri yaz; garip, boğucu bir yazdı ve ben New Yorkta ne aradığımı bilmiyordum. (Handan Saraçın çevirisiyle)
9. Herman Melville Moby Dick Beyaz Balina
Ishmael deyin bana. Birkaç yıl önce -kaç yıl önce olduğu önemli değil paramın azaldığı ya da hiç kalmadığı bir sırada-, karada da beni ayrıca bağlayan bir şey olmadığı için, bir engine açılayım, bu dünyanın denizlerini şöyle bir göreyim dedim. Ben böyleyimdir; böyle bulurum sıkıntıdan kurtulmanın, uyuşan kanıma hız vermenin yolunu. (Sabahattin Eyuboğlu ve Mina Urganın çevirisiyle)
10. Douglas Adams Otostopçunun Galaksi Rehberi
Galaksinin Batı Sarmal Kolunun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. (Nil Altın çevirisiyle)
11. Franz Kafka Dönüşüm
Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu. (Ahmet Cemalin çevirisiyle)
12. J.K. Rowling Harry Potter ve Felsefe Taşı
Dört numarada oturan Bay ve Bayan Dursley son derece normal olduklarını söylemekten gurur duyarlardı, sağolun efendim. Garip ya da gizemli işlere bulaşacak son kişilerdi. Böyle saçmalıklara kafa yormazlardı çünkü. (Ülkü Tamerin çevirisiyle)
13. Mark Haddon Süper İyi Günler
Ben beş kırmızı araba ile gidip gördüm ve süper güzel bir gün olacağını biliyordum. (Övgü Doğangünün çevirisiyle)
14. Audrey Niffenegger Zaman Yolcusunun Karısı
Benim durumunun asıl inanılmaz yanı, aslında gerçek olmam. Bu gelip gitmelerin, yer değiştirmelerin bir mantığı,bir kuralı var mı? Yerinden kımıldamamanın, her anı şimdiki zamanla doldurmanın bir kuralı var mı? (Elvan Umurun çevirisiyle)
15. John Ronald Reuel Tolkien Yüzüklerin Efendisi : Yüzük Kardeşliği
Çıkın Çıkmazından Bay Bilbo Baggins kısa bir süre sonra yüz on birinci yaş gününü debdebeli bir davet ile kutlayacağını ilan ettiğinde Hobbitköyde büyük bir heyecan yaşanmış ve söylentiler alıp yürümüştü. (Bülent Somay ve Çiğdem Erkal İpekin çevirisiyle)
16. Hunter S. Thompson Las Vegasta Korku ve Nefret
Uyuşturucu tesir etmeye başladığında Barstow yakınlarında, çölün kıyısında bir yerlerdeydik. (Nur Kasapoğlunun çevirisiyle)
17. Alice Walker The Color Purple (Renklerden Mor)
18. Zora Neale Hurston Tanrıya Bakıyorlardı
Ufuktaki gemilerde, her adamın arzuları vardır. Bazıları için umutlar dalgalarla yanaşır. Diğerleri için ise, rüyalar sonsuza kadar ufukta yol alır, gözden hiç kaybolmadan seyredilir ve onları gözleyenler hiç sıkılıp gözlerini başka tarafa çevirinceye, zaman onları alaylı bir şekilde silinceye kadar, asla kıyıya yanaşmazlar. İnsan hayatı budur işte (Ayla Okyavuz Yazal ve Ayşe Şirin Okyavuz Yenerin çevirisiyle)
19. Helen Fielding Bridget Jonesun Günlüğü
Haftada 14 birimden fazla alkol almayacağım.
20. Virginia Woolf Kendine Ait Bir Oda
Ama biz senden kadınlar ve kurmaca yazın konusunda konuşmanı istemiştik, bunun insanın kendine ait bir odası olmasıyla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Açıklamaya çalışacağım . (Suğra Öncünün çevirisiyle)
21. Sue Monk Kidd Arıların Gizli Yaşamı
Geceleri yatağa uzanır ve gösteriyi izlerim. Yatak odamın duvarındaki yarıklardan girip, içeride hapsolan arıların gösterisidir bu. Odanın içinde daireler çizer, pervaneninkine benzer sesler çıkarırlar. Yüksek perdeden zzzzzzler tenimde mırıldanır.
22. Rebecca Wells Dostluğun Kutsal Bağı
Step dansı ustası çocuk istismarcısı. 8 Mart 1993 Pazar gününün New York Timesı Vividen böyle bahsediyordu.
23. Elizabeth Gilbert Ye, Dua et, Sev
Giovanninin beni öpmesini isterdim. Ah, fakat bunun berbat bir fikir olması için pek çok neden var. Bir yerden başlamak gerekirse, Giovanni benden on yaş daha genç ve -yirmili yaşlarında olan birçok İtalyan erkeği gibi- hala annesiyle beraber yaşıyor. (Gamze Bulut ve Zeynep Kumruluoğlunun çevirisiyle)
24. Laura Whitcomb Hayalet Sevgilim
Üzerimde birinin bakışlarını hissettim. Çok rahatsız edici bir duyguydu, özellikle de ölü olduğum düşünülünce. (Ebru Sürmelinin çevirisiyle)
25. Jane Austen Emma
Emma Woodhouse, güzel, zeki, varlıklı bir kızdı. Rahat bir evi, iyimser bir yaradılışı vardı. Böylece, dünyanın en büyük nimetlerine sahip sayılırdı; ömrünün şu ilk yirmi yılında pek az sıkıntı, üzüntü çekmişti. (Nihal Yeğinobalının çevirisiyle)
26. Mary Shelley Frankenstein
İçine doğan tüm kötü hislere rağmen işlerimi kazasız belasız yoluna koyduğumu duyunca memnun olacağını tahmin ediyorum. Buraya dün geldim ve gelir gelmez de ilk işim, sevgili kardeşimi iyi olduğumdan, girişimimin başarıya ulaşacağına dair inancımın giderek güçlendiğinden haberdar etmek üzere kolları sıvamak oldu. (Duygu Akının çevirisiyle)
27. Richard Yates The Revolutionary Road (Devrim Yolu)
28. Gabriel Garcia Marquez Kolera Günlerinde Aşk
Kaçınılmaz bir şeydi: Acıbadem kokusu ona mutsuz aşkların yazgısını anımsatırdı hep. Doktor Juvenal Urbino, yıllardır kendisi için önemini yitirmiş bir olayla ilgilenmek üzere koşup geldiği, hâlâ alaca ışığa gömülü odaya girdiği an ayrımına vardı bunun. Antilli göçmen, harp malulü, çocuk fotoğrafçısı, satrançta en yufka yürekli rakibi, bir altın siyanürüyle belleğin işkencelerinden kurtarmıştı kendini. (Şadan Karadenizin çevirisiyle)
29. Emily Bronte Uğultulu Tepeler
1801. İnsanlardan kaçan komşumu ve daha sonra başıma bir sürü iş açacak olan mal sahibimi ziyaretten yeni döndüm. (Ali Ateşoğlunun çevirisiyle)
30. C.S. Lewis Narnia Günlükleri: 5 Şafak Yıldızının Yolculuğu
Eustace Clarence Scrubb denen oğlan, başına gelenleri hemen hemen hak etmişti.
31. William Makepeace Thackeray Gurur Dünyası
İçinde bulunduğumuz yüzyılın daha yirmi yaşını doldurmamış olduğu sıralardaydı. Haziran ayında güneşli bir sabah, Miss Pinkertonın Chiswick Çıkmazındaki özel kız okuluna, başı peruklu, şapkası üç köşeli, şişman bir arabacının saatte altı kilometre hızla sürdüğü, koşum takımları parıl parıl göz alan bir araba geldi. (Nihal Yeğinobalının çevirisiyle)
32. Lewis Carrol Alice Harikalar Diyarında
Alice, ırmağın kıyısında, ablasının yanı başında hiçbir şey yapmadan öylece oturmaktan sıkılmaya başlamıştı; ablasının okuduğu kitaba bir iki kez şöyle bir göz attı; ne ki kitapta ne bir resim vardı, ne de konuşma, İçinde resim ve konuşma olmayan bir kitap, ne işe yarar ki, diye geçirdi aklından, Alice. (Kıymet Erzincan Kınanın çevirisiyle)
33. Louisa M. Alcott Küçük Kadınlar
34. Vladimir Nabokov Lolita Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtirafları
Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-li-ta. (Fatih Özgüvenin çevirisiyle)
35. Oscar Wilde Dorian Grayin Portresi
Stüdyo güllerin baygın kokusuyla doluydu; hafif yaz esintisi bahçedeki ağaçların arasında gezindiğinde açık kapıdan leylakların ağır kokusu ya da pembe çicek açmış diken ağaçlarının daha narin parfümü geliyordu. (Nihal Yeğinobalının çevirisiyle)
36. E. B. White Örümcek Ağı
37. Anthony Burgess Otomatik Portakal
- Eee, ne olacak şimdi ha?
Ben vardım, yani Alex, yanımda da üç kankam, yani Pete, Georgie ve Dim, ki Dim cidden epey budalaydı ve Korova Sütbarında oturmuş akşam ne yapacağımıza karar veriyorduk, arsız karanlık, buz gibi kış piçlik yapıyordu, ama yağmur yoktu. (Dost Körpenin çevirisiyle)
38. Roald Dahl Matilda
39. Ian McEwan Kefaret
Brionynin iki gün içinde bir fırtına gibi kağıda döktüğü, uğruna kahvaltıyı ve öğle yemeğini kaçırdığı oyun: Afişleri, biletleri kendisi tasarlamış, katlanır bir paravanı yan yatırıp bilet gişesine dönüştürmüş, para kutusunu kırmızı krepon kağıdıyla kaplamıştı. Hazırlıklar tamamlanmış, geriye yalnızca bitmiş metnin üzerinde düşünmek ve Kuzeyden gelecek olan kuzenlerini beklemek kalmıştı. (Püren Özgörenin çevirisiyle)
40. Billie Letts Yüreğin Attığı Yer
41. William Goldman Prenses Gelin
42. JM Barrie Peter Pan ve Wendy
Biri dışında, bütün çocuklar büyür ve büyüyeceklerini erken yaşta öğrenirler. Wendy de şöyle öğrendi: İki yaşındayken, bir gün bahçede oynuyordu. Bir çiçek daha koparıp, bu çiçekle annesine koştu. Sanırım küçük kız pek sevimli görünüyordu ki, Bayan Darling elini göğsüne koyup, Ah, keşke hep böyle kalabilsen! diye haykırdı. Bu konuda aralarında geçen konuşmanın hepsi buydu, ama Wendy bundan böyle büyük zorunda olduğunu öğrenmişti. Bunu iki yaşına girdikten sonra anlarsınız hep. İki yaş, sonun başlangıcıdır. (Betül Avunçun çevirisiyle)
43. Lemony Snicket Talihsiz Serüvenler Dizisi
44. Kurt Vonnegut Şampiyonların Kahvaltısı
45. Chuck Palahniuk Tıkanma
Eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Birkaç sayfa okuduktan sonra, burada olmak istemeyeceksiniz. Bu yüzden unutun gitsin. Gidin buradan. Hala tek parçayken hemen kaçın. (Funda Uncunun çevirisiyle)
46. Iain Banks The Crow Road (Karga Yolu)
47. Douglas Adams Kutsal Dedektiflik Bürosu
Bu sefer hiçbir şahit olmayacaktı. (Sevil Ceritin çevirisiyle)
48. Mario Puzo Baba
Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. (Balzac)
Amerigo Bonasera New york Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu; kızını insafsızca yaralayan, onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı. (Özoy Süsoyun çevirisiyle)
49. Margaret Mitchell Rüzgar Gibi Geçti
Scarlett OHara çok güzel bir kız değildi ama Tarleton ikizleri gibi erkekler onun çekiciliğine bir kez kapılınca bunun farkına varmazlardı bile. (Yeliz Üslünün çevirisiyle)
50. George Orwell Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
Pırıl pırıl, soğuk bir nisan günüydü; saatler on üçü vuruyordu. Dondurucu rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömmüş olan Winston Smith, bir toz burgacının da kendisiyle birlikte içeri dalmasını önleyecek kadar hızlı olmasa da, Zafer Konutlarının cam kapılarından çabucak içeri süzüldü. (Celal Üsterin çevirisiyle)
51. H. G. Wells Görünmez Adam
Yabancı, Şubat ayının başlarında, yılın son karının yağdığı soğuk bir kış günü, keskin bir rüzgarın ve şiddetli bir karın altında, yaylaların oradan, göründüğü kadarıyla Bramblehurst İstasyonu tarafından, kalın bir eldiven gidiği elinde küçük siyah bir bavulla yürüyerek gelmişti.
52. Daniel Quinn İsmail Bir Zihin ve Ruh Macerası
53. Micheal Cox Gecenin Anlamı
54. Christopher Buckley Sigara İçtiğiniz İçin Teşekkürler
55. Thomas Pynchon The Gravitys Rainbow (Yerçekiminin Gökkuşağı)
56. Raphael Sabatini Scaramouche
57. Arthur C. Clarke Bir Uzay Efsanesi
Kuraklık başlayalı on milyon yıl kadar olmuş, korkunç sürüngenlerin dönemi henüz sona ermişti. Burada, bir gün Afrika olarak anılacak olan Ekvatorda, varolma savaşı vahşetin yeni bir doruğuna ulaşmış, ancak ortaya bir galip çıkmamıştı henüz. Bu çocuk, kurak topraklarda sadece küçük, çevik ve vahşi olanlar gelişebiliyor ya da hayatta kalabilme umutları olabiliyordu. (Oya İşeri ve Ardan Tüzünsoyun çevirisiyle)
58. Jane Austen Northanger Manastırı
Catherine Morlandı küçüklüğünde gören hiç kimse onun bir kahraman olmak üzere doğduğunu düşünmezdi. (Tuba Parlakın çevirisiyle)
59. George Elliot Middlemarch
60. Margaret Atwood Kedi Gözü
61. Joseph Heller Madde 22
İlk görüşte aşktı bu. Yossarian papazı görür görmez, ona çılgınlar gibi aşık oldu. (Niran Elçinin çevirisiyle)
62. Saul Bellow Herzog
Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş, diye düşündü Moses Herzog. (Özde Duygu Gürkanın çevirisiyle)
63. Raymond Chandler Büyük Uyku
64. Cormac McCarthy O Güzel Atlar Sınır Üçlemesi: 1
65. John Scalzi Old Mans War (İhtiyarın Savaşı)
66. Bret Easton Ellis Amerikan Sapığı
TERK ET BÜTÜN UMUDU EY SEN BURAYA GİREN diye karalamışlar Onbirinci Sokakla Birinci Caddenin köşesinin yakınlarındaki Chemical Bankın yan duvarına kan kırmızısı harflerle ve harfler Wall Streetten dışarı doğru akan trafikte öne doğru sarsılan taksinin arka koltuğundan görülecek kadar büyük. (Fatih Özgüvenin çevirisiyle)
67. H. G. Wells Dünyalar Savaşı
68. Avi True Confessions of Charlotte Doyle (Charlotte Doyleun Gerçek İtirafları)
69. F. Scott Fitzgerald This Side of Paradise (Cennetin Bu Tarafı)
70. Clive Barker The Thief of Always (Tüm Zamanların Hırsızı)
71. Emma Donoghue Oda
Bugün beş oldum. Ben hiç eksi sayılar oldum mu?
72. William Peter Blatty The Exorcist (Şeytan Çıkarıcı)
73. John Steinbeck Gazap Üzümleri
Son yağmurlar, Oklahomanın kırmızı ve gri topraklarının bir bölümüne sessiz sedasız, topraktaki yarıkları daha fazla derinleştirmeden geldi. (Gülen Fındıklının çevirisiyle)
74. Ray Bradbury Fahrenheit 451
Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı. (Zerrin Kayalıoğlu ve Korkut Kayalıoğlunun çevirisiyle)
75. Richard Matheson Ben, Efsane!
76. Marcel Proust Swannların Tarafı
Uzun zaman, geceleri erkenden yattım. Bazen, daha mumu söndürür söndürmez, gözlerim o kadar çabuk kapanıverdi ki, uykuya dalıyorum diye düşünmeye zaman bulamazdım. (Roza Hakmenin çevirisiyle)
77. The Bible İncil
1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.
2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrının Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. (Yaratılış 1:1-2)
78. Charlotte Bronte Jane Eyre
O gün, yürüyüş yapmanın imkanı yoktu. Aslında, sabah bir saat kadar yaprakları dökülmüş çalıların arasında dolaşmıştık, ama öğle yemeğinden beri (kimse olmadığı zamanlarda, Bayan Reed yemeğini erken yerdi), soğuk kış rüzgarı öyle kasvetli bulutlar, öyle şiddetli bir yağmur getirmişti ki beraberinde, dışarıda gezinmek mümkün değildi. (Ceren Taştanın çevirisiyle)
79. T. Coraghessan Boyle The Road to Wellville ( Melvillee Giden Yol)
80. Yann Martel Pinin Yaşamı
Istırabım beni mutsuz ve kederli etmişti. Üniversite eğitimi ve düzenli, dikkatli dini alışkanlıklar beni yavaş yavaş hayata döndürdü. Bazı insanlar garipsemiş olsa da, dini alışkanlıklarımı sürdürdüm. Lisede bir yl okuduktan sonra, Toronto Üniversitesine girdim ve iki fakültede birden öğrenim görmeye başladım. İlahiyat ve hayvanbilim bölümlerinde. Dördüncü yılımdaki ilahiyat tezim, on altıncı yüzyılın ünlü Kabalacısı Safedli İsaac Luriaya ait evrenbilim kuramının bazı öğelerini içeriyordu. Hayvanblim tezim ise üç parmaklı tembelhayvanların tiroit bezleriyle ilgili işlevsel bir analizdi. Tembelhayvanları -sessiz, sakin ve içgözlemsel- seçme nedenim yorgun benliğimi biraz olsun rahatlatmaktı. (Aylin Yenginin çevirisiyle)
81. Arthur Conan Doyle Bohemyada Skandal
Sherlock Holmes ondan hep kadın diye bahseder. Onu başka isimle andığını nadiren duymuşumdur. Holmesun gözünde o, kendi hemcinslerinin tamımından daha üstündür. Irene Adler için aşka benzer duygular beslemiyordu. Onun soğuk, kesin ama saygıdeğer biçimde dengeli zihni için tüm duygular ve özellikle de o duygu, iğrenç şeylerdi. (Kaya Gençin çevirisiyle)
82. Kurt Vonnegut Mezbaha No: 5
83. Peter Hoeg Smillas Sense of Snow (Smillanın Kar Hissi)
84. Richard Adams Watership Tepesi
Çuhaçiçekleri çok azalmıştı. Çayırın açıldığı ve eski bir çit ve dikenli bir hendeğe doğru bir bayırla alçalan ormanın kıyısına doğru, yabani sultan otları ve meşe ağacı kökleri arasından, solmakta olan sadece birkaç tane açık sarı öbek görülebiliyordu. (Deniz Dülgeroğlu Altıparmakın çevirisiyle)
85. Louis de Bernieres Yüzbaşı Corellinin Mandolini
86. William Shakespeare Onikinci Gece
87. Jane Rule Desert of the Heart (Yüreğin Çölü)
88. Ian McEwan Sonsuz Aşk
89. John Maxwell Coetzee Utanç
O yaşta bir erkek için -elli iki yaşında, boşanmış- cinsellik sorununu oldukça iyi çözümlediğine inanıyor. (İlknur Özdemirin çevirisiyle)
90. Charles Dickens Noel Şarkısı
Marley ölmüştü. Bunu baştan belirtelim. Bu konuda hiçbir kuşku yok. Papaz, belediye memuru, cenazeci ve de mirasçı, gömme kağıdını imzalamışlardı. Scrooge da imzasını basmıştı. Scroogeun imzası borsa çevrelerinde çok saygın ve geçerliydi. Demek ki Marley, halk ağzında denildiği üzere, kapı çivisi gibi ölüydü. (Nihal Yeğinobalının çevirisiyle)
91. Dashiell Hammett Ailenin Laneti
92. Heinrich Böll Palyaço
Bonna vardığımda hava kararmıştı. Bir yere varışımdan sonra yaptığım hareketler beş yıldır hep aynıydı, otomatikleşmiştim artık. Peron merdivenlerini inip çıkmak, bavulu yere koymak, palto cebinden bilet çıkarmak, bavulu yerden almak, bileti vermek, akşam gazeteleri için bayiye uğramak, istasyondan dışarı çıkıp bir taksiye el etmek. Hemen hemen beş yıldır her sabah bir yere doğru yola çıktım veya bir yere vardım. (Ahmed Arpadın çevirisiyle)
93. Margaret Atwood Kör Suikastçi
94. Lemony Snicket Talihsiz Serüvenler 5- Katı Kurallar Okulu
95. Dorothy Allison Karolinanın Piçi
96. D.H. Lawrence Lady Chatterleyin Aşığı
Aslında trajik bir çağ bizimkisi, bu yüzden onu trajik olarak görmeyi reddediyoruz. Büyük tufan kopmuş, yıkıntıların arasındayız şimdi, yeni yeni küçük yaşam alanları kurmaya, küçük küçük umutlar beslemeye başladık. Doğrusu zor iş; geleceğe uzanan düz bir yol yok şimdi, bunun yerine bir çember çiziyoruz ya da düşe kalka ilerliyoruz. Dünya başımıza yıkılmış olsa da yaşamak zorundayız. (Meram Arvasın çevirisiyle)
97. William Faulkner Ses ve Öfke
Parmaklığın arkasında, sarmaşıkların arasından, vurduklarını görüyordum. Bayrağın olduğu yere geliyorlardı ve ben yürüdüm parmaklık boyunca. Dutun çevresindeki otların içinde aranıyor Luster. Bayrağı çıkardılar, vuruyorlardı. Sonra bayrağı yeniden diktiler, tablaya gittiler, vurdu, öteki de vurdu. Sonra yine vurdular ve ben yürüdüm parmaklık boyunca. Dutun oradan geldi Luster ve biz yürüdük parmaklık boyunca, vurdular ve biz durduk, parmaklığın arasından baktım, Luster aranıyor otların içinde. (Rasih Güranın çevirisiyle)
98. Salman Rushdie The Satanic Verses (Şeytan Ayetleri)
99. Edgar Allan Poe Geveze Yürek (The Tell Tale Heart)
DOĞRU! gergindim çok çok fazla gergindim ve hâla öyleyim; fakat delirmiş olduğumu söyleyebilir misiniz? Bu hastalık hislerimi keskinleştirdi yok etmedi körleştirmedi onları. Hepsinden önce keskin bir duyma hissi başladı. Gökteki ve yerdeki her şeyi duyuyorum. Cenennemdeki bir çok şeyi duyuyorum. Nasıl olur da deli olurum? Dinleyin! Ve izleyin nasıl da sağlıklı nasıl da soğukkanlılıkla anlatacağımı tüm hikâyeyi. (Emrah Özdemirin çevirisiyle)
100. Barry Hughart Bridge of Birds (Kuşlar Köprüsü)
Peki sizin unutamadığınız giriş cümlesi ne?